02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K ü R L A RA Türk ve dünya karikatürünün büyük ustalanndan Turhan Selçuk, 1950'lcrde modern bir atıltm olan yazısız karikatür devriminin öncülerinden biri olmuştur. Karikatür iktidannı Cetnal NadirRamiz Gökçe'nin belirlediği aönemde genç hirkarikatürcü grubu, SaulSleinberg'in öncülüğünü yaptığı yeni karikatür anlayışını benimsedi ve Türk karikatürünü yeniden yarattı. Turhan Selçuk, bu sürecin ilerleyen yıllartnda "Grafik Mizah" diye adlandıracağı bu karikatür anlayısı üzerine yazılar kaleme aldı. Bu yazılar şimdi "GrafikMizah" adıyla kitaplaştı. Tan Oral ise bir karikatürcü olarak duyduğu sorumluluğu, yazılarıyla da dile getİrdi ve getirmeyi sürdürüyor. Karikatür dünyamızdaki benzersiz duruşu, farklı ve çarpıct yaklasımlan, ilgi alanı üzerine kaleme aldıfa cleştirilerde de kendini gösteriyor. 1%0'lardan başlayarak yayımladığı hirçok yaztsı Yaza Çize" adı altında kitaplaşti. Turgut Çeviker'i ise mizah ve karikatür arastırmacısı olarak tamyoruz. Yirmiyüdır kesmtisiz olarak karikatür üzerine düşünen ve arastıran Çeviker, yıllaraır gazete ve dergilerde bu konu üzerine yazılar yazdı, kitaplar yaytmtadı. "Karikatür Üzerine Yazılar" Çeviker'in bu birikiminden yaptlmış bir derleme. Bu üç kitap, karikatür ve mizahımızın sorunlartnı tartışıyor ve ilgiyi hak ediyor. Bolküaplı günler!.,. Ümit Otan'ın "Yaşamın îki Ucu"ndaki fotoğrafları 19861996 yılları arasında Afyon, Aydın, Batman, Burhaniye, Cizre, Çanakkale, Dinar, Fethiye, Kumluca, Milas, Şırnak, Şirince ve Izmir'de çekilmiş. Otan, "An"larla aramıza girmemek için fotoğraflarla yapılan bu anlamlı yolculuğa bizleri de davet ediyor. MEHMET SARSMAZ Fotoğrafla vaalmıs övküler Ümit Otandan "Yaşamın Iki Ucu" 1 989'da kıyılarımızdaki çarpık yapılaşmayı anlatan "Işte Kıyılanmız", 1991'de "Yaşantımız" ve 1997'de "Çocuk" konulu kışisel fotoğraf scrgilcri açan Ümit Otan'ın, çeşitli karma sergılere de katılmış olduğunu; üstelik 9 Eylül Üniversitcsi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema, Televizyon ve Fotoğrafçılık Böliımü'nü de bitirdiğini bilince son "fotoğraf albümü" Yaşamın Iki Ucu'na daha bir ciddıyetle bakma gücü kazanıyoruz. Sanata daha yakın olan bilim adamlarının daha yaratıcı çalışmalar yaptığı da bilindiğine göre, gazeteciliği yanında fotoğraf sanatçılığıyla Dİrlikte "Oykünün Dışındaysan Üşürsün" ve"Aşk Geri Dönene Kadar" adlı kısa öykülerine yer verdiği iki kitabı da bulunan Ümit Otan'ın bu yazınsal kişiliğinin "fotoğraflarına" da kaçınılmaz olarak yansıdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sanatın, sanat dışı amaçları, diğer bir deyişle "işlevsel yönıi" açısından bakıldığında başlıbaşına bir işlevi olduğunu benimsesek de gazetci kişiliğinin araştırmacı yönünü yansıtan, medyanın içyüzünü sergilediği "Babıtelli" ve nükleer santrallerle ilgili "Çaynobir adlı kitapları da yazmış olan Ümit Otan'ın" fotoğraf sanatçuığının" ayrı bir değer ve önemi olduğunu onaylamak durumunda kalacağımıza kuşku yok... TURHAN GÜNAY Imtiyaz sahibi: Berfn Nadl 0 Basan ve Yayaı* Yeni cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.ş. ocenel Yayın Yönetmeni: Ortian ErinçoGenelYayın Koordinatörü: Hikmet Cetlnkaya c Yazıişlerl Müdürü: Ibrahlm Yıldız Sorumlu Müdur Ffkret llkiz o Yayın Yönetmeni: Turhan Günay Craflk Yönetmen: Dllek llkorur:» Reklam: Medya C Cumhuriyet Kitapları arasında, Ocak 1999 tarihiyle yayımlayan "fotoğraf albümü", öncelikle adıyla dikkati çekiyor: Yaşamın Iki Ucu. Pascal'ın, "Insanın büyüklüğü bir uca gitmesinde değil, her iki uca da dokunabilmesindedir." sözünü de anımsayınca, yaşamın iki ucunda "ihmal edilen insanlanmızın" bir "an" içinde oluşan "an"larını "fotoğrafla" ölümsüzleştirmenin somut mesajlar içeren gerçekliğinin anlamı, sanatın "ruhlarımızı değiştirme" gücünde kendini ortaya koyabilcccktir doğal olarak. Üstün Akmen'in deyimiyle Ümit Otan, son yapıtı "Yaşamın Iki Ucu nda insanın kendi kendisini "yaşıyorum" diye belirlemesinin somut örneğini sunarkcn, "ihmal edilen", savsanan insanlarımızın "kalem yerine fotoğrafla yazılmış öyküsiinü" de yazmış oluyor: Belediye otobüsüyle tzmir'in Üçyol'undan Varyant'ına doğru giderken altından geçtiğimiz üst geçidin içinde, daha ilkokula belki de yeni yeni başıamış "midyeci çocuk"un yanıbaşında; ak sakallanndan yaşlılığı her halinden belli olan, yere oturmuş, siyah gözlüklü "amcanın "önündeki tartı aletini görcbilme şansına "o anı yakalayabilmiş" olan Ümit Otan'ın o "insancı objektifiylc" sahip olabiliyoruz. Yaşamın "doğum" ve belki de "ölüm" anlan arasındaki o uzun çizginin iki ucunda yer alan bu iki insan, kişilikleriyle "iki yüzyılı" birlikte yansıtıyor... Yaşlılar "geçmise", çocuklar da "geleceğe" karşı sorumluluğumuzu anımsatmıyorlar mı bize? Yaşlıları ve çocukları "zararsız" oldukları için mi sevişimiz; yoksa "ne çelişki", ihmal edişimiz?.. Hep sevdiklerimizi de "ihmal ederiz" biz? Onları, o yaşlılar ve çocukları; "Başarıdan başarıya" koşturmaktan bitap düşmüş, scvgiyi, aşkı, dostluğu, dayanışmayı, "insan olmanın erdemlerini konuşmaya ıırsat bulamayan" insanların arasında göremeyişımız... Kitap kapağında gördüğümü/î yaijlı adam, önündeki tartıyla, o yaşamın içinde olan biz477 S lere, yaşama ne derece ağırlığımızı koyduğumuzu soruyor belki, ya da tartışalamayacak kadar hiç olduğumuzu; "midyeci çocuk", Nâzım'ın, "Bulutuylagemisiyle/Balığıyla yosunuyla/ Deniz olunmalı oğlum" deyişindeki, denizin o en dıbiyle, arsın en yükseği diyebilece&imiz "iki uç" arasında Varlık'la özdeşleşme çabamızın anlamını da sorgulatıyor bize?.. Ya da "onlara" acırken, kendimize de acımış olmuyor muyuz? Unuttuk mu Konak Meydanı'nda simit satarkcn simit tablamızı yere atan "belediye zabıtasının" bakısını?.. O dört Doyacı çocuk ileride kim olacak, vitrinin önünden geçen bahriyeli onlann yedi adım ilerisinde, karşıt doğrultuda yürüyen diğer bir yaşlı amca... çay tepsisi elinde "boşları toplamış" ve caddenin önünden geen "yaşlı teyzc' nin sevecenliği.,. Bir köşee patik satan yaşlı teyzeyle, siması bize hiç de yabancı gelmeyen dilenci yaşlı kadın, yanıbaşındaki ak sakallı amcanın sattıklan"... Burada, "Nerelerde be yaza boyadık saçlarımızı" dizemi anımsıyorum, ne relerde beyaza boyadılar? Aşevi'nin önünde bir tabak yemek kapmak için boğuşan çocuklar... Ellerindeki plastik torbalarla iki yaşlı daha... Diğer yanda iki tamirci çırağı ara banın altında, Konak Mcydanı'ndaki üst geçit kaldırılmadan önce Saat Kulesi'nin yanıbaşındaki banklardan birine oturmuş iki yaşlı teyze, örgü ören, bcri yanda güvercinler... Daha neler neler, işçi kadınlar, çocuklar, pazar yerleri, garda sabahlayan birileri... Parmaklıkların ardındakiler ve önündekiler o kadar çok ki. Tarlada bir küçük kı/ çocuğıı, elinde plastik bebcği. Bir hamal, çay oca ğındaki ihtiyarlar. Deni/ kiyısındaki bir parkta, salıncakta sallanan yaşıtı çocuklara uzaktan bakan boyacı çocuk. Bir 23 Nisan etkinliğinde, süslü elbiseleriyle resmi geçitteki küçük Japon kızları. Hepsi, Ümit Otan'ın karşıtları birlikte verebilen usta gazeteciliğinin "ruhu olan deklanşörüyle" birlikte sunduğu gerçeklikler. Ümit Otan'ın "Yaşamın Iki Ucu"ndaki fotoğrafları 19861996 yılları arasında Afyon, Aydın, Batman, Burhaniye, Cizre, Çanakkale, Dinar, Fethiye, Kumluca, Milas, Şırnak, Şirince ve tzmir'de çekilmiş. Otan, "An"larla aramıza girmemek için fotoğraflarla yapılan bu anlamlı yolculuğa bizleri de davet euiyor, onurla... • Yaşamın îki Ucu / Ümit Otan / Cumhuriyet Kitapları / 48 s. CUMHURİYET K İ T A P SAYI SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle