Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;hagoker@ttmail.com “Bugün bilim insanları gen dizilimleri ve manipülasyonunu konu alan bilimsel çalışmaların ötesinde yeni canlı türleri yaratma yolundadırlar.” OECD Biotechnology Update, 30 Nisan 2008. OECD’nin Biyoteknolojide Politika Gündemi OECD’nin Biyoteknoloji İç Koordinasyon Grubu tarafından yayımlanan 30 Nisan 2008 tarihli Haber Mektubu [‘OECD Biotechnology Update’] elime ulaştığında içindekileri şöyle bir taradım; hemen hepsi ilginç. 1993’te kurulmuş olan Biyoteknoloji İç Koordinasyon Grubu, OECD’nin, ‘tarım’, ‘bilim, teknoloji ve sanayi’, ‘çevre’ ve ‘ticaret’ gibi farklı sektörlerde yürüttüğü programların biyoteknoloji ortak tabanında toplanabilecek bölümleriyle ilgileniyor ve koordinasyonu sağlıyor. Yayımladığı Haber Mektubu’ysa, biyoteknolojideki gelişmeler ve OECD’nin biyoteknoloji ile ilgili son faaliyetleri hakkında bilgi veriyor. Mektup’ta yer alan, biyoteknolojideki gelişmelerle ilgili bir haberi aktarayım. “Sentetik Biyoloji” başlıklı haber şöyle: “Bugün bilim insanları gen dizilimleri ve manipülasyonunu konu alan bilimsel çalışmaların ötesinde yeni canlı türleri yaratma yolundadırlar. ‘Sentetik biyoloji’ öngörülen belirli işlevleri yerine getirmek üzere doğal dünyada var olmayan yeni biyolojik parça, aygıt ve sistemlerin tasarım ve konstrüksiyonunu, ve mevcut biyolojik sistemlerin yeniden tasarımını ifade eder. (Örneğin, ihtiyaç duyulan proteini üretebilen osilatörlerin [protein komplekslerinin] geliştirilmesi vb.)... “Bilim insanları, 25 yıl içinde herhangi bir virüsü sentezlemenin mümkün olacağını tahmin ediyor. 510 yıl içinde basit bakteri genomları rutin olarak sentezlenebilecek ve ‘tasarımcı genom’ konstrüksiyonu sıradan bir iş haline gelecektir. Bu ‘tasarımcı genomlar’ boş bakteriyel hücrelerin içine sokulacak ve böylece kendi kendisini çoğaltabilen, yeni canlı organizmalar elde edilecektir. Sentetik biyolojiyle uğraşan başka bazı biyologlar da mevcut organizmaların genetik yapılarının konfigürasyonunu değiştirerek yüksek değere sahip ilâç ve kimyasalların imal edilebileceğini ümit ediyorlar.” Tabiî, haberin devamında da belirtildiği gibi, sentetik biyolojideki bu gelişmeler, üstesinden gelinmesi gereken pek çok sorunu politika gündemine taşıyor. Mektuptaki bir başka başlık: “2030’a Doğru Biyoekonomi: Bir Politika Gündemi Tasarımı...” ‘Biyoekonomi’ kavramından daha önce de söz etmiştim. Burada da basit bir tanımını vermişler: “Biyoekonomi, biyolojik ürün ve süreçlerin keşfi, geliştirilmesi, üretilmesi [geliştirilen süreçse uygulanması] ve kullanılmasıyla ilgili ekonomik faaliyetler dizisidir.” Verilen haberse şu: “Gelecekte biyoteknolojinin sağlığı geliştireceği, tarımsal ve sınaî üretkenliği yükselteceği ve çevresel sürdürülebilirliği artıracağı beklenmektedir. ‘Uluslararası Gelecek Programı’ çerçevesinde yürütülen ‘2030’a Doğru Biyoekonomi’ çalışmasında, hükumetlerin biyoekonomi stratejilerini [izleyecekleri yol haritalarını] belirlemelerinde onlara yardımcı olmak üzere, uzun dönemli ‘trend analizleri’ yapılmaktadır.” Haberin devamında şöyle bir not var: “Bazı proje sonuçları farklı faaliyet alanlarını bir bütün olarak kapsayan bir biyoekonomi geliştirilmesi gerektiğine işaret ediyor. Bir alanda yapılan keşifler diğer alanlarda da uygulanabilmeli. Tıpkı, kanser tedavisi için geliştirilen bir gen teknolojisinin çeşitli tarımsal ürünlerin verimini artırmak için kullanılabilmesinde olduğu gibi. Bununla birlikte, bu örtüşmelere rağmen, uygulamaya özgü düzenleyici kurallar, teknikler ve pazar dinamikleri nedeniyle, tarım, sağlık ve sanayi ile ilgili biyoteknolojilerde farklı gelişme yörüngelerinin izlendiği görülmektedir. Uygulama alanlarının hem kendi içlerinde hem de aralarında bütünleşmeyi önleyen engellerin varlığı, üstesinden gelinmesi gereken bir sorun olarak geleceğe dönük politikaların gündemindedir.” Bunları okuyunca, belki de, “Türkiye OECD’ye üye bir ülke olduğuna göre, bizim hükümetimiz de bu ‘2030’a Doğru Biyoekonomi’ çalışmasından mutlaka yararlanacaktır ve kendi biyoekonomi stratejisinin, dolayısıyla da biyoteknolojide izleyeceği yolun doğrulamasını yapacaktır.” diye düşündünüz. Gerçekten böyle bir şey aklınızdan geçmişse, bilin ki, o sizin iyi niyetinizdendir... Olmayan bir stratejinin doğrulaması yapılabilir mi? İTÜ’lü öğrencilerden Dünya ikinciliği İTÜ Güneş Teknesi Takımı’ndan Yeni Bir Başarı: “Muavenet” sadece Dünya İkincisi olmadı, farklı kategorilerde 10 ödül daha topladı İ stanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’ne bağlı olarak çalışmalarını sürdürmekte olan İTÜ Güneş Teknesi Takımı, 1822 Haziran 2008 tarihleri arasında ABD’nin Arkansas eyaletinde düzenlenen Solar Splash 2008–Dünya Güneş Tekneleri Şampiyonası’nda (http://www.solarsplash.com) Muavenet isimli tekneleriyle dünya ikincisi oldu ve toplamda on farklı ödüle layık görülerek bir rekora imza attı. Geçen yıl Türkiye’nin güneş enerjisi ile çalışan ilk teknesi Nusrat ile aynı yarışmada üçüncü olan İTÜ Güneş Teknesi Takımı, bu yıl hem derecesini geliştirdi, hem de altı olan ödül sayısını “Genel Toplamda Dünya İkinciliği”, “Manevra Etabı Birinciliği”, “Sürat Etabı İkinciliği”, “Ekonomik Sürat Etabı Üçüncülüğü”, “Yeterlilik Etabı İkinciliği”, “Görsel Sunum İkinciliği”, “En İyi Sistem Tasarımı Ödülü”, “En Gelişmiş Takım Ödülü”, “En İyi Tasarım Ödülü”, “Ticari Uygulamaya En Uyumlu Tekne Ödülü” dereceleri ile 10’a çıkardı. ABD’de 15 yıldan bu yana düzenlenen ve bu yıl ev sahipliğini University of Arkansas’ın yaptığı “Solar Splash” Güneş Tekneleri Yarışması’nda Birinciliği Cedarville Üniversitesi, üçüncülüğü ise Arkansas Üniversitesi aldı. Liderliğini İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden Münir Cansın Özden’in yaptığı takım, Ersin Demir, Berkin Kılıç, Tuğrul Yıldırım, Metin Aksu, İrfan Kaya, Enishan Özcan, Hüseyin Turhan, Emrah Adamey, Efe Koçtürk ve İbrahim Albayrak’tan oluşmaktadır. Adını, 2 Ekim 1992 yılında 5 askerimize mezar olan Muavenet Gemisi’nden alan İTÜ Güneş Teknesi’nin danışmanlığını Prof. Dr. Ömer Gören, Yard. Doç. Dr. Osman Kaan Erol, Doç. Dr. Ali Can Takinacı ve Doç. Dr. Vedat Temiz yapmaktadır. İTÜ Güneş Teknesi Muavenet’in sponsorları arasında YoncaOnuk Tersanesi, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, RMK Marine Tersanesi, Dearsan Tersanesi, Marintek Deniz ve Yat, Turkon Holding, Türk Loydu, Türk Hava Yolları, Calibre CNC Propellers, Arma Diş ve Gümüşel Rulman firmaları bulunmaktadır. İletişim: Münir Cansın Özden (Takım Kaptanı) eposta: ozden@itu.edu.tr Tel: ++ 1 479 283 28 37 (2 Temmuz’a kadar) Tel: (505) 400 32 62 (2 Temmuz’dan sonra) CBT 1111/ 6 4 Temmuz 2008