24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ateşle başlayıp suda biten yolculuk: Raku Çalıştayı 2004 yılında Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi bünyesinde üniversitenin Ataköy’deki yerleşkesinde Öğr. Gör. Alev Oskay tarafından kurulan İstanbul Kültür Üniversitesi Seramik Atölyesi, 28. Nisan2 Mayıs 2008 tarihleri arasında, Alev Oskay tarafından düzenlenen “Ateşten Suya....” Raku Çalıştayı ile yeni bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Seçmeli Seramik derslerinin verildiği atölye, Seramik Kulübü ile ortaklaşa yürüttüğü sanatçı atölyeleri, fabrika, sergi ve müze gezileri düzenlemektedir. Öğr. Gör. Alev Oskay (İstanbul Kültür Üniversitesi) Araş. Gör. Pınar Krom (Marmara Üniversitesi) ği derslerle Raku akademik ortama girdi. Bugün ülkede pek çok üniversitede düzenlenen çalıştay ve sergilerle raku yaygınlaşmaktadır. 8 SANATÇI BİR ARADA Ülkemizde Raku tekniğinin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla 8 sanatçıyı bir araya getiren “Ateşten Suya....” Raku Çalıştayı aynı zamanda İstanbul Kültür Üniversitesi öğrencilerine, yıl içinde hazırladıkları seramik çalışmaları üzerinde uygulama yapma olanağı sağlayacaktır. Sanatçıların deneyimlerini paylaşacağı çalıştayın bir diğer önemli özelliği de bugüne kadar yapılan seramik ya da sanat çalıştaylarında bir bölüm olarak yer alan ya da kişisel raku seminerlerinin aksine çok sayıda sanatçının katılımını öğrencilerle birlikte ve ardından sergi ile sunan çok kapsamlı bir çalıştay olma hedefidir. İstanbul Kültür Üniversitesi Seramik Atölyesinin amacı bu çalıştayı geleneksel hale getirebilmek ve her yıl sanat ortamında Raku Sanatçılarını daha çok izleyici ile buluşturabilecek ortamı sağlamaktır. Çalıştaya katılacak sanatçılar; İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Alev Oskay, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nden Yrd. Doç. İrfan Aydın, Sakarya Üniversitesi Seramik Bölümü’nden Yrd. Doç. N. Gülgün Elitez, Marmara Üniversitesi Seramik Bölümü’nden Araş. Gör. Pınar Krom, Eczacıbaşı Vitra Seramik Sanat Atölyesi Sorumlusu Reyhan Gürses, İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek okulu Seramik Bölümü’nden Yrd. Doç. Süreyya Oskay, Avanos Tol Seramik Atölyesi’nden Tayfun Küçükcan, Eczacıbaşı Vitra Seramik Sanat Atölyesi’nden heykeltıraş Toygan Eren. Çalıştayın teması “Ateşten Suya…” adını veren; raku tekniğinin uygulanış evrelerinde toprağın ateşten suya doğru giden yolculuğu olmuştur. Bu yolculuğun farklı evrelerine dikkat çeken sanatçılar kendi teknik ve bakış açılarını oluştururlar. İstanbul Kültür Üniversitesi Seramik Atölyesi öğrencilerinin katılımıyla, sanatçıların çeşitli raku tekniklerini uygulayacakları çalıştay sonucunda eserler 216 Mayıs tarihleri arasında üniversitenin Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Ataköy Yerleşkesi 2. kat Sergi Holü’nde sergilenecektir. İletişim: 212 498 42 90, a.oskay@iku.edu.tr Fotoğraflar, 1730 Ağustos 2007 tarihinde Çanakkale’de düzenlenen “Ateşli anlar” temalı Agoraku Sanat Atölyesi, Ulusal Sanat Buluşmasından alındı. Kaynakça: 1.Ersoy Zerrin, "Raku'da Çağdaş Yorumlar", AD Dergisi, Aralık 1997,Sayı:57, sf:174177. 2.Ersoy Zerrin, MU GSF Seramik Cam Bölümü, "Raku Teknikleri" dersi yayımlanmamış ders notları. G eçmişi 16.yy. öncesine kadar giden ve kelime anlamı Japoncada “rahatlık, neşe” olan Raku, geleneksel Japon seramiğine özgü sürpriz ve deneyselliğe açık bir sırlama tekniğidir. Japonya’da çay üstatlarının ortaya çıkardığı Raku, gözenekli ve az yoğunlukta seramik çamurunun çoğunlukla, kurşunlu sırlarla kaplanan düşük sıcaklıkta pişirilmesi ile elde edilen bir tekniktir. Geçmişte Japon seramikçiler iyi kil yataklarından yararlanabiliyorlardı; seramik hammaddesi başka işlemlere tabi tutulmaksızın kil yatağından çıktığı halde kullanılabiliyordu. Raku pişirimi yapılacak objeler sırlanıp fırın içine yerleştirilir ve akkorlaşınca maşalar yardımı ile çıkarılır. Objelerin yüksek sıcaklıktan serin havaya çıkarılma şokuna dayanması içindeki yüksek kil oranına bağlıdır. Yakın yüzyılda Raku’yla tanışan Batı seramik dünyası, tekniği daha farklı uygulamalarla geliştirdi. Bu teknikte öncelikle seramik objelerin bisküvi pişirimi (ilk pişirim) yapılmış olması gerekir. Kullanılacak çamurun yeterli kalınlıkta şamot, kum, siyanit, molosit, talk gibi dolgu maddeleri içermesi ve ısı şokuna dayanıklı olması, şekillendirme ve pişirimin başarısı için gereklidir. Raku’nun bisküvi pişirimi yaygın olarak oksidasyon ortam sağlayan elektrikli fırınlarda 900°C’de yapılır. Raku pişirimi yapılacak sırlanmış objeler açık alanlarda seyyar fırınlara yerleştirilir. Raku fırınlarında sıcaklık, ya elektrikli fırınlarda olduğu gibi bir dirençten yayılabilir ya da odun ve gaz fırınlarında olduğu gibi oksijenle karıştırılmış bir yakıtla sağlanabilir. Raku fırını için en uygun yakıt, gaz basıncının düşmesi ya da yakıtsız kalma gibi endişeler yaratmaması nedeni ile doğalgazdır. RAKU SIRLARININ ÖZELLİĞİ Raku sırları, 8701093°C arasında gelişen sırlardır. Düşük ısı, Raku sırlarının özelliği, oksitlerle sağlayabildiği geniş renk yelpazesi ve oluşturduğu görsel kompozisyonlardır. Raku tekniğinde sırlama yönteminin başarısı, sırlanacak objenin formuna ve sanatçısının yaratıcılığına bağlıdır. Seramik objeler, fırçayla sürme, püskürtme, dökme, daldırma gibi yöntemlerle sırlanabilir. Raku tekniğinin bir özelliği de sırlı pişirimden sonra redüksiyon işleminde sırlanmamış yüzeylerin siyaha dönüşmesidir. Raku’da sır pişiriminden sonraki aşama redükleme iş CBT 1101 /17 25 Nisan 2008 lemidir. Geleneksel Japon Raku tekniğinde seramik parçalar sır fırınından çıkartıldıktan bir süre sonra suyla ya da havayla soğutulur. Bu işlem, sırlanmamış yüzeyin rengini çok az değiştirir ve sırın zenginleşmesine bir katkı sağlamaz. Birçok çağdaş seramikçi ise, seramikler akkorlaşınca maşalar yardımıyla hızla fırından çıkartıp, parçalar henüz fırın sıcaklığındayken oksijensiz bir ortama koyarak kısmen ya da tamamen redüklerler. Bu ortam için yanıcı madde olarak tahta talaşı, kuru yaprak, kâğıt kırpıntısı, ot veya saman gibi organik malzemelerin bulunduğu metal kaplar kullanılır. Fırından çıkan seramiklerin uğradığı termal şokun etkisi, seramik üzerinde çatlaklara neden olurken, redüksiyon yanma esnasında oluşan is seramikteki çatlaklara nüfus eder. Sırsız yüzeyler duman grisi veya kuzguni siyaha dönüşür. Sırlar ise içerdikleri oksit ve kimyasal maddelere bağlı olarak renkli, metalik bir görünüm alırlar. Suya alınan seramikler son aşama olarak temizlenir; taşlama (aşındırma) yoluyla yıkanır, is ve küllerin tortularından arındırılır. Bu teknikle seramiğin üzerindeki sırlı yüzeyde, değişik etkiler ve farklı tonda renkler ortaya çıktığı için şaşırtıcı sonuçlar elde edilmektedir. Raku doğaçlama etkiler sağladığı için dünyada birçok seramik sanatçısı tarafından kullanılmaktadır. Örnek vermek gerekirse Robert Piepenburg, Davıd Jones, Karin Ostberg,Tim Andrews, Paul Soldner, Michael Flynn ve David Roberts isimleri sayılabilir. Raku’yu Türkiye’ye ilk tanıtan seramik sanatçısı Prof. Zerrin Ersoy (MÜ), 1990 yılında Amerika’da Monterey Peninsula College’de aldığı seramik derslerinde Raku tekniğini öğrendi, ülkeye döndükten sonraki ilk denemesini 1993’te MÜ GSF de yaptı. Ardından, 1997 yılında Vitra Sanat Atölye’sinin desteklediği bir çalıştay, konferans ve sergiyle Raku’yu Türkiye’ye tanıttı. 2003 yılından beri MÜ GSF de verdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle