25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

popülizm diğer yandan MarxistJakobenci, 'profesyonel' gösterişçi Arabik Müslümanlıkla toplumu tam bir cendere altında tuttuğu, insanların kılık kıyafetinden, söylediği şarkı ve türküsüne, yediği lahmacundan, aşklarına kadar müdahale ederek toplumsal yozlaşmayı giderek derinleştirdiğini belirterek, yaşanan her toplumsal gerçekliğin, söylenen her sözün, ifade edilen her duygunun, binlerce yıldan süzülerek geldiğini, toplumların yaşam merceğinden geçtiğini, bu nedenle yerleşmiş değerlerin kolayca kötülenerek soysuzlaştınlıp yozlaştınlmasıyla yaşanan süreçte asu sorumluluk sahibi olduklarını; onların "memleketimi seyiyorum" deyip Konya ovasından, Ümraniye çöplüğüne kadar; "halkımı seviyorum" diyerek Kırşehirli, Çankırılı, Mardinli insanı îstanbul'un estetiğini bozan magandalar diye tanımladığı; ülke gerçeğini görmediğini, "Türküleri seviyorum" diyerek Çaykovski'yi, Mozart'ı dayattığı; "aşklarını seviyorum" diyerek "serbest aşk", duygusuz değersiz günübirlik zevkler yapmayı, giderek pornografiyi topluma dayattıklarını; aslında onların "ussal düzlem"de yaşayan sosyal gerçekliği soyutlayan teröristler olduğunu cesaretle vurgulayarak, bu alanda da, hem yaranmaya çalışmadan, herhangi bir sermaye grubuna, basın tekeline, siyasi partiye dayanmadan, hem de tüm iktidar odaklarına, köklü eleştiriler yönelterek, üstelik slogancdığa, skolastizme düşmeden, herhangi bir istikameti empoze etmeden ilk kitabından itibaren onbinlerce insanın kitaplığının baş köşesinde yer alan 'Dörtlü'yütoplumakazandırmıştır. "Or'da Kimse Var mı?", aynı zamanda toplumun başında karabasan, bireyin tepesinde Demokles'in kılıcı durumundaki korkuyu aralamıştır. Korku!.. Insanlığın oluşumundan günümüze. Cosmos'un kara deliklerinden batık Atlantis'e, canlılar âleminin bir parçası olan ademoğlu ya da Darwinci bir tanırnla önce sürüngen sonra maymun çocuğu insan, tabiî afetlerin doğal korkusunu bir yana bırakırsak, kendisinin yarattığı sınırsız korku fantezilerinden kurtulamamaktadır. Alev Alatlı bu dörtlü ile bütün korkuları karşısına almıştır. Allah korkusu, cehennemde yanma korkusu, inanç korkusu, inanamamak korkusu, ideoloji korkusu, yanlış yapma korkusu, açlık korkusu. Bilginin getirdiği; sosyalistin faşizm ve sermayeden korkusu, milliyetçinin törelerden kopma ve tanımadığı, kendisine yabancı BolşevikRus hegemonyası korkusu, Müslümanın dinsizlik, laisistin fundamentalist dikta korkusu, feministin erkek korkusu, erkeğin yerini kaybetme, güçsüzleşme korkusu. Dörtlü bütün bu kavramları yerinden oynatıyor, korkanları korktuklanndan, korkmayanları yeni korCUM HURİYET KİTAP SAYI 207 kulardan haberdar kılıp korkusuzca korkunun üzerine gidiyor. Dolayısıyla korku yaratmak ve var olan korkuları muhafaza etmekle yaşamını sürdürenler 'Dörtlü'den korkuyor. Dörtlünün ortak kahramanı Rumeli göçmeni,. yüksek entelektüel birikimli Günay Rodoplu. Türkiye toplumunun sağı, solu, dinlisi, ateisti, aydını ve köylüsüyle hareketli sosyal gerçeğinin yaşadığı ilüzyonu gören, gördüğü için de kendisini çöl ortasında açmış çiğdem gibi toprağa, suya ve kara hasret hisseden, 'kader'i değil 'kelimeler'i yaşayan, kendi insanının dünyasında kendisine yer arayan sarışın birhatun kişi. Dörtlü'nün diğer bir kahramanı, yer yer öne çıkıp olayları birlikte yaşayan, kendisi olmadığı zaman da gelişmeleri hikâye eden, Rodoplu'nun yörüngesinde bildiği ve inandığı tüm kavramları n sorgulandığı, Rodoplu ile her konuşmasında ya da her tanıklığında ken Amerika'lı Pavloviç ise Türk edebiyatında ilk defa karakterize edilen Batılı insan (aydın) tiplemesidir. Alatlı şimdiye kadar Batılı yazarların kendiierine yalan yanlış 'orient' tipleri çıkartarak, Doğu insanını olduğu gibi değil Karl May gibi istedikleri biçimlerde şekillendirmişliklerini, ilk defa tersine çevirerek, Amerika'nın kuruluşundan günümüze köklü bir yeri olan, yüksek ekonomik ve kültürel donanımını, eski Rusya göçmeni Yahudi Pavloviç ailesini, hiçbir laubaliliğe yer vermeden, tarihi ve felsefi boyutları içinde derinliğine resmeder. Bu yanıyla bir Batıh'yı Türk romanında karakterize etmenin ötesinde, Füruzan'ın Alman 'mama'sı tiplemesi boyutlarıyla kıyas kabul etmeyecek bir yoğunlukla Batı'yla tarihsel ve felsefi bir hesaplaşmaya da giren Rodoplu, Türkiye insanının önüne yepyeni bir ufuk açar. Prof. Dr. David Pavloviç ve eşi Dia Yayıncılık, Yayın Yönetmeni; 19841985 YAZKO Yönetim KuruluBaşkan Yardımcısı; Yapıtları Romanlar; "YaseminlerTütermiHâlâ?"/Ocak 1985, "lşkencec i 7 Arahk 1986, "Aydın DespotizmiV 1986, "VivalaMuerteVMart 1992, "'Nuke' Türkiye/ Aralık 1992, "Valla Kurda Yedirdin Beni 7 Aralık 1993. Çeviriler Haberlerin Ağında Islam 1985, Filistin'in Sorunu 1986, En Emin Yol" Akam ülMesâlik'li Marifat Ahval elMemalik" Tunuslu Hayreddin PaşaKasıml986. Kadere Karşı Koy AŞ isimli bir tiyatro oyunu, çeşitli makaleleri ve Köşe Yazarları ve Obskürantizm adlı bir de araştırması vardır.B disini sorgulama ihtiyacı duyan Mehmet. ilk kitap olan 'Viva la Muerte' Türkiye'de sosyal demokrasinin 'sefaIet'ini sergiliyor. Sosyal demokratlığa 'terfi etmiş' olan eski devrimci, Gümüşhane'nin yaylalanndan kopup gelen 'kekik kokulu' Şafak özden'e tutulan Günay Rodoplu, rakı sofrasında Deniz ve Sinan'a ağıtlar yazan Özden'in ideallerine olan bağlılığını gerçekleştirebilmesi için ona var gücü ile yardımcı olarak, onun belediye başkanı olmasını sağlayacaktır. Ancak gördüğü insan, idealleri olan temiz pak devrimci değil, kendi tabiriyle tam bir 'gecekondu yuppi'sidir. Viva la Muerte ile romana giren na nezdindeki hesaplaşma asıl olarak ikinci kitapta işlenir. 'Nuke Türkiye' adını taşıyan ikinci cilt, bu adı Iran devrimi sırasında bütün Amerika Birleşik Devletleri'nde kampanya boyutlarındasüren'Nukelran"tran'aNükleer Bomba'dan esinlenerek almıştır. Iran'da tslam iktidarını nükleer bomba bullanmak da dahil yıkmak isteyen benmerkezci, dayatmacı, Batı düşüncesinin arkasında asıl olan aynı minval üzerinde gelişmiş olarak da Yahudilik, Hıristiyanlık ve sonuncusu olan îslamiyet ve kimlik kazanmış kitabi dinlerin kapitalizm ile nasıl soysuzlaştmldığını anlatan, Yaseminler Tüter mi Hâlâ'nın sanki doğal devamı gibi; aynı l')44'teîzmir'dedoğdu.Liseyi,Tokyojaponya'daokudu: The American SchoolinJapan,Üniversite,Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ekonomi Departmanı, 1963; Vanderbilt Universty, Nashville, Tennessee, USA, Master, 1965; Dartmouth College, New Hampsire, USA, Postmaster.Felsefe, 1968. 19681969 Kalkınma tktisadı öğretim üyeliği, Canaan College; Maine, USA; 19701972 DevletPlanlamaTeşkilatı, iktisatuzmanı.Ankara; 19721974 California Üniversitesi, Berkeley, psikodilbilim araştırmagörevlisi2 yaş, 4 ay ile ve 3 yaş 8 ay arası Türk çoculdarında TürkçeöğrenmePaternleri; 1981 1984 Bizim English dergisi, Çağdaş I zamanda hem kitabi dinlerin kapitalizm ile nasıl soysuzlaşmış olduğu düşüncesiyle ayakları suya eren bir Doğu toplumu kurulması görevini Türkiye aydınının önüne koyar. 'Nuke Türkiye' köklü bir ilahiyat bilgisine ilave olarak derin bir felsefi olgunluk taşımakta ve bu yanıyla anlamakta zorluk çekilmesine rağmen belki de dörtlünün en önemli kitabi olma konumundadır. Bu kitap ayrıca Marx'tan Freud'a, Aristo'dan Hegel'e, Jan Jack Rousseau'dan Schiller'e uzanan Batı düşüncesine yürekli bir meydan okumadır. 'Nuke Türkiye' sadece Türkiye'de değil, tüm Batı'da kendisine üçüncü sınıf muhataplar aramaktadır. Üçüncü ve Aralık 93'te yayımlanan son kitap 'Valla Kurda Yedirdin Beni', Türkiye toplumsal gerçekliğinin sosyalist sol ve Kürt gerçekleri bağlamında devam ediyor. 27 Mayıs'tan hemen sonra YÖN dergisiyle başlayıp TtP ile devam eden yeni sol siyasi yapılanma, TÎP'in MDD, Sosyalist Devrim ve DDKO biçiminde bölünmesiyle gelişen süreç, THKPC, THKO ve Aydınlık ile başlayan bölünme süreci, 12 Mart Muhtırası ile kesintiye uğramış, 12 Mart'tan sonra Kürt solunun yeni bir muhteva kazanan kimliğini, TKSP'den PKK'ya uzanan ve bağımsızlaşan gelişimini konu ediyor. Sosyalist Türk ve Kürt devrimcilerinin günlük yaşamına giren Günay Rodoplu, Şiran'da yaşadığı garip aşk hikâyesinde Kürt insanının yiğitliği, mertliği, ihanet ve sevgilerini bütün yalınhğı ve çıplaklığı ile sergiliyor. Yer yer umutla dolan Rodoplu bazen de ihanetin kirli buğusunda kirlenmişlik duygusu ile kahrolurken, Kürt meselesini yok saymış resmi politika ile, Türk sosyalistlerinin Kürt insanının ezilmişlik duygusunu pohpohlayan faydacı tavrını açığa çıkartıp, dünya konjonktüründe büyük ülke rasyonalliğine paralel olarak, dağılan Osmanlı'dan artakalmaktan gelen yurtsuzluk ve arada kalmışlık duygusundan da kurtulamadığının trajik panoramasını çiziyor. Or'da Kimse Var Mı ? 'nın dördüncü cildi 1994 Mart sonunda bekleniyor. Ülkücü hareketin tartışıldığı bu kitabın da beklemeyi hakettiğini ilk üç kitaptan biliyoruz. Alev Alatlı'ya hoş geldin, ne iyi yaptın diyoruz. • •» Viva La Muerte "Yaşasın Ölüm"/ Kitap V 512 s./Mart 1992/5. Baskı/htanbullBoyut Yaytnevi • 'Nuke' Türkiye/ Kitap 2/ 430 s./ Arahk 1992, 3. Baskı//Boyut Yayınevı •» Valla Kurda Yedirdin Beni/ K: tap 3/ 560 s./ Arahk 1993/ 2. Baskı/ Boyut Yaytnevi •• Işkenceci/ 118 s./Mart 1992/2. Baskı/ Boyut Yaytnevi •• Yaseminler Tüter mi Hâlâ?/ ] 76 s./1992/2 Baskı/Boyut Yayınevi SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle