16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yeni rektör seçimleri nasıl yapılmalı? Bir taslak... Ülkemizin yararına, çağdaş uygarlık düzeyine uyumlu, kalıcı bir rektör seçimi sistemi arıyoruz. 2547 sayılı yasada, gelişmeyi ve büyümeyi öngören ve rektörlere mecburiyet yükleyen, hedef gösteren herhangi bir hüküm bulunmadığından, rektörlerimiz ceza kanununa konu olabilecek bir suç işlemedikleri takdirde görevlerini tamamlıyorlar. YÖK’e bilgi sunmak, atama yapmak, gözetlemek ve denetlemek gibi soyut görevlerle üniversiteyi çağdaşlaştırmak mümkün değil. Latif Mutlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Kurucusu mensubu ile toplumun herhangi bir kesiminin temsilcisi olmayan, üniversiteye bağış yapacak veya yaptıracak kişiler arasından seçilir. Görev süreleri bitenlerin yerine yenileri seçilir. Her yıl üye sayısına göre 1 veya 2 üyenin yerine yenileri seçilerek yenileştirme yapılır. Toptan değiştirme yapılamaz. Mütevelli Heyet: Üniversiteyi yöneten ve temsil eden en yüksek kuruldur. Üyelerin görev süresi 6 yıldır. En az yedi üyeden oluşur. Üniversitenin ilerlemesi ve fonksiyonlarını yerine getirmesi kurulun temel görevidir. Toplum ile üniversite arasında hem tampon ve hem de köprü görevi yapar. Kamuya karşı üniversiteyi temsil eder ama akademik konularla doğrudan ilgilenmezler. Görevleri: Başlıca görevleri; rektörün sözleşmesini hazırlamak ve tayin etmektir. Dekan ve bölüm başkanları ile her unvan kademesindeki öğretim üyelerinin ve diğer personelin sözleşmelerini yaparak, atamalarını yapar. Üniversitenin bütçesini hazırlar, onaylar ve uygulamaları izler, öğrenciden alınacak ücretleri tespit eder, burslar ile ilgili programları hazırlar. Üniversiteye mali kaynak yaratmak ve ayrıca üniversiteye tahsis edilen kaynakları girişimci bir zihniyetle yönetir. Bu görevlerden bazıları için icra kurulları oluşturulabilir. Rektör: Mütevelli heyet adına sözleşmesinde belirtilen hedefler doğrultusunda üniversiteyi yöneten kişidir. Mütevelli heyetin oluşturacağı bir komite adaylar ile görüşme ve araştırmalar yaparak, birkaç adayı yönetim kuruluna bildirir. Bu komitede, bazı yönetim kurulu üyeleri, öğretim üyeleri ile öğrenci temsilcileri yer alır. Yönetim kurulu bu adaylarla uzun süren mülakatlar yapar ve sonuçta bunlardan biri ile sözleşme yaparak, rektör olarak atar. Görevleri: Genel eğitim politikası, müfredat programları, işe alınacak yeni öğretim üyeleri ve öğrenci kabulü ile ilgili konular, akademik personelin önerileri üzerine akademik kurulda belirlenerek mütevelli heyetin onayına sunulur. Akademik konularda olduğu gibi sözleşmesinde belirtilen konularda mütevelli heyete karşı sorumludur. Rektör, mütevelli heyetin görüşünü alarak, üniversitenin mali ve idari işlerini yürütmek, kaynak yaratmak için bir idari ve ayrıca akademik işlerini takip için ayrı bir yardımcı seçer. Rektör akademik konularda olduğu gibi, sözleşmesinde belirtilen konularda mütevelli heyete karşı sorumludur. Sözleşmede, rektörün görevleri ve kendisinin üniversiteyi götüreceği hedefle yer alacaktır. Birkaç örnek: • Stratejik plan hazırlamak, yıllık aksiyon planı hedefleri ve bütçesini hazırlamak, plan ve bütçe hedeflerini gerçekleştirmek. • Öz geliri arttırıcı faaliyetlerini gerçekleştirmek. • Alınacak ve mezun edilecek öğrenci sayılarında denge sağlamak. Öğrenci kontenjanlarının artış oranları. • Mezunlar arasında iş bulma veya iş kurma olanağını yükseltmek. • Araştırma, bilimsel yayınlarda hedefler koymak ve gerçekleştirmek. • Öğrenci memnuniyeti. Rektör üzerine aldığı görevleri büyük oranda yerine getirmeye devam ettiği sürece görevine devam edecektir. Verimin düşmesi veya hedeflerden büyük oranda geri kalınacağı belirince sözleşmesinin devam etmeyeceğini mütevelli heyet kendisine bildirir. Esasında, rektör bir rekabet ortamında üniversiteyi rakipleri arasında ileriye götürmeye ve öne geçirmeye mecbur olduğunu bilerek görevini sürdürecektir. Türkiye’de bugün mevcut 127 üniversitede 610 fakülte, 690 yüksekokul, 250 enstitü ve 90.000 kadar öğretim elemanı olduğunu düşünürsek, bu kadar büyük bir organizasyonu tek bir merkezden yönlendirmenin veya kontrolünün güçlüğü kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. İleri ve kalkınmış ülkelerde olduğu gibi üniversitelerimizin meşru zeminde bir rekabet ortamında çalışmalarını kontrol edecek, birer mütevelli heyetin oluşturulması kaçınılmazdır. Ü (*)Resmi gazeteden alındı. CBT 1119 / 21 29 Ağustos 2008 niversitelerdeki rektör seçimlerinde yaşanan sıkıntılar kamuoyunu da etkilemeye başladı. Bizde başlangıçta ilk üniversite 1933 yılında kurulduğunda, rektör eğitim bakanı tarafından seçiliyor, cumhurbaşkanın onayı alınıyordu. 1946 yılından itibaren rektör seçimleri özerkliğin bir gereği olarak, üniversitede görevli profesörlere bırakıldı. Onlar kendi aralarından bir profesörü iki yıllığına rektör olarak seçiyordu. Bugün ülkemizde uygulanan rektör seçimi, ‘seçimatama’ karma sistemi, bize 12 Eylül 1980 ihtilalinin bir armağanıdır. Son sözün devlet başkanında olmasını amaçlamaktadır. Zaman içerisinde bu sistemin, faydadan çok zararı gözlendi. Çünkü YÖK’te elenerek cumhurbaşkanının onayına sunulan üçer kişilik rektör adaylarının toplam sayıları 300’den fazladır. Bu kadar geniş bir profesör grubunun cumhurbaşkanınca tanınması mümkün değildir. Bu nedenle son sözü söyleyecek olan cumhurbaşkanından bilimsel bir değerlendirmeye yapması beklenemez. Diğer taraftan üniversitelerde rektör adaylarının seçilmesinde öğretim üyeleri, 6 ayrı parti gibi çalışmakta ve birbirlerine karşı cephe almaktadır. Bu ayrılık ikinci seçime kadar sürüp gitmektedir. Kazanan tarafın karşı gruba çektirdikleri hikâye gibi ağızdan ağza dolaşmaktadır. Bu sistem üniversiteye politika sokmaktadır. Rektör seçim biçiminin demokratik olmayan öz yapısının dışında iki önemli faktör dikkati çekiyor. Birincisi, sistemin politikanın etkisinde kalma olasılığının fazla olması, ikincisi de kanunun 13. maddesindeki rektörün görev tanımının çok fonksiyonel olmamasıdır. Son tadillere göre bugün yürürlükte olan kanun, hem seçim usullerini ve hem de rektörün görevlerini teker teker sayarak belirlemektedir. Öğretim üyeleri toplanarak, profesörler arasından rektör adayları seçmek için oy verirler. Bu toplantıda en çok oyalan 6 kişi aday olarak seçilmiş sayılır, bunlardan Yükseköğretim Kurulu’nun seçeceği 3 kişi atanmak üzere cumhurbaşkanına sunulur. (*) Yürürlükteki kanun rektörün görev ve yetkilerini tek tek sayarak rektörü dar bir çerçeveye sığdırıyor. 13. maddede rektörün görev, yetki ve sorumluluklarını altı ayrı fıkrada açıklıyor. Bu maddeler arasında ölçülebilir bir sorumluluk yok. Rektörler üniversiteyi temsil ettikleri halde, üniversitede görevli idari ve akademik hiçbir personelin işine son verememekte. Ancak gerekli gördüğü hallerde yerlerini değiştirebiliyor veya yeni görevler verebiliyor. Rektörlerin görev tanımının çok basit ve ayrıca işlevsiz olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Üniversiteyi yöneten, çağdaş bilim ve teknolojinin yakalanması ve bilgi üretiminin oluşması için gerekli ortamı hazırlayacak rektör için bu görev tanımı yetersiz ve gereksiz hükümler içermektedir. Yıllar önce o günün koşullarına uygun olarak ortaya konan kurallar ancak statükoyu korumaya yarar. Üniversitelerde devrimci yeni fikirlerin oluşması için üniversitelerin, özerk olması ve yöneticilerin yetkin ve yaratıcı olmaları gerekir. Üniversiteler ve rektörler ancak eşit şartlarda, meşru rekabet ortamında ülkeye ve topluma yararlı olabileceklerdir. Rektöre verilecek görevlerin ve beklenen sonuçlarının, bilimsel metotlarla ölçülebilen sayısal değerleri içermesi gerekmektedir. Bugün dünyada en ileri ülkelerde uygulanan sistemleri örnek olarak hazırladığımız, yeni rektörlük anlayışını gerekçeleri birlikte incelemeye geçebiliriz. Devlet Üniversitelerinde Rektör Seçimlerinin Mütevelli Heyet Tarafından Yapılmasının Gerekçesi: Yasada yapılan bütün değişikliklere rağmen, beklenen huzurun sağlanamadığını 25 yıldan beri yaşayarak görmekteyiz. Devam eden bu memnuniyetsizliğin temel nedenlerinden birincisi, rektör seçimleri sırasında yaşanan rekabet ortamından kaynaklanmaktadır. Altı rektör adayının saptanması için üniversitelerimizde yapılan seçimlerde, aday grupları arasında gerginliklere yol açıyor. En çok oy alan adayların Yükseköğretim Kurulu’nda elenmesi kızgınlığa, cumhurbaşkanının da bazen en az oy alan adayı, rektör olarak ataması öğretim elemanlarında hayal kırıklığına yol açıyor. Cumhurbaşkanının da isabetli karar verebilmesi için önüne gelecek 255 rektör adayının hepsini tanıyıp bilmesi gerekir ki bu da pratikte mümkün değil. Rektörlük uzmanlık gerektiren bir görevdir. Cumhurbaşkanın bu görevin inceliklerini bilerek atama yapmasını bekleyemeyiz. Tanıdığı veya sevdiği veya gelen istihbarata göre yapılacak bir tayinin, üniversiteye yararlı olacağı düşünülemez. Diğer taraftan, rektörlerin görevini tadat eden 2547 sayılı yasada, gelişmeyi ve büyümeyi öngören ve rektörlere mecburiyet yükleyen, hedef gösteren herhangi bir hüküm bulunmadığından, rektörlerimiz ceza kanununa konu olabilecek bir suç işlemedikleri takdirde görevlerini tamamlıyorlar. YÖK’e bilgi sunmak, atama yapmak, gözetlemek ve denetlemek gibi soyut görevlerle üniversiteyi çağdaşlaştırmak mümkün değil. Bugün hepsi birer kamu kuruluşu olan (vakıf ve devlet) toplam 127 üniversitemizin rektörlerinin yüzde 31’i mütevelli heyet tarafından seçilmektedir. Halkın halk tarafından, halk için yönetimin tarifine en çok uyan “mütevelli heyet” sisteminin başlangıçta Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde uygulandığı ve elde edilen kazanımları ile diğer üniversitelere fark attığı ve bu farkın hâlâ kapatılmadığı göz ardı edilmemeli. Aynı şekilde kuruluşundan beri mütevelli heyetle yönetilen Bilkent Üniversitesi’nin de toplumdaki saygınlığı görülmekte. BİR TASLAK Devlet Üniversitelerimizi Yönetecek Mütevelli Heyet Seçimi İçin Bir Taslak: Verimlilik yönünden de mütevelli heyet sisteminin gerekli olduğu açıktır. Üniversitelerimizin en büyük sorunu olan kaynak sıkıntısına ancak mütevelli heyetleri çare bulabilir. Yüksek öğretim Kurulu’nun gözetim ve denetimi altında, devlet üniversiteleri ile devlet yardımı talep eden vakıf üniversitelerini yönetecek “mütevelli heyetin” seçimi için oluşturulacak, seçici kurula ait genel prensipler ve temel ilkeler ile seçici kurul, mütevelli heyet ve rektörlerin görevlerine ait temel ilkeler aşağıda özetlendi. Seçici kurul: Kuruluşu, üniversitenin bulunduğu ilin valisi başkanlığında, belediye başkanı, başsavcı ve kıdemli hâkimi, garnizon komutanı, ticaret ve sanayi odaları başkanları, vergi rekortmenleri, meslek kuruluşları temsilcileri ile sivil toplum örgütleri temsilcilerinden oluşur. Görevleri: İldeki üniversiteleri yönetecek mütevelli heyet üyelerini seçmekten ibarettir. Her yıl yaz aylarında olmak üzere yılda bir kez toplanır. Süresi tamamlanan mütevelli heyet üyeleri yerine yenilerini seçer. Mütevelli heyet üyeleri, topluma mal olmuş, o üniversite
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle