Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Jakı so/ler Mıımta/ a clcgıl ıormnın anlatıciMna aıt olsa ^uek I ethı Nacı nın I tlcbıv.ıt Ya/ıları"na ( an Yayıncvı "Dentme" demiş, kıtapta dcnum yanı ağır basan deştırıler ço eıınlııkra I crhı Nacı'nın cı/ncl dcgcr lendırmcluı buıılaı "Koy Romanlannı Yenıden Duşunurken", kıtabın çeşıtlı clcştırı ya/ılarındakı ana hkrın bır U7antısı gıbı Bıırada da başanlı koy ro manlarının, ılettıklerı sosyolojık bılgı dcn dolayı değıl, edebı guçlennden do layı canhlıklarını korudukları duşuncesı egemen "Gerçekten de romanda onemlı olan koyun toplumsal gerçeklığınden çok koyun ınsan gerçeklığı, toplumsal gerçeklık, bu ınsan gerçeklığının aydınlık kazanmasına yaradığı olçude onemlı Bunun ıçın, koye bır romancı yaklaşı rnıyla değıl de bır toplumbılımcı yakla şımıyla eğılen yazarların romanları, genellıkle bır 'edebıyat eserı' katına kolay kolay erışemıyor, sıkıcı olmalarının, okunsalar bıle bır ız bırakmadan unu rulup gıtmelerının ncdenını burada ara mak yanlış olmasa gerek " (s 118) Fethı Nacı, ılk basımı 1976 yılında yapılan bu "Ldobıyat YazılarT'nda ınançlı bır sosyalıst olduğunu hcm eleş,tırı tar/ında gosterıyoı hcm dc ba zen bız/at soyluyor "Proletaryanın <levrımcı gorıışlcrını gerçektcn benım seyen, toplumsal savas, yolunda prole tarya ıle O7desjes,en aydınlar da var ünlar, yalnızta ışçı sınıfının devrımtı partısının, bılımsel kııramı kendıne yol gosterıu alnıış boyle bır partının halkın butunıın çıkarlarını dılc getırebılcteğı nı ve gerçekleştırebıleteğını bılırler " (s 146) Soz konusu kıtabından sonrakı yayın lannda 1 ethı Nacı'nın sıyasal kaygıdan çok cdcbı ha77i on planda tuttuğunu soykyebılmm "EdcDiyat Ya/ıları" ya /ıldığı yıllarda edebıyat pıyasamızın du zeyını hatırlatan vesdeleıt de gun ışığı na çıkarıyor Mescla kıtabın sonunda yer alan, "Ldcbıyat ve Bılım"de 1 ethı Nacı, cdebıyatın bır sanat olduğunu anlatmak zorunda kahyor, sanatla bılı mın farklaıını belutıyor "Bılımsel bılgı, sanat kategorılerınden farklı kategorılerde devınır Bunlar, gerçek yaşamın betımlemelerını kav ramlarla ışleyen duşunce kategorılerı dır, mantık kategorılcrıdır Sanatııı ta nıttığı dunya ıse sanatsal ımgelerde yansımış dunyadır" (s 168) Bu yazıyı ona yazdıran neden, "Lde bıyata bır bılım olarak bakıyorum Kendısıne ınsanı konu edınmış bır bı lım tnsanbılım" dıyen bır yazarımız "Edebıyat Yazılan"nın bu son yazısı, bır bakıma Fethı Nacı'nın kıtamnda yer alan edebıyat eleştırısı konulu dene melerındekı ana fıkrın ozetı Çunku butun ya/ılarda, zaman zaman cok açık zaman zaman da ortulu algıladığım duşunce, onun edebı eserde ıster polı tık ıster bılımsel her tıırlu mesajın otesınde sanatsal 07u aradığı • Edebıyat Yazıları / 1 ethı Nacı / Can Yayınları /170 \ CUMHURİYET KİTAP SAYI 290 KİTAPTAN BİR BÖLÜM Edebıyat ve Bilim nlaijildı, bu ış boyle yurumeyccek Bu sayfada htr pazartesı yazdığı ma gore ben de cıddı yazarlar gıbı artık kesıkler (coupuıe) bırıktırmelıytm, okuduğum dcrgılerı bır yana atmayıp saklamalıyım Hadı, sıkışınca dostum Ra uf Mutluay a telefon edıyorum "Baba, ) ben de şu dergı var mı Baba' şu ya7iyı kesmış nııydm? ", cksık olmasın, o dd yardımını csırgemıyor, ama bır yazara Aleyhınde ya?ı ya7acagım Hanı, cdtbı yat bılımdır dıyorsun ya, onun aleyhınde Anıa o yazı yok bencıe Şu kısmını okıır musun, not edeyım>"denır mP Dedım, bunu dâ dedım Bcrckct Demırtaş Cey hun yırmı yıllık arkadaiim, kızmadı, bastı kahkahavı, sonra da o dergıyı bularak ıs tedıötm kısmı okudu "Insanoglunu tek ba^ına ve de başlı ba şına kendınc konu edınen ufraş da benct edebıyattır tşte bu yu/dcn edebıyata blr bılım olarak bakıyorum Kendısıne ınsanı konu edınmış bır bılım Insanbılım Oncrmclerını yasala^tırmayan yanı sta tıklcstırmtycn ob]csının dcgışkcnlığı ka dar dcöıskcn yapıda vc o denlı yaratıulıga olanakJiDiı bılımsel ıığraş " (Sanat Dcrgı sı, 13 Hazıran 1975) r'debıyata 'lnsanbılım' dıyor Demırtaş ( cyhun, edcbıyat<,ının ^an^masına da bılımsel uğraş' "Onermelerını yasalaş tırmayan gıbı, "obıesının dcöışkcnlığı kadar değı^ken yapıda" gıbı so?ierle tanı mını yumu^atmaya çalı^ıyorsa da edebı yatla nılımı bır tutmak, edebıyata ınsan dan soz açıyor dıve "lnsanbılım" demek temeldcn yanlış Âyrıca, "lnsanbılım" de mek tenıelden yanlış Ayrıca, "lnsanbı lım" denen bır bılım dalı var zaten "Ant rololo)i" Ldebıyat nıçın bılım değıldırı1 Once bılımın tanımını anımsamakta yarar var "Bılım, toplumun pratık tecrubesı sıra sında doğruluğu ıspatlanan ve sureklı ola rak dakıkleşen bılgının tarıhı gclışme sıs temını temsıl eden bır sosyal bılınç formu Bılımsel bılgının gucu, onun eenel karakterınde, evrensellığınde, zarurıîığın de ve objektıf hakıkatındcdır Sanatın dunyayı artıstık ımajlarla yansıtmasına karşı, bılım, dunyası mantıksal duşunme yoluyla, kavramla bılır ( ) Bılımtn ıtıcı gucu, uretımın gcrcklerıdır, yanı toplu mun gehşme ıhtıyaçlarıdır " (Rosenhal ve Yudın, Materyalıst Fclsefe Sozluğu, Sos yal Yayınlar, 2 baskı, s60 61) Prof Cemal Yıldırım da ^oyle tanımlıyor bılımı "Bıhm, kontrollu gozlem ve gozlem so nuçlarına dayalı mantıksal duşunme yo lundan gıderek olguları ızah gucu taşıyan hıpotezler (a^ıklayıcı genellemeler) bulma ve bunları doğrulama metodudur " (100 Soruda Bılım Felsefesı, s 18) Bılımle sanat, edebıyat nı^ın ayrılır bır bırınden? Aynı toplumsal gerçeklıkten soz etseler de verdıklerı bılgı nıçın benze mez bırbırıne5 Bu konuda Astakhov'un yıllarca once çıkmıs (La Nouvelle Crıtı que dergısının Aralık 1951 sayısında) 'Sa natın Ozgul Nıtehğı Uzerıne' adlı ıncele A mesmı yenıden okumakta yarar var "In sanın kcndısını kuşatan dunya hakkında kı sanatsal bılgısı bılımsel bılgıden ayrılır Bılımsel olaralc tamnan dunya, hakkında mantıksal bır bılgı olan gerçek dunyadır Bılımsel bılgı, sanat kategorılerınden farklı kategorılerde devınır Bunlar ger çek yaşamın betımlemelerını kavramlarla ışleyen duşunce kategorılendır, mantık kategorılcrıdır Sanatın tanıttığı dunya ıse sanatsal ımgelerdc yansımış dunyadır Sa natsal dusuncc, felsefenın, ekonomı polı tığın vb kategorılerınden farklı kategorı lerde devınır, sanatsal duşunce, nesnel dunyanın oznel bıçımlerının sanatsal ışle nışıne bağlıdır ( ) Sanatın yaratıcı yonte mını bılımın yontemıyle bır tutmak, ger çeklığın bılgısının ozel bır bıçımı olarak sanatın ozgul nıtelığıne gerçek deöerın dcn az değer vermektedır R A P P 'ın (Rus Proleter Yazarlar Bırlığı) dıyalektık maddecı yontemle Sovyet eucbıyatının ve sanatının yaratıcı yontemını yanı toplum tu gerçekçı yontemı, 'vulgaıre' bır bıçım de bır tuttufiu malumdur "Sanatsal ımgelerde yansımış gerçek dunya" dıyor Âstakhov Burada 'ımge' sozcuğu uzerınde durmak gerek La Pensee dergısınde, 1950'lerde, JeanLouıs Lecercle dc Pıerre Albouy 'Edebıyat Bılı mının Sorunlan' adb bır ınceleme yayım lamışlardı O dergıyı kıtaplığımda bula madım, ama Lecercle ıle Albouy'un, bır dıpnotunda, 'ımge' sozcuğu ıçın açıklama yaptıklarını anımsıyorum Sosyal Yayın lar, Plehanov'un banat ve Sosyalızm adıy la yayımladıği yazılarına ek olarak bu ın celemeyı de yayımladı, ama çevırıde bu çok onemlı dıpnotu yok Anımsadığım kadarıyla aşağı yukarı şoyle bır açıklama getınyordu dıpnot Rusta obra/ soztu ;unu 1 ransı/caya 'ımage olarak çcvırdık erını, oysa 'ooraz'ın anlamının ıma ge'dan çok daha guııs olduğunu, bunun ıçın obra/' karşılığı kullandıklan 'ıma ge'ın (ımgcnın) dar anlamda bır edebıyat sanatı olarak anlaşılmaması gerektığını, kışılcr canlandırmayı da ıçerdığını soylu yorlardı Bılım dc, edebıyat da aynı toplumsal gerçeğı anlatabılır Ayrıca, bılımsel bılgı ue sanatsal bılgı karşıt değıldır bırbırıne, ama başka başkadırıar, bırbırlerıne ben zcmczlcr Çunku bılım adamının yonte mı, gerçeğe bakışı, gerçeğı anlatışı başkadır, edebıyatçının yontemı, gerçeğe bakı şı, gerçeğı anlatışı başka Bu bılgılenn bırbırlerınden farklı oluşu kendmı uslupta apaçık gosterır Bu konu da Jean Paui Sartre'nın nefıs bır açıklaması var Mıchel C ontat'ın Sartre'ı 70 doğum ydı dolayısıyla Sartre'la yaptığı ve Lc Nouvel Observateur'de uc sayı yayım lanan konuşmanın bırıncı bolumunun çe vırısı (Çcvırı Bcrtan Onaran'ın) Sanat Dergısı'nın 4 Temmuz 1975 gunlu sayı sında çıktı Sartre şoyle dıyor konuşma nın bır yerınde "Orneğın ya/ını (edebı yatı) bılımsel ıletısımden (communıtatı on) ayıran, tek sesfı, tek anlamlı olmayışı du, dıl sanatçısı, uzerlerıne duşurdtığu lsıkla, verdığı ağırlılda, sozcuklerı değışik duzcylcrde, bırkaç aıılama gelecek bıçım de kulianabılen kışıdır ( ) Felserede her cumlc tek bır anlam taşımalıdır ( ) 'Du şunuyorum, oyleysc varım' cumlesı turlu yonlerde sayısı? sonuç yaratabılır ama cumlc olarak yalnız Descartes'ın verdığı anlamı taşır Buna karşılık Stendhal " Julıcn crrıcrcs çan kulesını gorebıldığı su rece sık sık donup baktı " cumlesını ya zarken romandakı kahramanin yaptığı hareketı dılc gctırmekte, ama bununla hem Julıcn'ın duygularını henı de Made de Renal'ınkılerı anlatmış olmaktadır Demek kı 'Duşıınııyorum oylcyse varım' gıbı bır cumle kurmaktan çok daha ?or uur dort ayrı anlama gelen bır cumle bııl mak" Sartre'ın bu so7İerı, anlatılan şeyın ede bıyat esen katına yukselebılmesı ıçın ede bıyatçının kullandığı dılc nasıl ozen gos termesı gerektığını, nasıl 'ıçı dışı bır' du7 yazı ddındcn ayrı bır dıl yaratması gerek tığını çok ıyı ozetlıyor Hanı bazı hıkâye ler, bazı romanlar vardır, onemlı toplum soıunlarından ya da ınsanların acıların dan soz açarlar, ama anlattıkları bızı hıç etkdcmcz, dıkkat edın o hıkâyelere, o ro manlara Anlatımda, dılın kullanımında edebıyatçı tutumu yerıne 'Duşunuyorum oyleyse varım' cümlesı tutumunu gorur sunuz Edebıyatın ınsan ustune bdgder vernıe sı başka şey, edebıyatın lnsanbılım olması başka şey Aynı gerçcklıktcn soz açsalar da bılımsel bılgı ıle edebıyatsal bılgı ara sında dağlar kadar fark vardır Çunku bı lımın yontemı başkadır, edebıyatın yonte mı başka, bılımın anlatımı başkadır, ede bıyatın anlatımı başka, bılımın amacı baş kadır, edebıyatın amacı başka Bunları bubırıne karıştırmak zarardan başka bır şe> gctırme/ edebıyat eserıne • 24Kaum 197") f SAYFA 13