25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OZKAN MERT G ültekın Emre'nin yeni şiir kifabı "Taşı Sııla"yı okuduöutn zaman, "Beıiin duyarlılıgı ile tozu alın mışşirler..." tümcesi döküldü ağzımdan. Ncıfen Berlin duvarlılıĞi? Belki de, yer yüziine yakmlığın, Turkiyc'yc uzaklığın açılammda yeni dikilcn bir fidenin öl memesi için göstcrilen tin/likte incc duyarlılıkların şiirleri buıılar. Ülkcsindcn ıızakta yaşayan tiim şairlerin ve yazarların çok iyi bildigi gibi, bu ince duyarlı lıkların izdiişümünü şııre düşürmck, ancak yeni bir "dilscl mimari" ilc rnünı kündür. Çiinkü, şairin ıstese de, istemese dc, içinde yaşadığı "dilsel şok" onu, ycni bir "dilscl ıı/ay "da, bilınmedik göklere ve gezcgenlere fıriatır. Bu çok heyecanlı ve heyecanlı oldugu kadar tehlikeli olan yolcıılııkta, şair, dilinin uçsu/ bucaksız vahalatını keşfe çıkan bir kaşif, yaralı enlem dairclcri arasında "insanı" arayaıı bir gc/gindir. Pek çok Türk ya /an vc şairi bu yolcıılııkta yitip gitmişlcrdir. Bir başka "lakım" da gurbette şair olmaya çalışmaktadır, Türk şirinin koklerinden kopuk. Şiipin Mimarisi ya da Berlin Duyarlılığı ile Tozu Alınmıs Siirlep verdik Yıllarımı/ı pasolarımızda bıraktık gizlicc Poşete girdı ömrumuz, kcfaletlc salıveriluik" Ncrcden nereyc gidip geldiği belli o J mayan bu resimlerin taşıuığı ncdir. Nostalji mi.' 1 lüzün mü? ()zlcm nıi? Biı kar topugibi yuvarlanıp duran bıırıık biracı vc bı/.c kimliğini gostermeyen bir ıcnk bcnce. Artık taşralar, cskı taşralar tleğıklir, kcntlcr geçnıişiııi bile unutmuştur. "I lavaalanlarının bırbirme karıştıöı, dillerin birbiıine dolaştigı kacıncı paraleltleki scrüvene " gidcn bir exprcs'deyerimiz ayrılmıştır. "Biı sabunluk ömrümüz savrulnıaktadır." (lUİtekin I'.mrc şiirinin beslenmc kavnakları şöyle sayılabilir: "Ofkelı bir ozlcm", yaşamı sahipleıınıek, geleceğe Juyuian ürkck umut, dozajında bir ııostalji, yaşama tanıklık vc dizclcrin arasına sıkışıp kalmış "Başönülü birerotızm". I'akat bencc en önemlisi, şiirindc yaratmaya çalıstığı yeni bir mimari diklir. (iıiltckin F.mrc, şiirin, her şeyden OIKC bir dil mimarisi, dil işçiliği olduğunun altını kalın çizgilcrlcçizen "Taşı Sula" kitabıyla, şiirinin çok öncmli bir dönenıecini başarıyla gcçıyor. Bundan sonraki şiırlcriıulc, (îültekin'in söztüklerinı vadilerdc başıboş koşan bir at gibi alabildiğine özgürlcştirmcsini, say damlaştırmasmı veyalnız Bcrlin'in değil, dünyanın tozunu almasını bckliyorum. Belki bu büyük bir talcp. I'akat Cîültckin'dcn bunu istemeye nakkım olduğunu sanıyorum. Öyle değıl mı C ıiıltekin? Gültckin'in çok sevdiğinı bir dizcsiy lc bu yazımı noktalamak ıstiyorum: "Uzun biı bozkırın boynunuöpengelin cikler." Sevgili okurlar, "Taşı Sula"yı mutlak okuyun. Okuyun ki, sizin boynunuzu da şiir öpsün! • C) Var/ık / Temmuz 9S, Sıhırlı Değnek Gültekm Emrc, " Ta.şı Sula dakı şiirlerıylc, bu volculukta yenilmeyen bir şair olduğımu bir kc/ daha gosterıyor. Çölde sııyu arayan bir göçebe gibi, ycni bir dilsel uzayda şiiri arıyor. Kcndinc vc şiırinc "mâazcrctlcr" aramıyor. Sanıyoıııııı, çok kalın bir çizgide, T'iırk •jairlcrıni iki böluktc görmek çok yanlış olma/: a) Varolanın, bılıncnin, görünenin sınırları içindc gezinenlcr. b) Varolmayanı, bilinmcycni, görunmeyeni yakalamak için dilin mimarisini gererek, şiiıi uç noktatara îaşıyanlar. Türk şurinc veni olanaklar .