24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM TÜBA: Düzeltmeler ve Bir Son Söz ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1285 4 Kasım 2011 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase İlknur GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul obursali@cumhuriyet.com.tr http://orhanbursali.blogspot.com CBT 1285/ 3 4 Kasım 2011 Geçen haftaki Gündem yazısına (Yıl 1993: Türkiye Bilimler Akademisi Kurulurken..) eleştiriler geldi. Sert bir yazıya, sert eleştirilerin gelmesi de normaldir. Hepsi sevdiğim, saydığım ve takdir ettiğim, önem verdiğim insanlar. Kimisi sözlü iletti, kimi yazılı. Hepsine teşekkür ederim. Şüphesiz ki aşağıda eleştirilere seve seve yer veriyorum. Doğrusunu tam yazmalıydım, benim eksiğim. Dahası, “kasıtlı olarak yanlış anlaşılsın diye yazdın böyle” de diyebilirsiniz ama tam da öyle değil, biraz yanlış bilgilendirme de var işin içinde. 1993’te yazdığım yazıdan aylar sonra, kuruluş üzerine bir yazı daha yazmışım, orada daha doğru bilgiler var... Ama önemli değil. Şimdi, iki düzeltmeye yer veriyorum. Sonra da kısa bir değerlendirme yapacağım.. ??? “Sayın Bursalı, yirmibin lira civarindaki (her yıl kesin rakam, katsayı ile değişiyor) “Araştırma Giderleri Desteği” KHK497 ile üyelere sağlanmış bir hak olup tamamı faturalandırılarak ve muhasebeleştirilerek araştırma faaliyetleri için (sarf malzemesi, kongreye seyahat, bilgisayar, donanım malzemeleri, laboratuvar asistanı çalıştırma vs..) verilir, hiçbir şekilde “maaş” veya başka bir şekilde kişinin cebine gidemez.” T. Çelik ??? Orhan Bey, “Türkiye Bilimler Akademisi Kurulurken” başlıklı yazınızın ön sözünde TÜBA Üyeleri için yazmış olduğunuz yazı beni derinden etkilemiş ve üzmüştür. TÜBA ile ilgili olayların detayına girmek istemiyorum. Siz olayları çok detaylı olarak biliyorsunuz. Bugüne kadar istifa etmemiş olmamızı TÜBA’nın bizlere vermiş olduğu 20.000 TL ile açıklıyor ve bunun da ayıp olduğunu söylüyorsunuz. Siz deneyimli, tecrübeli ve bilimsel konuları ele alan Türkiye’de tek gazetecisiniz. Ayrıca TÜBA üyelerinin çoğunu da yakından tanıyorsunuz. Bu yazınızı kaleme almadan önce bir TÜBA üyesi ile veya Başkan ile görüşüp bu konuda bir bilgi alabilirdiniz. Biz bu paraları Araştırma Desteği adı altında maaş olarak alıyormuşuz. Asıl ayıp olan bu iddiayı yapmak ve TÜBA üyelerini aşağılamaktır. Son bir kaç yıldır TÜBA, asli üyelerine araştırma desteği vermektedir. Bu desteği alabilmek için yıl içerisinde faaliyet raporlarını sunmamız gerekir. Ayrıca, bu destek ancak araştırma giderleri için verilir. Her şeyin faturası v.s ibraz edilir, karşılığında ödeme yapılır. Ben şahsen yıllardır bu paranın hiç bir zaman tamamını harcayamadım. Çünkü araştırma giderlerimi projelerden karşılıyorum. TÜBA’dan yaptığım harcamaları genelde Yüksek Lisans yapan, kadrosu olmayan öğrencilerime maaş olarak ödeme yoluna gittim. Son iki yıldır iki yurt dışı seyahatimi TÜBA’dan karşıladım. Üniversitem bana bir yıl içerisinde 2 hatta 3 yurt dışı konferansa katılmam için destek veriyor. Son yıllarda ben TÜBA Araştırma Desteğini kullandım. Son 67 yıldır Üniversitemden tek bir kuruş dahi kongre için talepte bulunmadım… Benim araştırma grubumun devamı için yılda yaklaşık olarak 100.00 TL’ye ihtiyacım var. Bu parayı buluyorum. Şu anda TÜBİTAK’dan almış olduğum 3 yıllık ve miktarı 282.000 TL olan bir pro je ile araştırmalarımı yürütüyorum. Bu parayı da öğrencilerime maaş, kimyasal, makina teçhizat için kullanıyorum. Şimdi size soruyorum. Ben TÜBİTAK’dan ayda 8.000 TL maaş mı alıyorum? TÜBA’ya gelince: Hükümetin belki de istediği bizlerin istifa etmesidir. Size soruyorum. İstifa ile neyi çözeceğiz? Nasıl mücadele edeceğiz. Mücadeleyi şimdilik TÜBA’da kalmakla yapmaya ben kararlıyım.” Metin Balcı ??? Şimdi söz bende: Görüş açıklarken, TÜBA üyelerini üzen, gerçeği tam olarak belirtmeyen böyle bir nota yer verdiğim için özür diliyorum. Burada, geçen haftaki yazının başına giren notumla ilgili durumu tam açıklamak isterim: bazı üyeler Güvendiğim bir Akademi üyesi, “b kullandıkları bu fondan vazgeçmemek için TÜBA’dan istifa etmeyecek, bir üye bunu bana söyledi” bilgisini iletti. Ben de “Fonum kesilmesin” diye istifa etmemenin, ilkesizlik olduğunu belirtmek istedim.. Şüphesiz, istifa etmeyeceklerin hepsi böyle düşünüyor, demek abesle iştigal etmek olur. Zaten yabazı üyeler” diyorum... Metin Balcı’nin zımda “b kastettiğim bu “bazı üyeler” arasına girmeyeceğini bilirim. Kendisini o kategoriye soktuğumu sanmasına da ben üzüldüm! Ama Balcı’ya şunu diyorum: “Mücadelemi orada vereceğim” diyorsunuz, neyin mücadelesini orada vereceğinizi doğrusu bilmiyorum.. Burada tek bir konu var: Akademi’ye siyasetin ve YÖK’teki memurlarının yapacakları atamalar! TÜBA’ya sözde üçte bir atama bırakılıyor ya, yarın da o üçte bir atamayı, siyasetin seçtiği üyeler yapacak! Artık hükümetin siyasi akademisi söz konusu.. Bilimler Akademisi değil.. Bu Bilimsel Akademisi benim için kapanmıştır.. Olması gerekeni savunmak ve kurulacak sivil ve gerçek bir akademiye de destek vermek zorundayız... Sorun, Akademi’nin kurulurken hükümete bağımlı olmasından kaynaklanıyor.. Kalanlar, bu bağımlılığı savunmuş olacak. Çıplak gerçek budur. Aslında, 1993’e kadar bir Bilimler Akademisi’nin kurulmamış olmasının sorumluluğunu, bugüne kadarki yazılarımda, siyasetin sırtına yüklemeyi tercih ettim.. Kolay bir tercihti bu! Bu konudaki gecikmeden, esas, Türkiye Bilim Dünyası sorumludur! Herkes istedi ki, devlet kursun, biz de keyfini çatalım! Rahat ve kolay çözüm! Sorun, kafaların her zaman “devlet” ve “iktidar” bağımlısı olmasındadır! Şimdi bunun bedelini gerçek bilim, misliyle ödüyor... Haftaya buluşmak umuduyla...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle