24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

cn verimli dönemi oldu. Kişisel kaynakları larklı olmakla bcraber, Coleridge de dosttu Wordsworth'unkiler kadar derin rulısal hunalımlar yaşamıştı. Hcr iki ozan da günah duygusunu olanca agırlığıyla vc yıllurcci ruhlarında taşımışlar, günahkâr insanı ıslah ctmck vc fsa'yı çarmıhtan indirerek yeni bir haytta özgürleşebilmek ugruna çok çetin ruhsal çatışmalara girmişlcrdi. Günah vc kcfarct izlekleri, onları adcta birbirinc baglamıstı. Birlikte yazdıkları Kabil'in Gezinmeleri başlıklı şiirdc bu izlekleri işledilcr. Lirik Baladlar ın 1798 basımında ilk vc son şiırler olarak yer alan Coleridge'in Eskil Denizci'si ve Wordsworth'un Tintern Kilisesi'ndc yine günah vc kcfarct izlekleri ele alınmıştı. Masuıniyeün yitirilişi ve yeniden ele geçiriJişi. Sözü cdilcn şiirlcrde, evinden uzaklaşan ve nice dramatik deneyimlerden sonra birer hiizünlü bilgeye dönüşen genc adamlar vardır. Bir nchrin kıyısında dikilcn Wordsworth, çocuklugunu, hayatm uykularını, düş ve karabasanlarını anımsar. Eskil Denizci'nin karabasan yolculug'u ise gerçekte ruhsal bir deneyimdir. Kar vc sis dcnizcinin ruh karmaşasını, albatrosu öldiirüşü günah işleyişinı, yabancılaşmasını simgeler. Kendisini açık denizde tek başına bulan denizcinin su yılanlarının güzclliğiyle etkilenmesi, yeniden doguş (masumiycti yeniden kazanma) sürecinin başlangıcıdır Coleridge, Godvvin'in düşüncelerinden Wordsworth'dan önce kopmuştu. Godwin'in tanrıtanımazlıg*ını baştan beri kabul etmemişti. Sonradan onıın, duygııları usun sıkı denetimi altına koyma önerisine de itirazda bulundu. Coleridge şimdi, duyguları tanımamazlıktan gelmektense, en meşumlan da dahil olmak iizere, on larla yüzleşmek gerektiğine inanıyordu. Çünkü duygularla yüzleşmek, kaçınılmaz olarak onların dogrultusunda davranma sonucunu doğurmayacaktı. Kısacası, Coleridge us ve duygu birliğini kurmak isti yordu; bunlardan birini digerinin denetiıninc vermeyi de£il. David Hartley'in çagrışımlar üzerindc odaklanan felscfesi bu birliği kurmada ona yardımcı oldu. Coleridge bir doğa sevdalısıydı. Doöa sevgisi olmaksızın insan sevgisinin de olamayacağını biliyordu. Çayır, kır ve korıı luklarda, göl kıyılannda vc dag yamaçla rında günıerce süretı yürüyüşlere çıkardı. Birçok önemli deneme ve şıirın tonıımları us ve imgelemine sözü edılen yürüyüşler esnasında düşmüştür. Bu noktada Hartley'in, çcvrc koşuîlarındakı degişikliklere baglı olarak, usun farklı evreler arasında geçiş yapabilme yeteneöi bulunduğıı düşüncesinin Coleridge'i tıayli etkilemiş oldugunu anımsamak gerekiyor. Coleridge ayrıca, Wordsworth'u da Hartley'in düşünceleriyle taniştırmış, çevıenin defiişik us evreleri yaratma ve doğanın ruhsal şita verme gücüne onu da inandırmış, bu inanç sayesinde hayatının cn aöır bunalımlarını aşmasıni sağlamıştır. Fakat, doğanın I lartley'in felsefesiyle kavranışı beîırli bir noktadan itibaren Coleridge ve Wordsworth arasındaki görüş ayrılıklarına kaynakhk da etmiştir. Bir diğer anlatımla Coleridge, \yyordsworth'un Lirik Baladlar ııı önsözündc dile gctirdiöi düşüncelerı eleştirirken aslında, usu duygu CUMHURİYET KİTAP SAYI 273 113). Wordsworth ayrıca, şiirin uygun söyleminin "doğal duyguların etkisi altındaki insanların konuşmalarını" kapsayan dilde bulundugunu yazmıştı. Coleridge'in açık itirazlarından biri de t>u noktada belirtiliyordu. Yazınsal Yaşamöyküsü'nün XVII. ve XVIII. bölümlerinde (Denemeler s. 110141) bunu dile getiriyor. Thomas de Quincey, î'olcıidgc'in ölümünden iki hafta sonra yayımlanan bir yazısında, onun denemelerinde Alman düşünürü Schelling'den çalıntı yaptığı ile ri sürmüştü. Rene Wellek 1931 yılında ya yımlanan Ingiltere'de Immanuel Kant vc ardındaıı Gian N.G. Orsini, Coleridge ve Alman tdealizmi başlıklı incelemelerinde Yazınsal Yaşamöyküsü'ndeki düşüncelerden pek azının özgün olduğunıı, yer yer Alman romantiklerindcn (özcllikle XII. Bölüm'deki bazı paragrafların Schelling'den) kaynak gösterilmeden ve kelimesi kelimesine (verbatim) alıntılandığını saptadılar. Daha açık bir anJatımla, Coleridge'in plagiarism'ini uzun uzadıya incelediler. Aslında bııgün Coleridge'in, Yazınsal Yaşamöyküsü'mn yayımlanmasından çok önce, 1802 yılında yazmıs olduğu iki şiirdc Salomon Gcssncr ve F. Brun adlı ozanlardan çalıntı yapmış olduğu bilinmektedir. Bazıları onu, bu yazınsal/estetik kJeptomani dolayısıyla, postmodcrnizmi ÇOK erkcn duyurmuş tclaşlı bir habcrci olarak niteleyebilirler. Beri yancian, bunun uç bir niteleme olduğunu düşü nenlcr dani onun sıradan bir metin/dize asala^ı (paraziti) olmadığını kabul etmck zorundadırlar. Richard Hilmes, Coleridge'in plagiarism'ini onun Almanca'dan yaptığı çevirilerin uzantısı olarak görnıc ejjilimindcdir. Holmes'a görc Coleridge, Aİman idealist felsefesinin belirli kaynaklarım ve Al man romantik şiirinin örneklerini bazen çeviri yoluyla, bazcn de çalıntılarla kendi ülkesine taşımıştır. Çeviri yerine çalıntıyı yeğlediöi zamanlarda bir tür "sınırötesi kaçakçılık" yapmış olduğunu söyleyebiliriz.(**) Fakat onu sıradan bir metin hırsızı saymamızı engelleyen asıl neden, kaynaklarını gizleme gcrcğini hiç duymamış olmasıdır. Kaynaklarım gizlcmek bir ya na, adeta okurunca suçüstü yakalanmayı istemiştir. Örneğin, gerçek bir plagiaristin asla yapmayacagı bir şeyi yapmış ve Schelıing ile aralarında "güleryüzlü, hoş bir rastlantı" bulunabileceğini yazarak okurunu bizzat iz peşinc düşürmüştür. • (*) Üç yıl önce yitirdiğimiz ünlü tarihçi E.P. Thompson, ölümünden kısa bir süre önce tamamlanmış oldugu Witness Acainst the Beast: william Blake and the Moral Law ((^ambridge University Press, 1993) başlıklı çalışmasında lngiltere'dcki Disscnt gelcneği konusunda ilginç bilgiler veriyor. Anımsanacağı üzcre. E.P. Thompson'ın Teorinin Sefaleti adlı önemli yapıtı dilimize çevrilnıişti. (Çcv. Ahmct Fethi Yıldınm, Alan Yaymcılık, 1994). (**) Richard Holmes, Coleridge: Early Visione, Penguin Books, London, 1989, s. 232 dn. Denemeler/ Samuel Tay/nr ColerıJev/ Çeviren Ha/it Çctk/r/ Yapı KrcJi Yayıruarı (Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizht)/ Kastm 1993/239 s. SAYFA 13 "Smır ötesl Kaçakçılık" Samuei Tayior coleridge Bir doğa ssvdalı» izlenimlerini alıp depolayan bir havuz gibi gören Hartley'e karşı çıkıyordu. Coleridge ilk kez 1802 yılında, temmuzeylül aylarını kapsayan dönemde dosttu Southey'e yazdığı altı uzun nıek tupıa, Wordsworth'un şiir anlayıjında paylaşmadıfiı noktaları açıklamıştı. Bir diğer anlarımla, Yazınsal Yaşamöyküsü'nde uzun uzadıya ve biraz da dağınık olarak dile gctireceği görüş ayrılıklarına ilk kez sözü edilen mektuplarında değinmişti. Coleridge gcrçcktc Yazınsal Yaşamöyküsü'nii, Wordsworth'un şiır dili ve konusuna ilişkin dü^üncelerine bir itiraz, bir apologia olarak tasarlamıştı. Kötü rastlantılarla dolu bir dönemde, dört ayIık bir süre içinde ve aceleyle yakın arkadaşı John Morgan'a dikte etmisti. Keza, Coleridgc'in saglığında yapılan ilk basımı da dikkatsızce gerçekleştırılmıştir. tkinci basımı ıse, ancak ölümünden onüç yıl sonra yapılabilmiştir. Colcridgc Yazınsal Yaşamöyküsü'nde öncelikle, Wordsworth'dan büyük ölçüde etkilendij*ini, onıın şiiri sayesinde yeni ufuklar kazandırdığını belirtir. Imgelem ve diişlem arasındaki farkı kavramasına da Wordsworth katkıda bulunmus ve bunların "iki ayrı ve birbirinden çok başka iki yeti oldug'u üzerinde düşünmeye" yöneltnıiştir. (Denemeler, s. 61). Yazınsal Yaşamöyküsü'nde Wordsworth için bas ka övgülcr dc vardır: Coleridge, büyük ozan olabilmek için aynı zamancla derin Imgelem ve diişlem bir filozof olmak gerektiğine inanır. Çünkü, "şiir bütün insan bilgisinin, düşüncelerinin, insan tutkularıyla dilinin çiçeği ve en güzel kokusudur." (Denemeler, s. 102) Bu bakımdan Wordsworth , "tlk Ger<,ek l'elsefesi Şiir"leri yazmış filozofozandır. Daha açık bir anlatımla, Wordsworth imgelemden beslenerek düşünce ve duyguyu şiirsel (poetik) formda kaynaştırınayı başarmıştır. Fakat beri yandan Coleridge, Lirik Baladlar'ın önsözündc şiirin dşünccden ziyadc gözleme dayandığını açıklayan Wordsworth'u, imgelemin etkin rolüne inanmaktan vazgeçmiş olduğu için eleştirir. Wordsworth Lirik Baladlar'ın önsözünde topraga bağlı kır insanlarının basit hayat taızını seçtiğini, böylesi bir hayatın gönlünü zenginlestirdigini, ruhunu olgunlastırdığını, tutkulannı doganın güzel biçimleriyle bırleştirdiğıni ve dolayısıyla şiriini de biçimlendirdiğini belirtiyordu. Oysa Coleridgc'e göre, ruhun gelişip olgunlaşmasında kırsal hayat tek oaşına yeterli olamazdı: "Her ınsanın köy yaşamı ya da köy işçili^ı ile düzelmesi, olgunlaşması olası değildir.Eğer doğanın değişme M, biçimleri ve olaylarının yeterli bir uyarıcılık yapması bekleniyorsa, öğrenimin, özgün duyarlılığın ya da her ikisinin birden öncelikle orada olması gerekir. Bunların yetcrli bulunmadığı ycrdc uyancı yokluğundan ötürü usumuz büzülür ve scrtleşir; insan bencil, hantal, katı yiirekli olur, kösnüye yenik düşer." (Denemeler s.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle