19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şairin gençlik şiirleri Gürlevik'te Ronsard'dan Rimbaud'ya, Lautreamont'a, Dylan Thomas'a uzanan bir ufuk çizgisi var. 36 yıllık bir kuşakta, şürinizin kültürel besinine fazladan Grek şiiri ve Marksizm girmiş, ama ana damarlar aynı. Bu çevrim sizi mutlu ediyor olmalı... Bu söylediklerıniz, bu söylediğıniz öğe ve malzemeler arasında Marksizm şiırime 1960 başlarında ve daORHAN ALKAYA ha yoğun olarak da 1965 yılında Paris'te girdi. Ama 1958 yılında Fidel Castro için şiir yazmışlığım var. Sizdemir Ince'yle, Sıracevizler'deki evinin çalışma zin de bildiğiniz gibi Marksizm benim için her zaman odasında, Polonya malı bir yazı makinesj ara bir yöntem oldu. Düşünme, duyma ve duygulanma mocılığıyla söyleştik. Ben soruları yazdım, Özde deli olmadı. Bu yüzden bir köstek, bir engel, bir bukamir İnce masadaki yeri devralıp cevapları... Ro ğı oluşturmadı benim için. Bu nedenle hiçbir zaman pörtörlük konusundaki beceriksizliğim yüzünden icat hazır modellere göre yazmadım. O yaşlarımda Grek ettiğimiz bu yöntem, bizi bir hayli keyiflendirdi aslın dünyası gene vardı benim için ama bu dünyada, şairler daha sonra yerlerini aldılar. da... Sizin, yaklaşık olarak İskenderiye'den PelepoBu şiirleri on sekiz ile yirmi üç yaş arasında yazmışsınız. Toplam olarak bir kitap olabilecek şiirler. nes'e uzanan bir şiir coğrafyanız var. Bu, otuz yıl Kitaplaşması tam otuz yıl ertelenmiş bir kitap. 1990 'horgörülmüş' ilk kitapta aynı coğrafyaya rastlamak yılında 1960 yılındaki genç şair Özdemir'in duygu irkiltti beni. Adeta, mitologya bile (Argo/s, Argonotlar, Aloyone vs.) vc dahası kent kültürüne ait kilarını yakalayabildiniz mi? Düzeltmelerini yaparken şiirlerin oluştuğu mekân mi girmeler bile bir coğrafya bilgisiyle, duygsuyla ları, coğrafyaları neredeyse yeniden yaşadım, aynı k o yer alıyor şiirlerinizde. Bir yanı Ortadoğulu, bir yanı kuları duydum. Genç Ozdcmir mi bana geldi, yoksa Hellen bir Akdeniz bu. Nasıl bir şey allahaşkına? Mersinliyim ben. Yani tam bir "kozmopolit"ım. ben mi ona gittim bilemem. Ama bir mutlu yerde buluştuk. hiçbir kitabım, ki şiir, çeviri meviri toplam alt Mersin şimdi nasıldir bilmiyorum. Benim yıllarımda mışı bulur, bu kitap kadar heyecanlandırmadı beni. Bu (19361956) MüslümanHıristiyanMusevi bir kent söz hcm insansal bir heyecan, hem de estetik bir heyecan. konusuydu. Mersin aynı zamanda bir insan harmanıyOtuz yıl gecıkmeyle günümüz gençlerinin, genç yazar dı. Demek ki bir hoşgörü ve başkalarının sıcaklığına ve şairlerinin karşısına çıkıyorum. Işin sonunda gırgı yabancı olmamak ortamıydı. Mersin hem Türkmen'ra alınmak da var. Demek ki sevincin yanında korku dır, hem de Beyrutludur. Gürlevik'i hiçbir zaman horgörmedim. Bu konuda yemin edebilirim. Hor görmeda söz konusu. Özdetnlr İnce 'Gürlevik' teki şiirlerini anlattı Gürlevik / Özdemir İnce Gölge Yayınlan / 64 s 7 6.000 TL Kod No: 178.006 O dim, ama belki ihanet ettim ona. Itiraf ederim: Bu kitap beni de şaşırttı. Sözünü ettiğiniz süreklilik hem ürküttü, herh de gönendirdi beni. Bir yanı tutarlılık (bu iyi), ama öteki yan "yazgı" ise bir program ise kötü. Şamanlığa razı olabilirim. Toprağa, suya, hava ve ateşe bağlıyım ve bağlıydım. Gürlevik'te bir üslup arayışı dikkat çekiyor. Bir yandan tkinci Yeni'nin içinden bir hermetique (kapalı) yöneliş... Ki şiir dilinizi, tkinci Yeni şiirinin genclinde olduğu gibi Anglosakson dillerin sentaksına doğru taşıyor. Bu yan, kitabın son iki şiirinde (Five O'Clock Tea ve Seni Kcndimden Anlıyorum), sonraki şürinizin belirgin özelliğini oluşturan eksiltili (elliptique), sade bir şiir diline doğru evriliyor. Bir de yazgısal bir ortaklık sayıyorum bunu, Attilâ llhan etkisi. Galiba, pek çok şairin, sonradan dosyalayıp uzak raflara kaldırdığı ilk dönenı şiiri üzerinde etkili olmuştur Attila llhan. Ne dersiniz? Ben 1950'lerin standart şiirinı, yazarken değil, okuyarak eskittim. Gürlevik'teki şiirler bu standart şiire "karşı" bir şiirdir. Bu "karşı" oluş önce Attila İlhan daha sonra da "Ikinci Yeni" ile buluştu. O yılların standart şiiri ile Attila İlhan şiiri arasında müthiş bir sevıye farkı vardı, Attila Ilhan'ın lehıne. Attila İlhan'ın şıirini elbette sevdim. Büyiik bir şairdir. Enver Ercan'la yaptığımız konuşmada da belirttiğitn gibi benim o çağımda Attila İlhan etkisi "pastel"dir. Ondan "standart"ın dışına çıkmayı, yeni bir söz dızimi ve ses araştırmayı öğrendim. Onu tekrarlamadım kesinlikle. Zaten Gürlevik de ortada. tkinci Yeni'den çıkmadım, onunla buluştum. Nihat Ziyalan da öyledir. tkinci Yeni de "standart"ı geçmeme yardım ettı. Eksiltıli (elliptique) şiire öncelikleri Rene Char, daha sonraları ise Yannis Ritsos aractlığıyla gittim. Şiirde imge düzeni üzcrine teorik yazılar da yazdınız. Bunlar, sizin "bildiğimiz" şiirinizi de açıklar nitclikteydi: Denetlenmiş, ilişkilendirmeleri, bağlantı noktaları belirlenmiş, çağrışım alanları düzcnlenmiş bir imge sistemimiz var. sisteminiz var. Gürlevik'e kadar, bunu sizin naturanız sayıyordum. Oysa bu 'ilk kitap'ta, imgeleriniz dağınık bir düzen içinde gclişiyor. Patlamalar, çığlıklar duyuluyor şiirlerinizde. Nerdeyse, Rimbaud'nun kutsal saydığı o kargaşa içinde imgeleriniz. Biraz, imge sisteminizin evriminden, oluşumundan söz edelim mi? Haklısınız. Yırmi yaş dolaylarımda zihinsel ve duygusal olarak Rimbaud ve Lautreamont'u akraba saymışımdır kendime: Delikanlı, çizgi dışı ve başkaldıran. O yaşta insan, düzen kurucu değil düzen bozucudur. Her zaman. Ama o sıralarda bile "imge" için imge, "dil" için dil kurmaya yanaşamadım. Sonraları Fransız şiirinin etkisiyle ve gerçeküstücü şiiri anladıkça, şiirin yapısına, bu yapı içinde imgenin yerine, imgenin nesnel bağlılaşığı ile (nesnel karşılığı ile değil) anlamın yapısına yöneldikçe imgelerim bir 'neden'e bağlanmaya başladılar. Şiirin bir disiplin işi olması gerektiğini kavradım. Şiirin ve bütün sanatsal üretimin bir anlam, bir anlam dünyası kurmak olduğunu öğrendim. Şiir bulunduğu ortamın biçimini alan bir sıvı değildir. Ama eğer sıvı ise şairin kurduğu dilsel ve anlamsal yapıyı dolduran bir sıvıdır. Otuzlu yaşlarımda, kırklı yaşlarımda ve ellili yaşlarımda yazdığım şiirlerde de patlamalar ve çığlıklar vardır. Deli olan "akıllı" deliye yöneldi belki. "Gürlevik"siz şiirsel yorganım bütün gövdemi örtmuyordu, ayaklarım açıkta kahyordu ya da yalınayak geziyor gıbıydim. Bu yazışmayla, siirinize yaklaşmak isteyecek okura birkaç ipucu verdik sanırım. Hakiki okurun scrüvenine fazla müdahalc etmemek için sözü kesiyorum ve onları delikanlı özdemir'in şiir dünyasıyla baş başa bırakıyorum. Teşekkür ederim. fl S A Y F A f 5 özdemir İnce "Gurlevık"tekı şiirleri, 1823 yaş arasında yazmış Ama kitaplaşması 30 yıl ertelenmıs C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle