24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu Özellikle profesyonel çalışanlar için tasarlanan HP iPAQ 914, Başarsoft firmasının geliştirdiği Yolbil yazılımı ile birlikte satılıyor. Ürün paketinin içinde yer alan harici bir SD kart ile gelen bu yazılım, HP iPAQ 914 kullanıcılarına, Türkiye’deki karayollarının yanı sıra 81 ile ait sokak sokak yol bilgilerine gerçek zamanlı olarak kolayca erişim imkânı sağlıyor. Bu gelişmiş cep bilgisayarının entegre kablosuz ağ özellikleri ise tüm WiFi bağlantı noktaları üzerinden rahat ve sorunsuz bir şekilde İnternet’e girilmesine olanak tanıyor. Piyasa satış fiyatı ise 749 dolar (+KDV) olarak belirlendi. (tanolturkoglu@gmail.com) Nasıl ki söz konusu olan şey cahillikten kurtulmak olduğunda en temeldeki gereksinim okuma/yazma bilmek ise, söz konusu bilgi toplumu olduğunda en temelde sahip olunması gereken beceriler nelerdir? Bilgi Toplumu İçin Altılı Kriteri “İnternet sanıldığı gibi bilgiye ulaşma aracı olarak kullanılmıyor. Şimdi internetevlerindeki insanlar bundan birkaç yıl önce kütüphanelerde değildi ki. ” Bu yorum, internete gönül vermiş sivil toplum örgütlerinin başlatmış olduğu INTERNETE SANSÜR DEĞİL SÜRAT GEREK isimli kampanya kapsamında açılmış olan web sitesine, NEVBİDA isimli kullanıcı tarafından gönderilmiş. “İnternet”, “bilgi toplumu” gibi olguların ülkemizdeki halini ne güzel açıklıyor. Bilgi toplumu olmak kolay mı? İnternet erişim figürleri kendi başına “bilgi toplumu olgunluğunun” ne düzeyde olduğunu açıklamak için yeterli mi? Elbette ki erişim sayısı önemli bir gösterge, ama ne yazık ki “verimi” ölçme açısından hiçbir değer ifade etmiyor. Erişim kadar önemli olan bir diğer olgu da internete “ne için” erişildiğidir. İnternet erişimi sonuçta “bir değer katamıyorsa”, daha ziyade “eğlenceye” yönelik faaliyetler için kullanılıyorsa, bu tablo ülkemizin “bilgi toplumu” olma yolunda bir arpa boyu yol alamadığının da açık bir göstergesi olacaktır. “Bilgi toplumu” olmak için pek çok kriter, kıstas ya da standard var. Ancak bunlar ne yazık ki daha ziyade yukarıda erişim örneğinde olduğu gibi işin “operasyonuna” yönelik. Kurulan o altyapıların, imkânların hangi amaçlarla kullanıldığının tespiti nispeten göz ardı ediliyor. Temelde eksikliğini duyduğumuz şey ise kurulan bu altyapılarından verimli olarak istifade etmek için hangi bilgi donanımına sahip olmamızın gerekliliği. Nasıl ki söz konusu olan şey cahillikten kurtulmak olduğunda en temeldeki gereksinim okuma/yazma bilmek ise, söz konusu bilgi toplumu olduğunda en temelde sahip olunması gereken beceriler nelerdir? 1990 yılında iki kütüphane uzmanının geliştirdiği ve Büyük Altılı (The Big Six) olarak bilinen bir metodoloji, bu soruya cevap arandığında ilk akla gelenlerden. Robert Berkowitz ile Michael Eisenberg’in Bilgi Problemleri Çözümü (Information Problem Solving) adıyla kaleme aldıkları kitapta açıklanan bu altı aşamalı yöntem, dijital cahillikten kurtulmak isteyenlerin sahip olması gereken asgari becerilerin ne olması gerektiğini açıklıyor. İşte altı aşama: 1. İşin Tanımlanması, Gereksinim Duyulan Bilginin Belirlenmesi 2. Bilgi Arama Stratejileri 3. Tespit etme ve Erişim 4. Bulunan Bilginin Kullanılması 5. Sentezleme 6. Değerlendirme Bu altı aşamayı irdelemek gerekirse; bugünün bilgi toplumunun üyesi olan bir vatandaşın şu becerilere sahip olması gerekmektedir: Bilgiye gereksinim duyma nedeninin tam olarak belirlenmesi. Hangi sorunu çözmek ya da hangi kararı almak için bilgiye gereksinim duyuyorsunuz? Bunun için sahip olmadığınız bilgiler nelerdir? Bu bilgilere nasıl erişebilirsiniz? Ne tür bilgi kaynakları vardır? Bu bilgi kaynakları nelerdir; nerelerdedir; nasıl erişilebilir? Erişimin bedeli (zaman, para vb açıdan) nedir? O bedeli ödemeye değer mi? Birden çok kaynak söz konusu ise hangi durumda hangi kaynağı kullanmak daha verimlidir? Bilgiye ulaşıldığında bu bilginin aranan bilgi olduğunun ayırt edilebilmesi. Tespit edilen bilginin doğru ve sağlıklı bilgi olması; safsata olmaması. Bulunan bilgilerin bir araya getirilmesi, sentezlenmesi ve orijinal amaç için nasıl kullanılabileceğinin değerlendirilmesi. Bu süreç sonucunda arzu edilen amaca ulaşıldığından emin olunması (sorunun çözülmesi ya da kararın alınması). Buna ek olarak bilgiye ulaşma ve kullanma sürecinin verimliliğinin de değerlendirilmesi gerekir. Acaba geçmiş olduğunuz yol en verimli yol muydu? Daha hızlı, daha ucuza vb. yapabilir miydiniz? Bir an için bu sürecin bir değerlendirme kriteri olduğunu varsayın ve gerek kendinizi, gerek çevrenizdeki bireyleri gerekse de içinde yaşadığınız toplumu, toplulukları değerlendirin. Şimdi de şu soruya cevap arayın: Bilgi toplumu olma yolunda birey olarak, topluluk olarak, toplum olarak neredesiniz? İnterneti sansürlediklerini sananları, başlarına gelen felaketleri “takdiri ilahi” olarak yorumlayanları bir de bu açıdan değerlendirin! HER MİSYON İÇİN FARKLI UZAY GİYSİSİ Eğilip bükülmeyen, basınçlı uzay giysileri uzay boşluğunda dolaşırken sorun çıkartmaz, ancak bunlarla gezegen üzerinde yürümek güç ve beceri ister. NASA bir gün Ay programına yeniden geri dönme fikrinden hareketle, farklı görevlerde kullanılabilecek çeşitli uzay giysileri geliştirdi. Bu giysiler esnek, hafif malzemelerden üretilecek. Dolayısıyla aynı astronom yalnızca üzerindeki giysiyi değiştirerek farklı misyonları yerine getirebilecek. Örneğin, kraterlerin kenarında rahatlıkla yürürken, aynı astronot farklı bir giysinin içinde uzayda aracın dışına çıkıp tamir yapabilecek (htt://tinyurl.com/5uanmq). ŞİFRE VE PAROLALARI GÜVENLİ SAKLAMA YOLU Şifre ve parolaları kâğıt parçaları üzerine yazıp saklamak, güvenli ve pratik bir yöntem olmadığı için çoğunlukla aksiliklere yol açar. ABD’de Motorola şirketi geliştirdiği bir yöntem ile şifre ayrıntılarını güvenli bir şekilde saklamak mümkün olacak. Bu yöntem sayesinde kullanıcı bir PC’den indirilen şifreli bir dosya şeklindeki şifre ayrıntılarını özel bir anahtarlıkta taşıyabilecek. Kullanıcının parmak izi anahtarlığın kilidini açacak. Bunun için anahtarlığın üzerindeki tarayıcıya dokunmak yeterli olacak. Parmak izini tanıyan anahtarlık LCD ekranı üzerinde şifre bilgilerini görüntüleyecek. ÇOCUKLARI BİLGİSAYARDAN KOPARMANIN YOLU Çocuğunuzun çok fazla televizyon izlediğini veya video oyunları oynadığını düşünüyorsanız, bu alışkanlığını engellemek için BOB adı verilen zaman yönetimi aracından yararlanabilirsiniz. Bu cihaz elektronik bir cihaza bağlandığı zaman ne kadar kullanıldığını izliyor. Ebeveyn olarak saat sınırı koyduğunuz zaman, elektronik cihaz ayarlanmış saatte otomatik olarak kapanıyor. Zaman sınırını ancak, PIN koduna sahip olanlar kaldırabiliyor veya değiştirebiliyor. Derleyen: Reyhan Oksay CBT 1119/ 19 29 Ağustos 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle