Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 Son Araştırmalardan CBT 1451/9 Ocak 2015 Akıllı telefon, beyin bölgelerini değiştiriyor Çok fazla akıllı telefon kullananların belli başlı beyin bölgeleri değişiyor. Akıllı telefon kullanıcılarında, büyük beyin kabuğunda başparmak, işaretparmağı ve ortaparmaktan sorumlu bölgeler değişmekte. Bu saptama, beynin gündelik yaşamdaki deneyimlere ne kadar çabuk reaksiyon verdiğini gösteriyor diyor Zürih Üniversitesi’nden Arko Ghosh, Current Biology dergisinde. Beynin somatosensoriyel kabuğu bedensel duyumları işliyor. İsviçreli bilimciler, akıllı telefon kullanıcılarının dokunmatik ekran üzerindeki hareketlerin büyük beyne ne şekilde etki yaptığını öğrenmek istedi. Bu amaçta 26’sı akıllı telefon, 11’i eski tip cep telefonu kullanan toplam 37 sağlak kişi incelenmiş. Katılımcılar başparmak, işaretparmağı veya ortaparmaklarını kullandıklarında, bilim insanları elektroensefalografi (EEG) ile beyin kabuğunun etkinliğini ölçmüşler. Bu şekilde akıllı telefon kullanıcılarında etkinliğin çok daha yüksek olduğu saptanmış. Özellikle de başparmaktan sorumlu olan beyin bölgesi için geçerli bu. Ayrıcı reaksiyonun kuvveti, katılımcıların son 10 günde akıllı telefonu ne sıklıkta kullandıklarına bağlı olarak değişiyor. Gündelik yaşamda kullandığımız dijital teknik beynimizde duyuların işlenmesini değiştiriyor diye açıklıyor Ghosh. “Akıllı telefon kullanımına bağlı değişiminin seviyesi bizim için gerçekten sürpriz oldu.” bilimci) Alexander Riedel. Bazıları buluntu yerlerine göre isimlendirilirken, diğerleri de Endonezya dilinde sayılarla adlandırılmış. Böceklerden biri belgesel film yöneticini David Attenborough’un ismine göre adlandırılanca da şu ilginç ismi almış: Trigonopterus attenboroughi. 98 türün geleneksel bir şekilde tanımlanması çok fazla zaman gerektirir ki bu süre içinde türlerin bir kısmı yok olabilirler. Yoğun nüfuslu adalardaki ormanlar, doğa ve iklim üzerindeki önemleri dikkate alınmaksızın yok edilmeye devam ediliyor. Minik hortumlu böcekgillerin birçok türü çok dar bir yaşam alanında kalmışlar. Uçucu olmayan bu böcekler milyonlarca yıl aynı bölgede kalıyorlar diye açıklıyor Yayuk Suhardjono. Yaşam alanlarının değişmesi onları bu yüzden çok fazla etkiliyor. Yeni türler böcek gruplarıyla ilgili bir web sitesinde belgelenmiş. dört kadından biri doğum kontrolünden yararlanamıyor. Eğer dünyamız bir köy olsaydı, içinde yaşayanların on beşi Afrikalı, altmışı Asyalı ve onu Avrupalı olurdu. Köy nüfusunun sayısı 2050’ye dek 134 kişiye çıkardı. Bunlardan 33’ü Afrikalı, 73’ü Asyalı ve 10’u Avrupalı olurdu. Yani Avrupalı ve Asyalı nüfus azalırken, Afrikalı nüfus artardı diye açıklıyor vakfın araştırmacıları. Vakıf aile planlamasında daha fazla hak ve destek talep ediyor. Kadınlar daha iyi sağlık hizmeti alabilirlerse yaklaşık olarak 200.000 annenin ve 2.000.000 kadar yenidoğanın hayatı kurtarılabilir. Ve yüzde yetmiş oranında daha az istenmeyen hamilelik yaşanır diyor uzmanlar. Ebola salgını bir yıldır sürüyor En büyük küresel tür Yeni yılda 7.3 milyar tükenişi Dünya Çevreyi Koruma Organizasyonu dünyalı Yeni yılda dünyamızda 7.284. 283. 000 kişi yaşayacak. Dünya Nüfus Vakfı’nın açıklamasına göre dünyamızın nüfusuna sadece bir yıl içinde seksen milyon kişi eklendi. 1970 yılında gezegenimizde yarı yarıya daha az insan yaşıyordu. Dünya nüfusu her saniye başı ortalama olarak 2,6 kişi büyüyor. Her şeyden önce istenmeyen hamilelikler yüzünden özellikle de gelişmekte olan ülkelerde nüfus daha hızlı bir şekilde artıyor. Gelişmekte olan ülkelerde istedikleri halde Salgının en yaygın olduğu yerler Liberya ve Sierra Leone. Ebola virüsü Batı Afrika dışında çok fazla yayılmadı. Mesela Nijerya ve Asya metropollerinin gecekondu mahallelerinde meydana gelmesi beklenen salgınlar da yaşanmadı. Fakat bu yine de tehlikenin geçtiği anlamına gelmez diyor yetkililer. Dünya Sağlık Organizasyonu’a göre Liberya ve Sierra Leone’de durum artık istikrarlı, ancak Gine’deki durum belirsiz. WHO bugüne kadar 19.000 hastalık vakası saydı ve 7.500’ü aşkın kadın, erkek ve çocuk yaşamını yitirdi. Ancak kayıtsız vakalarının çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Uzmanlar ebola salgınını 2015 yılında kontrol altına alabilmeyi umuyorlar. Ancak yine de hiç kimse o zamana kadar kaç kişinin öleceğini tahmin etmeye cesaret edemiyor. 26 Aralık 2013 tarihinde bugüne kadarki en kötü ebola salgını başlamıştı. Salgın uzun bir süre dikkate alınmadı. Gerçi en kötü tahminler gerçekleşmedi ama Batı Afrika’da salgından etkilenen bölgelerin, kendilerini toparlamaları yıllar alacak. Gine’deki Meliandou yerleşme yerindeki yuvarlak kulübelerde yaşayanlar daha önce Ebola hakkında hiçbir şey duymamışlardı. Fakat tahminlere göre bir yaşındaki Emile 26 Aralık’ta hastalandı ve iki gün sonra da yaşamını yitirdi. Emile feci salgının “ilk hastası” (patient zero) olarak kayıtlara geçti. Ondan sonra yüzlerce, binlerce insan hastalandı ve binlerce insan da yaşamını yitirdi. Fakat ocak ayının ortalarına kadar tahmin edilen 1.4 milyon ebola vakası çok şükür ki gerçeğe dönüşmedi. (WWF) 2014’ün türler için hiç de iyi bir yıl olmadığını açıkladı. Hem türlerde hem de hayvan sayısında azalma var. 10.000 temsilci popülasyonla ölçülen dünya genelindeki fauna “Living Planet Report 2014” raporuna göre 1970’ten bu yana yüzde 52 oranında küçülmüş. Yaşam alanları küçülen, çok fazla avlanan ve iklimsel değişimlerden etkilenen gergedanlar, filler ve mors azalmış. Tahminlere göre biyolojik tür çeşitliliğinde de azalma var. Kuşların, sürüngenlerin ve balıkların sayıları 1970’li yıllardan bu yana yarı yarıya azaldı. İnsanoğlu, dinozorların tükenmesinden bu yana en büyük küresel tür ölümlerine neden oluyor diyor uzmanlar. Özellikle de Amerikan kral kelebeği iyice azalmış. Söz konusu kelebeğin Amerika ve Kanada’daki popülasyonları yaklaşık yüzde 45 küçülmüş. WWF bunun nedenlerini yaşam alanlarının tarım alanları olarak kullanılmasına ve böcek ilaçlarına bağlıyor. Bonobo gibi insansı maymunların son Doksan sekiz yeni böcek türü Sıradan insanlar için böcekle rin birçoğu birbirine benzerdir. Fakat DNA öyle demiyor. Etrafımızda bilinenden çok daha fazla böcek türü dolaşıyor. Endonezyalı ve Almanlar neredeyse 100 yeni böcek türü saptadı. Araştırma çerçevesinde Java, Bali ve Lombok adalarında yaşayan, Trigonopterus grubundaki hortumlu böcekgillerin (Curculionidae) kalıtımları incelendi (ZooKeys dergisi). Bu kadar yeni tür için uygun bilimsel isim bulmak hiç de kolay değil diyor entomolog (böcek 300 milyon yıllık göz, renkleri görebiliyormuş Tüm hayvan türlerinin yüzde 95’i herhangi bir göz türüne sahip. Anlaşıldığı üzere görsel algılama o kadar gerekli bir gelişmeydi ve gözler çeşitli hayvan türlerinde birbirlerinden bağımsız olarak gelişti. Ancak çeşitli göz tiplerinin ne derecede ortak bir genetik kökene uzandıkları bugüne dek tartışmalıydı. Göz kalıntılarına ait fosiller 500 milyon yıllıktır. Fakat hayvanların hangi tarihten itibaren renkli görebildikleri bilinmiyordu. Kumamoto Üniversitesi’nde Gengo Tanaka ve ekibi, Hamilton fosil yataklarında (Kansas/ABD) ilginç bir keşfi yaptı (Nature Comunications). Araştırmacılar bir dikenli yüzgeçlide (Acanthodes bridgei), insanda da renkli görmeden sorumlu olan çubuk ve koni hücreleri buldu. İlk kez bu kadar eski bir ağtabakası kalıntısı bulundu. Göz kalıntıları, yumuşak dokunun normalde birkaç ay içinde bozulması nedeniyle son derece ender bulunur. Balığa benzer dikenli yüzgeçliler, gerçekçeneliler (Gnasthostomata) grubu içinde kıkırdaklı veya zırhlı balıklar gibi kendi sınıflarını oluşturur. Dikenli yüzgeçlerin koruyucu işlevleri olduğu sanılıyor. Beden boyları birkaç santimetreden iki metreye kadar değişen dikenli yüzgeçliler daha çok tatlı sularda yaşıyordu ve geriye yaşayan bir ardıl bırakmadan yaklaşık 290250 milyon yıl önce tükendiler. Kansas’ta bulunan örnekte gözün özgün rengi ve biçimi seçilebiliyor. Hatta ağtabakada ışık soğuran bir pigment bile saptanmış. Kalıntılar bir fosfat tabakası içinde korunagelmiş.