Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Osmanlı kayıtlarında yeterli bilgi bulunmayan, Batılı kaynalclarda da, genellikle, Bizans dcvrinc ait yarı gcrçck, yarı söylentilere dayanan ve bazı bölümleri hayal ürünü olan bilgilcrin aktarıldığı Istanbul Adaları tarihi, bir süre önce Prof. Pars Tuğlacı'nın büyük çaba ve özveriyle gerçekleştirdiği dev bir araştırmayla eşsiz bir eserin aycfınlığına kavuştu. ENGIN SUNAR "Ey Ey Ey by scbzu mutarra Ada, ey hâkı muattar! Turyulu, cy korkutu yerler, uçurumlar' îönlümc hasrat duşüren kumlu sevahıl! Dü'dcki çılgın, mutehalik cevelânlar1" diyc dile getiriyor Recaizâde Ekrcm Bcy, îstanbul Adaları'nı. Tarih boyunca Istanbul'a yakut ve ziimrüt karması paha biçilmcz bir gcrdanlık olan Adalar, Tevfik l'ikret'ten Yahya Kemal'e, Fazıl Ah met'ten Hüseyin Siret'e kadar sayısız şairimizin ilham kaynağı olmuştur. Çoğumuzun adlarını bilc sırasıyla sayamadığımız Adalar, Istanbul şehri kurulduğundan beri zaman zaman sürgün, işkence, idam vc yağnıa ycri olmuş, daha sonraları kcnt halkının nem sayfiyc, hcın hava değişimi, hcm dc sürckli ikâmct ycri halini almıştır Osmanlı kayıtlarında yeterli bilgi bulunmayan, Batılı kaynaklarda da, genellikle, Bizans devrine ait yarı gerçck, yarı söylentilere dayanan ve bazı böfümleri hayal ürünü olan bilgilerin aktarıldığı Istanbul Adaları tarihi, bir sürc öncc Prof. Pars Tuğlacı'nın büyük çaba ve özveriyle gerçekleştirdiği dev bir araştırmayla eşsiz bir eserin aydınlığına kavuştu. Kısa sürcdc tükcncn, ikinci basımı gördüğü geniş ilgi nedeniyle olabildiğincc erken, aynı zamanda da kusursuz nitelikte tamamlanan Tarih Boyunca Istanbul Adaları I'de bu muazzam çalışmayı dil, sözlük vc ansiklopcdi uzmanı, araştırmacı yazar Prof. Tuğlacı şıı kısa, ama anlamlı öneriyle özetliyor. "Özellikle yaz avlarında çeşitli ırk, din vc milletten insanların toplaşıp kaynaştığı, çeşitli dillerin serbestçc konuşulduğu örnek bir yerleşim bölgcsidir Adalar. Hiir toplıım hayatını simgeleyen bu cennetin bir adı ua Sevgi veya Dostluk Adaları olınalıdır." Çoğunluğu rcnkli olmak üzere binleree resmin, olayın ve dokümanın, yinc hiç duyulmamış belgelerin yer aldığı, avrıca dipnotlarla pekiştirilmiş Istanbul Adaları 1, gcrçckten de bu ana tenıanııı sorumlu luğunu ve savunmasını yükleniyor: tnsanlar ırk, dil ve din ayırımına kapılmadan birlikte, barış içinue yaşayabilirler. Bi zans'ın işkence, tarih sayıaıarının çapulculuk hareketlcrinden geçerek bir doğa harikası çerçeve içindc dostluk tablosıı oluşturan Adalar tonhımıınıı bakın ünlü Ingiliz yazaı Saınuel Cox, Prens Adaları adlı escrinde (1887, s. 93) nasıl tarif edi yor: "Birçok dil bilcnlcrin toplumunda Dı>SAYFA 10 Prof. Dr. Pars Tuglacı'dan tarihe tutulan bir ışık İstanbul Adaları ğulu oianlar daha önce gelirler. Onlar Doğu'yu ve Doğu'nun büyük şehirlerini zaptetmek, kararlarını almak isteyen ticarctçi vc maeerapcrest halklarla karışmış olanların soyundan gelirler. GrekJer daha sonra gclir. ttalyanlardan sonra Fransız dili zcngin ve rcsmi sınıflar arasında kullanılır. Doğıılular atalarından kolay konuşma organlarını tevariis etmişlerdir. Bu organlarla, zorluk olmadan kolayca, me kanik bir yolla Chordco Vocalcs'lc dil ile ağız, dudaklar ile de değişik sesler, kclimeler ve değiik konuşmalar; Istanbul'un öğündüğü yetnıiş iki millete ait sesleri mcydana getirirler. Öyle çocukJar tanıdım kı, Fransızca, Ingilizce, Rumca vc Türkçc lisanlarını tamamlarlar, oyuncaklarıyla Almancü kuraklaşırlar, Rusça eğlenirler." Hserin sayfalarını gelişigüzel karıştırırkcn Atatürk ile ilgili bir anektod çıkıyor karşımıza. Bu anı, Büyük Onder'in millî görüşünü, insanların eşitliğini irdeleyişini yansıttığı kadar, Adalar'daki çağdas yaşamın düzeyini anlatması bakımından da ilgi çckıcidir. 1937 yılının serin bir kasım akşamı, Park Otel'de The Dansant (Danslı Çay Partisi) vardı. GüzcOiğiyle dillere destan olan Ispanyol şantöz Carmen Padi, trupuyla akşamın zengin programına renk katıyordu. Danslar yapıhyor, figürler figürlcri izliyor, gençlik çılgınca eğleniyor au. Saat 20.30 u bulmuştu. Salonda birden bir panik havası csmeye başlamıştı. Bütün bakışlar ve dikkatlcr salonun giriş kapısına yönelmişti. Reisicumnur Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bcraberindekilerle salona girmişti. Eğlence durmuş, sürekli oir alkış tufanı kopmuştu. Ayda Pamuk, annesi, babası ve erkek kardeşiylc Park Otcl'c ilk kez gelmişti. Yaşı 16 idi. Onun genç kızlığa ilk adımıydı. Tam karşılarında otuzkırk kişilik bir sofra hazırlanmıştı. Atatürk sofranın başına oturur oturmaz göz gözc gclmişlcrdi. Biraz sonra yanındalcileraen biri gelmiş, babası Antuvan Martayan'dan kızının Atatürk'ün sofrasına katılması için izin istemişti. Derin bir hevecaıı duygusuna kapılan Ayda uçarak gitmişti. Atatürk ona: Nasılsın kızımr" diye sordu. Genç kız alımlı, dimdik O'nun elini sıkmış ve cevap vcrmişti: Teşekkür ederim cfcndim. Siz nasılsınız? Celâl Bayar telaşla uyarmıştı: I'ğil, eğil elini öp. Hiç siz nasılsınız deııir mi? Atatürk: Rahat bırakın kızı. Şimdiki gençler böyle. Ben de öylesini seviyo rum, demişti. Dansa kaldırmıştı onu Atatürk; vals yapmişlardı. Sofrada iki saat Avru pa gençliğini, genç kızın izlenimlcrini konuşmuşlardı. Ayrılırken bir dileği olup olmadığını soran Atatürk'e genç kız, "Sağ lığınız cfcndim" demişti. Ayda Pamuk'un 1945 yılında Büyükada Anadolu Kulübü'nde düzen lenen yarışmada "AdaJar Güzcli" scçildiğini öğreniyoruz. Karşı sayfadaysa, Birinci Dünya Savaşında Mezopötamya'da bir tn giliz tümenine kumanda cdcn Gencral Sir Towshcnd'in csir cdildikten sonra ikâmetinc ayrılan Maden'deki (Büyükada) evi görü yoruz. Kut'ül Amare'de C)s manlı kuvvetinc tcslim olan Gcneral Towshend'in kılıcı Türk komutan Halis Paşa tarafından kendisine iade edilmiş, onun lstanbııl'a kadar şercfli bir asker olarak iyi muamele görmesi sağlan mış. Bu olay, Adalar'ın anı defterindeki binlcrcc olgudan birisi. tnsanlar, yaşadıkları mekânlar, aile secereleri ve bunların en gerçekçi yorumları, doğallıkla, büyük bir özverili çalışma nın ürünü olarak ortaya çıkabiliyor. Bunu Prof. Pars Tuğlacı'nın şu sözlerinden sap tamak olasıdır: "tstanbul'un en gözde ilçesi olan, Ada lar ilçesi ile ilgili olarak yapmaya çalıştı ğım vc birinci cidini toplumumuza sunmakta olduğum bu yorucu, yorucu olduğu kadar da son derece zevkıi ve heyecan verici araştırmam için 1974 yılından bu güne, uzunca bir yol katettiğimi biliyo rum. Bu yolda yediden yetmişe bana yoldaşlık eden çeşitli alana mensup insanlarımızla birlikte yaşadığım anılar da oldu. Bu arada şu konııyu da belirtmeden ge çcmcycccğim. Uzun yolculuğum sırasında yaşadığım heyecan, scvinç, kıvanç, üzüntü vb. duyguları bcnimle paylaşanlar oldu. Adalıların ve Adalar ile yakından ( veya uzaktan ilişkisi bulunan insanlarımı CUMHURİYET KİTAP SAYI 270