27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

başyapıtı sayılan Alcssaıulro Maıızoııi'nin I promessi sposi'sindcn Jııles Veı ne'nin Seksen (îiiııdc Devri Alcm'ıne. |.m Flemıng'tcn.l'laubcrt'c vc tabii Ner val'iıı Svlvie'sine kadar pck «jok öıneğin veı aldıgı bu mctnınde Fco, nesnelerle, kişjlerin ya da maıı/aı.ılaıl.ı ilgili pek çok betinılemenin 'anlatısal oyalanma nın bır parçasını oluşturduğu göıüşünü savunarak şu soııuca varıyor: "Bu betiınlcmelerin tck işjevı, okurtı bır saııat yapıtı okuııukta oldıığü konusunda ikna etmektir; çünkü insaıılar gencllıklc "yüksek nitelikli" cdebiyat ilc "niteliksiz" cdebiyat ar.ısınılakı farkın, ıkıncısındc bol ayrıntı buluııınasına, ilkiııin isc kısa kcsmesine baglı olduğunu düşünürler." Füsun Akatlının "Zamansız Yazdar'ı Görmfis bir aydının denemeleri YUCEL KAYIRAN ıçin sadece bir vasıta olarak görülmesinden kavnaklanmakuıdıı Ancak Akatlının bu soruna bakışı, anadilin m s a n ı n daha konuşmayı öğreniıken, koıuıs maya bağlı olarak konıışnıayla bırlikte öğreııilcn bır dil olmjsından ote, koııuşınanın öğıenilmesinden sonr.ı sanki bir ikinci dil öğıcnir gibi öğıenilcn bir dil olduğu sayıltısını içcrmektedir diyc düşünüyorum. Füsun Akatlı, Zamansız Yazılar'daki dcncmclerindc dilscl, gidcrek sözlüksel çözümlenıe vapmaktadır. Bu çözümlc meıle sonınlaıın, kavramlarm olgusal vc anlamsal deıinlikleıinin irdelennıesınden çok, so/.luksel vc ctiınolojik akıabalan aranmaktadır. Bu bağlamda çözünılcme, tespit ve tanımlamaya dönüşmcktc, dcneınc dinsel düzeyde kalmaktadır. Bu tııtum, aslında Akatlının tcnıel bir sorıın olarak gordüğü vc "dılsizlik " diye taııınıladığı soruna yönelik bır müdahale, bir tedavi yaklaşımıdır. t'ü.sıın Akatlı'nın dcncnıclcrinde görülen bir diğcr özellik ise, ince ayrıntıları göstcren sorııları içcrmcsinde görülür. Sanki bir sorundan çok, pcş peşe gelen sonmlarla yüz yiize gcliriz, bu deııemelcıde. Bu özellik bizc Akatlının biı sonın ortava kovmaktan ötc, sormakla ıralanan biı kaygıyı yııva cdındiğini gösterıvor. Zamansız Yazılar'ı oluştur.ın eleştirel tlenemeler geri al.ında ya/ılmiîj vazılardır.. Yanlış anlaşıhnaıııah, iıleolojık ve düsünscl anlamında kullaıımıyoı ıım bu rada ' g e r i " kavramım. Sadece yazınsal ilişkiler alanına ılışkin bır durumu bctinılcmek içiıı kullanıyorum bu sö/cüğii. Ya zınsal ilişkilcı alanında öne çıkmak, öıule olmak görelihklc ıralanan yazınsal gündemin ıçındc olmak anlamma gclır. Bu dıırıım bir anlamda, geniş anlamıvla ıktıdarla tcınas halinde olıııa dtırumuıuı ihı de edcr. Iştc geri alanda yazılmıs yazılar derken, ırade etmeye çalıştığım, bu yazı ların giindemin ve iktıdarın dısında ama asli sorıınlan merkez cdiııen bır alanm içinde yatılnıış denemcler olmasıdır. Za mansız sıfatı iktıılargüiHİcm dışılığını itade etmektedır bıır.ula Belkı de bu ncdenle Zamansız Yazılaı'ı olıışturan dene melcr belli bir çalışma sürecini içcrme vıp, dolayısıyla kendiliğinden vazılınış /anmetsiz yazılar ızlenimını vernıcktedır. Sonuç olarak Zamansı/ Ya/ılar, dıya lcktiğı savunan bir clcştu mcııdcn çok, dokundukça herşevin solgun bir güle tlö nüştüğiinü görmuş bır aydının vorgıın denemeleridir. • Zamansız Yazılar/ Finıın Akatlı, )'a/>ı KıvJı Ya\ııılaıı/()aıhl')')4/ U)4s Zamansız Yazılar, diyalekti^i savunan hir eleştirmenden çok, dokunclukça herşeyin solgun bir güle dönüştüğünü görmüş bir aydının yorgun denemelerinden oluşuyor. Anlatı metini 'Yazar'ın, geıçck düııyaııııı çeşitli yöıı lerini 'ödünç alarak', kendi anlatı dünyasını kurnia sürccıni anlattığı "Olası Ormanlar'Vla ise Eco, bir anlatı ınetnıylc karşı karşıya gelmenın tcmel kuıalııım, okıııun sessiz biı biçimde yazarla, Coleridge'ın "inançsızlığ'ın askıya alınması" admı verdiği bir "kurmaca anlaşması"m kabııl etmesinde vattığını vurgııluyor: "()kıır, kcndisine anlatılanııı hayal üriinü bir öykii olduğıınu bilmelıdır; ancak bu, vazarın yalan sövlediğmi düşünmcsini gcrektinncz. Searle'ün belirttiği gibi, yazar gerçek bir bcyanda bulunuyormuş gibi yapaı. Biz de kıııınaca anlaşmasını kabııl eder ve onun anlattıkları gerçekten 'olnııış gibı' davranırız." Aslında ya/arın tek görevinin, gcrçck dünyayı kcndi yaıausının artakalanı olaıak sunnıak değil, gerçek dünyanın okıırıın olasılıkla bilmcdiği yönlcri lıakkında da okuıa süıckli 'bilgi vermek' (îlduğunu soylcyıp, vııu1 bırkaı,' yazardaıı vc kcndinık'iı oıın.'klfi vcıtligi bu bölümiin ardından Eco'ıııın bo^ıncı kdiıtcrans nıctni, "Servandoni Sokuğındaki Tuhaf Olay" gelıyor. [Jydurulımi!} oykunün ııasıl kululduğıınun gcrçek öyküsii olan bir öyküyli" başlıyor bu 'tuhaf olay'... Eco IHIII, bir ıınlatı mctninde yazar, gerçek dünyada varolmayan ve hiçbir zaman Kcrçcklcşmemiş bir şeyi, gerçek dünyanın bir ögesi olarak koyarsa ne olur, soıusuna orııcklcrlc a^ıklık gınirdigi vo XVII. yy. Paıis'inin hepsi dc 'kcsinlıkren ıızak' haritalarıyla süslü, okuyanı scrüv(.nc süıüklcyfiı bir ıiK'tiıı bu... F Dünyayı okumak "Eger anlatı dünyalaıı boylcsinc rahatsa, ııcdcn dünyanın ke'iıclisini bir roıııan ıııış gıbı (îkumayı dcncıııi'yclim.'' Ya da, cğcr kurmaca anlatı dünyalan böylcsine kii^iik ve aldatıcı bir biçimdc raharsa, ııcdcn tıpkı gerçek dünya gibi karmakarışık, çelişkili ve kışkırtıcı anlatı diinyaları kurmaya çalı^mayalmı? " sorusuyla başlayan "Kurmaca Tııtanaklar'Ma yazar, sorıısunıın cevaplarmı verdikten sıonra 'doğal anlatı' ile 'yapay anlatı' arasındaki ayrıma dcğınıyor Ooğal anlatı Geıçekten olnuı^, anlatanın 'olduğuna inandığı' veya gerçckten olduğuna 'bizi inandırmaya 1 çalıştı^ı bir olaylar di/isi anlatıldığında, btınıın bir 'doğal anlatı' oldu^unu, yapay anlatıyı ise 'kurmaca anlatı'nın temsil ettiğıni belirtcrck, kurmaca anlatılarm 'hakikati' bir kurmaca söyleın evıeninde söyledikleııni nne sii riiyor. Mctnin sonunda, kimı zaman kcndi bireysel üykünuııti evrenin öyküsüyle çakıştıımayı umduğumuzu da özelliklc vurgulayan Eco, "böyle bir şeyin" kendi ba^ına geldiğini söylüyor vc yaşadıklarını 'doğal anlatı' bagiamında aktarıyor. Ki, bu, Eco'ıııın icinden hiçbir zaman çık mak istemeyece^ı bır 'anlatı ormanı'dır. Iakat hcylıat... Ya/.ımın sonunda, Sayın Jjndıın Karadeniz'in oldıığu kadar Sayın Kemal Atakay m çeviıileıinin de Eco'ya çok yakı^tığını özellikle belırtmcliyim..." ıısıın Akatlı, clcştircl çalışnıak heılehnı vazmsal mctinlerdcn çok, aydınlıira ve yazarlara, bunların 80'li yıllardaki tuiunıuna, bu tııtumun gckliği düzcyin dıırııııuına yöneltıniş ola rak çıkıyor karşımıza, Zamansız Yazılar da. Bu ncdenle ols.ı gerck, Zamansız Yazılar'ı oluşturan deııemelerin hemen he nıcıı tümünde bir kngınlık dııygıısu, bir hüzünlü bakış cgemcn. Bu kngınlık, bu hüzün bir elcştırmenın varoluş düzlemine ait bir duygu olarak değil, bir aydının varoluş düzlemine ait bir duygu biçimi olarak açığa çıkmaktadır. Biı yöntcnı ola rak, aklın bir tutumu olarak değil, yaşanılanların snnııcıında oluşan bir bakış olarak. Aydınlanmanın dcğerlcrini savunan, dolayısıyla ötekilerc gcrçeği göstermeyi, hakikati anlatmayı misyon cdinen vc bu nıisyon doğrultusunda bir eylcmlilık süreci yaşayan, ancak bu süıecin sonunda ötekilerc gcrçeği göstcrcıncdiğinı, hakikati anlatamadığını, dolayısıyla ötckıleri değiştircmeyeceğini anlamış bir niıeyın hüzünlü vc kırgın ıulı haiidiı,* bu bakış tarzında açığa çıkan. "()lmeyecek kadar yarah" bir varoluşun oltıştıırdıığıı bir nıh haiidiı bu. Dcnemeleıdeki bu kngınlık dııygıısu, t o p l u m u n b ü t ü n alanlarma yönelmiş olmaktan çok, 68'lilcre, bu kuşağm 'şiın diki' durumuna yönelik eleşti rcl bakışın bır niteliğidir aynı zamaıiıla. Sol içinde gcnclliklc oluıulanan, dana sonrakı kıı şaklaıa biı model olarak rele ranslanan 68 kuşağına içcrden yapıl.ın bır eleştırıdır bu. Ancak eleştirimn hedefı, 68'lılerin o yıllardaki rıılı lıali veya tinscl vc politik idcalleri değil, tam tersıne, bu kuşağm 68 ruluıııdan vc tinscl ı d c a l l e r i n d c n uzaklaşaıak bır yaşam tarzına döııüştiiıdükleı i tııtumlaıı ve değcr yargılarıdır. Bu clcştirinın özgunluğü, politik ve ıdenlojık eleştlrinin sınırları içinde değil, nesnesi yazın olan bir clcştirel denemc niıı smırları içinde yapılınıs ol masından kaynaklanmaktadır. Füsun Akatlı'nın Zamansız Yazılar'da ızinı sürdüğü sorunlardan biri de dilsizlik sorunu dur. Dilsizlik derken, Akatlı di lin yanlış kullanıınını, anadilin bilinmemesini veya doğru kııllanılmamasını kastcdıyor. Akath'ya göre lürkçc, toplıı mun sadece bir grubunca (ııalk kesimlcrincc) değil, hcmen hemen toplumun tümünde yanlış kullanılmakladır. Sözlii veya yazılı basından yazarlara kadar geniş bır alanı içermcktedir, bu yanlış kullanımının alanı. Yınc Akatîı'ya göre dilin yanlış kul lanımının ncdcni zaman veya kavnak yctcrsizliğindcrı değil, dil bilmenin ıkıncil veya lüks Anlatı O r m a n l a r ı n d a Altı G c z i n t i / lUııhcrto ][(•(>/ Çcvırcn Kcınal Atakay/ bir sorıın olarak görülmcsinden, dilin meramın iletilmesi Cttn Yayıııları/ Kı6 \: KİTAP SAYI 300 SAYFA 11 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle