Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 Tartışma CBT 1451/9 Ocak 2015 ÖRNEK BİR CUMHURİYET BİLİM ADAMI Türkiye yerbilimlerinin kurucularından Prof. Dr. İhsan Ketin (19141995), Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği en bilgili, en değerli bilim adamlarından biriydi. İhsan Ketin ve bana bıraktığı miras Ali Polat (polat@uwindsor.ca) İ hsan Ketin sadece üstün yetenekli bilim adamlığıyla değil, aynı zamanda beyefendiliği, yurtseverliği ve dürüst kişiliğiyle de örnek bir insandı. Böyle bir insanı tanımış ve onun öğrencisi olma onuruna erişmiş biri olarak, kendimi hep şanslı kabul ettim. İhsan Ketin, yaşamıma yön vermiş ve kendime karakter ve bilim adamı olarak örnek aldığım birkaç insandan biridir. İhsan Ketin, Atatürk’ün yurtdışına bilim öğrenmesi amacıyla bir “kıvılcım” olarak gönderdiği ve sonradan Türkiye’ye bir “alev” olarak dönen, yoksul Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği en saygın şahsiyetler arasındaydı. Yaptığı hizmetlerle İhsan Ketin, kendisini yokluk içinde okutan Cumhuriyet’e olan vefa borcunu fazlasıyla ödedi. İhsan Ketin’in bir fotoğrafı Kanada’nın Windsor Üniversitesi’ndeki çalışma odamda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğraflarıyla yan yana durmaktadır. satın alarak, İstanbul’dan Elazığ’a gönderen Jeofizik mühendisi sevgili ağabeyim Enver Yıldırım’a teşekkür borçluyum. İhsan Ketin’i ilk defa 1984’te Maçka’daki Maden Fakültesi’nde gördüm. Emekli olduğu için derslere girmiyordu. Daha sonra (1985) Prof. Dr. Kemal Erguvanlı’nın davetlisi olarak bize bir derse geldi. Bu derste Amerika’ya yaptığı gezilerden ve Arizona’daki Büyük Kanyon’dan söz etti. İhsan Ketin’i dinlerken içimden: “Ben de bir gün Büyük Kanyon’u mutlaka görmeliyim” dedim ve bu isteğim 1991’de gerçekleşti. Jeoloji Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi iken Elazığlı hemşerim ve hocam Prof. Dr. İhsan Ketin az konuşan, fakat çok iş yapan bir insandı. O, tüm akademik yaşamı boyunca kişisel sürtüşmelerden uzak durdu ve elde ettiği tüm mevkileri memleketin yararına kullandı. İhsan Hoca, Türkiye’nin kötü ekonomik koşullarından pek şikâyet etmezdi ve eldeki olanaklarla ne yapılabilinecekse onu yapardı. O, en zor koşullarda çalışmış ve kendi konusunda dünyada ender rastlanır bir bilim üretti. İhsan Ketin, doğanın gizemlerini kayaçların içinde ararken çok iyi gözlemler yapar ve arazide gördüğü kayaçları ve yapıları kolay kolay unutmazdı. 1988’de Uludağ’a gittiğimizde Prof. Dr. Celâl Şengör, Uludağ’da bir vadinin içinde İhsan Ketin’in 40 yıl aradan sonra küçük bir çakmaktaşı tabakasını hiç zorlanmadan nasıl bulduğunu söyledi. İhsan Ketin, yaptığı kaliteli gözlemler sayesinde Karlıova’dan başlayıp Kuzey Türkiye boyunca devam eden yer kırığını, yani Kuzey Anadolu Fayı’nı, yanalatımlı, sağyönlü bir fay olduğunu keşfetti. O, yeniliklere açık bir bilgindi. Doktorasını 1938’de tamamlamasına rağmen, jeolojideki gelişmeleri ölümüne kadar yakından takip etti. 1984’te Fırat Üniversitesi’ni bırakıp İstanbul Teknik Üniversitesi’ne jeoloji okumaya gitmemde İhsan Ketin’in yazmış olduğu Genel Jeoloji ve Yapısal Jeoloji kitaplarının çok büyük bir etkisi oldu. Bana bu kitapları AZ KONUŞUR ÇOK İŞ YAPAR duğu Celâl Şengör’ün kendisine hediyesi olan çekiç ve pusulasını bana uzatarak: “Alicik, bunlar artık senin” dedi. Sevinçten ve heyecandan elim titreyerek pusula ve çekici aldım. O anda omuzlarıma büyük bir yükün bindiğini hissettim; böyle büyük bir adamın çekicini ve pusulasını taşımanın çok büyük bir sorumluluk gerektirdiğini düşündüm. İhsan Ketin’in bu iki önemli mirası, hayatımda o güne kadar aldığım en önemli hediyelerdi. Celâl Şengör, bana İngiltere veya Amerika Birleşik Devletleri’nde mastır ve doktora yapmamı ve sonra da İTÜ’ye dönmemi istediğini söyledi. Bir anda dünyam değişti. Çocukluğunu Keban’ın Denizli köyünün tepelerinde kuzu, oğlak ve dana otlatmakla geçiren biri olarak, rüyasını görmeyi dahi hayal edemediğim Amerika’da okumayı düşününce içime büyük bir sevinç doldu. Önce İngilizce öğrenmem gerekiyordu. Celâl Hoca’ya İngilizce kursuna gidecek paramın olmadığı söyledim. O da: “Sen o işi bana bırak” dedi. Celâl Şengör, kuzeni Cenan Gürgân ile konuşup durumu izah etti ve Cenan Ağabey’in bana İngiltere’nin Cambridge kentinde İngilizce öğrenmem için burs vereceğini söyledi. Celâl Şengör’ün babası Asım Şengör de uçak biletimi aldı ve 1988’in Eylül’ünde İngilizce öğrenmek için İngiltere’ye gittim. Celâl Şengör’ün yardımıyla ABD’nin Houston Üniversitesi Jeoloji Departmanı’nda Prof. Dr. Jack Casey’nin yanında çalışmak üzere bir mastır bursu buldum. 1990’da ABD yolculuğuna çıkmadan önce, Celâl Şengör ile birlikte İhsan Ketin’in elini öpmeye ve nasihatını almaya gittim. Bu buluşmada İhsan Ketin bana, ABD’deki çalışmalarımı bitirdikten sonra Türkiye’ye dönmemi ve İTÜ’de çalışmamı dilediğini söyledi. Sonra da, Türkiye’ye döndüğüm zaman kendi kütüphanesini ve çalışma odasını bana vereceğini belirtti. 19901992 yılları arasında ABD’de okuduğum sırada İhsan Ketin ile sürekli olarak mektuplaştık. Houston Universitesi’de yaptığım, konusu PozantıKarsantı ofiyolitinin altındaki başkalaşmış kayaçların ve karmaşığın yapısı ve jeokimyası” olan mastır tezimi İhsan Ketin’e adadım. İhsan Ketin ile olan yazışmalarımız doktora çalışması için gittiğim Kanada’nın Saskatchewan Üniversitesi’nde de Hoca’nın ölümüne kadar devam etti. ABD ve Kanada’dan Türkiye’yi her geldiğimde eşim Mevlüde ile birlikte İhsan Ketin’i ve eşi Bedia Hanım’ı mutlaka ziyaret ederdik. Hoca, bu görüşmelerimizde bana kendi öğrencilik yıllarını, Almanya’ya nasıl gittiğini ve MTA’da yaptığı çalışmaları büyük bir heyecanla anlatırdı. 1998’de doktoramı bitirdikten sonra Celâl Şengör’ün yönlendirmesiyle Alman Devleti’nden aldığım Alexander von Humboldt ve MaxPlanck Topluluğu bursları ile MaxPlanck Enstitüsü’de Prof. Dr. Albrecht W. Hofmann’nın yanında 19982000 yılları arasında Dünya’nın bilinen en eski volkanik kayaçları (3.8 milyar yıl yaşında) üzerinde jeolojik çalışmalar yaptım. Böylece, Almanya’da jeoloji eğitimi yapmak, İhsan Ketin ile ortak noktamız haline geldi. Naci Görür, rahat çalışabilmem için bana kendi odasında bir masa ve mikroskop verdi. Naci Görür’ün odası İhsan Ketin’in odasıyla bitişik olduğu için bir anda İhsan Ketin ile komşu oluverdim. İHSAN KETİN: “ALİCİK BUNLAR ARTIK SENİN” 1988’de bitirme tezimin yazımını tamamladıktan sonra Celâl Şengör, beni ve tezimi alarak İhsan Ketin’in odasına götürdü ve beni Hoca’ya takdim etti. İhsan Ketin bitirme tezime kısa bir göz attıktan sonra beni tebrik etti ve tezi okuyup düşüncelerini bana bildireceğini söyledi. Birkaç gün sonra Naci Görür’ün odasına gelerek beni kendi odasına çağırdı. Bitirme tezi üzerinde bir saatten fazla konuştuk; bana tezdeki eksiklikeri izah ettikten sonra bölümde asistan olmamı önerdi. Tezimi savunduktan sonra, Celâl Hoca: “Ali, haydi gidelim İhsan Hoca’ya tezini savunduğunu haber verelim ve Hoca’nın elini öp” dedi. Elini öptükten sonra Hoca, daha önceden hazırlayıp masasının üzerine koy Celâl Şengör’ün kendisine hediyesi olan çekiç ve pusulasını bana uzatarak: “Alicik, bunlar artık senin” dedi. Sevinçten ve heyecandan elim titreyerek pusula ve çekici aldım. O anda omuzlarıma büyük bir yükün bindiğini hissettim Ben İngiltere’de iken, Celâl Şengör İsviçre’nin Neuchâtel Üniversitesi’ni ziyaret ediyordu. Neuchâtel’den satın aldığı İhsan Ketin’in hocası, ünlü Alman yerbilimci Hans Cloos’un yazdığı “Yer ile Sohbet” kitabının İngilizce çevirisini okumam için bana gönderdi. Kitap Hans Cloos’un Dünya’nın değişik yerlerinde yaptığı arazi çalışmalarını anlatıyordu. Büyük bir zevkle okuduğum bu kitap, benim jeolojiye bakış açımın şekillenmesinde çok önemli bir etken oldu. YER İLE SOHBET’İN ETKİSİ İhsan Ketin’in bana verdiği çekici, gittiğim her ülkeye götürdüm. Çekiç benimle birlikte arazi çalışması yaptığım Türkiye, Texas, Arizona, Yeni Meksika, Kanada, Alaska, Almanya, Grönland, Mısır ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni dolaştı ve benimle birlikte Yer tarihinin günümüzden 3.8 milyar yıl öncesine kadar uzanan jeolojik kayıtlara tanık oldu. İhsan Ketin, Almanya’dan Türkiye’ye döndükten sonra yerbilimlerinin gelişmesinde, Türkiye’nin jeoloji haritasının yapılmasında ve Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun tanımlanmasında büyük bir rol oynamıştır. Yaptığı çalışmalar yabancı bilim adamları tarafından yakından takip edilmiş ve yerbilimlerinde devrim yapan levha tektoniği kuramının geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. İhsan Ketin, aralarında Şakir Abdüsselamoğlu, Celâl Şengör, Naci Görür, Yücel Yılmaz, Aral Okay ve İhsan Seymen de olduğu çok sayıda değerli yerbilimciler yetiştirmiştir. 16 Aralık 1995’te aramızdan ayrılan, bana ve çok sayıda yerbilimciye ilham kaynağı olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği örnek insan, evrensel yerbilimci, sevgili hocam İhsan Ketin’i en derin saygıyla anıyorum. ÇEKİÇ HEP YANIMDA