19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Marguerite Duras ağır hastalıktan sonra Yaz Yağmuru 'nu yazdı, Aşka evet, şefkate hayır 1988 kasımında hastaneye kaldırıldığında, "Emily Y"den son kitabı diye söz etmişlerdi. Duras 1989 haziranında hastaneden çıktı ve "Yaz Yağmuru"nu yazdı. "Hiroşima Sevgilim"in, "Sevgili"nin yazarı, "Belki komadayken bile yazmaya ara vermedim" diyor. /~~ S on olarak 9. Uluslararası Istanbul Film Festivali'ndc yeniden gösterilen Hirosima Sevgilim'in senaryo yazarı Marguerite Duras, geyirdiği ağır bir hastalıktan sonra 75 yaşında yazmayı, cınselliği ve aşkı düşünmeyi sürdürüyor. Sevgili adlı romanıyla Goncourt Ödülü'nü kazandıktan sonra TV'de söyleşilere çıkan, kitlelere de ulajan Duras'ın hastalığı sırasında Emly Y'den "son kitabı" diye söz edilmişti. Ama Duras, herkesi yanılttı. Şimdi Yaz Yağmuru'ndan Duras'ın son kitabı diye söz edıliyor. Hastanede ne kadar kaldınız? 9 ay dediler, 88 kasımından 89,haziranına kadar. İki üç yıl ya da birkaç gün ya da bir saat de diyebilirleıdi. Unutma gibi bir şey bu, her şeyden önce zamanın unutulması, şimdiki zamanın, şımdıki zamanın bütünlüğünün unutulması. Gerçek komada 8 gün kalmış olmalıyım. Aslına bakılırsa hekimler beni gözdcn çıkarm'ışlardı, ancak hemşıre direndi, yaşıyormuşum gibi davrandı. Tam o sırada tansiyon yükseldi, 4'ten 7'ye çıktı. Iste hayat denen karmasık şey. Anlasılmıyor, kimse anlayamıyor. Yeniden ne zaman hayata döndünüz? Bilmiyorum. Birden odamda oğlum Yann'ı gördüm. . Marguerite Duras, geçırdıfiı ağır bir hastalıktan sonra 75 yaşında yazmayı, cınselliği ve aşkı duşunmeyı sürdüruyor Duras "Evet" diyor, "aşkı yazıyorum, ama sevecenhğı değıl. Sevecen ınsanları sevmem Sert, haşin biriyim Bırını sevdım mı onu arzu ederım." Karşımda duruyor, gülümsüyordu. Heyecanlanmadığımı anımsıyorum. Hayata dönüş anımsanmıyor. Yeniden d o ğuş duyumsanamıyor. Ama Yann'ı gördüğümü anımsıyorum. Bedenimin değistiğini, çok zayıfiadığımı göremiyordum. Yüzümü ancak hastaneden çıkarken gördüm. Beni ilgilendirmiyordu. Yeniden yazmaya ne zaman başladınız? Belki de komadayken, ara vermedim yazmaya.Yann buna inanıyor. Kitabın komada, komanın o kara dolabında yazılmış olduğuna inanmaktan alıkoyamıyorum kendimi. Şöyle diyorum: Yaz Yağmuru'nu öteki kıtaplarımdan daha fazla yazdım. O, benden bir jey. Öteki kitaplarından daha çok "bilinmeyen ben"den bir şey. Gerçi yeniden yazmaya çok çabuk başladiğım söylenebılir, ama hastaneden çıkar çıkmaz değil. Aslında kitabın hazır olduğunu biliyordum. Her şeye ağır basan, kitap olmadı. Hastaneden çıktığımda dışarısı her seyden baskın çıktı. Hayatın nedeni oldu dışarısı. Bir an önce odanın dışına çıkmak. Kapıdan çıkmak ve kendinı duvarların ötesinde bulmak. Kitap bittikten sonra bu kendimi dışarı atışlar sürdü. Ah, size söylemeyi unuttum! Kimseleri görmüyorum, oğlumla arkadası dışında. Ama dışarı çıkışlar hâlâ sürüyor; gündüz, gece, şafakta, güneş batarken, siste, yağmurda. Ârabayla dolaşıyoruz. Gece hızlı sürüyoruz arabayı. 160'a vurunca konuşmayı kesiyoruz. Kitaplarıruzda hep aşk var... Evet, askı yazıyorum, ama sevecenliği değil. Sevecen insanları sevmem. Sert, haşin biriyim. Birini sevdim mi, onu arzu ederim. Oysa sevecenlik arzuyu, tutkuyu dısjar. Gündelik politikayı izlemeye ne kadar vakit ayırıyorsunuz? 1988 yazından beri gazete okumuyordum. Bükreş ayaklanmasının başında Yann, "Le Monde"u yatagımın yanındaki masaya bıraktı. O gece yeniden "Le Monde"u okumaya başladım. François Mitterrand'ın yönettiği bir grupta Fransız Direnmesi'ne katıldınız. O sıralar kocanız Dachau kampında kaldı. Fransız Komünist Partisi'nin eski bir üycsısiniz. Ama kendinizi hâlâ bir Ma'rksist olarak tanımlıyorsunuz ve bazı şeylerden hâlâ korktuğunuzu söylüyorsunuz. Nelerden korkuyorsunuz? Hitler'den. Evet, hâlâ Hitler'den. Hitler adı verilmiş olan o berbat şeyden. Almanya'dan korkuyorum. Son zamanlardaki Almanya'nın yeniden birleştirilmesi konuşmalarından kaygı duyuyorum. Son savaşı yaşamış olan herkesi kaygılandırıyor bu. Kanımca, Alman gençliğine ülkesine ilişkin gerçekler yeterince öğretilmedi. Ve bütün bunlann yansıdığı Rus Gulag'ından, Stalin'den, Stalinciliğin bütün hasuhklarından, Marchais'den, Brejnev'den, Çavuştsku'dan korkuyorum... Sürüyor mu bu korku? Evet, kendi içinde yaşayan bir korku bu. Aynı zamanda Le Pen korkusu, genel olarak Sağ'dan korku... Korku, hayatımın dört yanında sürüyor. Gorbaçov'dan da korkuyorum. Bereket, aşılmış, biri Gorbaçov ve bunun farkında. Gorbaçov'un akıllılığı, halkların güçlü olduğunu anlamasında. Lech Walesa 1980'de urıaya çıkar çıkmaz anladı bunu Gorbaçov. VCalesa'nın düşüncelerinin bütün Avrupa'ya yayılması için on yıl geçmesi gerekti. Walesa, Rusya korkusunu yenen ilk kişiydi... Peki, neden yeni kitabınızdan fazla söz etmek istemiyorsıınuz? İstemiyorum. Çünkü kitap orada duruyor işte. D C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 74 S A Y F A 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle