02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir siip celenni Titiz bir dilci, yaman bir Türkçe sevdalısı olan Püsküllüoğlu "Eskidikçe"ye gcldiğindc artık bir şiir ustası, şiir dervişidir. Necatigil'in dcyimiyle "hikmet burcu"na girmiştir. îlk şiirlcrinden beri süregelen şiir izleklerine belirgin bir biçimde "ölüm" izleğini de eklevecektir. Ölüm korkusu Babauat'da da durgun suya atılmış bir taş gibi büyüyecek, ncredeyse tüm şiirlerinin odağı olacaktır. MEHMET GULER üz metre koşanlardan çok, mararon koşanları severim nedense? Sabrın, direncin simgesidir o uzun koşular. Atletler emeğin, çilcnin, umudun... yolunu koşarlar sanki. Bir yazarın, şairi en iyi tanıma yolu, yazar ve şairlcre özgü tanıma yolu olan vazma maratonudur. Bu maraton da Behçet Necatigil'in deyimiyle en az üç burcu geçerek gerçekleşir: Acemiliklerin vc özentilerin olduğu gurbet burcu"dur birinci burç. Ikincisi "pasif burcu"dur; bu burçta şîir kimliğini oluşturur şair. Üçüncü burç "hikmet burcu dur; şairin olgunluk dönemidir burası. En güzel, en olgun mcyvelerini bu burçta verir. Yazma maratonunu koşan, bu üç burcu geçen yazar ve şairlerdendir Ali Püsküllüoğlu. Ilk kitabıyla son kitabı arasında tam on kitapkk maratonu, "gurbet, pasif ve hikmet burçları"nı koşarak geldi Ali Püsküllüoğlu. Yüreğini bu "toplu şiirlerle", "Babadat"la bir kez daha bizlere açtı. Püsküllüoğlu'nun ilk şiirlerinde halk geleneğinden etkilenmiş söyleyiş özellikleri görüyoruz. tlk şiiresinini Toroslar/Çukurova coğrafyasından alıyor Püsküllüoğlu. Aynı topraklann büyük ozanı Karacaoğlan'la yer yer karşılaşıyor şiirleri, kesisiyor. En çok da "Pembe Beyaz"da göriilüyor bu durıım. Tam anlamıyla benzemese de mani, koşma tarzının dörtliiklcrinc benzer biçimlere rastlanıyor. Halk deyimlerinin sıkça kullanıldığı söyleyişlcrdevar: "Bizim 'için bunca güzellik / Türküler düğün dernek şenlik / Açılan çiçekler baharla / Bana esvap sana gclinlik / Benim için bunca güzellik." Pcmbc Beyaz'ın yirmi yaşında yazdıp 1955 yılında kitaplaştığı düşünülaüğünde, o dönemin "Garip' şiir hareketinden etkilenmemesi olası mı? (Bu etki daha sonraki kitaplarının da ortasından sessiz bir ımıak gibi akıp geçecektir...) Bir öz Türkçe sevdalısı olan Ali Püsküllüoğlu, Pembe Beyaz'da öykü sözcüğüne hikâye demektedir hcnüz. Dünya görüşü, bu görüşe bağh olarak aşk izleği birey ve toplumsal çevrimde kendıni yeni ycni mayalamakta, evrenselden çok, yerel coğrafyayı renklendirmektedir: "Gülek Boğazı'nda dağlar/ Yan yana durur / Gördüm Aladağ'dan aştı bir turna / Ben gördüm yarim gördü / Sıcak yüreği vuran." Püsküllüoğlu'nun ikinci kitabı" AydınIık lçinde"dır. Bu bölümün genel atmosferi, coğrafyası Pembe Beyaz'dakinden pckfarkJıdeğildir. Şiirleri yineçoğunlukla yaşadığı çevredcndir. Bunlar yaşadığı anılara yaslandınlarak verilir. Kavgası, aşkı, yaşamı çoğunlukla halk masallarıyla, söylcnceleriyle (Keloğlan, Ali Baba, Kırk Haramiler...) varsıllaşurılır. lleride söyleyeceği felsefi dcrinliktcki şiirlerinin izleri de görülür: "Bir tek ağzını biliyorum, sizi hiç öpmedim / ben kendimi bile hiç öpmedim" ya da; Siz yaşanmışlardan ötesiniz / ben kendimden öteyim... "Karanfilli Saksı" şairin üçüncü şiir kitabı. " Ağaçdemişim ağaç olmuş/ Kuş dcmişim kuş olmuş / Bir de tutup gök demışim / Kocaman r>ir gök olmuş..." Şairler büyücüdür biraz. Taa ilk insanlardan beri böyledir bu. Onlar yasamı çok farklı yorumlarlar. Büyücü olduklarından sözcüklerin değiştirici, dönüştürücü gücü vardır onların dillerinde. Herhangi bir nesneye Ali Püsküllüoğlu'ndan "Babadat" ağaç mı dediler, ağaç olur o nesne. Kuş derlerse kuş olur. Buyüzdcndır kı nesne BABADAT Y Ölümünün 38. Yıldönümünde İ.Hakkı Tonguç MEHMET BAŞARAN 1 9351946 yıllannda, ülkemizdc yaşanan Cumhuriyet Dönemi egitim atılımının temel kitabı. tkinci Dünya Savaşı'nmbaşladığıyıllarda, ülkemizde de Oımhurıyet dönemi devrimlcrini, yaşama biçimini halk toprağmd;ı kökleştirecek bir ekin ve ecitim karizması başlıvordu. Diyordu ki karizmacı başı lsmail 1 lakkı Tonguç: "Köy sorunıı mıhanikı surettc koy kalkınması değil, anlamlı ve bilinçli bir şekildc köyün içtcn canlandırılmasulır. Köylü insanı öylcsine canlandırılnıalı ve bilinçlcndirilmelıdirki, bir daha onıı hiçbir güç kendi hesabına ve insafsızca sömüremesin." Zaten Kıırtuluş Savaşı'nın ana felsefesi de, dış ve iç sömürüye son vermek, halkın gerçek kurtuluşunu sağlamak degil miydi? Üzelliklc vurguluyor dünya eöitbilimini iyi bilen Tonguç: "Kalkınmaucğü,canlandırma" .Geniş kapsamlı etli, kanlı yaşambilimsel açıdan özgün bir eğitim terimi oluyor canlanma. Eski üretim yaşamının koşullanmışlıklarından, donmuşluğundan, yazgıcnığından, ölgünlüğünden kurtulmak demek... Duygusal, düşünsel, ekinsel yaşamın, bir bütün olarak iş için de canlandırılıp gcliştirilmesi; insanın içinden uyandırılarak, yazgısını değiştirecck güce ulaştırıl ması... "Köy", sözcüğünün yerine "Tiirk toplumu" konursa, Enstitülerle nasıl bir yaşam biçiminin ger çekleştirilmek isrenuiği daha iyi anlaşıhr. Büyük eğitimci Tonguç, Türkiye'nın kurtarıcısı Mustafa Kemal gibi kcndini, halkı eğitim hakkına kavuşturmaya, Kur tuluş Savaşı'nı eğitim kesiminde sürdurmeyeadamıştır. Bu savaş, bilimin yolgöstericiliğiyle gerçekleşecektir. Bu yüzden araştırmalara, incclemelere yönelmiştir. Köyde Eğitim (1938) adlı yapıtının ardından, Canlandmlacak Köy (1939) yayımlar. Vakıf, bu yapıtın 1947'de vapılan ikinci baskısından sonra, üçüncü baskısını sunııyor okurlara. 752 sayfalık yapıt: "Köy Meselesi .ye Köylerimiz", "Köyü Canıandıracak Öğretmen ve Uzmanları rengen, toplumcu, acılı haritasını bu şürleıden çıkarmak olası: "Acısı dile gel ICTC ilk adı vcmiyorsa halkırcnler de büyü mın / sevinci an culerdir, yani şalatmıyorsa / neyirlerdiı. 1 Iattâ leyeyim o mısrakendi adlarımızı ları, vazoda gül bulanlar, koyangibi olsalar da" lar da bir çeşit derkenşiırıgünşairdir. Ayrımına lük konuşmaya, varmadan bız kavganın diline onların koyduğu çeker. "Sabrım, adlarla birbırle Mehmet cüler ve Ali Püsküllüoğlu (sağda) blfflkte... güzel kinim berimize sesleniriz. nim / sana yazünlar "Aldanışın Şiiri"ni yazsalar da sözdım bu şiiri" diye seslenirken de bir silah leri yabanagitmez: "Yana yana ışığınagelgibi kullanır şiirini. Zaman zaman çocuk dim / Isıtmadın beni sevdiöim..." Sevgili luğuna, dogduftu çevreye, doğaya sıgınır: ısıtmasa da şiirler ısıtıyor. Kolay söylen"Ben güneyde büyüdüm / () sarı sıcaklarmiş, konuşma diline yaklaştırılmış yalınlıkda..." ta çağrışımsal bir varsıllığa da ulaşılı"Yaz ve Yağmur"un şiirleri yaz gibi sıyor."İJzun Atlar Denizi"yle ilk tanıştığıcak, yağmur gibi bcrcketlidir: "Çifte kamızda adı ilginç gelmişti bana. Bugün de natlı koca bir saray kapısı gibi / Açılır zao ilginçligini koruyor. Kitaba adını veren man / Uçar güvercin sevinçle / vc çiçek"Uzun Atlar Denizi" şiirinde düşsellik lcr // Ah ah, işte oradadır / saçları bir maegemen. Okunduğunda sıcak bir yaz güsal, kirpikleri bir söylence / Bir kadın, kinünde yanıp kavrulan bir kentin ya da karaz dafları gibi; elleri / (Jeviz kokan ve / sabanın akşam saatlerinde sulanan cadAlnına güneşler vuran ikindilcri..." Birtadelerinin serinlıği, esrikliği kaplar içinizi. kım metaforfar, ironiler, kişileştirmeleryoîçinde " at" imgesi olan, ikinci ycni şiir akığun ve doğal bir akışla şiire girer. tnsan, mından esintiler görülen, bireysel bunado&a, nesne iç içedir. Söz dolaştırılmaz, lımları yansıtan bir başka şiirinden alıntı birkaç sözcük ya da dizeyle biçimleniveyapaluıı: "Ben o zaman denizin köpüklerir hemcn: "Geccyi dinleyen / Vüregidir rindeydim / ağacın yaprakJarındaydım // bir kamyonun // Kamyon ki dağları aşan Bu yüzden üşüdüm yalnızlıkla / Kadın kohayvan / îri ayaklarıyla // Tırnakları aşıkularını ve yumuşak şeyleri / hep bu yüzrur asfaltta / Iner sırtındaki yükle // her zaden sevdim / gün batarken yalım olmuş man / Ağırişçi..." akşam rengini / Düşlerimi örgüleyen o bi"Gül Sevgili Yurdum"da yüksek sesle linmez yerler / sesten ve susmalardan besöylenmiş toplumcu şiirler vardır. Püskülni çağınyor / dizginlenemez bir attır zalüoğlu, bu kitabıyla 1983 yılında "Toprak man avcumda / duruyor." Şiir Ödülü"nü de kazanmıştır. Pembe Beyaz'da başlayan; zaman zaman bireysel, "Sırtımızda Kızgın Güneş", şairin betoplumcu ama her zaman insansal olan şişinci şiir kitabı. Püsküllüoglu'nun şiirduir ırmaöı kaynağını hiç kurutmaz, suyunu raklarını geçerek buraya şeldiğimizde sodaha da çoğaltarak, yatağını genisleterek muttan soyuta çevrilir şiirı. Tüm acemilikakar: s"Yurdum! Dedim / Sabahla / Üslerden annmış, olgunlaşmış şiirle karşılatüne güneşler dofidurduğum // Seni ben şınz. O şiir ağacının tüm dallarında açtırbilmezsem kim bilir?" "Kent" şiirinde dığı çiçekleri önce meyveye tutmuş, sonkendi özüne yabancılaşmışlık vurgulanır: ra da olgunlastırmıştır: "Âydır, elleri bü"Çökmüş üstünc / Yorgunluğu yüzyıllayümüş yalnızlıktan / Akşamlan ve Gürın / Ağır geliyor omuzlanna / Çatılar..." neş'in doömasına yakın / açınca pencereProtest, başkaldırı şiiri yazarken bile inler karşıdan // Gece=gündüz kişinin gösansal olan, şairlere yakışan o ince duyarzü ve kara ycrleri kırçuda / Bir büyük DIlığı sürine yedirmeden edemez. Kaü, sivralolmışlığın her şeyi / Gibi çöker karanri, slogansı söyleyişlerden uzak rutar kenlık // Eskiden öylcyrniş, anneler bilmez / dini. Orncğin, "Zor Günler Üzerine" şiBütün yorgunlar bilir..." iri böyledir: "Bir kalemim olsa / Gül ağa"Unutma Onları" 1970 yıllarının ve cından // sevgi yazsa / özgürlük yazsa..." sonrasının izdüşümü gibi. O günlerin diTitiz bir dilci, yaman bir Türkçe sevdalısı olan Püsküllüoğlu "Eskidikçe"ye geldiğinde artık bir şiir ustası, şiir dervişidir. Necatigil'in deyimiyle "hikmet burcu"na girmiştir. Ilk şiirlerinden beri süregelen şı ir izlejderine nelirgin bir biçimde "ölüm" Yetiştirme Meselesi", "Canlanmaya Başizlcğini de ekleyecektir. Ölüm korkusu Ba layan Köy" başlıklı üç bölürnden oluşbadat'da da durgun suya atılmış bir taş gimaktadır. Kita.bın sonunda "Özet", bir bi büyüyecek, nercdeysc tüm şiirlerinin de lngilizce "Ozet", fotoğraflı bölüm ve odağı olacaktır. Burada biz "ölüm" izlcgiyazarın yaşamöyküsü yer almaktadır. nin dısına çıkarak t>nun dil sevdasının yanYapıtın ikinci basımı, Köy Enstitülerisıdıöı bir şiirinden alıntı yapalım: "Ay ışıne saUlırıların başladığı 1947 ytlında yağında. Birgeccydi/Saksıyasıgmıyorduçipılmış. Llli yıl sonra yapılan üçüncü basçek / Yel desem deliceydi // Sarmaşık. Ah kı bu. Okıırken demokrasi döneminde bilscn neceydi / Konuşsa konuşsa konuşhalkıtııua yapılan büyük ihanet daha iyi sa? / Birden, Tiirkçcydi..." anlaşılıyor. Kendisine acılar çcktirilen, Püsküllüoğlu'nun "Toplu Şiiıieıi"nirı Enstitülerin " Tonguç Babası", okurun son bölümünü (son kıtabını) "Babadat" gözünde daha bir büyüyor. oluşturuyor." Babadat" bu büyük kitabın lsmail 1 lakkı Tonguç'un Eğitim Yoluyda adı. Ne demek "Babadat?' Önce orala Canlandırılacak Köy adlı yapıtı, günüya takıhyoraklımı/.. Püsküllüoğlu'nu ken müz cgitimine ve geleceğe ışık tutan özdi silahıyla avlamak istercesine tüm sözgün bir yapıt. Ba&ımsızTürkiyc'nin, dünlüklerini karıştırıyorum. Böyle bir sözcük ya cğitimine katîa sayılan Köy Enstitüleyok. Sonradan öğreniyorum; "Babadat" rinin yaratıcısı Tonguç'un ilginç ürünü. Eskişehir'de bir köyün adı. Yaşlılıkta doEngin Tonguç'un: "Bir eğitim devrimciğaya, köye kaçma özlcminin adı mı burasi: lsmail 1 lakkı Tonguç (yaşamı, öğretida Babadat: "Bir yol uğrağı mı Babadat, si, eylemi) adlı yapıtla birlikte okunması ey çoban! / Sığınır mı ormanın kuytularıçok yerinde ve yararlı. • na / Avcıdan kaçan ceylan..." Babadat artık r>ir şiir uğrağı, şiir ülkesi. Eğitim Yolu ile Canlandırılacak Köy/ Inanıyorum ki hep öyle kalacak... • /. Hakkı l'unguç/Köy Unstitülen ve Çağdaş Egitim Vakfı Yaytnları/ Üçüncü Bası/ Babadat//!// Püsküllüogltı/Arkadaş Ya Ankara/ 752 s. yınları/ 404 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 438 SAYFA 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle