22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

• KÜLTÜR • DOĞAN KUBAN KAVRAM TÜRLÜSÜ Özgürlük mü, eşitlik mi, demokrasi mi, insanlık mı, uygarlık mı? Sevgili okuyucular, bir sürü kavram çevremizde uçuşuyor; demokrasi, özgürlük, eşitlik, uygarlık, hoşgörü, yardımlaşma. Bunlar politik söylemin her gün dünyayı çınlatan temaları. Ne var ki onlara anlam kazandıracak ve insanları tek tek ilgilendiren uygulamalar dünyanın hiçbir yerinde gerçekleşmiyor. üşünce özgürlüğü kişi katındadır. Ama eğer varsa toplumda yankılanır. Demokrasi demokratik hakların kullanıldığı bir toplumsal ve politik örgütlenmedir. Demokratik haklar, temelde kişi özgürlüğü ve kişiler arası eşitliktir. Demokratik rejim özgürlükten başlar, eşitlikte şekillenir ve demokraside sonlanır. Ne var ki demokratik haklar kişiye toplum taDünyanın hiçbir yerinde fa rafından verilirse vardır. kirler arasından milletvekili Onun için de toplumun o gereksinmeyi duyması geçıkmadığını da biliyoruz. rek. Toplum gelirlerinin %20Fransızlar devrim yap30’unu nüfusun %1’inin al tılar. Sonra Napoleon’cu oldular. Toplumun kültüdığı ülkelerde ne eşitlik ne rel ataleti soyut kavramlahaklılıktan söz etmek oların etkili olmalarını çok naksızdır. Aslına bakarsaağırlaştırır. Bu sürecin etkili olması için toplumun nız, Yunanca demokrasi eğitilmesi, bilinçlenmesi sözcüğü Batı egemenliğinin v e dün ya ko nj on kt ür ü pazarladığı ve referansı kö içinde pişmesi gerekiyor. Bunlar bir araya gelmeleci Yunan toplumu olan den çağa ulaşma olasılığı çürük bir kavramdır. Hiçbir yok sayılabilir. zaman egemen sınıfların Demokrasi önemli, fauydukları bir dünya görüşü kat soyut bir kavramdır. Demokrasi hiçbir zaman ve felsefesi olmamıştır. tam uygulanamadığı için demokrasi torbasının içine ne doldurursanız oluyor. Columbia Üniversitesi’nde tarihçi Jacques Barzun “Başlangıcından Çöküşe Batı Kültür Yaşamının 500 Yılı, 1500’den Bugüne” (From Dawn to Decadence, New York, 2000) adlı kitabında bütün politik kavramların 20. yüzyılda içlerinin boşaldığını ve yozlaştıklarını yazar. Kavramlar politik söylemin ikonları ve reklam panolarının konularıdır. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce ve sonra bütün despotik komünist devletlerin demokratik halk cumhuriyetleri olduğunu anımsıyoruz. 1789 Fransız Devrimi’nden sonra Avrupa toplumlarının aristok D rasi egemenliğinden kurtulması Birinci Dünya Savaşı’na kadar sürdü. Dünyadaki en erken demokrasi uygulaması köleli Atina demokrasisidir. Günümüzde ise halkın özgürlüğünü ve egemenliğini en çok yansıtan Birleşik Amerika demokrasisidir. Bunun sadece kendi sınırları içinde olduğunu anımsamakta da yarar var. Yine de bunun insanın özgürlük ve eşitliğinin sağlandığı anlamına gelmediğini biliyoruz. Çünkü Amerika’da demokrasinin bir kuyruğu var: Kapitalizm. Varlıklı olmakla Amerikan senato üyeliği arasındaki ilişkileri dünya Amerikan filmleri sayesinde öğreni. Dünyanın hiçbir yerinde fakirler arasından millet yor. vekili çıkmadığını da biliyoruz. Toplum gelirlerinin %2030’unu nüfusun %1’inin aldığı ülkelerde ne eşitlik ne haklılıktan söz etmek olanaksızdır. Aslına bakarsanız, Yunanca demokrasi sözcüğü Batı egemenliğinin pazarladığı ve referansı köleci Yunan toplumu olan çürük bir kavramdır. Hiçbir zaman egemen sınıfların uydukları bir dünya görüşü ve felsefesi olmamıştır. Kapitalizm demokrasiye metelik vermez. Zenginler arasında oynanan bir oyundur. Halklar da bu oyuna katılabilir. Komünist Çin ve Suudi Arap diktatörlüğü de bu oyunun parçasıdır, Norveç de. Bu sonuncu ülke Avrupa demokrasisinin en iyi örneğidir. Ötekilerde ise zerresi yok. Ne mal ve mülk olarak ne de hak olarak. Kapitalizmin özgürlük ve eşitlikle ilgisi olmadığı için, demokrasi ile ilişkisi de biçimseldir. Kapitalist ülkelerde halkoyunun eşitlikle, özgürlükle ilgisi görecelidir. Rusya’da seçim var, Putin ya cumhurbaşkanı oluyor ya başbakan. Amerika’da Demokrasi” kitabının ünlü yazarı Fran“A sız aristokratı Alexis de Tocqueville, politika filozofları içinde gelecek için en doğru öngörüleri yapmış olağanüstü bir düşünürdü. 183540 arasında yayımlanan kitabında Amerikan demokrasisinin en büyük handikapının çoğunluğun diktatörlüğü olabileceğini yazmıştı. Osmanlı’nın son döneminde kurulan meclis padişahın ‘hık deyicisi’di. Halk Partisi, Demokrat Parti, ANAP ve şimdi AKP demokratik seçimle ve çokluk oyu ile iktidara gelen partilerdir. Ve hepsi de Tocqueville’nin öngörüsünü doğruladılar. Demokrasi sisteminin başladığı Yunan kent devletlerinde de bütün toplumun özgür ve eşit olması ilkeleri yoktu. Çünkü köleler vardı. Halk seçimde iradesini özgürce belli eder. Ne var ki dünyanın hiçbir ülkesinde halk, zaten kapsamını anlamadığı kavramlarla seçilenler arasındaki ilişkileri bilemez, simge ve tabela seçer. Hiçbir bilim adamı da özgür ve eşitlikçi bir devletin anayasa sını henüz y azamadı. Demokrasi tabelası daha bir süre kullanılacak bir politik çerçevedir. Kapitalizmin çöküş döneminde dünyanın nasıl bir politik sistem keşfedeceğini ya da değişik sistemlerle politik yaşamı sürdüreceğini bilmiyoruz. Çin egemenliği de olabilir, bilim adamı ya da teknisyen egemenliği olabilir, yaşamı sürdürebilmek için küçük diktatörlükler kurulabilir. Hiç aklımıza gelmeyen gelişmeler de olabilir. KAPİTALİZM VE DEMOKRASİ Biz ülkemizde sultanın kulundan oyunu özgürce kullanan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına gelene kadar kısa sürede bir Amerika keşfettik. Fakat para egemenliği bu hakkı her zaman örseleyecek kadar güçlü olmakta devam ediyor. Onun için önce özgürlük, sonra eşitlik olmadan demokrasi sadece boş bir kalıp oluyor. Bir çağdaşlık makyajı. Herhangi bir yasa bu makyajı hemen silebiliyor. Sayın okuyucular, Dünya toplumlarının sorunu Amerikan ve Fransız devriminden bu yana hiç değişmedi: Önce özgürlük sonra demokrasi. Demokrasi toplum yaşamı söz konusu olduğunda içi boş bir kap olarak duruyor. İçine biraz özgürlük girdiği de oluyor. Birleşik Amerika’nın hâlâ demokratik olduğunu savlaması, orada düşünce özgürlüğüne görece verilen güvenceden kaynaklanıyor. Türkiye’de cehalet ya da kentleşememişlik toplumu hor görmek için bir neden olmamalıdır. Halk ülkenin sahibidir. Ve kendi tarihimizin ürünüdür. Goethe insanların temelde iyi olduklarına ve zamanla iyileşeceklerine inanırdı. Venedik’te yazdığı küçük epigramlarda şöyle bir öğüt var: Bak ne kadar sakar ve vahşi, ne kadar kaba Onu aldatırsan vahşi ve aptal görünür Ona dürüst davranırsan, inan bana, o da bir insan ve akıllı Demokrasi oyununa İkinci Dünya Savaşından sonra giren toplumların geleceği dünyaya katılma kapasitelerine bağlı. Halklarının eğitimine sayısal değil, niteliksel ağırlık verir ve daha da önemlisi, yine dünya konjonktürüne bağlı olarak, özgürlük kavramı bağlamında bilinçlendirilir ve özgürlüğü yaşamlarını sürdürebilme yöntemi olarak görebilirlerse, bu anlayış o toplumların uluslararası düzeyde örgütlenmelerini kolaylaştıracaktır. Yapamazlarsa dua etmeleri gerekecek. DEMOKRASİDEN ÖNCE Tayfun Akgül Türkiye’nin ilk dijital marka ve patent kütüphanesi yayında CBT 1290/2 9 Aralık 2011 Destek Patent A.Ş., toplamda maliyeti 1 milyon TL’yi bulan teknolojik alt yapısıyla ve son olarak 30 bin TL’lik yazılım yatırımıyla yenilenen kurumsal web sitesi ile Türkiye’nin ilk özel marka ve patent kütüphanesini internet kullanıcılarının hizmetine açtı. “www.destekpatent.com.tr” web adresinin yeniden tasarlanması ve yazılımlarının geliştirilmesi için 10 kişilik bir ekip tarafından 7.200 saat me sai harcandı. Web kütüphanesi sayesinde, Türkiye’de bugüne dek yayımlanan tüm marka, patent ve endüstriyel tasarımlara ilişkin veri tabanına, güncel bilgi ve haberlere, bu alandaki hazırlanmış akademik çalışmalara kolayca ulaşılabiliyor. www.destekpatent.com.tr adresinden aynı zamanda sektörün bilgi kaynağı kabul edilen DESTEKPATENT WEBTV’ ye de ulaşmak mümkün.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle