03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Alman savaş esirlerinin kitle halinde ölümleri üstüne bir araştırma Müttefikler mi öldürdü? Diğer Kayıplar / James Bacgue / Çeviren: Belkıs Çorakçt / E Yayınları / 250 s. / 11.000 TL. ÇEVİREN: CAN KAYABAl 'Son Bir Ninni' Talât Halman'ın ABD'de şiir kitabı yayımlandı Talât Halman'ın "A Last Lullaby" başlıklı yeni şiir kitabı Amerika'da yayımlandı. CrossCultural Communications adlı yayınevinin çıkardığı kitapta, Halman'ın birçok şiirlerinin İngilizceleri ve Türkçeleri karşılıklı sayfalarda yer alıyor. Kitaptaki bazı şiirler ise yalnızca İngilizce asıllarıyla veriliyor. Yayınevi, daha önce Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Kuşla Ben" kitabım Türkçe ve İngilizce olarak çıkarmıştı. Çağdaş dünya şiirini ABD'de tanıtmak için düzinelerle kitap yayımlamış olan CrossCultural Yayınevi'nin sahibi Stanley Barkan, "Yeni bir Türk Şiiri dizisine Halman'ın kitabıyla başlıyoruz," diyerek şunları ekliyor: "Yakında İlhan Berk'in "Bir Yüzün Tarihi" ve LAST LUU.ADY Kemal Özer'in "Bir Alev Tolflt Solt Halmon Gibi" başlıklı kitaplarını çıkaracağız. Gelecek yıl ve daha sonra Ülkü Tamer, Özdemir İnce, Ahmet Muhip Dranas, Necati Cumalı, Ataol Behramoğlu ve Behçet Necatigil'den birer kitap yayınlamayı tasarhyoruz. Âmacımız, her yıl Türk şiiri dizisinde dört kitap çıkarmaktır. Kitapların hepsini ve bütün çevirileri Talat Halman hazırlayacak." Halman'ın "A Last Lullaby" (Son Bir Ninni) başlıklı kitabının kapak resmini Ekin Nayır yapmış. Arka kapakta Halman'ın Lütfi Özkök tarafından cekilmiş bir fotoğrafı yer alıyor. Kitap, 5 dolara satılıyor. tstcme adresi: CrossCultural Communications, 239 Wynsum Avenue, Merrick, New York 115664725, USA (ABD) İkinci Dünya Savaşı boyunca Alman toplama kamplarında uygulanan mezalim sonucu meydana gelen kitle halinde ölümler, yıllarca kitaplara ve filmlere konu olagelmiştir. Stalin'in çalışma kamplarında kıyıma uğradığı söylenen milyonlarca insanla ilgili araştırmalar hâlâ son bulmamıştır. Oysa, 20'nci yüzyılın bu kanlı döneminde, ABD ve Batılı müttefiklerinin tutsak aldığı Alman savaş esirlerinin yüz binler halinde kıyıma uğratıldığı savları üzerinde, hemen hiç durulmamıştır. James Bacque tarafından yapılan ve ABD ordusu ile müttefiklerinin kamplarında "kaybolan" yüz binlerce Alman savaş esirini konu alan inceleme, savaş hukukuna uygunsuzluk bakımından Amerikalıların da Almanlar kadar "elleri kirli" olduğu savını işliyor. Savaşın bitiminden sonra, Kuzeybatı Avrupa'daki ABD ordusu kamplarında, yetersiz beslenme ve hastalıklar yüzünden en az 750 bin Alman askerinin, Fransız ordusu kamplarında da, İngiliz ve Amerikalılardan kendilerine devredilen 750 bin tutsak Alman askerinin üçte birinden fazlasının öldüğü savı, kitabın başlıca suçlaması... Verilen bu sayılar, haziran 1941 ile nisan 1945 arasında Kuzeybatı Avrupa'da cereyan eden çarpışmalarda meydana gelen ölümlerin en az 10 kat fazlası. Yazann bir başka önemli savı ise ABD ve Fransız yetkililerinin, savaş tutsaklarına yönelik olarak izledikleri politikanın beklenen bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek, yüksek sayıda ölümleri gizlemeye çalıştıkları, sayılarla oynadıkları... Yazann bu doğrultudaki başlıca kanıtı, ABD ordusunun savaş esirlerinin sayısına ilişkin yaptığı resmi açıklamalardaki çelişkiler... Eisenhower'ın genelkurma yı, artık savaş esiri almaya son verilen 2 Haziran 1945 tarihinde, Kuzeybatı Avrupa ve Almanya'daki Alman tutsakların sayısını 5.224.310 olarak bildirmişti. 1948'de, henüz 1 milyon 407 bin Alman askerinin kayıp olduğu bir sırada, ABD, Kızılhaç'a verdiği raporda, Alman tutsaklarının sayısını 4 milyon 100 bin olarak belirtti. 1969'da yaymlanan bir resmi Alman yayını ise Amerikalılara atfen, bu sayıyı 3.761.431 olarak düzeltti. Yazara göre, sayılardaki bu düşüş, ABD kamplarında ölen tutsak sayısını örtbas etmek içindir; 1969'da açıklanan sayı ise dikkatleri, SSCB'de ölen ya da esir düşen Alman askerlerine çekmeyi amaçlamıştır. Yazar, ABD kamplanndakı bu toplu ölümlere ışık tutabilecek şu inandırıcı kanıtı öne sürüyor: Nisan 1945'te ABD Müttefik Kuvvetler Kurmay Başkanlığı'nın Eisenhower'ın tavsiyesiyle aldığı karara göre, Zafer Günü sonrası tutsak alınacak Alman askerlerine "Savaş Tutsağı" (ST) statüsü verilmeyerek Cenevre konvansiyonunun tanıdığı haklardan yararlandırılmayacak, kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmaksızın bu tutsaklar "Silahsızlandırılmış Düşman Kuvvetleri" (SDK) olarak nıtelendirilecektir. Eisenhower, tavsiyesinde, Almanya ve Avrupa'daki kıtlık, kaos ve açlık nedeniyle, Cenevre konvansiyonunun tanıdığı hakların bu tutsaklara tanınamayacağını, SDK'ya, sivıllere göre çok daha az besin ve olanaklar verilebileceğini belirtmektedir. Yazann ısrarlı savunmasına göre ise belirtildiği ölçüde bir açlık sorunu var olmayıp, Eisenhower'ın öne sürdüğü gerekçeler, politikasının gerçek nedenlerinin gizlenmesine yönelik, dürüstçe olmayan bahanelerdir. Nitekim, elde var olan kimi olanaklar tutsaklardan esirgenmiştir: Kızılhaç'ın verdiği 13 milyon 500 bin paket besin, açlıktan ölen bir sürü insanı kurtarabilecekken, tutsaklara verilmemiştir. Eisenhower'ın yenik Almanlara düşmanlığı üzerinde duran ve savaş sonrası Almanya'nın sanayisizleştirilmesine ilişkin Morgenthau planını da esinleyen politik yaklaşımlar, tutsak kamplanna düşen yüz binlerce Alman savaş esirinin de yazgısını belirlemiş olabilir. Yazar, bunun doğrudan sorumlusu olarak Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı Dwight Eisenhower'ı suçlamaktadır. Bu konuda kamuoyunu aldatan, Kızılhaç Uluslararası Komitesi'ni kandıran, ABD senatosunu tarafsızlaştıran, kitaplan sansür eden, arşivleri yok eden ve yetkilileri olayın örtbas edilmesine katan, kendisidir. Kitaba ilişkin kaleme alınan eleştirilerin odak noktası, yazann, ABD kamplarında ölenlerin hesabında düştüğü, kendi^tutarsızlıklandır. Kitabın başında 750 bin olduğu öne^sürülen ABD kamplarındaki ölüm sayısı, daha ileride yazann yaptığı başka hesaplamalara göre 500 bin dolayında bulunuyor. Ne var ki, bu da dehşet verici bir rakam... Kitaba ilişkin bir başka eleştiri ise Müttefik Kuvvetler Komutanlığı'na yönelik suçlamalann, biraz zorlama ve temelsiz olduğu... Savaş bitiminde Avrupa'da beslenme ve genel yaşam olanakları bakımından var olan kargaşa ve kıtlığın, kamplarda yaşayan Alman tutsakların yazgısının belirlenmesinde, talihsiz bir etken olarak devreye girmesi söz konusu olmasa, bu toplu ölümlerin belki de önlenebileceğini söyleyenler, kitapta incelenen savların daha tutarlı ve inandırıcı bir araştırmaya muhtaç olduğunu düşünmektedir. D London Rewıew of Books'dan almmıştır. (30.8.1990) Ren Nehrı boyunda kurulan Sınzıg kampı Esırlenn 1/3'u burada öldü. CUMHURİYET KİTAP SAYI 33 S A Y F A 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle