Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Seslerin çokluğu, aklın tekliği Demokrasilerde aslolan, değişik düşünce ve farklı düşünme hakkıdır. Farklı düşünce, toplumsal gelişmenin motorudur. Son aylarda İngiltere'de yayımlanan demokrasi konulu kitapların içinde 4 tanesi bu açıdan önem taşıyor. CAVLI ÇUIFU LONDRA zgürlük ile eşitlik, demokrasinin iki tetnel kavramı. Birbirini karşılıklı ıten ve çeken bu iki kavram, zaman zaman özellikle ekonomik alanda'çatışsa da çoğunca birbirini tamamlar. İşte demokrasiyi ayakta tutan da özgürlük ile eşitlik arasındaki itme, çekme, sürtü^me; tek sözle, bu yapıcı ve yaratıcı gerilimdir. Demokrasinin teori ve felsefesi deyince, aklımıza Kanadalı siyaset bilimcisi Crawford Brough Macpherson geliyor. Birkaç yıl önce yitirdiğimiz Macpherson, demokrasinin gelişmesinde dört aşamadan söz ediyordu: İlk adım, koruyucu demokrasi; ikinci aşama gelişmekte olan demokrasi; üçüncü evre denge demokrasisi; en gelişkin aşama ise henüz hiçbir yerde gerçekleşmemiş olan katılımcı demokrasi... Şu son aylar içinde İngilizcc dört kitap çıktı demokrasinin teori ve felsefesi üzerine. Daha çok çıktı da şu dördü özellikle önemli. Dörr kitap da demokrasinin temel kavram, kurum ve mekanizmalarını ele alıyor. Amerikalı siyaset bilimcisi Robert A.Dahl'a göre demokratik rejimlerde iktıdar, baskıcı rejimlere göre daha düzgün dağılmıştır. Demokrasilerde çeşitli iktidar odaklan vardır. 'Polyarchy' terimi de buradan geliyor. 'Polyarchy', yönetimin çok odaklı, çok merkezli olmasj demek. İktidarın dağılıp yayılması, değişik diizeylerde daha çok katılıma, daha değişik düşüncelerin ortaya çıkmasına olanak tanıyor. Demokratik toplumlarda iktidar yalnız yayılmakla kalmıyor, aynı zamanda bölünüyor da. Bölünen iktidarın yeniden birleştirilmesi epey zor olduğu gibi istenir bir şey de değil. İktidarın değişik odaklara bölünmesi, bu değişik merkezler arasında yarışmaya yol açıyor. Toplumsal anlaşmazlığın belirli bir derecesi, sistemın düzgün işlemesine de yardımcı oluyor. Yaşamboyu senatör seçilen Norberto Bobbio, İtalyan siyasal yaşamının vicdanının sesi diye biliniyor. Bobbio'ya göre eşitliğin yalnızca bir biçimi var, o da özgürlük hakkında eşit olmadır. "Her insan, bir başkasının özgürlüğüyle bağdaşacak, başkalarının eşit özgürlüğünü kısıtlamayacak ölçüde çok özgürlüğe sahip olabilmelidir." Bu eşitlik biçimi ise ilk anayasalarda şu iki temel ilkede dile gelmiştir: a) Yasalar önünde eşitlik, b) Haklarda eşitlik. Her demokrasi, Rousseau'nun ideal demokrasisinden farklı olarak, sınırlı bir demokrasi biçiminde doğmuştur. Bobbio, doğrudan demokrasiye tapınmanın sakıncalarını anlatıyor, "Henüz temsili demokrasinin bir seçeneği bulunamamıştır" diyor. Ona göre demokrasinin ölçütleri şöyle: a) Eşit ve genel oy, b) Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü güvence altına alan yurttaşlık hakları, c) Ka îngütere'den demokrasiyi tartışan dört önemli kitap Ö SlüP Amerikalı siyaset bilimcisi Robert A Bahl'a göre iktidarın dağılıp yayılması daha değişik düşüncelerin ortaya çıkmasına olanak tanıyor Norberto Bobbio da iktidarın değişik odaklara bölunmesıni savunuyor. Bobbio, "Yasa yapımına olabıldığı kadar çok yurttaş katılmalıdır" dıyor rarların çoğunluğa dayanması, d) Azınlıkta kalanların haklannın sağlama bağlanması. Bobbio, "Kimin yönettiğinden çok, nasıl yönettiği daha önemlidir" diyor. Dahl, her fiili demokrasinin ideale en yakın olduğu ölçüde demokratik olduğunu savunuyor; çok odaklı, çok merkezli, çoğulcu demokrasilerin daha da demokratikleşmesi gerektiğini belirtiyor. "Siyasal çoğulculuk, ekonomik demokrasiyle bütünlenmeli" diye yazıyor. Buradan çıkıp, daha fazla ekonomik eşitlik, işçi demokrasisı, hızla gelişen iletışım sisteminin bilgili, canlı, etkin bir kamuoyu ve yurttaşlar topluluğu oluşturması sonucuna varıyor. Liberaller, "devlet, olabildiğince az yönetmeli" derler. Demokratlar ise her tarihsel duruma en uygun bileşimde bir devlet yönetiminin alabildiğine yurttaşlara dayanması gerektiğini savunurlar. Şurası doğru ki en az (minimal) devlet, en çok (rnaximaİ) devlete göre daha denetlenebilir bir devlettir. Ne var ki tsaiah Berlin'in olumsuz (negatif) ve olumlu (pozitif) özgürlük diye ikiye ayırdığı bu iki değişik özgürlük anlayışı arasında hep bir çatışma olagelmiştir. Olumsuz özgürlük, bireyin kamunun karışmasından özgür olmasıdır. Olumlu özgürlük ise bir şeyler yapabilme özgürlüğüdür ki burada kamunun yapıcı karışması, bireye fırsat eşitliğini tamamlayıcı olanaklar sağlaması söz konusudur. Olumlu özgürlükler, genellikle iktidar eksikliğinden doğmuştur. Ancak iktidar eksikliği, zamanla aşırı iktidara doğru büyüyüp tersine dönüşmüştür. Bu iki tür özgürlük, durmaksızın karşıt yargıların konusu oldu. Toplumda elverişli konumlara sahip olanlar, çoğunca olumsuz özgürlük kavramını, bireyin kamunun karışmasından özgür olmasını savunmuşlardır. Buna karşıhk, toplumsal merdivenin alt basamaklarında olan kesimler de doğal olarak olumlu özgürlüklerden yana çıkmışlardır. Bobbio, "Her toplumda iki kategoriden insanlar da hep bulunduğuna göre bu an Çok odaklı yönetlm laşmazlık öyle hemen ve bir keresinde çözülebilir türden bir anlaşmazhk değildir" diyor. Amerikalı siyaset kuramcısı Brian Barry, demokratik sosyalizmin geçerliliğinin süregeldiğini özellikle vurguluyor, şimdilerde moda olduğu üzere devletten bütünüyle uzaklaşanların kervanına gözü kapalı katılmayı reddediyor. Bobbio'ya göre insanhğın toplumsal tarihi, sivil toplumun devletten özgürleşiminin (emancipation) tarihidir. Kadiri mutlak, dediğim dedikçi devlete karşı, sınırlı, küçültülmüş bir devlet alanı için savaşım veregeldi insanlar. "Devletin el attığı alan daralmalı, parçalara ayrılmalı, her parça birbirini sınırlayıp denetlemelidir. İktidar tek bir odakta yoğunlaşıp yurttaşlar üzerinde devâsâ bir görüntüye bürünmeden değişik odaklara bölünmelidir." Bobbio, "Kolektif kararlara katılım, siyasal alan dışındaki alan ve konulara da yayılabilmeli" diye yazıyor. ltalyan siyaset kuramcısı, yalnız siyasal toplumun, devletin demokratikleşmesinin yeterli olamayacağını, sivil toplumun da artan ölçüde demokratikleştirilmesi gereğini vurguluyor. Demokrasilerde aslolan, değişik düşünce ve farklı düşünme hakkıdır. Farklı düşünce, toplumsal gelişmenin motoru, itici gücüdür. Demokrasilerde muhatabımız da haklıdır, çünkü bizden farklıdır. Seslerin çokluğunda aklın tekliğidir demokrasi. D Norberto Bobbio / Democracy and Dictatorship: The nature and limits of State power (Demokrasi ve Diktatörlük: Devlet İktıdarınm Doğası ve Sınırları) / 186 sayfa / Oxford: Polity, 25 sterlin. Norberto Bobbio / Liberaüsm and Democracy (Liberalizm ve Demokrasi) / 90 sayfa / Verso / 8 sterlin 95 pence. Robert A. Dahl / Democracy and ıts Critics (Demokrasi ve Elestirmenleri) / 397 sayfa / Yale University Press / 19 sterlin 95 pence. Brıan Barry / Democracy, Power and Justice (Demokrasi, İktidar ve Adalet) / 555 sayfa / Oxford: Clarendon Press / 50 sterlin. SAYFA 2 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 3 3