25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Alberto Moravia'mn otobiyografisi öldüğü gün yayımlandı 'Ha bir yaşam, ha ötekL.' Ayrıcalıklılar: Benim için ha bir yaşam ha diğeri. Belli duyarlık ve sağlık şartlarında, yaşam sanıldığı kadar adaletsizlik değil. Evet belki ayrıcalıklı insanlardan söz edilebilir, ama bunlar sanıldığı gibi zenginler ve güç sahıbı insanlar değildir. Ayrıcalıklı insan yaratıcı insandır. Bunu şunun için söylüyorum. Türlü güçlüklerle karşılaşmış olmama rağmen, kendimi bir sanatkâr olarak hep ayrıcalıklı hissettim. Bu ayrıcalığa sahip olmayanlara da açıkçası hep acımışımdır. Bu anlamda yaşamımın muhasebesini yaptığımda "olumludur" diyorum. N E D E D İ L E R ? Alberto Moravia Moravia ölümünden az önce, "İtalyan Yazarları Sözlüğü" için kendi adının karşılığını doldurdu ve kendisini şöyle anlattı: Alberto Moravia (Moravia bir pseudonym değil, ikinci bir addır), Roma'da 28 Kasım 1907'de doğdu. 1.80 boyunda. Saçları kestane rengınde (şımdi beyaz). Gözler yeşil. Ayırıcı özellikleri: Topallayarak bastonla yurüyor. üıploması yok. Ingilizce ve Fransızca bilir. Yapıtları 37 dile çevrılmiştir. 17 roman, 10 deneme, eleştiri, seyahat yazıları, 12 ciltlik öykü kitabı, 10 ciltlik tiyatro eseri vardır. Hobbysi: Seyahat etmek. Sevdigi özdeyişleri: Neden yazdığımı anlamak için yazıyorum. * Ha bir yaşam olmuş, ha öteki. Hoşuna giden kitaplar: Kendininkiler değil başkalarınınkiler. Üç kez evlendi. Elsa Morante ile kilisede, Dacia Maraini ile özgür birliktelikte, Carmen Llera ile belediyede... Fellini (îtalyan yönetmen) Alberto Moravia'nın başının etrafında, yıllar içinde bir çcşit aziz halkası oluşmuştu. Moravia bir fikir, bir soyutlanıa, büyük bir oyun, bir temsildi. Bizi, düşünceleri, düş güçleri, yarattığı eserleri ile doyuran böyle kişilerin yazgısı silinemez. Çünkü bu adamların yazgısı bizden bir parçaya dönüşür. Aslında böyle insanlar simgeye dönüştüklerinden, bir anlamda fıziki yaşamlarını yaşamları boyunca yitirirler. Bu nedenle böyle birinin ölümü karsısında duyulan tek his, bir çeşit inarulmazlıktır. Çünkü bir günden diğerine Koloseyum'un yok olması gibi bir şeydir bu. Onun bize bu kadar yakın olduğunu hissettiren yanı, yanlızlıktı diyebılirim. Alberto Moravia, yalnız; çaresizce yalnız bir adamdı. Aslında hepimiz, herbirimiz yalnızız. Ama galiba o, herkesten biraz daha fazla yalnızdı. "Alberto Moravia'nın Yaşamı" adlı otobiyografi, kaderin garip cilvesi ünlü yazarın öldüğü 26 eylül günü piyasaya çıktı. Aynı anda Fransa ve ABD'de yayımlanan kitabının son halini göremeden ölen Moravia, kitapta tüm yaşamını 289 sayfa süren uzun bir söyleşi içinde anlatıyor. ompiani Yayınevi'nin Frankfurt Kitap Fuan'na yetiştirmek amacıyla yayımladığı "Alberto Moravia'nın Yaşamı" adlı otobiyografisi, kaderin cilvesi ünlü yazarın öldüğü 26 eylül günü piyasaya çıktı. Öldüğü sabah, kitabın kapağını ve ilk baskısını görmek için "Bompiani" Yayınevi'nden birini evinde bekleyen Moravia, yalnız İtalya'da değil, Fransa'da ve ABD'de de yayımlanan bu "son" kitabın son halini göremedi. 2.5 yıllık bir çalışma sonunda meydana çıkan "Alberto Moravia'nın Yaşamı"nda Moravia Alain Elkann adlı bir gazeteciye doğumundan ölümüne tüm yaşamını 289 sayfa süren uzun bir söyleşi içinde anlatıyor. Bu arada yaşam, ölüm, cinsellik, ayrfcalıklılar, politika, şairler, yazarlar, seyahatler, ülkeler, ünlü kişiler hakkında düşündüklerini anlatıyor. Kısacası Moravia son bir kez içini boşaltıyor. İşte size alıntılar: B Pişmanlık ve nostalji: Hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum. Çünkü dediğim gibi ha bir yaşam olmuş, ha öteki. Ayrıca bir de tüm yaşam seçenekleri için sonunda "yanhştı" denebilir. Yaşam, içinden her halükârda gizemli olan birkaç bütün parçanın çıkarılabileceği mükemmel bir kaos neticede... Nostaljinin de ne olduğunu bilmiyorum. Yandığım tek şey çok yakınına geldiğim bazı aşkları, bazı deneyimleri sonuna dek yaşamamış olmak. Orneğin iki kadın var ki daha cesur ya da zeki olsaydım, mutlaka onlarla olan ilişkimi sonuna dek yaşardım. Yaşam: Yaşamım, sanıyorum herkesinki gibi bir kaostan ibaret. Bu kaos içinde benim için süreklilik oluşturan tek çizgi, edebiyat... Yaşam hafifçe yaşanmalı. Ben böyle yaşadığımı sanıyorum. Hafifçe yaşamak ciddi yaşayanların uğradığı büyük düş kırıklıklarına gebe olmak değildir. Tüm sanatkârların yaşamı hafiftir, çünkü onlar ağırlıklarını yapıtlarına verirler. Ölöm: Çiçekler gibi doğuyoruz ve ölüyoruz. İşte her şey bu kadar basit. Sonrası? Sonras» diye bir şey yok. Aşk: Aşk öyle bir şey ki olduğu zaman da olmadığı zaman da kendisini hissettiriyor. Aşk, o cinsel tutku aşamasından sonra ulaşılan ikinci derecedir. Ve bir yerde cinselliği bile unutturabilen bir ikinci derecedir bu. Bence yaşamda aranması gereken tek şey aşk. Daha doğrusu aranması değil de beklenmesi gereken. Aşkın ender geldiği de bir gerçek. Aşksız seks olabilir, ama sekssiz bir aşk olamaz. İnsan çok da mutluluk veren, aşksız hızlı bir seks ilişkisi yaşayabilir. Fakat bunun tersi mümkün değildir. Aşk ormana atılaıı bir kibrittir. Orman yanar, kibrit kaybolur, ama o orman kibritle tutuşmuştur. Anthony Burgess (ingihz yazar) Asıl adı Alberto Pincherle olan Moravia, Romalı bir Yahudiydi. Moravia'yı Triesteli Yahudi Italo Svevo ya da Ettore Scmitz ile birlikte sınıflamak için önü alınmaz bir eğilime kapılıyor insan. Her halükârda Moravia i için XX. yüzyıl insanının dayanılmaz Jruhsal yanlızuğını tüm gerçeği ile özümseyen Svevo'dan gereken dersi almış tek İtalyan romancısı demek yanlış olmayacaktır sanırım. D'Anunzio'dan etkilenmemiş güçlü stilini en çok Svevo'ya borçluydu sanıyorum. Vİdal (Amertkah romancı) Moravia'nın hiçbir dilde hiç kimseninkinç benzemeyen bir tarzı vardı. Bu, Çiçero'dan çok Sezar'ın çıplak neşriydi belkı. İtalya gibi her şeyin tatlılık ve yumuşakhk olduğu bir kültürde, Moravia'nın kuru burukluğunun eksikliği hissedilecektir. , Onun stilinin öğeleri nedir diye sorsanız, bilemem. Ama galiba Moravia'nın yazdıklarının en temel öeesi bugünün yazarlarının en az kullandıkları öğe olan gerçekti... Moraviasız bir İtalya'yı düşünmek güç olacak. Seks: Dostluk: Biriyle arkadaş olabilmem için iki ön şart söz konusu: Karşılıklı kültürel saygı ve kişisel büyü. Kolay dostluk kuran biri değilim. En son büyük dostum Pasolini olmuştur. 20 yaşlarındayken yakınlık kurduğum kişi Pannunzio idi. Benden 10 yaş büyük olan Umberto Morra di Lavriano ile de yakın dost oldum. Evet hayatta gerçek dostlarım bu üç kişiden ibaret. Ünlüler: Carmen, Moravia ile beraberken Velid Canbolat'la bir aşk yaşamıştı. SAYFA 18 Tarihi doğuran şahsiyetler, devlet başkanları ve çeşitli liderler bende daima düş kırıklığı yarattılar. Aynı tanınmış olduğum büyük yazarlar gibi. Hayran CUMHURİYET KİTAP SAYI 34
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle