18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Metin Kaçan "Ağır Roman"da kentin karnının dışında yaşayan insanlan anlatıyor Kolera Sokağı'nda yaşam SENNUR SEZER "Lağım suları ve fare sürüleri uyuduğunda, Kolera Sokağı'nın gece gündüz yaşayan herifleri, barakaların arasından uzayıp pavyonlara, düğün salonlarına doğru vurdular. Aletlerini dokuzsekiz ritmindc tırmalaya tırmalaya geçtikleri kuytularda, Malbuşçu ve cıgaracı kadınlar, iskambil kâğıdı gibi kırıtarak oynuyorlardı." (s.18) Bu satırlar bir edebiyat escrinde şaşırtıu. Ama Ağır Roman'da böyle bir bölümle karşılaşmanız çok doğal. Çünkü Ağır Roman, İstanbul'un Dolapdere semtınde geçiyor. Dolapdere, Kasım paşa deresinin bitim noktasından Pangaltı'ya doğru uzanan bölümdür. Otomobil tamirhaneleri yanında, ünlü Hacıhüsrev bir adım ötesındedir. Kiliselere de rastlanır. Ve Istanbul'a Anadolu'dan göç edenler, iş merkezlerine yakın bu bölümde gecekondu benzeri evlere ucuza yerleşebilirler. Bu bölge tamirhaneleri, kiliseleri, çingene evleri; gecekonduların Anadolu'dan getırıp koruyabildikleri kültüre Pangaltı'dan karışanla kendince "arabesk" bir hava taşır. Metin Kaçan, Ağır Roman'ın yazarı. Kitapta "1961 yılında doğdu. Aynı yıl ailesi tstanbul'a göç etti. Çocukluğu Dolapdere'de geçen Metin Kaçan, otomobil tamirciliği, marangozluk, musluk tamirciliği, barmenlik gibi işlerde çalıştı. 16 yaşında "Bcyaz Eldiven" çetesini kurdu. Bütün arkadaşları öldürülünce yazmaya bajladı." dı AGIR ROMAN Ağır Roman / Metin Kaçan / Metis Yayınlan / 140 s. / 7000 TL. / Kod No: 079.095 K İ T A P T A N B İ R B Ö L Û M Metin Kaçan. dejjişik bir Istanbul romanı yaayor Belki yazılmamış bir tanbul bu. Polis kayıtlannda alışılmış, gazete haberlerinde gözleri bantlı, televızyon programlarında sırttan gördüğümüz bir Istanbul Uıli, daha çok tıfılken, ağır roman havasının "zımbam zımalda zımbam" sesleriyle omuzlarını dikip gözlcrini iki uzun bir kısa yakarak heriflerin peşinden Çitıki düğün salonuna gitmiş ve orada da sızaki olmuştu. Darbukacı Balık Ayhan, onu yüzünde tanıdık bir gülümsemeyle uyurken bulmuş, "Yıkıkköprülü Berber Ali abi, oğluna dikkat edesın, böylesi yılan gibi oynar, aman bıçaklara rasgelmesin," diyerek babasına teslim etmişti. O giinden sonra Gıli ne zaman arazi olduysa babası onu Çitiki düğün salonunun bahçesinde bulur olmuştu. Güneş buluttan sıyrılırken Kolera'nın âlemci kadınları bir omuz darbesinde yıkılacakmış gibi duran evlerinin önünde oto tamircileriyle, marangozlarla, tornacılarla aslanlar gibi muhabbete koyuldular. Bir yandan da kaynak yaparken elleri titreyen ustalara esrarı daha kallavi içmeleri için zıvana hazırlamaya başladılar. Köylü kadınlar, kocalarının mahalle hakkında anlattıkları korku hikâyclerinden tırstıklarından mahkumlar gibi camdan bakıyorlardı. Aniden ortalikta beliren Gaftici Fethi, Fil Hamit'in arabasını şanına yakışır biçimde tavladı. Gaftici'nin hünerli ellerine kapılan araba, kapı ve pencerelerini cömertçe açtı. Fethi yatakta dostuyla beraber doldurduğu seks kasetini de teybe sürdü. Teypten çıkan seksi çığlıklar, inlemeler Kolera Sokağı'nı kapladı. Köylü kadınlar başörtülerinin uçlarını ağızlarının önüne çekip içi gözüken tül perdelerin gerisine devrildiler. Âlemci kadınlar ve tamirhanede çalışaniar Gaftici Fethi'ye "Helal olsun usta sana bu yollar," dercesine baktılar. ye tanıtılıyor. Bir ilk romanın biyografik notlar taşıması kaçınılmaz. Kaçan'ın romanında da Anadolu'dan göçen bir aile ön planda. Berber Ali, karısı İmine, oğulları Reco ve Salih. Ayrıca Reco, resim yapmaya meraklı bir çocuk. Metin Kaçan da karikatür dergılerini izleyenlerin hemen hatırlayacakları bir soyadı taşıyor. Daha doğrusu, Hasan Kaçan'ın kardeji. Ama Ağır Roman'da Hasan Kaçan'ın Eş}ek Herif inden izler bulmaya kalkıjanlar yanılırlar. Çünkü izlenimler her sanatçının başka türlü yorumlayacağı bir malzeme. Ve Metin Kaçan, anlatacaklarını, değişik bir dille, argonun kuşdiliyle yazıyor. Ağır Roman'ı okuyanların karşısına Önce "dil" sorunu çıkıyor. Kitabın adından başlıyor bu zorluk. Ağır sözcüğünün "değerli, çetin, güç, tehlikeli, korkulu, bunaltıcı, kırıcı, yoğun vb" karşılıklarından hangisinin romanın adı için seçildiğini düşünüyorsunuz. Oysa "ağır roman" güç roman anlamına falan gelmıyor. Ipucu Metin Kaçanın yazdıklarında: "Gıli, daha çok tıfılken, ağır roman havasının 'zımbam zımalda zımbam' sesleriyle omuzlarını dikip gözlerini ikf uzun bir kısa yakarak heriflerin peşinden Çitaki Düğün Salonu'na gitmi>." (s.10) Roman sözcüğünün çingene, ağır romanın da darbuka seslerinin ağır bastığı bir oyun havası anlamına geldiğini çözmek, Metin Kaçan'ın anlattıklarının temposunu yakalamakta yardımcı oluyor. Olayların hızlı ritmi içinde kofti, manita, gafti, zivana, cıvır, cavino, agir, papik, zarbo sozcüklerini ilk okuyuşta değilse bile ıkincisinde kavramaya başlıyorsunuz. Bir süre sonra kedileri balkonlarda asılı haLlara atarak yapılan hırsızlıklar, tüp patlamasıyla yanan atölyeler, ölen çıraklar, kumarhane baskınları, fazla dozdan ölen bitirimler, uyujturucu olarak oje koklayan delikanlılann doğal olduğu mahallenin bir kişisi oluyorsunuz. Olayları izlerken manalledeki hayata katılmayıp eve hapsolmuş Anadolulu kadınların korkularını, ekmek parası derdinden yetişkin oğullarına gözkulak olamayan esnaf babaların tasasızhğını, temiz kalan duygularını bitirim arkadaşlanndan saklamaya çalışan, yürekli ve bilekli dclikanlı olmaya çalışırken uyuşturucuların tutsağı olan ergenleri gözden kaçırmayın. Çünkü bunlar uzun uzun anlatılmtyor. Metin Kaçan, değişik bir Istanbul romanı yazıyor. Belki yazılmamış bir Istanbul bu. Polis kayıtlannda alışılmış, gazete haberlerinde gözleri bantlı, televizyon programlarında sırttan gördüğümüz bir Istanbul. Yok sayamayacağımız bir metropolün doğal sonucu". Kadın satıcıları, eşcinseller, transvertistler, kabadayılar, silahlı saldırılara uğrayan hayat kadınları... Kendi dilleriyle, gerçekliklerinden doğan gerçeküstülükleriyle kayda geçiyor. Argonun kuşdiliyle yazılan Ağır Roman, bir tutanak değil. Arabesk lümpen bir temele de yaslansa bir edebiyat eseri. Çünkü, biçem olarak bilinçle hazırlanmış. Bir sustalı çakıdan söz ediliyorsa, o sustalı çakı romanın sonunda işlevini yerine getiriyor. Ama bir Ece Ayhan şiiri kadar zor bu metnin bir ikincisinin nasıl vazılacağını da düşündürüyor. Metin Kaçan, argonun ve olayların sertliğiyle duygusallığı örtüyor. Mahallesinden ayrılarak ruhunu da yitiren Reco, uyuşturucularda ve kabadayılıkta yeterli avuntuyu bulamayan Salih, bir sürü serüvenden aklını yitirerek çıkan Berber Ali, lüks apartmanlara tajınsa da yaşadığını ancak oğulları yanında olunca duyan İmine, muratlarına eremiyor. Bakalım Metin Kaçan erecek mi? D C U M H U R İ Y E T K İ T A P : SAYI 13 S A V F A 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle