Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Koca kütüphane tehlikede 22 yıl milletvekilliği yapan Hakkı Tarık Us'un en büyük nayali, gazetecilerin yararına bir "ihtisas" kütüphanesi kurmaktı. Us'un zengin koleksiyonunu içeren kitaplık, Sahaflar Çarşısı'na bitişik Sıbyan Mektebi'ne kuruldu. El yazmaları, hatlar, fermanlar, ilk baskılar, tek nüshalar, nadir kitaplar, gazete koleksiyonları 30 yıldır hademe Mehmet Efendi'nin emanetindeydi. Mehmet Efendi de trafik kazasında ölünce kütüphane sahipsiz kaldı. Birileri Hakkı Tarık Us Kütüpbanesi'ne sahip çıkmalı ÛMİD BAVAZOfiLU akkı Tarık Us bize çok dargın. Çünkü onun yıllar boyu biriktirdiği kitaplarına şu sıralar "fareler" dadandı. Oysa adını verdiği kütüphanenin sonsuza kadar yaşatnası için ne çok titizlenmişti. Ama kılı kırk yararak yannlara bıraktığı vasiyetnamesi (1.) ölümünün hemen ardından çiğnendi, bugün de çiğnenmeye devam ediyor. 1928'den 1950'ye kadar 22 yıl milletvekilliği yapan Us'un en büyük hayali, gazetecilerin yararına büyük bir "ihtisas" kütüphanesi kurrnaktı. Bu amaçla Halep'ten Kırım'a, Selanik'ten Batum'a uzanan coğrafyada çıkmış ne kadar gazete, dergi, kitap varsa topladı. Sonra da bunları çok ilginç bir vasiyetnameyle Gazeteci H Hakkı Tarık Us, 1928'den 1950'ye kadar milletvekilliği yaptı Bir kıtap kurdu olan Us, Halep'ten Kırım'a, Selanik'ten Batum'a uzanan coğrafyada çıkmış bırçok yayını topladı Sonra da bunları Gazetecıler Cemıyetı'ne bağışladı Üstte o dönemın lanınmış kışilıklenyle biriikte görülüyor Soldan sağa 1 Hasan Rasım Us, 2 ' 3 Kasım Gülek, 4 Asım Us, 5 Hakkı Tarık Us. ler Cemiyeti'ne bağışladı. Kütüphanelerin ancak kitabı gerçekten seven, ikide bir iş değiştirmeyen kütüphaneciler elinde yaşayabileceğine inandığı için, vasiyetnamesinde en çok "kütüphane memurunun tahsisatı" konusuna önem vermişti. Memurun maaşını, piyasanın dalgalanmasından zarar görmeyecek şekilde ayarlamıştı, yani enflasyonun günümüzde canavarlaşacağını hesaba katarak: "Kütüphane memuruna üç oda, bir mutfak, bir ofis, banyolu bir daire gösterilir. Beğenmezse Sultanahmet veya Gedikpaşa semtlerinde bunun karşılığı bir yerin kirası ne ise o verilir. Her iki halde de böyle bir dairenin normal ölçüde aydınlatma, ısıtma ve su harcamaları tesisten ödenir. Günde bir kilo süt, yarımşar kilo ekmek, dana eti, dermason fasulyesi, 250'şer gram şeker, pirinç, beyaz peynir ve 100 gram zeytinyağı bedelinin iki katı memura ücrct olarak verilir." Hakkı Tarık Us'un bu vasiyetine ve dolayısıyla kütüphanesine ilk ve en önemli darbeyi, zamanın Vakıflar Genel Müdürü ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami ile Gazetecıler Cemiyeti Başkanı Burhan Felek vurmuştur. Us, kütüphanenin gazetecilerin "büyük ihtiyacına binaen" ve hemen ellerinin altında olsun diye Cağaloğlu Yokuşu'ndaki Cemal Nadir Sokağı'nda kürulmasını istemiş, bunun gerçekleşmesini temin için de Ankara ve İstanbul'daki, (vaktin parasıyla) milyonlar ve milyonlar değerindeki mal varlığını vakfa bağışlamıştı.'Ve bütün bunların denetlenmesini de Gazeteciler Cemiyeti ile Rektör Bey'e vasiyet etmişti. Ama hayır, kütüphane oraya değil, Beyazıt'ta, Sahaflar Çarşısı'na bitişik Sıbyan Mektebi'ne kuruldu. Böylece vakıf yöneticileri büyük bir "tahsisat fazlalığı" tasarruf etmiş oldular. Us 1956'da ölünce vakrf mirası ağabeyinin oğlu Ragıp Us'a kalmıştır. ITÜ'den Demireller, Erbakanlar döneminde mezun olan bu kişi, manevi oğlu (ve halen vakfın en sorumlu) Tarık Memiş Us'un ifadesiyle "Çok okumaktan depresyon geçirmiş" ve vakfın neyi var neyi yoksa satıp savurmuştu. Bu savrulanlar arasında Us'un kütüphane yapılmasını vasiyet ettiği Cemal Nadir Sokağı'ndaki yer de vardı. "Müflis mirasyedi" sonunda sıkıntılar içinde ölüp gidince Us sülalesi de tükenmiş oldu. Şimdi vakfı, Hakkı Tarık Us'un ağabeyinin oğlunun manevi oğlu Memiş Us yönetiyor. Kütüphanenin elektriğini, suyunu, telefon, yakıt masraflarını ve o "dermason fasulyesine" kadar hesaplanan memur maaşını bile çoğu zaman cebinden karşıladığını söyleyen Memiş Us, vakfın Ankara'daki mal varlığının da üzerinden "yol geçti" diyor. Sonuç olarak, bin yıl yaşayacakmış gibi her şeyi ince ince planlanan vakıf, bugün iflas etmiş durumda. Yine vasiyetnameye göre kütüphanenin müdürü, müdür yardımcısı ve bir de hademesi olacaktı. (Ve her yıl kütüphanenin kataloğu bastırılacaktı). Tahmin edeceğiniz gibi böyle olmadı. Parasızlıktan müdürle yardımcısına daha 30 yıl önce yol verdiler. Bırakın kataloğu, CUMHURİYET K İ T A P SAYI 34 Hakkı Tarık Us, Ismet Inönü ıle S A Y F A 14