ıçanlar. Sö/cüklerin veşıırın mimarısi iı/crinc kafa patlatmadan, dcncyimlcr vapmadan şiir ya/ılır mı' Ya/ılmaz clbct, anıa söz cükleri diyalcktik içerik vc ilişkilcrinden kopuk, pul yapıştmr gibi bcyaz kâgıdın üzerine yapıştırarak şiir yazan yüzlerce "Unlü (!) şair" yok ıııu Türkiye'der' Küçük lskender'in de altını çizdiği gibi (1), Gültekin Kmrc, "Değişmeyi, ko valamayı seven bir şairdır." " Ve belki de, bcslcnmc kaynağı", "()ll<eli bu özlomdir. " Ama bu öfkeli özlemi ayrıştırırsak, çok zengin bir şiirsel resimlcr sağanağına tutuluruz. Tiim rcsimler, ister Berlin'de, ister Stockholm'de çckilsin, tâb cdilip, yıkandıktan sonra, Türkiye'ye gönclcrilir. Bu resimlcr her zaman net dcğildir: Bazeıı birbirlcrinin içine geçerek, kcndi sınırlarını tahrip edcrler. Belki de, şair bunu okııra, bilinmeyeni ya kalama olanağı vcrmek icin yapmaktadır. Belki de, okura, şiirde, demokratik seçim ve yorum hakkını verme çabasıdır. Gültckin Emre şiirinin sacayakların dan biri ve belki de en önemlisi "Yaşamı ve tarihi s.ahiplenme" bilincidir. "Ey çare, cy göt dalgası hangi istas yondasın, hangi kanalda Kiminle çıkıyorsun programa, garip bir evladın kuşağını Boşlama yine de scn sar beline, koy cebine, akımları önemse Heccleyerek kuryaşamının veznini ilk önce sonra gir divana" Umutlu bir bakışja verilen bu umutsuz yaşamda parçalanmıştır insan. Tüm de>*er ölcülerinin sarsıntısında nereyc git tiği belli değildir. Şaır, bu umutsuz kargaşada, ışıgı yakalamak icin, belki de, biran dinlenmek icin, çocukluğun yitirilmiş cennetine fırlatır kcndini. " Ateşim çıktı kırka kapı numaralarına baka baka Ateş çıktı yola annemin kıldıgı namazlarda dua olmaya" "Kısa pantolonlarımızı çocuklaıımıza CUMHURİYET KİTAP SAYI 449 Kovalamayı seven şair duyuruyorC iultekm linııe. Cieçen yıl ka tıldıgımız Bursa Kdebiyat (Üinlcri'ne birlikte giderkcn otobüs yolculuğunda okuma şansı bulduğum "Taşı Sula", Gıiltekın F.mrc şiirindc de öncmli bir kavşağa işarct cıliyor. Dizclcrinde, alışageldiğimız humour ile yaşamın trajik boyutunu hcp bir arada sunan ve bu karmaşa dan özgün bir şiirsel bütünlük çıkarmayı başarabilcn Emre, bu yapıyı doruga ulaştıran yepyeni dizeleriyle scslcniyor. "Gece ağaçsız bir parka uzanırdı, çıplak ömrümc de üşenmcden Uşürdük çok üşürdük veölürdük üşümckten hasta olmadan Bir kalıp sabunluk ömriimüze acırdık uzaktan uzaga nc olacak Bu gövdenin hali derdik birbirimize, ne olacak dünyanın hali Değer verdigimiz fotoğraflarımız baştan çıkmıştı işte Baştan kara etmişti ömrümüz herkesin gözleri önünde Baştan kara gidiyordu artık yelkensiz yelkenlilere benzeyerek." Dünyayla adcta "maytan geçer" Gültekin Emrc: Dilin olanakfarını kullana rak bilinçli şekilde oluşturduğu tekrarlardan kurulu şiirsel yapı, biçim denemeleriyle de pekişip, okura şaşırtıcı bir kurmacayaşantı sunar. Birşairin yaşam trajedisi befirir usul usul bu dizelerdc. Gündclik hayatında da o sıkça kullandıgı "halkınıız" sözü, "Söyleşi yapılacak bu sofranın başında, resimlcr çekilecck/Yarın halkımız okuyacak kaçıncı enlemde seyriyor gözüm" dizelerine de yansır. O artık, "Batık bir gcmi yüküvüm dalgıç ları bekleyen" dizesintıe ayaK izleri befli olan bir gurbetçidir... Yapıtın en çarpıcı şiirlerinden "Ornek C)lüm", tam da bu ayak izini yansıtır: "Kurtuldu, sonsuzlu^un kucagına uzandı Kapandı kapı, açıldı uzun merdivenlerin yolu Gccit vermez günlerde eksik etcklcr SilJiler gözyaşlarını güldikenlerine Kapandı su kcndi kaynağına, kilitlcn di rahmet Kurtuldu, tuzaklara sarılı uyu maktan Açılır kapanır bir masada ağırfadı gcnçliğinı lnişliçıkışlı bir yaşamın sonuna yetişti Sildi tüm yaslı yaşlı (kaç gösteriyoıdu) gözyaşlarını Omrünün penceresine tüneyen kuşlar tüneksiz kaldı Kapandı gök, kendi boşlu^una sarılcıı." Giiltekin Emre'nin bu şiiri, "Kurtuldu, gölgesine mektııp yazmaktan" dizcsiyle biter. Şiirlerde dile gelen yalnızlık, "Boşlukta iki yolcu beklıyor:/birini hiç görm ed im / otckinin sırtı bana dönük" dizelerınde iyiden iyiye belirir. "Yüzünde Geziniyorum" şiirindcki "Ga/etcleri tarar tlurmadan otıız yaşıın/ Bcnimle en çok ıığraşan, beni deli cdcn yaşıın/Kırkıma gclmcden yaşamadığı kalnıayan/ Do ğu m günlcrim, sizin ıçin bu kısa mcktup/ Yanardağ agzına bayrak çckcn kaçıncı yaşımdı" dizclcri de bu duyguyu tamanılar. Gültekin Emre, "()mrum giın sayıyor ömründcn/ ömrüm kuş besliyor altın kafeslerde/ömrüm üç gunlük, gitti ıkisi" derken de, yine 'gurbetçi' yanına atıfta bulunur. Vc kitap, "Çıkış" şiiriylc sona erer. "Omrümün incelen kalesi Ağ atılmış dağın dostu tığ Kilidin özledigi anahtarlık Sığ sığınakların hafif meşrep gecesi Ccncviz sandığı, Osmanlı sandukası Ceviz ağacı gölgesi vasiyeti Köy mezarlıgı son adres Baba tanımıyorum sesini Anne sulayamadım çiçeklerini Ömrümün öpülesi nefesi Kaldır gurbctin eteöini Kilide sarılı örümcek." Sırası gclmişken, belirtmeden geçemeyecegım: Gültekin Emre'nin şiiri elbettc sadece gurbet duygusuyla sınırlı kalmayacak bir dizeler zenginliğini barındırıyor. Şiirinde yer alan ustaca dilscl kurnıaca ile eğretilmeler de bunu ycterince kanıtlıyor zaten. Ama, Cîültekin Emre ile Bursa'ya giderken aramızda geçen kı sa bir diyalog, hatırladıkça hâlâ içimi acıtıyor: Emre, Bursa'daki iki günlük sempozyumun ardından Izmir'e geçeeekti, ben yine Istanbul'a donecektim. Ertesi hafta da uzunca bir bayram tatiline rastlıyordu. Bunu söylediğimde, Gültekin Emre'nin, "Şiındi scn annenin bayram da yapacağı böreklerden de yersin. Bir lokmasını yerken şu gurbetçi agabeyini de hatırla, olur mu?" sözü bana çok dokunmuştu. Nedense, o bayram ağzımdan bir lokma börek geçmcdi. "Taşı Sula", işte o taşa çalınmış ömrümüzdeki dehlizlerde her nasılsa canlı kalmayı başaran kırçiçeklerinin kokusunu, yalnızlığını ve trajedisini yansıtıyor.» SAYFA S Gurbet duygusu Giiltekin Emre: Gurbetten Bir Türkive Nefesi••• CİHAN OĞUZ erlin'de Türkçe yayımlanan Şiirlik dergisinin Yayın Yönctmeni, şair CJültekin Emre'nin "1996 t^eyhun Atııf Kansu Şiir Ödülü"nii kazanan "Taşı Sula" adlı yapıtı sonundaokur karşısına çıktı. Kitana adını vcrcn "Taşı Sula" ilc "Orayı Biliyorum" ve "Sorma Beni" başlıklı üç bölümün bulunduğu yapıtta 30 şiir yer alıyor. Dünyada oir 'gurbetçi' olduğunu, hay kırmaya ihtiyaç duymadan, usulca ve okurun yüre^ine adeta şırınga ederek B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle