Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İyi lider yok, takipçilerine uygun lider var İyi bir lider nasıl olmalıdır? Liderlik nitelikleri siyasi, ekonomik ve sosyal koşullara göre farklılık gösterir mi? Lideri hangi kriterlere göre seçeriz? Lider olarak seçtiğimiz insanların bizleri çoğunlukla hayal kırıklığına uğratmasının nedeni nedir? Bilim insanları bugüne dek liderleri günümüz kriterleri çerçevesinde değerlendirmeye çalışıyordu. Ancak son günlerde liderlik ve takipçiliğin geçmişteki evrimsel baskılarla, modern koşulların ve kültürel taleplerin çatışması sonucu şekillenmiş esnek stratejiler olduğu ortaya çıktı. Ne var ki modern liderlik rolü ile evrimsel psikolojimizin yatkın olduğu liderlik arasında büyük farklar vardır ve bu uyumsuzluk ciddi sorunlar yaratır. osyal bilimciler günümüzde liderlik konusundaki bilgi bolluğuna karşın, liderlik niteliklerinin tarih boyunca geçirdiği değişimi irdelemeden doğru bilgiye erişilmeyeceğini düşünüyor. Son günlere kadar ihmal edilen bu bakış açısı, liderliğin kökenlerini gün ışığına çıkarmakla kalmıyor; atalarımızın iyi bir liderden ne beklediklerini anlamamıza ve bugünkü liderlerle bir karşılaştırma yapmamıza yol açıyor. Dönemsel beklentilerin altında yatan psikolojik eğilimleri tespit ettiğimiz zaman, liderlik Liderlik sosyal yaşankavramının tümüyle farklı bir boyut tımızın hemen hemen kazandığını görüyoruz. her evresinde önüEvrimsel dönüşüme dayalı bu bamüze çıkan bir kavkış açısı, özellikle, lideri değil, izleyenleri ön plana çıkarırken, liderlerin ram; çalışma ortamınve onu izleyenlerin ortak bir noktada dan yerel örgütlenniçin buluşamadıklarına açıklık getimelere, ulusal siyariyor. Bütün bunların yanı sıra keyfi setten dünya siyasetercihlerin –örneğin uzun boy, atletik yapı vb.. altında yatan evrimsel getine kadar her alanda rekçeleri deşifre ediyor. Hatta, lider belirleyici ve can alıcı olarak çoğunlukla niçin erkeklerin sebir öneme sahip. çildiğini yine tarihsel tercihlere dayanarak açıklıyor. Liderlik, özünde, toplu eylem ihtiyacına bir tepkiden başka bir şey değildir. Grup oluşturan insanlar, ne yapacaklarına, bunu niçin ve ne zaman yapacaklarına nasıl karar verirler? En pratik çözüm, kişilerden birinin inisiyatifi ele alması, rehberlik etmesi ve diğerlerinin de kendisini takip etmesidir. Bu stratejinin hayatta kalmayı kolaylaştırdığı görülüyor; dolayısıyla liderlik ve takipçilik için psikolojik uyumun evrim geçirmesi doğaldır. Psikolojik uyum şu unsurlardan oluşur: • Uzun vadeli planlar yapmak. • Toplu iletişimi sağlamak. • Toplu kararlar almak. • Sosyal yaşamın gereksinimlerini öğrenmek. • Stresi doğru yönetmek. • Yeterlilik ve gücü tanımak. Bu özellikler yüksek düzeyde zihinsel muhakeme gerektirir. Ne var ki liderlik için bilişsel uyumun, modern insanlar daha dünya sahnesine çıkmadan önce evrildiği düşünülüyor. Pek çok böceğin yiyecek peşinde koşma şekli, balıkların gruplaşması ve kuşların sürüler halinde uçuşları, kompleks bilişsel kapasiteden yoksun olan türlerde bile liderlik ve takipçilik özelliklerinin geliştiğini gösteriyor. İnsanın en yakın akrabası olan şempanzeler de grup gibiydiler. Ancak köleler yurttaşlara ve emekçilere dönüşünce bazı haklar elde ettiler ve bunlara tanınan haklar otoriter liderleri tahtlarından etti. Güç dengesi bu dönemde otoriter liderlerden uzaklaşarak ilk evredeki eşitlikçi yaklaşıma benzer bir düzen yarattı. Sonnenfeld, Wiley, 2004). Takipçiler açısından da, kuvvetin ve dayanıklılığın önemli olduğu koşullarda sağlıklı ve güçlü liderleri tercih etme yatkınlığı evrilmiş olabilir. Modern seçmenlerin fiziksel olarak düzgün görünümlü ve enerjik siyasi adaylara oy vermelerinin nedeni de bu olabilir (Personality and Social Psychology Review, vol 10, p 354). Ayrıca erkek liderlerin tercih edilmesinin altında, çoğunlukla evrimsel nedenlerin yatıyor olabilir. Doğal olarak bu çok tartışılan bir konudur. Kadın ve erkeğin birlikte çalıştığı koşullarda, kadının çoğunlukla daha başarılı olmasına karşın, erkek, liderlik pozisyonunu kapmak için daha atak davranabiliyor (Psychological Bulletin, vol 130. p 711). Dahası İngiltere’deki Kent Üniversitesi’nden evrimsel sosyal psikolog Mark van Vugt ve aynı üniversiteden Brian Spisak’ın birlikte yürüttüğü bir araştırmaya göre (Psychological Science dergisinde yılın sonuna doğru yayımlanacak), insanlar diğer bir gruptan gelen tehdide karşı erkek liderleri tercih etme eğilimdedir. Bunun nedeni yazarlara göre, gruplararası çatışmaların tarih boyunca güç kullanarak çözülmüş olmasıdır. Ancak Vugt ve Spisak, aynı çalışmada, grup içi çatışmalarda kadın liderlerin seçilme olasılığının daha yüksek olduğunu ileri sürüyor. Bilim insanları bu sonuca ulaşmak için derledikleri deneyde, gönüllülerin sanal bir ülkedeki sanal bir seçimde oy kullanmalarını istediler. Bu deneyden alınan sonuçlara göre, savaş zamanında insanlar erkek adaya oy verirken, barış dönemlerinde kadın liderleri tercih ediyor (Evolution and Human Behavior, vol 28, p 18). Gruplararası çatışmaların tetiklediği evrimsel değişim, erkeklerin daha hiyerarşik bir tarzı benimsemesine yol açarken, sosyal birlik ve beraberliğin tetiklediği evrimsel değişim kadınların daha eşitlikçi, kişiye özel ve toplumsal bir stili geliştirmesine neden olmuştur. Modern yaşamın pek çok alanında tanık olduğumuz erkek lider egemenliği, geçmişimizin bir uzantısıysa, insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin ön plana çıktığı günümüz koşullarında bunun bedeli çok ağırdır. hin” başkanları tercih ederler. ESNEK LİDERLİK VE TAKİPÇİLİK Bütün bunlar liderliğin ve takipçiliğin, geçmişteki evrimsel baskılarla modern koşulların ve kültürel taleplerin çatışması sonucu şekillenmiş esnek stratejiler olduğunu ortaya çıkarıyor. Ne var ki modern liderlik rolü ile psikolojimizin yatkın olduğu liderlik arasında büyük farklar vardır ve bu uyumsuzluk ciddi sorunlar yaratır. Bir kere avcıtoplayıcı atalarımız karşılaştıkları sorunların tipine göre farklı lider taleplerinde bulunurlardı. Oysa bugün tek bir birey, lideri olduğu kurumun karşılaştığı her türlü sorunu çözmek ve iyi yönetmek zorundadır. Çok az sayıda lider aranan tüm nitelikİhtiyaç fazlasının dalere sahip olduğu için, üst düzey ğıtımı, gruplar içinde yöneticilerin başarılı olma şansı ve gruplar arasında genellikle düşüktür. Örneğin Amerikan şirketleçıkan çatışmaların girinde başarılı üst düzey yönetici derilmesi için bir lideoranı %50 oranındadır (Review re ihtiyaç duyuldu. of General Psychology, vol 9, p Buna bağlı olarak li169). Rutin olarak yapılan çalışma koşulları araştırmalarında çaderlerin güçleri arttı lışanların % 60 ile 70’i, işlerinde ve zamanla bu gücü en büyük stresi, üsleriyle olan ilişkendi çıkarları doğkilerinde yaşadıklarını belirtiyor. rultusunda kullanma Bunun nedeni –kısmen ilkel toplumlarda liderlerin güçlerini eğilimi ortaya çıktı. takipçilerinin izin verdiği oranda S hareketlerinde eşgüdüm sağlamak, barışı sürdürmek veya savaş açmak için liderlik olgusundan yararlanırlar. LİDERLİĞİN TARİHSEL EVRELERİ Hayvanlarda gözlenen bu özellikler, sosyal türlerde liderlik ve takipçilik için uyumun evrilme eğilimi taşıdığı fikrini destekler nitelikte. İnsanlarda bu özelliklerin, bizlere özgü evrimsel geçmişimize bağlı olarak biraz daha törpülendiği görülüyor. İnsanın gelişim sürecinde doğal liderliğin üç evreli bir dönüşüm yaşadığı ve dönüşümlerin kültürel ve sosyal değişikliklerin bir yansıması olduğu ileri sürülüyor: a) Homo’nun yaklaşık 2.5 milyon yıl önce ortaya çıkışından, 13.000 yıl önceki ilk Buzul Çağı arasındaki evre: Bu ilk ve en uzun süren evrede, liderlik ve takipçilik açısından bazı başarılı stratejiler geliştirildi. Bu stratejilerin doğal seçilimi, bugün de sahip olduğumuz liderlik psikolojisinin temelini oluşturuyor. Bu dönem boyunca atalarımız büyük bir olasılıkla yarıgöçebe, avcıtoplayıcı, en fazla 50150 kişiden oluşan gruplar şeklinde yaşıyordu. Bunların yaşam tarzının bugün Kalahari’de yaşayan(!) Kung San ve Amazonlar’da yaşayan Yanomamo yerlilerinin yaşam tarzlarına benzediği düşünülüyor. Bu grupların resmi liderleri yoktu; herkesin sosyal ve politik açıdan eşit konumda olduğu bir yapıya sahiptiler. “Büyük Adam” dedikleri saygın kişiler, yalnızca uzmanlık alanlarıyla sınırlı bir yetkiye sahiptiler. Bunlar genellikle en iyi avcı, en iyi savaşçı veya en akıllı yaşlılardı. Bu da, ilk insanların aralarındaki işbirliği sayesinde, daha demokratik bir liderlik anlayışına sahip olduklarını gösteriyor. b) Tarımın geliştiği 13.000 yıl öncesi ile sanayi devrimi arasındaki evre: İnsanlar bu dönemde yerleşik düzene geçtiler, nüfus hızla büyüdü ve insanlık tarihinde ilk kez üretim fazlası oluşmaya başladı. Bu durumda, ihtiyaç fazlasının dağıtımı, gruplar içinde ve gruplar arasında çıkan çatışmaların giderilmesi için bir lidere ihtiyaç duyuldu. Buna bağlı olarak liderlerin güçleri arttı ve zamanla bu gücü kendi çıkarları doğrultusunda kullanma eğilimi ortaya çıktı. Liderlerin bu kaynakları seçkin bir sınıf yaratmak için kullanması, takipçilerinde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Kaldı ki lidere tabi çoğunluğun, lider sömürüsünden kurtulmak için gruptan uzaklaşma özgürlüğü de elinden alınmıştı. Bu yapı sonuçta daha resmi bir oluşumun yolunu açtı ve ortaya otoriter lider tipi çıktı. İlk krallar, şefler ve diktatörler halkın elindeki kaynaklara zor kullanarak el koymaya başladılar. c) 250 yıl önceki sanayi devriminden bugüne kadar geçen süre: Bu nihai evrenin başlarında liderin takipçileri köle G Ü N Ü MÜZDE LİDERLİK Evrime dayalı tarihsel bakış, modern liderlerin ve takipçilerinin davranışlarının altında yatan psikolojik motifleri gün ışığına çıkarıyor. Atalarımızın içinde bulunduğu koşullar, liderlerde bulunması gereken nitelikler konusunda bazı içgüdüsel tercihlerin oluşumuna yol açmış olabilir. Öncelikle bir liderin hem yetkin hem de yardımsever biri olmasını arzularız, çünkü bu tür kişiler kaynak ediniminde başarılı oldukları gibi, bunları paylaşmaya da yatkın olmalıdır (Ne var ki insanoğlu, kaynak ediniminde başarılı olan insan tipinin bunları paylaşmaya yatkın olamayacağını yüzyıllardır anlamak istemiyorçevirenin notu). Ayrıca liderlerde bazı fiziksel özellikler de aranır. Evrimsel yaklaşımın dışında kalan diğer kuramlar, liderlerde görmek istediğimiz boy, kilo, yaş ve sağlık gibi keyfi tercihlerin önemini açıklamakta yetersiz kalırken, evrimsel bakış bu tercihlerin altında yatan gerekçelere daha mantıklı açıklamalar getiriyor. Örneğin atalarımızın “Büyük Adamları” büyük bir olasılıkla uzun boyluydu. Uzun boylu liderler barışı sağlama konusunda daha becerikli olduğu gibi, düşmanlarının gözünü daha iyi korkutabiliyordu (Journal of Apllied Psychology, vol 89, p 428). Eski dönemlerde yaşlıların bazı konularda uzmanlaşmış olmaları normaldi; günümüzde de yaşlı liderlerin bilginin belirleyici olduğu durumlarda tercih edildiği gözleniyor. Bu, özellikle kamu şirketleri yönetiminde belirgindir (Leadership and Governance from the Inside Out, edited by Robert Garndossy and Jeffrey İYİ BİR LİDER Bu aşamada iyi bir liderin nasıl olması gerektiği sorusu devreye giriyor. Son yıllarda bu konuda yapılan araştırmalar iyi liderliğin koşullara göre değiştiğini gösteriyor. Çeşitli örgütler, uluslar ve kültürlerin benimsediği farklı liderlik stilleri, bunların içinde bulunduğu fiziksel ve sosyal ortamlar göz önünde bulundurularak anlaşılabilir. Örneğin Hollanda ve Avustralya’da sert doğa koşulları, yetkilileri yurttaşlarla işbirliği yapmaya zorlar ve bunun sonucunda, güçlü bir eşiklikçi liderlik geleneği egemendir. Savaş veya doğal felaketlerde takipçiler, otoriter bir liderin buyruklarına harfiyen uyarlar. Aslında Amerikalı seçmenler de savaş tehdidi altındayken “şa CBT 1111/12 4 Temmuz 2008 EVRİMSEL DEĞERLENDİRME Liderlik kavramını evrimsel açıdan irdelemenin bir Yazının devamı arka sayfada CBT 1111/13 4 Temmuz 2008 kullanabilmeleridir. Oysa modern kuruluşlarda yöneticiler genellikle atanırlar ve yalnızca üslerine hesap vermek durumundadırlar. Bu durumda yöneticiye bağlı olarak çalışanların liderlerini sorgulama, itham etme ve yargılama hakları yoktur. Dahası bize atalarımızdan miras kalan psikoloji, küçük gruplar içinde, yakın akrabalarımızla yaşamamız için evrilmiştir. Bugün pek çok insanın büyük kuruluşlara ve bu kuruluşların liderlerine kayıtsız ve ilgisiz kalmasının nedeni budur. Nihai olarak atalarımızın yaşadığı topluluklarda liderler ve takipçileri arasındaki statü farkı çok küçüktü. ABD’de, örneğin, şirket CEO’sunun ücreti ortalama bir çalışanın ücretinin yaklaşık 179 katıdır.