23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Prof. Dr. Sevda Şener'den tiyatroya katkılar: Oyundan Düşünceye Tiyatpo düşüncesine ilginç boyutlar... OVINDAN DÎSÎNCEYE Sevda Şener, "Oyundan Düşünceye" başlıklı son yapıtında yer alan yirmi bir makalesinde, aykırılık ve çatışma üstüne kurulmuş bir yazın /sanat türü olan tiyatronun uzlaştırıcı, dengeleyici, onarıcı, sağduyuyu pekiştirici özellikleri üstünde yoğunlaşıyor AYŞEGÜLYÜKSEL ram sanatı genellikle yazınbilimciler tarafından benimsenmez. Oyunlar, ne de olsa sahnede canlandmlmak için oluşturulmuş metinlerdir.Konuşma biçiminde yazıldıkları için "şiir"den çok daha kolay anlaşılır, kısa oldukları için romana oranla çok daha kolay başedilebilir, şiir ve romanın yazınsal derinliğine ulaşamamış, ikincil düzeyde yazınsal ürünler... Sofokles yakasını bu tür yargılardan Aristo'nun Poetika'sının yüzü suyu hürmetine kurtarabilmiştir. Ya zavallı Shakespeare? Kimine göre Shakespeare'i önemli kılan yalnızca "şiir"idır. Hoş, Shakespeare'in, iyi bir "şair" olmadığı için oyun yazmayı seçtiğini düşünenler de vardır. Tiyatro ise çoğunlukla bir "aktörlük sanatı" olarak nitelendirilir; aktörden bağımsız olarak düşünülmez bile. Oyun yazanndan çevre tasarımına dek her şey aktörün hizmetindedir. Kimi seyirci aktörü, aktörün sahnede söyledikleriyle özdeşleştiYazarın adı anımsanmasa da rır. olur. Bütün bu çelişik yaklaşımlar bir tek gerçeğe parmak basıyor: Tiyatro söylemini karmaşık çoksesliliği içinde kavramanın güçlüğüne... Sevda Şener'in Oyundan Düşünceye (Gündoğan Yayınları) başlıklı son yapıtında yer alan yirmi bir makalenin içerdiği çeşitliiik bu güçlüğün üstesinden gelmenin hi<j de lcoıay olmadığını gösteriyor. sener ın D yazılarında yansıyan birikim, yazın kuramlarını, tarihini ve akımlarını bilmenin ötesinde, tiyatronun özgül kuramsal ve tarihsel tabanından kaynaklanan oluşumları da özümsemis, yüzlerce oyun metniyle içli dışlı olmuş, uzun ve yoğun bir tiyatro izleyiciliği deneyimi yaşamış, "karmaşık" olguları yalın bir iletişim düzlemi içinde kavratma ustalığına erişmiş bir aydının tiyatro düşüncesi bağlamında ulaştığı noktayı da belirliyor. Şener kimi yazılarında dram tarihçisi, kiminde lcuramsal boyutta irdeleyici, kiminde incelemeci, eleştirmen ve/ya da gözlemci, ama hepsinde bir tiyatro düşünürü olarak çıkıyor karşımıza. Sevda Şener, 1958'deDilveTarihCoğrafya Fakültesi bünyesi içinde kurulan ve ülkemizde tiyatro olgusunu tüm cepheleriyle bir bilim, Dİr disiplin olarak kurumlaştırmada büyük katkısı olan Tiyatro Araştırmalan Enstitüsü'nden yetişmiş illc tiyatrobilimcimiz. Otuz beş yıldır emek verdiği D.T.C.F. Tiyatro Bölümü'nde Musahipzade Celal ve Tiyatrosu (1964) ile başlayan yazma serüvenini oyun eleştirileri, çözümlemeleri ve yazarlara ya da tiyatro olgusuna eğilen makalelerle sürdüren Şener, Çağdaş Türk Tiyatrosunda Ahlak, Ekonomi, Kültür Sorunları (1971) ve Çağdaş Türk Tiyatrosunda Inson (1972) başlıklı kıtaplarında Cumhuriyet dönemi dramatık yazarlığını mikroskop altına yatırarak incelemişti. 1982'de yayımlanan ve ikinci baskısının ardından TC Kültür Bakanlığı Tiyatrp Eleştiri, Inceleme ve Araştırma Ödülü'nü kazanan (1993) Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi ise Batı tiyatrosunun dayandığı kuramsal tabanı kitap boyutunda irdeleyen ilk özgün Türlcçe yapıt. Oyundan Düşünceye, yazarın, tiyatro olgusunu tarihsel ve kuramsal boyutlarıyla ele alarak çeşitli yaklaşımlarla irdelediği makaleleriyle, Türk tiyatrosu bağlamında yaptığı genel saptamalar ve oyun incelemelerinden oluşuyor. Kitabın en ilginç özelliği, okuru, Batı'nın yirmi beş yüzyıflık ya da Cumhuriyet döneminin yetmiş yıllık serüveninin içine katıp, içeriğe, biçime, biçeme ilişkin tartışmalar içinde keyifli gezintiîere çıkarması. Şener, "dün"ü "bugün"e bağlamadaki ustalığıyla, tiyatro sanatını oluşturan çeşitli olgulardan kâh birinin kâh ötekisinin izini sürerek rengârenk öykülerüretiyor. Sözgelimi, tiyatronun, büyü törenlerinden, ritüelden kaynaklandığını öne süren kuramları tanıttığı yazısında, "yaşamın gereksinmeıerinden doğan" zaman içinde "sanat"a dönüşen tiyatroyu bir kez daha kaynağıyla buluşturma yolunda harcanan çağdaş çabalan desteklerken, tiyatronun dünüyle bugününü bakın nasıl buluşturuyor: Özünde her zaman büyüsel bir yanı korumuş olan bu sanat, düş ile gerçeği, sağduyu ile heyecanı, akılcı açıklama ile gizemli sezgiyi bir arada banndırmıştır. Ti yatronun bu özelliğı ona gerçek işlevini kazandıracak bir gizıl güçtür (s. 32). Bir başka makalede ise "dram sanatı"nı "insanı geçitlerde sınayan bir sanat" olarak belirleyen Şener, busavını Sofokles'in Filoktetes'inden Güngör Dilmen'in Kurban'tna ulaşan oyunlarla örnekleyerek tartışıyor. Yazılar sürdükçe, Antik Yunan tragedyasmın yansıttığı değer yargılarından yola çıkıp "insanın öyküsü"nü izleyerelc, çağdaş dünyanın değersizlik ortamını dıle getiren uyumsuz tiyatroya ulaşıyorsunuz. Sonra karşınıza modern sonrası tiyatroyu, postmodern dramı irdeleyen tartışmalar çıkıyor. Şener, tiyatronun bugününe çağdaş yazın kavramları doğrultusunda da ışık tutuyor. Şener, genellikle önce "ayrıştıran" sonra da "bireştiren" bir yaklaşımla tartışıyor tiyatronun olgufannı. Sözgelimi, "tiyatroda estetik uzaklık" kavramını, birbirinden çok farklı alttürlerdeki yansımalarıyla çeşitlendirdikten sonra "tiyatro sanatının işlevi" tartışması içinde bütünleyiveriyor. Ya da "oyun içinde oyun" kavramını çok değişik bakış açüarından irdeleyerek "yaşama oyunu" ile dram sanatı içinde yer alan "oyun" katmanlannı yüzyüze getiriyor. Kimi yazılarda ise güncel sanat anlayışlanna ilişkin yaman saptamalar yer alıyor. "Halkın hoşlanoığını yapıyoruz" savıyla sanatı her dalında ayağadüşüren "popülerlik" anlayışıCUMHURİYET KİTAP SAYI I SAYFA 12 206
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle