Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nevin Yurdsever Ateş'ten "Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkast" Yakın tapihimid vazmak... Temmuz'dan önce ordudan azledilen Mustafa Kemal, aynı güniin gccesi de askerlikten istifa eder." (s. 24) Bu anlatımda yer alan 'ordudan azl' deyişi, Atatürk'ün ordunun bir üyesi olmaktan uzaklaştırıiması, askerlikten çıkarılması anlamını içcrir ki, ordudan azledilmiş, bir kişinin askerlikten istifasının da bir anlamı kalmaz. Atatürk ordudan azledirmemiştir. Ayrıca CJsmanlı hükümeti, bu ünlü askerini ordudan azletme cesaretini gösteremezdi. I lükümetin yaptığı Mustafa Kemal'e verdiği görevi kendısinden almaktı. Buna da îçişleri Bakanı Ali Kemal, 23 l laziran 1919 tarih ve 84 sayılı şifre ile: "Mustafa Kemal Paşa büyük bir asker olmakla birliktc (...) yeni görevinde hiç başarılı olamadı. tngiliz olağanüstü temsilcisinin isteği ve üstclemesi üzerine görevinden alındı" diyerek bildirir. Bundan sonra ilerleyen gelişmeler sonunda Atatürk, 8 Temmuzu 9'a bağlayan gece önce Flarbiye Nazırlığı'na, ardından Padişah'a çektiği telgraflarla 'göreviyle birlikte askerlik mesleğinden de çekildiğini' açıklar.(3) Yine Kongreler bölümünde yer alan 'Sıvas Kongresi'nden söz edilirken, tstanbul Hükümetinin kongreyi dağıtmak için Elazığ Valisi Ali Galib i görevlendirdigi (s. 27) bildirilir ve aynı sayfada bir notla da şu bilgi verilir: "Erzurum'da Mustafa KemaPi tutuklamaya çalışan, başarısız olan bu şahsın ikinci girişimi de aynı akıbetten kurtulamamıştır." Bu bilgilerden anlaşıldığına göre İstanbııl Hükümeti'nce görevlendirilen Elazığ Valisi Ali Galib, Mustafa Kemal'i ve ulusal hareketi engellemek için iki girişimde bulunmuş: flki Erzurum'da yani Erzurum Kongresi sırasında, ikincisi de Sıvas Kongresi yapılırken. Oysa Ali Galib'in ilk girişimi, N. Y. Ateş'in yazdığı gibi Erzurum'da değil, Sıvas'tadır. Atatürk, 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktıktan bir süre sonra Havza'ya geçmis oradan da Amasya'ya gitmişti. Buraua bir süre kalmış, 21 Haziran'da da Sıvas'ta olmuştur. Sıvas'a gelişinin amacı, Amasya Genelgesi'nde yapılması istenen Sıvas Kongresi'nin hazırlıklarını denetlemektir. Nc var ki, ulusal hareketi engelleyip önlemekle görevlendirilen Ali Galib de 23 Haziran dan beri Sıvas'tadır ve kentin sokaldarını Atatürk'ün 'hayın' olduğunu bildiren yaftalarla donattırmış, yapacağı girişimin ön hazırlıklarını bitirmiş bcklcmektedir. 27 Haziran'da Atatürıc Sıvas'a gelince hemen harekete geçer. Bilindiği gibi sonuç alamaz (Söylev, c. 1, s. 28, 29, 30), ama bunu ikinci kez Sıvas Kongresi sırasında yine deneyecektir... Ote yandan bu doğrultuda yapılan başka bir girişimden söz edilmesi belki de DU yanılgıyı önlerdi. Erzurum Kongresi sırasında Ali Galib ortaya çıkmamıştı, ama Istanbul Hükümeti engelleme çabasını sürdürüyordu. 30 Temmuz 1919 günü Erzurum'daki askeri birliğe gönderilen buyrukla: "Mustafa Kemal Paşa ve Refet Bey'in hükümet kararlanna karşı gelmelerinden ötürü hemen yakalanarak Istanbul'a gönderilmeleri..." istenir (Söylev, c. l,s. 51) Bilindiği gibi, Sıvas Kongresi'nin son günleri 'manda' özellikle 'Amerikan Mandası' konusunu tartışmakla geçmiştir. Yazarın da belirttiği gibi, 'bu sırada Sıvas'a gclmiş bulunan Refet Bey de (s. 29) mandacılardan yanadır. Ne var ki, Refet Bey, kendi isteğiyle Sıvas'a gelip Kongre'yekatılmamıştır. Kendisi baştan beri Sıvas Kongresi'nin yapılmasını uy gun görmüyor daha doğrusu 'yararlı olacağına' inanmıvordu (Söylev, c. 1, s. 44). Görüşlerini Mustafa Kemal'e bildiren Refet Bey, Kongre'nin başladığı sıralarda kayıplara karışır. Uzun yazışmalar sonunda Ankara'da olduğu saptanınca Atatürk, Ankara'daki Kolordu Komutanı Fuat Paşa'dan Refet Bey'in hemen Sıvas'a gönderilmesini ister (Söylev, c. 1, s. 61). Böylece 7 EylüPde Sıvas'a gelen Refet Bey, Kongre'nin son günlerine yetişir. Sıvas Kongresi'ni anlatan bu Kongre 'ye değinen Söylev dahil birçok kay nak, Kongre sırasında Sıvas'ta bulunan Amerikalı gazeteci Bay Brovvne'den söz eder. N. Y. Ateş de kitabında bu kişiye: "... Sıvas Kongrcsi'nde bulunan Amerikalı Gazeteci Mr. Browne..." (s. 29) diye belirterek yer verir. Bu itade gazetecinin Kongre ye katıldığı anlamına gelmektedir. Oysa konuya yer veren kaynaklar Amerikalı gazetecinin Kongre'ye katılımından söz etmezler. Bu konuda yazarın dayandığı kaynağın, olayı net bir biçimde belgelemiş oluuğuna inanıyoruz. 'Sıvas Kongresi', başlığı altındaki bu bölümün sonunda (s. 31) Damat F'erit Hükümeti'nin istifa tarihi yanlışlıkla 2 Eylül 1919 olarak belirtilmiş, hükümet bir ay sonra 2 Ekim günü çekilmiştir. 23 Nisan 1920 günü Meclis açıldıktan sonra ilk hükümet, yazarın da belirttiği gibi, '3/4 Mayıs tarihınde bakanların seçimi' (s. 36) ile kurulmuştu. Bakanlar Kurulu o zamanki deyimle 'lcra Vekilleri Heyeti', Başbakan dışında, on bakan ve Genelkurmay Başkanı ile birlikte on bir üyeden oluşuyordu. Kitapta aynı sayfada not olarak verilen bilgide ise, bakanlık ve bakan sayısı dokuz olarak bildirilmiş, Şer'iye Bakanlığı'na (Umuru Şer'iye Vekaletine) yer verilmemiştir. Oysa 3 Mayıs 1920 günü yapılan seçimde ilk seçilen Şer'iye Bakanı Mustafa Fehmi Efendi olmuştu.(4) 'Saltanatın Kaldırılması' başlığı altın" CUMHURİYET KİTAP SAYI 4 7 7 Yakın tarihimizle, ya da başka bir deyişle, Cumhuriyet tarihimizle ilgili yayınlar arasında yer alan Nevin Yurdsever Ateş'in "Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" adlı yapıtı, özellikle "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" bölümüyle ilgi çekici bir çalışma. MERİC VELİDEDEOGLU C umhuriyet tarihimizin hemen hemen hiç araştınlmamış konularınd'an biri ilk muhalefet partisi üzerine yapılan bu çalışma, yazarın önsözde belirttiği gibi anı vc benzeri kitaplar ile döncmin gazete koleksiyonlarının okunup taranmasıyla gerçeklcstirilmiş. Bu biçim çaltşmaların ortaya koyduğu sonuçlartn doğruluğu, yine yazarın bcHrttiği gibi "her zaman tartışmah" da olsa bu tür yazıların, kitapların sürükleyiciliği ve ilgi çckiciliği yadsınamaz. N. Y. Ateş'in kitabı için de aynı dıırum söz konusudur. Gerçektcn, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile ilgili hölümü okurken sanki günümüzdebir partinin kurııluşunu kapanışını günlük gazetelerden izliyormıışuz gibi bir duyguya kapılıyor insan. Dönemin eski harflerle basıh onca gazetesinin taranması göz öniine getirifdiöjndenasılbiremeğin iiriinüolduğuanlaşılan kitabın yazılma amacını yazar: "Türk siyasal hayatında ana akıntı olan Kemalist çizgiye (akıntı sözcüğünün Türkçedeki genel kullanımı düşünüldüöünde, Kemalizm için bu sözcüğü kul lanmak ne kertede uygun düşer? MV) karşilık, (...) dönem dönem ana akıntı önünde bir freıı teşkil eden muhalif bir partinin tarihini yazmaya çalıştım" diyerek ortaya koyuyor. Böylece kitabın "Türkiye Cumhııriyeti'nin Kııruluşu"nu anlatan ilk kısmının da yazılış nedeni belirlenmiş oluyor. Gerçekten kitabın yaklaşık üçtebirini oluşturan bu bölüm, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın oluştuğtı ortamı okuyucuya anımsatmak için, 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile başlayan ve 1924 yılı ortalarına dek gelen tarihsel süreci ele alıyor. Cumhuriyet tarihimizin bu en yoğun dönemini kısa bir özet biçiminde vermek, ya da yazarın dediği gibi "önenıli dönüm noktaları üzerinde" durarak ortaya koymak, öyle görünüyor ki kaçınılmaz bazı eksiklere, hatalara neden olmuş. Orneğin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir konumu olan Amas ya Genelgesi'nden (Tamimi) söz ederken "Anadolu'da yeni bir hükümetin kurulması gerekliliği ve Erzurum'da bir kongre yapıl ması kararının" genclgede yer aldığı belirtilir (s. 22). Oysa böyle kararlar Amasya Genelgesi'nde yoktur. Atatürk'ün yaveri Cevad Abbas'a yazdırdığı bu Genelge, Söylev'in (Nutuk) üçüncü cildini oluşturan Belgeler'e( 1), 26 numara ile alınmıştır. Hükümetle ilgili görüş ilk maddede: "Istanbul Hükümeti, itilaf devlctlerinin etki ve denetimi altında kalmış bulunduğundan, kendisine düşcn sorumlulu ğun gereklerini yerine getirememektedir" biçiminde belirtilir, ' Anadolu'da yeni bir hükümetin kurulması gerekliliğinden söz edilmez. İJlkenin bütününe sesIenen bu ilk adımda hükümetin yetersizliği ağır bir eleştiriyle ortaya konmuş, yeni bir yönetim konusunda yapılması gereken ise ikinci adımda, yani Erzurum Kongresi'ndc dile getirilmiştir:(2) Ote yanda Amasya Genelgesi'nde Erzurum Kongresi'nden bu Kongreye katılan üyelerin, Kongre'den sonra Sıvas'a gelmelerini isteyen çağrı dolayısıyla söz edilir. Yazarın belirttiği "Erzurum'da bir kongre yapılması kararı" Genelge'de yer alamazdı, çünkü ikinci maddede açıklandığı gibi: "... seçilmiş üyeler Erzurum'a doğru yola çıkmişlaı "dı. Ne var ki, N. Y. Ateş, iki sayfa sonra Erzurum'da bir kongre yapılması kararının hangi tarihte nerede ve nasıl alındığını kaynak göstererek açıklar; böylece 22. sayfada yazılanlar 24. sayfada bir bakıma 'tekzip' edilir. Kongrelere ayırlan bölümde Erzurum Kongresi dolayısıyla Atatürk'ün askerlik durumuna şu tümceyle değinilir: "8 Ulusal harnketl engeHeme Erzurum Kongresi Amarikalı gazatacl Mustafa Kemal yanında Rauf Orbay, Ruşen Eşref. Cevat Abbas. Fethl OKyar ve sallh Bozok. SAYFA 16