Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AT ÇAPAN Ömer Hayyam'a "Yaşadıgın sürece iç" (Hayyam) Hayyam, yaz sabahlannda, bir yaprak almamız yeter ağzımıza, bahçelerin güneşi senin içmeyeceğimiz şarabından daha çok sarhoş eder bizi. Içtik, senden sonra, başka başka mahzenlerde. Boğazımız kırmızı, Batı'nın şaraplarından ötürü, ey benim eski dostum, ezgili Iranlım Senin filozofça vaşadığın çocukluğun Işte, bu büyÜK oir armağandır bize. Sen sisler ve yıldızlann uzaklığından baktın dünyaya. Sen renk renk aydınlattın, özgün meraklarla yaşamın gölgesini. Her şey oraaa umutsuz gerçeklikti bir şey değildi başka. Sen sonı yağmııruna tuttun, anlaşmalar önerdin; ve yoluna girmişti her şey. Ve Tann'nın yüzündeki katılıkla dcğil, merhametinden ötürü senden sakladığı, ama yorgun tenin söylenerek seni azarladığında o karanlık vc hüzünlü doyumsuzluktan bir uyumun sevimliliği doöuyordu. Attm insansal yolculuklardan yazgısaJ savlamalan, . . . inanmıştın bilmediğine, sanarak, yeniden araman gerektiğini. Işte, bu iyi bir şaraptı, Hayyam. .,,. f Bu yanılsama içkisini ' •,:, emrine veren tanrı • •. , şansını açıyor senin •: > • • • ve şarkını bağışlıyordu sana. .' ,. • • » Ve sen gülümseyen mezannın '• çiçeklerini suluyordun kuşku duymadan ya da korku, çünkü yaşamın da senin çiçekli bir mezarhktı. "Sen bir anı olmaktan öteye değilsin sen de anılarımdasın artık 1887'de Viterbo'da (ttalya) doğdu. 1906'da Roma'ya yerleşti ve gazetecilik yapmaya başladı. Zamanın ünlü dergilerinde çalıştıktan sonra 1919'da ünlü yazar ve eleştirmenlerle la Ronda dergisini çıkartan yazar bu dergilerde klasik yazını ve ilkelerini savunmuştur. 19491955 yılları arasında La Fiera Letteraria dergisini yönetmiştir. Aşağıdaki şiirleri içeren Şürler adlı yapıtının yanı sıra Cardarelli üstün bir duyarılılık sergilediği düzyazı yapıdarı da vermiştir: Viaggi nel tempo (Zaman Içinde Yolculuklar) (1920), 11 cielo sulla citta' (Kent Üzerindeki Gök) (1939), Lettere non spedite (Yollanmamtş Mektuplar) (1946) Cardarelli, kendisinin ifadesiyle, altanlamların yazarıdır. Öğretmenleri arasında Baudelaire, Nietzsche, Leopardi ve Pascal'ı sayabiliriz. Cardarelli 1959'da Roma'da öldü. Vincenzo Cardarelli / Şürler / Çeviren: Necdet Adabag Özyapı Düşlerle ve deli umutlarla yaşıyorum. Ozgürlüğüme gömülmüş gibiyim görüyorum geçtigini günlerin, sürckli ycni, sürekli ayrımlı biçimde. Yaşadığım ve yitirdiğim günler, tıpkı karanlık bir mağarada îijik arzusunu basüran sıkışıp kalmış biri gibi. Vc umutsuz bir arzu izler onu alacakaranlıkta yollarda gezinirkcn clinden kaçırdığı saatlcri yakalamak sevdasıyla dolu. Seveceğim ben dünyada vc kısa süren zevklerim var. Ve kederlerim, yaslanm olacak, ama gözükmeycceklcr bana daha az kısa ve direncimin altında asla. Yok çünkü yaşamımda sürekli ve kesin birşey, yazgının aldatınacaları ve zamanın büyüsünden başka. Ağlamak, sulanmak, yakınmak gözyaşlanyla, dııygulanmak aşınca benim işim degn. Ve o çorak uçlardaki ıstıraplarda benim gözüm. Kapatır ağzımı bir tanrı öfke ve kızgınlıkla. Yapamamak ve istememek birlikte içimde. birbirine öylesine sarmaş dolaş ki rıpkı eski bir bitkinin kökleri gibi, yıkılmaz şiddetli rüzgârdan ama, yerle bir olur ancak yıldınmdan. iki büklüm sonsuz dinlence saatleri içine, en sınırsız düşlcre altın dağıtırsın, ışık getiren mevsim, zamanı uzatan günün sınırları ötesine; bir düzen tutturmuşa benzersin kimi zaman, ilerleyen zaman içinde, sonsuzluğa işaret eden adım atışlarıyla. Martılar Bilmivorum, nerede yuva yaptıklarını, nerede barışı bulduklarını. Ben onlar gibiyim sürekli uçmakta havada. Yaşamı sıyırıp geçiyorum onlar gibi suda yiyecek bulmak için. Belki onlar gibi ben de barışı sevryorum, denizdeki o sonsuz olanı, ne ki, benım yazgım yaşamak, hrtınada çakıp çakıp sönen şimjekler gibi. Geçmiş Anılar, bu gölgeler çok ıızıın bizim kısa beuenimize oranla, ölümü sürüklemek arkamızdan yaşadıgımız sürece, süregelen anılar, acı bir tat var ağzımızda. Işte, gözüktüler bile karşımızda: hüzünlü ve dilsiz hayaletler, yaslı bir riızgâra kapılmışjar. Sen bir anı olmaktan öteye değilsin sen de anılarımdasın artık. Sen bana aitsin, diyebilirim bunıı şimdi, vc birşeyler geçti aramı/da baija uönülmez biçimde artık. I ler şey bıtti çok çabıık! ıılaştı zaman bize çaktırmadan, üstümüze atladı sanki. Cîclip geçen anlar var ya! Bir öykü dokudu zaman onlardan lyice lcapalı ve hüzünlü. Bilmemk gerekiyt>rdu ki meg'er, aşk, yaşamı yakar ve zamanı uçurup götürürmüij SAYFA 19 Yaz l ler taraf yaz, yoğıın iklimlcr mevsimi ' 'i biıyük sabahlar scssız şafaklar akvaryumda ııyanır gibiyiztekdüze günler, yıldı/.lara <izgü, dalıa az acı veren mevsim, bunalımlar ve iç karartılardan ötiirıi; boşlııkların mutluluğıı hiçbir dünyasal söz veremez yiireğime huzıır tıcnin göklerinden ta^an kararlı güneş ışıuı k.ıdar; yaz, en son durak, düşüyorum CUMHURİYET KİTAP SAYI •'•' • 477