24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Haberler Küçülen beyinler 10 bin yıl önce Günümüzde Avrupalı kadınların ortalama beyin yoğunluğu 1502 mililitre 1241 mililitre CBT 1451 /9 Ocak 2015 15 bu sürecin önüne geçilmezse yaşanabilecekler konusunda korkunç kestirimlerde bulunduklarını belirtiyor. ABD’nin başlattığı kapsamlı soyarıtım programının ve Nazi Almanya’sının “Ari ırkın saflaştırılması” politikasının ardında bu görüş yatıyor. Kimileri geçmişte tatsız bir olay yaşandığını, ancak böyle bir olayın yine de genetik bir düşüş olmadığı anlamına gelmediğini düşünüyorlar. Araştırmaları çoğu zaman tartışmalara neden olan Ulster Üniversitesi ruhbilimcilerinden Richard Lynn, IQ ölçümlerinden yola çıkarak 19502000 yılları arasında tüm dünyada insanların genetik gücünde meydana gelen düşüşü hesaplamaya çalıştı. Sonuçta, 1 IQ puanından az bir düşüşe tanık oldu. Lynn’in bu saptaması doğruysa ki doğruluğu epey kuşku götürür o zaman bu değer Flynn etkisine kıyasla devede kulak bir değişiklik sayılır. Böylesine minik düşüşler yine de önemli olabilir mi? tıyı göz önünde tutarak Silverman’ın verilerini yeniden inceleyen Woodley geride bıraktığımız yüzyılda tepkime sürelerinde gerçekten de bir yavaşlama olduğunu ve yavaşlama miktarının her on yılda bir IQ düzeyinde bir tam puanlık düşüşe denk geldiğini ortaya koydu. Galton’un tepkime sürelerini günümüzden farklı yöntemlerle ölçmüş olabileceği gerekçesiyle Woodley anında eleştiri yağmuruna tutuldu. Dahası, Silverman da 1940sonrası verilerde belirgin bir düşüş eğilimine tanık olunmadığına, oysa Woodley’in haklı olması durumunda böyle bir düşüş yaşanması gerektiğine dikkat çekiyordu. Haziran ayında yayımlanan ayrıntılı bir raporda Woodley tüm bu açıklamalara karşın günümüzde beyinlerin yine de daha yavaş çalıştığını öne sürdü. Ancak Woodley tepkime süreleri konusunda haklı olsa bile, IQ ile tepkime süreleri arasında kesin bir bağlantı kurmak çok güç. Zira, tepkime süreleri IQ düzeyindeki değişikliğin yalnızca yüzde 10 kadarlık bir bölümünü açıklıyor. Türkiye’nin ilk etkileşimli sanal gerçeklik sistemi Türkiye’nin yüzde yüz yerli sermayeli 3 boyutlu teknoloji, tasarım ve mühendislik firması infoTRON Türkiye’nin ilk Etkileşimli Sanal Gerçeklik Sistemini yaşama geçirdi. Böylelikle Türkiye, ekranda görünen görüntülere dokunabilme ve içinde dolaşabilme imkânı tanıyan sanal gerçeklik sistemini gerçekleştiren sayılı ülkelerden biri haline geliyor. Sanal Gerçeklik Sistemlerinin Türkiye’nin teknolojiye yaklaşımında önemli bir kilometre taşı olduğunu dile getiren infoTRON Yönetim Kurulu Başkanı Tarcan Kiper, “Etkileşimli Sanal Gerçeklik Sistemleri, kişiyi kendini sanal ortamın içinde hissettiren ve işbirliği yaparak çalışmayı mümkün kılan kusursuz bir sistemdir. Bu ürün ve çözümler, etkileşimli, birden çok BAŞIMIZ BELADA MI? Brüksel Özgür Üniversitesi ruhbilimcilerinden Michael Woodley önemli olduğuna inanıyor ve böylesi bir evrimin zekâ çan eğrisini değiştirebileceğine, minicik bir değişimin yüksek puanlı kişilerin sayısında ciddi bir düşüşe neden olabileceğine dikkat çekiyor. Peki, bunun bir önemi var mı? IQ testlerinde yüksek puan alanlar yaşamda her zaman başarılı olmuyorlar. Her halükârda, kafa karıştırıcı onca etmen karşısında “aptallığa doğru evrilme” etkisinin gerçek olup olmadığını kestirmek son derece güç. Konuya açıklık kazandırmanın çok daha kesin bir yolu, daha yüksek IQ değerleriyle ilintili gen farklılıklarının giderek daha seyrekleşip seyrekleşmediğine bakmaktır. Ancak burada da sorun sağlıklı bireylerde özellikle yüksek IQ ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir genin henüz bulunmamış olmasından kaynaklanıyor. Yine de Woodley genetik gücümüzün inişe geçtiği yönünde somut kanıtlar bulduğunu, ve bu sürecin Lynn’in hesapladığından çok daha hızlı ilerlediğini öne sürüyor. Tepkime süresi adıyla bilinen basit bir ölçüden yola çıkan Woodley ve arkadaşları, bir olasılıkla bilgiyi daha hızlı işlemelerinin bir sonucu olarak, daha zeki insanların genelde daha hızlı tepki verdiklerine tanık oldular. APTALLIĞA DOĞRU EVRİM? ŞİDDETLİ TARTIŞMALAR 1880’lerde Francis Galton da Londra’da farklı toplumsal sınıflardan gelen yüzlerce kişinin tepkime sürelerini ölçmüştü. Bowling Green Eyalet Üniversitesi’nden Irwin Silverman ise birkaç yıl önce Galton’un kayda geçtiği tepkime sürelerinin sinyali görüp düğmeye basma arasında geçen yaklaşık 185 milisaniyelik ortalama sürenin 1940’lardan beri uygulanmakta olan deneylerden elde edilen 250 milisaniyenin biraz üzerindeki ortalama süreden azıcık daha hızlı olduğunu fark etti. Tepkime süresi ile zekâ arasındaki bağlan Bu sorunun kesin yanıtını gelecek on yıllar verecek. Danimarka ve benzeri ülkelerde tanık olduğumuz durum Flynn etkisinin sonu anlamına geliyorsa, o zaman gelişmiş ülkelerde IQ değerlerinin dengelenmesi gerekiyor. Woodley ve arkadaşlarının haklı olmaları durumunda sürekli bir düşüşe tanık olmamız gerekiyor. Giderek aptallaşıyor olsak bile, bu konuda kaygı duymamız gerekip gerekmediği konusu henüz açıklığa kavuşmuş değil. Flynn sağlık ve çalışma koşulları gibi toplumsal koşullar gelişip toplumun her katmanında doğurganlık oranları düştükçe sorunun da kendiliğinden çözüleceğine inanıyor. Yine de, hemen rahat bir soluk almaya kalkmayın. Uzun erimde zekâmızı çok daha ciddi bir tehlike bekliyor olabilir. Indiana Üniversitesi evrimsel genbilim uzmanlarından Michael Lynch insanların çok daha hızlı değişime uğradıklarını, her birimizde anababalarımızda olmayan 50100 farklı gen olduğunu ve bunların bir bölümünün de bizlere zarar verdiğini belirtiyor. Geçmişte zararlı gen değişimleri ortaya çıktığı anda yok ediliyordu, çünkü bu genlerin çok sayıda olduğu şanssız kişiler çocuk sahibi olamadan genç yaşta yaşama veda ediyorlardı. Şimdilerde durum farklı. Söz gelimi, İngiltere’de bebek ölümleri 1500’lerden bu yana yüzde 99 azaldı. Bu da, gelişmiş ülke nüfuslarında zararlı gen değişimlerinin giderek arttığı anlamına geliyor. Lynch’in hesaplamalarına göre, onlarca kuşak sonra bu durum insanların genetik sağlığında çok ciddi sorunlara yol açacak. Çok sayıda genin beyin işlevine katkıda bulunduğu düşünülürse, böylesi bir düşüşün beyin gücünü de inişe geçirmesi işten değil. Bunu önlemenin tek yolu genomlarımızı onarmak olabilir. Zekânın genetik temeli konusundaki bilisizliğimiz ve bunun beraberinde getireceği törel sorunlar göz önünde tutulduğunda, bu tür bir çözüm çok uzak bir olasılıkmış gibi görünüyor. Ancak zekâ düzeylerinden kaygı duyanlar için kısa erimli tek çözüm eğitim olsa gerek. Mitchell, “Böyle bir kaygınız varsa, çözümü her zamanki gibi eğitimden geçiyor. İnsanların daha zeki olmalarını istiyorsanız onlara çok daha iyi bir eğitim verin. Bu herkesi eşit kılmasa bile, herkesin payına düşen bir şey olacak,” diyor. Rita Urgan, New Scientist, 23 Ağustos 2014 duyuya hitap eden, 3B modellerin, ortamların ve dünyaların yaratılmasını ve kullanılmasını sağlıyor” dedi. Etkileşimli Sanal Gerçeklik Sistemi, havacılık, uzay, savunma, otomotiv, enerji ve inşaat sanayilerinde verimliliği arttıran bir yaklaşımdır. Bu sayede kullanıcılar verilerin içinde gezebilir, verileri duyumsayabilir ve gerçek dünyadaki gibi algılayabilir. Sanal gerçeklik sistemleri 100 bin Avro’dan başlayıp, istenen özelliklere göre milyonlarca dolara kadar yükselen fiyatlara erişebiliyor. başlayacak ve gün boyu sürecek. Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED), Almanya, AvusturyaMacaristan İmparatorluğu, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti’nin oluşturduğu İttifak Devletleri’nin 1. Dünya Savaşı süresince gerçekleştirdiği sanatsal aktiviteler, karşılıklı ziyaretler, eğitim alanındaki işbirlikleri ve yürütülen diğer propaganda araçlarına yer veren sergiyi, 24 Aralık’ta sanat ve tarih meraklılarıyla buluşturmuştu. Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle arşiv malzemelerinin yer aldığı, Bahattin Öztuncay’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi 22 Mart 2015 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. ANAMED’de tarih konferansı ANAMED’de açılan “1. Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesi’nde Savaş ve Propaganda” sergisi bağlamında 10 Ocak Cumartesi günü ‘1. Dünya Savaşı: İdeoloji ve Propaganda’ temalı tarih bilimcilerin yer aldığı bir konferans gerçekleşecek. Edhem Eldem, Ayhan Aktar, Yiğit Akın, Benjamin Fortna, Erol Köroğlu, Sinan Kuneralp, Nazan Maksudyan, Sinan Niyazioğlu, Eugene Rogan’ın bildiri sunacağı üç oturumlu İngilizce ve Türkçe eşzamanlı çeviri ile genel katılıma açık olacak konferans, saat 9’da ANAMED’te SEMPOZYUM: İdeoloji, Propaganda ve Savaş Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlılar Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi, 10 Ocak 2015 tarihinde sabah 9’da Beyoğlu İstiklal Caddesindeki merkezlerinde (Merkez han no 181) düzenlediği sempozyumda konuşmacılar: Yiğit Akın, Ayhan Aktar, Edhem Eldem, Benjamin Fortna, Erol köseoğlu, Sinan Kuneralp, Nazan Kamsudyan, Sinan Niyazioğlu, Eugene Rogan. İngilizce ve Türkçe olacak, çeviri hizmeti veriliyor ve herkese açık. Program: http:// leylek.ku.edu.tr/file/54a1718b559e1/SEMPOZYUMPROGRAM.pdf Ayrıca aynı konuda düzenlenen ilginç sergi de gezilebilir: “I. Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesinde Savaş ve Propaganda” ismini taşıyan sergi, savaşın 100. yılını anmak üzere İttifak Cephesi’nde yer alan devletlerin yürüttüğü halkla ilişkiler süreçlerini, bir başka deyişle propaganda kampanyalarını anlatıyor. Sergide posterlerden, kartpostallara, sembolik ödüllerden madalyalara kadar pek çok tarihi doküman ve objenin yanı sıra Wilhelm Viktor Krausz’un 19151916 yılları arasında Türkiye’de yaptığı ve içinde Mustafa Kemal Atatürk’ün de bilinen ilk portresinin yer aldığı resim çalışmalarından oluşan “Dünya Savaşında Türkiye’den Resimler ve Çizimler” isimli albümü de yer alıyor. Sergi, 22 Mart’a kadar ziyaret edilebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle