Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Thomas Hobbes da aşağı yukarı bunu savunur. Hobbes'e göre insanoğlu esasen kötü ve bencildir; sadece kendisini, kendi benliğini yaşatmak için uğraşır. Birey, kendi varlığını devamlı tehdit aldında bulundurduğu için anarşinin karşısındadır. îşte bu yüzden birey kural ve cezaları ile bir toplum yaratma eğilimindedir. Ama bir sonraki yüzyılda JJ. Rousseau ile birlikte bu görüşler tersine döner. Rousseau'ya göre asıl kötü olan birey değil toplumdur. Toplumun yarattığı uygarlık insanı saf, temiz ve iyi tabiatından uzakJaştırıp canileştirmiştir. insan bütün suni kılıflardan sıyrılıp doğasına dönebilirse içindeki gerçek iyiliği yakalayabilir. Kötülük Rousseau'nın dediği gibi toplumda olsa bile sonuç olarak toplumu yaratanbireydir. Golding'e romanlarında neden hep kötüluğü konu aldığını sorduklarında "İyi, kendi başının çaresine bakabilir; asıl problem olan kötüdür." demiştir. Bu aslında çok doğrudur. Bir sayfa kötülük binsayfaiyilikten çok daha çekici ve dana çok boyutludur. Bu yüzden insanları, kendine daha çok yakın olan ve her zaman güncelliğini koruyan kötü daha çok etkiler. lyilikte bir çelişki yoktur; oysa insan olmanın en büyük özelliği çelişkidir. ROMANIN ADIÜZERÎNE Romanın adını incelediğimizde elimize değişik bulgular geçmektedir. Neden Golding romanın adı olarak Sineklerin Tanrısı'nı seçti? Hıristiyanlığın ve uygarlığın karşıtı olarak putperestliği seçip, politeist dinlerden bir tanrıyı uygun görmesi gayet doğal fakat neden Mammon veya Baallim değil de Sineklerin Tanrısı? Sineklerin Tanrısı bilindiği üzere Beelzebub (etimolojik olarak Baal=efendi, tanrı; Zebub=sinekler, pislik) denilen tanrının diğer bir adıdır. Beelzebub bir Filistin kenti olan Ekron'nun tanrısı olmakla birlikte adı en çok incil ve incil'in eski bir versiyonu olan Vulgata'da geçmektedir. Kendisine "Yuksek Evin Tanrısı" olarak alındığında "Yüksek Ev" değişik anlamlar taşıyabilir. Birinci ve en temel anlam olarak "Yüksek Ev" bir tapınaktır. Yani tapınağın tanrısı anlamına gelir ki bu çok açık bir anlamdır. Ama "Yüksek Ev" biraz düşünüldüğünde insanın kişiliği, yapısıve içi olarak yorumlanaDİlir. insanın içindeki tanndan bahsetmektedir. Tabii ki insanın içindeki tanrı hiçbir zaman gerçek tanrı gibi iyiliksever, verici, affedici bir tanrı olamaz. O sadece gerçek tanrının bir kopyasıdır ve bir kopya olduğundan dolayı kendine tapanları sömürür, ezer, yokeder. Işte Golding'in ço cuklarının düştüğü durum da budur. "Yeraltı Tannsı" olarak ele alındığında da anlam uzak kalmaktadır. O dönemde sinekler, ölmüş olanların ruhlannı temsil ettiğinden Sineklerin Tanrısı da Yunan Mitolojisindeki Hades'e karşı gelmektedir. Bir anlamda Beelzebub çocuklan öldürmeyeteşvikeder. Aslında bir başka bağlantı Filistin bölgesi ile ilgilidır. Filistin kentleri yüzyıllar boyu savaş alanı olmuştur ve hâlâ olmaktadır. Bütün tek tanrılı dinler, o bölge ve civannda ortaya çıkmıştır. Yani monoteist ve politeist dinler arasındaki çatışmaların en şiddetli olduğu yer burasıdır. Filistinliler tarih boyunca tsa'ya ve kitabına karşı koymuşlardır. Daha sonra bu olay genişletilerek bir "Filistin tipi" ortaya çıkmıştır. Filistin tiplemeleri edebiyata karşı olan, fakir ve orta sınıf mensuplarıdır. Edebiyata karşı olmaları, încil'e karşı olmalarından kaynaklanabilir. Genelde yüksek sınıfa ve paraya özenirler. Bu birçok yazında da vardır. Olaya bu açıdan bakılırsa, ada Ekron'nun ufak bir modeli, Simon îsa'nın bir benzeri, domuz kafası da Beelzebub olarak yorumlanabilir. Yani olay, bir Hıristiyanlık ve putperestlik savaşıdır; ama bu sefer galip gelen Hıristiyanlık değildir. Putperestliğin yani Filis tinliğin galip eelmesi edebiyatın yenilgisi sayılabuir. Yani kitapta edebi yatın günümüzdeki yeri sorgulanıyor olabilır. Reelzebub'un încil'de "Şeytanlann Prensi" olarak anıldığını belirtmiştik. Aslında Beelzebub, bütün sahte tanrıları temsil eder ve her zaman îsa'nın karşısında yer alır. încü'in muhtelif verlerinde de düşmanları îsa'yı kötülemek amacıyla Îsa'nın yarattığı bütün mucizeler için gereken gücün Beelzebub'dan geldiğini savunurlar. Yani bu mucizeleri gerçekleştiren iyi bir tanrısal güç değil de şeytani bir güçtür. îsa günahkârlarla (dolayısıyla şeytanla) işbirliği yapmakla suçlanır. Beelzebub, her türlü kötülüğün simgesi haline gelir. SONUÇ Burada seksen bir yıllık yaşamın verdiği ürünlerin özetini çıkarmanın imkanı yok ancak yapabileceğimiz basınımızda hakkındaçok az yazı çıkan bu değerli yazarın eserlerini iyice tanımaktır. Son onlu yıllarda çeşitli toplumlarda ortaya çıkan terör ve vahşice öldürülmelere William Golding gözü ile bakmakta da fayda vardır. • Sineklerin Tanrısı / William Golding/Çcv: Mina Urgan, Adam Yayıtılart/228s. ÜSTALAR P O R T R E L E R D I Z İ S I N D E Y E N I B I R K I TA P 1 99J'ÜN E N ÇOK KONUJIII.AN ROMANI Yazar ve însan ADALET AGAOGLU ROMANTİK BİR VİYANA YAZI HALDUN TANER On seçkin yazı, otuz beş belgesel nitelikli fotoğraf ile usta bir yazar ve güzel bir insanın o çok özel dlinyası... USTALARPORTRELER DİZÎSİ'NÎN DİĞER KÎTAPUARI: Oktay Rifat • ZUhtü Müridoğlu (Karton Cilt) • Zühtü MUridoğlu (Bez Cilt) • Semih BaJcıoğlı Galatasaray 8OO5O Istanbul Tfel: (O 212) 29.1 O8 24 Faks: (O 212) 293 O7 23 OE9O ODO Oalata&aray 8OO5O tstanbul Tcl «) 7\ 7) 2V1 OH 24 laks (O 21 2) 2S>3 O7