29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dr. ALEV COSKUN u yapıt bir Sovyet bilim adamı tarafından yazılmıştır. Kitabın yazarı Prof. Â.M. Şamsutdinov, Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsü Tarih Bölümü'nün uzun süre başkanlığını yapmıştır. Bu ciddi yapıt, yazarın profesörlük tczidir. Bu kitabın önemi, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın bir Sovyet bilim adamı tarafından değerlendirilişidir. Böylece, bu yapıt hem tarih bilimi metodolojisine sahiptir; hem de bir Sovyet bilim adamının görüşünü yansıtmaktadır. Yapıtta, Ulusal Kurtuluş Savaşı hakkında Fransız, Îngiliz, Amerikan, dışişleri bakanhklarınca yayımlanan resmi belgeler yanında yoğun olarak Sovyetler Birliği resmi belgeleri ve Rusça yazılmış kitaplar ve makalelcrden yararlanılmıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşımızla ilgili Batı dillerinde birçok eser yayımlandı. Ama, Rusça olarak yazılmış olan Aralov'un Bir Sovyet Diplomatının Anıları, dışında bcnim bildiğim kadar başka bir eser yayımlanmamıştı. Bilimsel metodoloji çerçevesinde yazılmış olan Sovyet Bilimler Akademisi'nin seçkin üycsi Şamsutdinov'un eseri Ulusal Kurtuluş Savaşı için son derece önemlidir. Kitabı şair ve yazar Ataol Behramoğlu dilimize kazandırmıştır. 30 yıl önce yazılmış olan bu yapıtın çevirisini, Behramoğlu 20 yıl önce yapmış. Araya 12 Mart, 12 Eylül girdi. Son olarak oir kez daha gözden geçirerek kitabı yayımlanma noktasına getirdi. Şair ve yazar Behramoğlu, sadece bir çevirmen de değildir. Ulusal Kurtuluş Savaşımızı derinfemesine incelemiş bir yazardır. Mustafa Suphi Destanı'nı, Lozan adlı belgesel oyunu yazarken zaten yoğun olarak Ulusal Kurtuluş Savaşı konusunu incelemiş olan Behramoğlu, bu yapıtı yetki ile dilimize kazandırmıştır. B 1918den 1923e Soyyetler Birliği Bilimler Akademisi Tarih Bölümü Başkanı Pror. A. M. Şamsutdinov dilimizde ikinci kez yayımlanan kitabında Kurtuluş Savaşımızın ilginç yönlerini ele alıyor. mik yönden çöküşünü gösteren belgeler ve rakamlar veriliyor. Bu lconuda, daha 1916 yılında Kautsky ile polcmiğinde Lenin: "Almanya'nın şimdi Türkie'yi hem malı hem de askcri b"akımdan uydulaştırmış olduğu olgusuna" dikkati çekmekteydi (s. 16) Savaştan sonra Mondros ateşkesiyle birlikte lstanbul işgal ediliyordu, halk tedirgindi. Halkın oturduğumahallelerdekorkunçbiryoksulluk egemendi. 1919 yılında, Istanbul'daki Sovyet Ticaret temsilcisi şöyle yazıyordu: "Âdım başında korkunç bir yoksullukla karşüaşılıyor. Türkiye daha önceleri de iyi Dİr durumda değildi. Fakat ülke şimdi son hızla tam bir ekonomik çöküntüye yuvarlanıyor." (s. 20) Bu bolüm, çok önemli bir yargı ile sona erer: Rusya'da Ekim Devrimi, Türkiye'nin bu savaşı zafere kadar sürdürmek politikasından ayrılmaması için elverişlı koşullar yarattı." (s. 21) Bu derece ağır koşullar, bu derece yoksulluk ve tüm dünya egemenlerinin dayatmasına karşı nasıl oluyor da, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı başarıya ulaşabiliyordu: Dikkat edilirse, bu yargıda kullanılan dil, çok ilginçtir. Rusya'da Ekim Devrimi'nin Türkiye için ' elverişli koşulları" yarattığını vurgulamaktadır. Mustafa Kemal'in henüz TBMM açılmadan 5 Şubat 1920 tarihinde "gizli" kaydıyla tüm kolordu komutanlarına önderdiği "durum değerlendirmesine" bu yargı ile kesin paralellikler bulunmaktadır. (Bakınız: A. Coşkun Mustafa Kemal'in Durum Değerlendirmeleri Cumhuriyet 19 Mayıs 1919) ri, özgün bilgiler, Sovyetler Birliği'nde konu ile ilgili olarak yazilmış tüm kitap ve makalelerdcn yararlanılmıştır. Lenin'in konu ile ilgili görüşleri verilmiştir. KP ve TKP'nin belgeleri kullandmıştır. Ayrıca Anadolu'nun işgaline öncülük edip, Yunanlıları yönlendiren îngiliz dcvlet adamlarının konuşmaları görüşleri, yazdıkları andardan yararlanılmıştır. Örneğin Yunanhların Izmir'e asker çıkarmaları Churchill'in ağzından şöyle veriliyor. "... 15 Mayıs günü şafakla birliktc, Îngiliz, ABD, Fransız ve Italya gemilerinin koruyuculuğunda, Yunan birliklerinin çıkarması başladı. Çıkarma birlikleri içinde, her biri 200 kişiden oluşmak üzere, Îngiliz, Fransız, Italyan ve Amerikan birlikleri de vardı." (s. 47) Burada dikkat edilmesi gereken nokta, îngiliz, Fransız, Italya ve Amerikan askerlerinin Yunan işgaline bizzat katıldıklarının belirtilmesidir ki, bu husus Batı tarihçileri tarafından ört bas edilir, Türk tarihçiler de bu konuya pek önem vermczler. Ama sadece bu nokta bile, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın aslında galip cmperyalist güçlere karşı bir savaş olduğunu açıkseçik ortaya Icoymaya yeterlidir. Bu yapıtta Rusça yazılmış birçok eserdenyararlandmıştır. Aralov'un, Bir Sovyet Diplomatının Anıları, General Frunge'nin Notlan, ayrıca Rusça'da Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı ile ilgili olarak yazılmış tüm eserlerden yararlandmıştır. MarksizmLeninizm Klasikleri, Sovyeder Birliği Komünist Partisi (KPSS), Komintern, Profintern, Sovyet Kurultayları, komünist ve işçi partileri belgeleri, dcvlet belgeleri, devlet resmi yazıları ve devlet adamlarının konuşmaları, Dışişleri Bakanlığı belgeleri tngiliz, Fransız, ABD, Alman belgeleri, Batı dillerinde yazılan yapıtların Rusya çevirileri kuşkusuz Türkçe belgeler ve kitaplar yoğun bir biçimde bu kitapta kullanılmıştır. Metin olarak 348 sayfalık bu kitapta tam 880 adet dipnot kullanılmış Rusgözüyle "UlusalKurtuluşSavaşı'mtz Kitabın I. bölümünde Osmanlı împaratorluğu'nun yıkılışı da ele alınm'akta, Itilaf devletleri tarafından işgal edilmesi anlatılmaktadır. II. bölüm "Ulusal Kurtuluş Hareketlerinin Doğuşu" üzerinde yoğunlaşır. Bu bağlamda Ekim Devrimi'nin ulusal kurtuluş harekederine özellikle Türkiye'ye etkisi verilmektedir. Bu bölümde, Anadolu'da ortaya çıkan Müdafaai Hukuk Cemiyetleri anticmperyalist hareketın öncü güçleri olarak değerlendirilmektedir. III. bölümde kurtuluş savaşlarının temel öğesi ve ana gücü olarak "halk yığtnları" üzerinde duruluyor. Bu bağlamda gerilla güçlerinin (Kuvayı Milliye'nin) 19191920 yıllarında emneryalist işgal güçlerine karşı savaşı verilmektedir. Ulusal Kurtuluş Savaşı tarihimizde yeri olan "Yeşil Ordu" olgusu, I. Meclis döneminde Türkiye Komünist Partisi'nin kurulması ve ilk kurultayı ile, aynı partinin sonraları yasaklanması üzerinde açıklayıcı bilgiler sunulmaktadır. (III. Bölüm) Dördüncü bölüm bu dönemdeki (19201922) TürkSovyet ilişkilerine ayrılmıştır ki çok açıklayıcıdır. Bu bölümde TBMM, Sovyet hükümetleri arasında diplomatik ilişkilerin kurulması, 16 Mart 1921 Dostluk Antlaşması, TransKafkasya, Sovyet Cumhuriyetleri ve Ukrayna Sovyet Cumhuriyeti'yle dostluk antlaşmalarının imzalanmaları üzerinde açıklayıcı bilgiler verilmektedir. Bu bölümde Mustafa Kemal ile Lenin arasındaki ilişkiler ve birbirlerine yazdıkları mektuplardan önemli pasajlar verilmektedir: Örneğin Lenin'e gönderdiği kişisel mektupta Mustafa Kemal şöyle yazıyor: (26 Nisan 1920) "Türkiye, emneryalist devletlere karşı Sovyet Rusya'yla birlikte savaşmayı üstlenmektedir... ve Türkiye'ye saldıran emperyalist düşmanlara karşı savaşta Sovyet Rusya'nın yardımını ümit etmektedır." (s. 188) Mustafa Kemal bu mektubunda TBMM'nin dış politikasının temel ilkelerini de saymaktaydı: Sovyet hükümeti bu tarihi mektuba verdiği yanıtta "ezilen hakların kurtuluşu yüce idealinden" söz eder ve şöyle sürdürür. (s. 189) "Sovyet hükümeti her halkın kendi yazgısını belirleme ilkesine her zaman bağlı olarak, dünyanın tüm halklarına dostluk elini uzatıyor. Sovyet hükümeti, Türk halkının bağımsızlık ve toprak bütünlüğü için yürüttüğü kahramanca savaşı canlı bir ilgiyle izlemektedir ve Türkiye için bu ağır günlerde Türk ve Rus hatklarını birleştirmesi gereken sağlam dostluk temelini atmaktan sevinç duymaktadır. (S. 189) Görüldüğü gibi bu bölümde açıklayıcı, tamamlayıcı, bilgi ve belgeler yer almaktadır. Bu bölüm kitabın kuşkusuz can alıcı ve ilginç bir bölümüdür. Kitabın, beşinci bölmünde Türk bağımsızlık savaşı ele alınır. Bunun için önce Sevr Antlaşması ve hükümleri veriliyor. Zafere giden yol özgün bir biçimde anlatılır. Altıncı bölüm tamamen Lozan Konferansı'na ayrılmıştır. Buradaki çetrefil sorunlartn açılması, Türk bağımsızhğının kazanıl ması ele alınmıştır. Lozan Konferansı'nın Türk halkını Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda çok önemli bir dönem olduğu vurgulanıyor. Türki" CUMHURİYET KİTAP SAYI tır. TüpkSovyet HişkHeıH Rusça'da Kurtuluş Savaşı Bu yapıt, 3 saytası tarihler dizini, 6 sayfası kaynakça olmak üzere 367 sayfadan oluşuyor. Yapıt 6 bölüme ayrılmıştır. Ayrıca önsöz, giriş ve son sözden oluşuyor. Kitap 30 Ekim 1918 Mondros Antlaşması ile başlıyor, 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile bitiyor. Kitabın 12 sayfalık giriş kısmı, Mondros Silahları Bırakışma Antlaşması'ndan önceki Osmanlı lınparatorluğu'nun ekonomik ve siyasal durumunu.kapitalist Batı devletlerinin Osmanlı toprakları üzerindeki çıkar hesaplarını açık bir biçimde vermcktedir. Güncel olarak tartıştığımız "tahkim" konusu ve genel olarak kapitülasyonların kapitalist dünya için ne anlama geldiğini ve Osmanlı dcvleti için nc hazin sonuçlar getirdiğini kavrayabilmck için DU 12 sayfalık giriş bölüm ünü okumak yeterlidir. I. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa'daki büyük devletler Osmanlı toprakları üzerinde bir çıkar kavgası yapıyordu. îşte bu çıkar hesaplarının bir paragraflık özeti: "Osmanlı Imparatorluğu'nun içindeki czilen halkların kurtuluş savaşlarından yararlanan îngiliz ve Fransız emperyalistlcrinin imparatorluğu açıkça parçalamaya çalıştıkları bir sırada, Almanya onun 'koruyucusu' ve 'sultanlık Türkiye'sinin toprak bütünlüğünün savunucusu' olarak ortaya çıktı. Aslında bu, Almanya'nın 'bütün' Osmanlı Imparatorluğu'nu kendi sömürgesi yapmak isteğinin bir ifadesiydi." (s. 12) Bu yalın yargıdan sonra kitapta imparatorluğun ekonoSAYFA 14 Çıkar hesapları S Bu kitap kesin bir başvuru yapıtıdır. Çünkü, Ulusal Kurtuluş Savaşı süreçlerindeki halk hareketleri, Türkiye Sovyet Hişkileri, Kafkas bölgesindeki durum gibi Konularda Rusya dışındaki araştırmacıların ulaşması kolay olmayan belgele re dayanarak yazılmıştır. O dönemdeki Rus gazeteleri, Komünist Partisi arşivle Başvuru yapıtı Sıvas Kongresl bltlmlnde Mustafa Kemal kongre uyelertvle. J 500
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle