Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dinçcr Sümer, "Sandalım Kıyıya Bağlı" kitabında okuru anlattığı mctnin içine çckiyor, renklcrin, dcvinimlerin, görüntülerin, anıların arasında dolaştırıyor, destan kahramanlarının yaşamın bütiin kaynaklarından kopup sonsuzluğa sürüklcnirkcnarkalannda bıraktıkları dcney birimlcrini ve iç içc gcçmiş olguları dikkadc izlemelerini sağhyor. MUZAFFER BUYRUKÇU ustlukların, ilışkılcrin geli^me ve güçlenme evresı, msıddi ıııanevi besınlerle, özverileıie donatılır, olgunlaştınlır. Çıkara dayanmayan bir ar~ kadaşlık, bir el sıkışma, lıatta bir aşk düşünüleınez. Insanın dogası böyle ve ötedeıı bcri bu işler bu çizgiyi izler. Çıkar dengesi bozulmadığı sürccc İÜşkiler verimli iirctitıılcrini, verinıli alışverişlerini hiç aksatmaz. Ama dikkatsizcc ya da bilcrek sergilenen aykırı davranışlar yüzün den doslluğun özüyle, llkeleriyle bağdaşmadığı için dengclerde bir gevşeme, kopma noktasına do£ıu sürükleyen bir edınım ıpuçlaıı belirdi mi her şey sarsılır, kaynaklür yatak değiştirir, dostltığtın yü eeldiği, yücellildig'i zeminlerden uzaklaşılır. Yalnız bu kopııkluğun bir yanlışlık sonunda doğdugu, iki yaııa vcrdigi zararla rın cokluğu saptandı mı ilişkileri tekrar gözden geçirmc, pürüzlcri ayıklama, bu kez daha saölıklı bir temcl üzerinc oturtma ftrsatmdan yararlanılır. Dostluklar sadece kişilerin tavırlarından dcöil, dış odaklardan da etkilendığinden öliinceye kadar tekrar tekrar onarılır, yenilenir, bakıını sagianır.. bu işlenıe elbet birtakım zikzaklar, aldatmalar, yalanlar, üzüntüler, sıkıntılaı, küsıııcler, barışmalar, küçük biiyiik sevineler eklenir.. ya da yollarını büsbütün ayırırlar, başkalarına yaklaşırlar, onlarla birlikte yürürler. Dinçer Sümer'in şiirleri Sandalım Kıyıya Bağlı D Mnlü^ülmüs,, smırlar konulmıış bir coğ raiyada yanyana yaşamak zorunda kalan ülkeler, o ülkelerın nalklan için de geeerlidir bu dıırıım. Ama bireysel ilişkilcrin yüz()e sekseninc beıızeıneyen bir sorun vardır ortada, böz konusu olan iki kişi de ğil, nıilyotılarca kişidir livet, farklıdır. Şundan farklıdır. Bireylerin kavgaları, sürtüsjtriflcri, dargınlıklan dar bir çevrede bulunanları kapsar, etkiler, tepkiler o çevrcdc döneııip durur, ama üİKCİcrin dar gınlıkları, anlaşınazlıkları kalabalık kitle leri ilgilendirır. Bunca insanııı gündelik yaşamiarını yönlendiren basit, ama can alıcı dc'vinimlerine çengel atar... Ve, frenlenemeyen ve dozu kaçırılmış duygusal bir patlama, yapılan bir lıesnp lıatası iki ülkeyi tle kapısm.ıya, sava^maya, iterse tlkırtnda gıden lıer ^ey gideıilnıesı olanak sız yaralar alır, yü/l)inlerce Alı, Velı, I Iristo lıiçbir MK,' i^lemedıg'ı h.ıldc gergin likleri tınnandıran polıtıkacıların kurbanı oluı. Savaîj, bitip de b.ırıs kosulları inızalanınca zedclcnen dostluk lekrar giindeSAYFA 8 Yanyana yaşamak mc gelır. Daha gerçekçi, daha ba^layıcı anlaşmalaı yürürlüğe girer. Hu, hem sınırdaş olnıanın nem de cograli konumların da yattığı bir zorunlııktur. Kotnşu diye nitelendirdigi miz ülkelerle ılişkilcrimiz anlaşmalarla pekişiinldiöi haldeyıllardan beıi ^ekerrenktir. Gerilimlidir. Bazıları, Osmanlı lmparatorlugu'nun egemenliği altında ıızun süıe kalınalarının, gcç bir dönemde bağımsızlıklanna kavuş malarının yarattığı ezikliği, aşafŞılık kompleksini bir tiirlii yenemcmişlerdir, tam tersi kınlerını, öç alma isteklerini çoĞaltmışlardır. Bulgarlar, Yunanlılar, Iraklılar, Suriyeliler bunlardandır. Halklarının her an yıkadıkları beyinlerine düşmanlık ve saldırganlık tohıımlarını ekmektedirler, aleyhımızde olıışturduklan ınitinulcrde dünyayı ayaga kaldıımakta, yüreklere, kafalar.ı Türklerin kötüluklerinı şırınga etnıekteıliıleı. Bi/ler ise onların bu küstahlıklaıını ya gormezlıktcn gelıyoı ya da yuınuşak, hınıhım bir dille ele^tiıiyoru/. Ama bir yanımız var ki, onu hep (ivpıiyle sergiliyoıu/'. Yurtta barıjj, dünyada barış. Atatürk'ün bu çok çok önemli, ya şamsal değerler taşıvan ilkcsini ne yazık ki anlamak istemiyor dost göriinen düşmanlarımız. Olsuıı, anlarnasınlar, anlama nıakta dircnsinler, bir gün nasıl olsa ayakları suya erecek hepsinin... Işte hu soylu gorevi blKip ıısanmadau duyurma, en ücra kö^elere iletme sorumluluğıınu üstlcncn barış clçılerimiz birer harikadır. Bunlann içinde bilim adamları, diplomatlar, siyasctçiler, sanatçılar, şarkıeılar, öykücüler vardır, bunlann ieirıde şair Bülent Ficcvit vardır, şair Ö/.denıir lnce vardır, şaır (^engi/! Bektaij vardır. Yazdıklarıyla, süyledikıeriyle, o ülkclcrin rahatea yasaınaktan başka hiçbir isteği olmayan halklarına barışın insana ınutkıluk veren yanını, evrcnsel yanını, yapıcılı^ını, dosrluklarını gereklili ğini anlatmaya çalışmışlartiır, çaiışnıaktadırlar. .Şımdı tle bu kervaııa o unutulmaz (Bir Diiş müydü O tzmir) romanının ya ratıcısı Diııteı Sümer katılmaktadır (San dalıın Kıyıya Ba^lı) kitabıyla. Aslında (Sandalım Kıyıya Baglı) Ayvuklalı Alekos ilc Namazgâhlı Şiikrii Beyin bir destanıdır. Ve destan, Oido Sotiriyu'dan seçılcn 've karşı kıyılarda çocuklar, hısımlar, kar deslcr... ve kardcsi kardeşe kırdıran tel latların Allah bin belasını versin' ulıııtısiyla başlar. Mcktupşiir öykü anlatı biçimindeki bu yapıt, bir zamanlar aynı gök altında, aynı tnpraklarda yaşayan insanların geçmişteki buram buram arkadaşlık, dostluk, kardeşlik kokan dııruııılaııyla, bu kardesliğe kan doğrayan yöneticilerin ikiyüzlü uavranışlarına ışık lular ve ışı^ın aydınlattığı alana gireıı, orda devınen ya şanıları zenginleijtiren Ayvuklalı Alekos ile Namazgâhlı Şükrü Bcy'ın portıelerini belleklerc yerleştirir. Dineer Sümer, Alekos'un hic tanımadı gı ogiuna yazdı><ı mektupta, 'Ve sıı taşı maktayız nir barış gölüne / Düşmanlık lardan, e^rilerden yana değilız. / Mvtl de ğiliz. Çünkü biz fesle^ensiz, menek^esiz edemcyi/. Çünkü bız güverein yajjar gibiölürken insanlar dar dünyada, Sokratcs'in, Yunus'un çocuklarıysak bu aydın lık kıyılarda, üzgün gidişını Nâzını'ın, Ritsos'un, Lemnos'a düşü^ünii bir giizel düşünmeliyiz' dcr. Ama sava^ saııayiitıin ürünlerini pazarlamaktan başka bir seyı umursamayanlar ve milli duyguları kışkır tarak halkları valısilejjtirenler, açık seçik vc berrak düsüneelere izin vermezler, ya saklarlar. 'Bak koııışum, tumturaklı, çet rcfil ve uzun cümlelerle degıl, halkca söy leşmeliyiz. tştc bu yüzden cüıııbü^lcr, la ternalar bir kö^ede, kumsuluk bu kıyıda kaldı, kardcşlik öte yakada. Barış dersen cızırdayıp duıuyorken eski gramaFonda, rakılar, rokalar, çipurolar, re/akiler, be/ir gânlarm sofrasında. Düşmanlıklar, eğri liklcr bezirgân tuza£ıdn. Kurşun ile yif»ıt bitirmek, kıran st)kmak bu^daya, geteye, öliime, yalnızlıjîa, korkuya açılan biı yel kcnli gibi Küba'da. lşçilerinıiz Alman ya'da, 1 lollanda'da, şurada burada tlüşü yorlarsa hasrete, sevgisizli^e, ikineı smıf insanlığa. Tuzaktır Alekos'un oulu, valla ha da bıllaha da / lstc böyle Alekos'un oğlu, dile^im şu ki, cfinsin başa^rılanmız, geeikmeyelim haydi, eözelim kıyılarınıı/.a bağli sandalları, güzcl hasretitniz ve tatlı tütünümüzle bir zeytinin altında sarınaşıp helallaşalım iki halkın iyilcri, (;alışkanlan. / Hani bir türkü var, söylenir. Pire'de, Bodrum'da, Menteseli bir levent yakmış; Sııltan Seliın çagında bakışı canlar yakar bir Korent güzcline, Ay ışır, sıı oynaşır, kahırlanma r>e scvdalım ııasıet olanlar sarmaşır diyc. Işte onu söyleyelim mı hep birlikte.''' Dineer Sümer'in bu çağnsı, komşularıyla yarı kırgın yarı barışık olan ve yapay soruıılara tutsak edıleıı büıün iilke yöneticilerıne, halklarına yapılmış gibidir... Barıstan, dostluktan, kardeşlikten yana iseler fıemen imzalamaları ve uygu Iamaları gerekir, çünkü insani yanı ağıı basan evrensel boyutlu bir ça^rıtlır bu. Türk Dil Kurumıı, Türkiyc Biiyük Mil let Mcclisi, I'RT, Sanat Kurumu, Kültur Bakanlığı ödüllerinin sahibi, tiyatronun usta sanatçısı, CJumhurbaşkanlıj^ı Sanat Danışmanı, Haeettepe ve Anadolu iiııi versitclcri drama dcrsi öğretim göıevlisi Dinçcr Sümer, Abıli lpek«,i Dostluk ve Barış ödülünü kazanan (Sandalım Kıyıya Bag'lı) kitabınııı ikinci bolumünde, des tandaki kahramanlardan bırısı olan b.ıba sının kişilijiinden anıların ve lıüzünlerin dokuduğu bir ılille söz edeıken ö/cllıklerinden de örnekleı sıınaı. Oııüe ya da on dördündedir babasıyla birlikte Pas.ıport kıraathanesinde lındık bardaklarla çay ic g tiklerinde. (Buradakı gözlemleri, raslantıCUMHURİYET KİTAP SAYI 290