04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ergenlik çağının başkaldırısı Gönülçelen / Salingçr / Türkçe: Adnan Benk / Can Yaymları / 229 s. / 10.000 TL. / CKK Kod No: 021.090 Jerome David Salinger, 1919 New York doğumlu. Üniversite kültürü almış, Avrupa uygarlığıyla kaynaşmış, ne yapmak istediğini çok iyi bilen, usta ve akıllı bir yazar. 1951 yılında yayımlandığında, Amerikan gençliğini kendi durumunun bilincine vardıran Gönülçelen (The Catcher In The Rye) adlı romanıyla bikün bir kuşağı etkileyen, günümüzün en katıksız, en gerçekçi Amerikan yazarlarından biri... Hakktnda bilinen tek sey; ortahkta görünmekten ve fotoğrafının çekilmesindenpek hoşlanmadığı, romanındaki başkişiHolden Caulfield'den biraz daha yaşlı olduğudur... Salinger için önemli olan, derin ve kaçınılmaz birçelişmeyi yansıtan 'sorun'un kendisini ortava atmaktır. Açlık çekenlere ya da yükselme hırsıyla yanıp tutuşanlara rastlayamazsınız onun dünyasında. Kahramanlığa özenenler de yoktur. Bağlandığı kişiler, her şeyden önce içi dışı bir kimselerdir. Bu yüzden 'tip'lerini çoğunluk çocuklar ve ergenlik çağının delikanlıları arasından seçer. Dürüstlüğü, içtenliği onlarda görür ancak. Kötülüğün giremediği bir cennet özlemi, coplumun bozamadığı çocuksu bir ruh, dünya ile, dünyadaki insanlarla ilişki kurma gereksinmesi; işte Gönülçelen'in özü. Romanın kahramanı Holden Caulficld, bayağılığın, ahmaklığın, çirkinliğin yerlejtiği büvükler dünyasını yakından tanıdıkça, kendini kurtarmak için daha büyük bir çabaya gırer. Çocukluğun çaresizliği yanında kendi sorumluluğunu duymanın kaygısını olanca acılığıyla da tadartabii... Evet; gözüpek, atılgan ama gene de çaresiz bir 'gençlik'tir Salinger'inki. Eski roman kahramanlan gibi serüvenden serüvene koşmayı değil, baba ocağından kaçmayı degil, dönmeyi özleyen bir gençlik... Çağımızın yalnızı: Pavese Plaj / Cesare Pavese / Çeviren. Ahmet Atalağ / Ara Yayıncılık / 118 s. 5.000 TL. / CKK Kod No: 308.051 FATMA0RAN Edebiyatta başarıya, aşkta hüsrana uğradı, intibar etti Oesen: Kemal Gökhan Yufka yürekli, utangaç, çekingen Caulfield'in başını derde sokmaktan hoşlanmadığı halde nasıl kafa tuttuğunun, ömrü boyunca küçük kızkardejiyle oynayacak yaşta kalmayı istediği halde nasıl başkaldırdığının romanıdır Gönülçelen. Degerli yazar, eleştirmen ve çeviri ustamız Adnan Benk'in kapsamlı bir sunuş yazısıyla dilimize kazandırdıgı Gönülçelen'in yavımlanmasının üzerinden.otuz dokuz yıl geçtiği halde, yıllık satışı bugün de 200.000 'i aşmaktadır... Torino. İlk bakışta bile ürkütücü, insanın üzerine yığılan, korkutucu bir kent. Kentin gizli bir gücü var. İntihar olasılığı veintinar özleminin gizlendiği bir güç. Ve işte Cesare Pavese, 9 Eylül 1908'de Torino yakınlarındaki Santp Stefano Belbo köyünde doğdu. İlkokulundan başlayarak bütün öğrenimini Torino'da tamamladı. Ilk eseri ünlü Amerikan ozanı Walt Whitman üzerine hazırladığı tezdir. 1932 yılında Herman Melville'in ünlü romanı Moby Dick'i olağanüstü bir ustalıkla İtalyancaya çevirdi. İtalyanca, Latince felsefe öğretmenliği yapıyor, ancak faşist parti üyesi olmadığı, öğretmenfiğı de sevmedişi için düzensiz çalışıyordu. 1936 yılında İngiliz edebıyatı profesörü oldu. Melville'nin bir ba^ka ünlü eseri Benito Cereno'yu, Dos Passos'un, Faulkner'ın, Steinbeck'in, Anderson'un, Gertrude Stein'ın, De Foe'nun ve Dickens'ın kitaplarını İtalyancaya çevirdi. 1930 yılından başlayarak La Cultura dergisindeyazdığı yazılar 1951 yılında Amerikan Edebiyatı ve Oteki Denemeler adıyla yayımlandı. 1933 yılında Pavese'nin arkadaşı Giulio Einaudi bir yayınevi kurdu; bu yayınevinde görev alan Pavese hayatının sonuna kadar aynı işte çalıştı. 1935'te evinde yapılan bir arama sonunda Pavese'nin bazı kitap ve yazılarına el kondu. Pavese, Einaudi yayınevi ve La Cultura dergisinin öbür sorumlularıyla birlikte tutuklandı ve Brancaleone'da bir yıl hapse mahkum edildi. Hapishane yajamının, II Carcere (Hapis), Siyasi Tutuklu (Prima che il gallo canti) ve Yoldaş (II Compagno) adlı romanlarında malzeme olarak kullanan Pavese İ936'da serbest bırakılınca yine işinin başına döndü: Şiir, öykü ve roman yazmayı sürdürdü. » "Pavese iyi şiir yazabilir, ama bir kadınla birlikte olduğu zaman başarılı değil" diyen ilk sevgilisi yüzünden büyük bir düş kırıklığına uğrayan yazar, büyük bir karamsarlık içinde, sık sık intiharı düşünen, kadınlardan nefret eden ve tek avuntuyu sanatında bulan bir insan oldu ve aşk ilişkileri hep böylesi ruhsal yıkımlarla son buldu. 1950 yılının başlangıcında Pavese vazarlık hayatının doruğuna erişmişti. Ne var ki, ne eleştirmenlerin övgüleri, ne de Italya'nın en önemli edebiyat ödülü Strega'nın Yalnız Kadınlar Arasında (Tra Donne Sole) adlı romanına verilmesi onun özel hayatındaki bunalımı önleyebıldi. 27 Ağustos 1950'dc Belbo'da, Otel Roma'nın penceresi Felice Alanı'na açılan 305 numaralı odasında uyku ilacı alarak intihar eden Cesare Pavese'nin aralarında en başarılı lirik aşk şiirlerinden oluşan Ölüm Senin Gözlerinle Bakacak (Verra la morte e avra i tuoi occhi), öykülerinin derlendiği Festival Gecesi (Notte di festa) ve iç dünyasının acılı bir yansıması olan Yasama Uğrası (II mestiere di vivere) gibi birçok eseri ölümünden sonra yayımlandı. Kırık aşklar yüzünden yaşamı boyunca hzkardeşi Maria'nın yanında kalan Pavese, ilk romanı Paesi Tu oi'de (Bizim Oralar) sonraki birçok kitabında olduğu gibi çocukluğunun geçtiği yerleri, kırları, tepeleri anlattı. Bir 'düşünce' şairi olan Pavese, 1942'de yayımlanan ikinci kısa romanı Plaj'da ise (La Spiaggia) evlenerek Cenova'ya verleşen arkadaşı Doro, Doro'nun karısı Clelia ve arkadaşlarıyla birlikte Riviera'da geçirilen bir tatil mutsuzluğunu anlatıyor. Plaj'da Pavese'nin 'yalnız' kahramanlarından birine değil, aslında bir çoğuna rastlıyorsunuz. Çıplak Modeller (La bella estate/Güzel Yaz1958 Varhk Y.), Yoldaş (Canpo Y.1969), Yaşama Uğrası (E Y. 1973), Ay ve Şenlik Ateşleri (Adam Y. 1984) ve işte Plaj (La Spiaggia); Pavese'nin dilimize çevrilen son kitabı. Pavese gibi belli bir düzeyin üstündeki yazarların eserlerini dilimize kazandırırken, okurtara eserin eksiksiz çevrildiği güvencesini verebilen çevirmenlere ihtiyacımız olduğunu ısrarla vurgularken, Pavese'yi daha iyi tanımak için öncelikle Cevat Çapan ustanın Yaşama Uğrası adıyla çevirdiği günlüğünü okumanızı, ayrıca Tezer Özlü'nün Yaşamın Ucuna Yolculuk'unu da göz ardı etmemenizi öneririz. Çünkü Tezer, çağımızın bu yalnızının, derinliklerinde yaşadığı ve intihar ettıği, hayatının geçtiği sokaklarda dolaştı, araştırdı. Sevmesine izin verılmeyen, habire terk edilen bu yalnız adamın hayatta kalan yegâne dostlarından marangoz Nuto'yla, Pavese'nin kızkardeşi ve onun kızıyla konuştu, onlara Pavese'yi anlattırdı. Tezer, Pavese'nin yaşadığı yerleri adımladı: "Einaudi Yayınevi, Platti Kahvesi, Otel Roma: Tümü dokuz yüz altmış sekiz adım." D Cesare Pavese "Bir hıkâyenın ılk satırı bir kere yazıldı mı butunü tasarlanmış demektir" S A Y F A 2 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle