27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AYLAK BİLGİ zemelerin ve teknolojilerin yaratılmasına olanak verecektir. • Bilişim kapasitesi olağanüstü boyutlarda artacak, böylece astronomiden ekonomiye kadar hemen hemen tüm alanlarda formüle edilebilecek problemlerin tamamına yakını denebilecek kadar büyük bir bölümü çözülebilecektir. Ekonomik faaliyetlerin ve günlük yaşam için gerekli işlemlerin çok büyük bir bölümü sayısallaştırılacaktır. • Tüm bu alanlardaki ilerlemeler iç içe geçerek yeni boyutlara ulaşacak, genelde bilimin teknolojiyi ve üretimi etkileme gücü daha da artacak ve matematik gibi soyutlama gücüne dayalı alanlar yeni bir önem kazanacaktır. • İnsanın beynini kullanma kapasitesi bu gelişmelerin ve bu gelişmelerin bir odak noktasını oluşturacak olan bilişsel bilimlerin sağlayacağı olağanüstü kapasitelerle ve belki de, 2023’te olmasa da, izleyen yıllarda aynı zamanda chipler iliştirilmesi ve/veya kimyasal maddeler aracığıyla olağanüstü boyutlarda arttırılacaktır. • Bilişsel bilimlerin bu şekilde diğer bilim ve ileri teknoloji alanlarıyla yakınsaması sonucunda insanın potansiyelini kullanma ve giderek kendini dönüştürme kapasitesi yeni ve çok ileri boyutlara, yeni sınırlara ulaşacaktır. Bu gelişme toplumsal açıdan da yeni sorunlar ve olanaklar gündeme getirecektir. • 2023 dolayında maddenin yapısı ve hareketinin tüm özelliklerinin keşfi ve buna dayanarak üretim yapma ve insanın faaliyetlerini geliştirme kapasitesi açısından olağanüstü ileri noktalara gelinecektir. • 2023’te aynı zamanda teknolojide yeni bir altüst oluşa yaklaşılıyor olunacaktır. Tahir M. Ceylan tahirmceylan@yahoo.com Nazi toplama kamplarından kurtulan Yahudilerde yaşamlarının sonraki döneminde ruhsal bir sorun hiç görülmediği gibi ellerinden bir kötülük çıktığına da kimse tanık olmamış. Bu bilgiyi edinince, bir süre düşündükten sonra etrafımdaki çok ağır şeylerden geçmiş iki insanı gözledim. İkisinin de yüzünde yaşamı hafife alan derin bir dinginlik vardı. Ne mutluydular ne mutsuz, ne umutluydular ne umutsuz, ne kuldular ne umursuz. Aşkın İyilik İkisi de büyük iş yapmıyordu, ne bilim adamıydılar, ne edebiyatçı, ne de heykeltıraş, ama her biri felsefesini konuşarak değil, susarak anlatan mucizevi birer filozoftu. Gözlerindeki hareketsizliği, yüzlerindeki geç reaksiyonlar veren ifadesizliği, ikide bir kullanmaya lüzum görmedikleri nezaketleriyle bu iki adam insanlara, parkta oynayan çocuklara bakar gibi bakıyordu, onların gözünde yeryüzü oyun oynuyordu. Yol isteyene yol, yer isteyene yer veriyor, işin suyunu çıkaranlara da gülüp geçiyorlardı. Sonra birden hatırladım, bu tür bir insana geçmişte de rastlamıştım; tarlada çalışırken yağan doludan kaçmak için ailesiyle bir ahlat ağacının dibine sığınmış, düşen yıldırımla beraber iki oğlunu ve karısını kaybetmiş, kendinin de sağ yanı nüzül inmiş gibi dumura uğramıştı, o yağmurda ahlatlı tarladaki ekini harman yerine çamura serilmiş, ertesi bahar on tonluk tütünü Tekel idaresince yangına çıkarılmıştı. Simsiyah yüzünün üstünden gözleri, yediği darbeyle çıtlamış cam bir bilye gibi bakardı da, gökyüzü bile boşanacak gibiyken, kendine ne insanlar ne kendisi ağlardı. Bu kadar direnç ve sonrasında sinirleri alınmış gibi süren iyilik hali adamlarda, şüphesiz insan doğasına aykırıydı aykırı olmasına da, asırlardır Anadolu’da ya da en dramatik durumların olduğu başka topraklarda nasılsa işte tek tük yaşamaktaydı. Doğaya aykırı bu varoluş acaba nasıl sürüyordu? Bir an için şöyle düşünelim: Tanrı yeryüzüne inip insanların arasına karışsaydı acaba nasıl davranırdı? Sanırım her şeye gülerdi, bizlerin hayatı bu kadar zorlaştırmasına, ille de başarılı olma arzularına, kendisinin yarattığı düzeneklerin içinde kaybolmamıza içi ezilirdi. Bir oyun peşinde kurduğu bu sistemin içinde insanların un ufak olmasını gördüğünde acır, kullarının gösterilen her havuca atlamaya pek hevesli olmasına şaşardı. Yeryüzünde ağır şeylerden geçmiş insanların davranışını ben Tanrı’nın davranışına yakın bulurum, bunca şeyin içinden çıkıp gelmeyi ancak tanrısal bir gücün yapabileceğinden değildir bu öngörüm, yeryüzünde gezinen insanüstü bir yaratının başka türlü davranma ihtimalinin bulunmamasındandır daha çok. Dünyayı ölmeden evvel bitirme duygusu, iyi olmamayı lüzumsuz sayar. Kötülük eksiklikten çıktığına ve dünyayı bitirmek duygusu eksikliği giderdiğine göre çok şey yaşamışların üstüne uhrevi bir iyiliğin çökmesi açıklanır oluyor. Aslında sadece insanların değil bütün canlıların iyi olmaması, ortada doğal seçim gibi daimi bir yarış olmasa imkansıza yakın bir şeydir. Çünkü kötülük zor bir şeydir. Bir aslanın bir geyik için kötü olması için koskoca gövdesiyle avının peşinde muazzam bir koşu yapması gerekir ki, çoğu zaman da bunun sonucu boş çıkar. Bir katilin maktülü için ne kadar çok plan yapması, her gece kabus görmesi, çarpıntılar içinde uyanması, kurbanının işini gördükten sonra da aylar yıllar boyunca saklanması gerekir. Dünyaya ait hırslarını bitirmiş, doğal seçimin hazırladığı sınavlardan çekilmiş birisi için bunlar katlanılması anlamsız yüklerdir. Onun için dünyadan büyük darbeler yiyerek ayakta kalmış olanlar, dünyayı bir kere yenmenin dinginliğiyle ikinci yengiye gerek duymazlar. İyilik zorunlu olarak ihtiyaridir onlar için. Bir savcı arkadaşım, yıllarca dağları mekanı yapmış bir eşkiyanın kendisine, “ininde bir gece bir ayıyla sırt sırta uyuduğunu ve birbirlerinin yürek atışlarını hissettikten sonra ne ayının kendine pençe vurduğunu, ne kendisinin ona silah doğrulttuğunu söyleyip, “üç adam vurduğuma bakmayın, yürek taşıyorsa her canlı iyidir” dediğini aktarmıştı. Evet her canlı mecburi olarak iyidir, dünyayla işini bitirmişlerse ihtiyari olarak iyidir. Onlar için sadakat Kant’ın dediği gibi görevse, iyilik hali de meslektir ve iyi bir kişi kendine ve başkasına karşı yalan söyleyemez; daha yalın bir ifadeyle doğruyu benliğinden fazla sever. Buna rağmen ama, bütün gerçekler söylenmez bu saflık olur, ruhunun en dibindekini bulup çıkarmadan konuşmak da karşıdakini aldatmaktır ki bu da cinayet olur. DOĞRUDAN ETKİLER Bu olgular 2023’te dünya ve Türkiye ekonomisinin bütününü ve Türkiye’de bilgi ve teknoloji yönetimini doğrudan etkileyecektir. Bu çerçevede: Gelişme sürecine yön * rekabet çok daha sıkılaşacak ve buvererek geleceği şekilgünküne göre de çok daha küresel hale gelendirme olanağı da lecek; artmaktadır. Ama önü*fikri mülkiyet bilginin en değerli varlık olması doğrultusunda ekonomik faaliyetin müzdeki birkaç yılda odağına yerleşecek; kararlı, kapsamlı adım* küresel süreçte uluslar üstü kuralların lar atmak kaydıyla. ve kurumların önemi bir ölçüde artacak; * eğitimde ve araştırmada mükemmeli2023 ufkunun gerektiryet giderek genel norm niteliği kazanacak; diği dönüşüm için habir taraftan bu gelişmelerin gerektirdiği dözırlık yapanların sağlanüşümleri gerçekleştirirken aynı zamanda yacağı performans arpolitikalarında bir ulusal motif gözetebilen ve küresel boyuttaki bilgi ekonomisinin tışı ne kadar büyük olahem sürekli devinim içindeki gelişmesine caksa, bu hazırlığı yahem de orta ve uzun vadeli gelişme eğilimpamayanların perforlerine uygun bir strateji geliştirebilen ülkelerin ekonomilerinin performansı çok daha mans kaybı da en az yüksek olacaktır. Bu nedenle ekonomiler ve aynı ölçüde olacak. kuruluşlar düzeyinde gelişmeyi daha etkin kılmak ve fırsatları yakalamak bakımından stratejik planlama önemini koruyor olacaktır. 2023 ufkunda iklim değişikliği yeni bir kısıt ve aynı zamanda temel bir üretim boyutu oluşturacaktır. AB’nin bütün bu doğrultulardaki gelişme gücü, bugünkü kendini kısıtlayıcı tavrını aşması ve kurucu ilkelerine yeniden ve net bir biçimde yönelmesi kaydıyla, 2023’te belirgin ölçüde artıyor olacaktır. II. TÜRKİYE’NİN 2023 PERSPEKTİFİNDE Türkiye’nin gelişme perspektifi yukarıda belirtilen ve aynı zamanda çoğu daha bugünden ülkemiz gündeminde yer almaya başlayan koşulların çok daha yaygın ölçüde geçerli olacağı öngörülen uluslararası çerçeveyle giderek daha çok bütünleşmesini gerektirecektir. Ülkemizin 2023’te dünyada yeterince ileri bir konuma ve yüksek bir performansa sahip olması için bilgi ve teknoloji yönetimi alanında yapıyor olması gerekenlere kamu yönü ağırlıklı olarak ama özel sektörün genel konumunu da kapsayarak bakıldığında öne çıkan faktörler şunlardır. • Bilgi ekonomisinin derinleştirilmesi açısından gelişmenin bu doğrultuda temel ve belirgin bir yöne sahip olması önem taşıyacaktır. • Genel bir hedef olarak insangücü potansiyelinin ve ekonominin yapısı ve işleyiş kapasitesinin yüksek bir performansa ulaşma doğrultusunda en etkili biçimde harekete geçirilmesi gerekecektir. Bu çerçevede en kritik faktörler şunlar olacak: • İnsangücüne mükemmeliyet düzeyinde ve uluslararası sertifikasyona sahip bir eğitim sağlayacak sistemin var olması ve gelişDevamı yan sayfada CBT 1111/ 9 4 Temmuz 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle