Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Deprem Masası: Eleştiri, yanıt ve bir katkı S Fahri Cingirt n. Orhan Bursalı, Editörü bulunduğunuz Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisinin 20 Temmuz 2007 tarih ve 1061 sayılı “Açık Köşe”de yer alan yazı ve grafik insanlarımızı yanıltacak niteliktedir. • Deprem etkisi statik etki değil dinamik etkidir. Statik yükler altında yüzlerce ton yük taşıyan yapı elemanları dinamik etki altında paramparça olmaktadır. O nedenle 2,2 ton statik yük taşıyor kavramı deprem için anlamsızdır. • Çözüm depreme dayanıklı yapı yapmaktır. Yapının güçlendirilmesi depreme dayanıklı duruma getirilmesidir. Yapının yıkılmasını önlemektir, çatlamasını değil. • Güçlendirilmiş bir yapıda duvar çatlaması ya da yıkılması olabilir. İçerideki eşyalar düşebilir, devrilebilir. Dergide var olan şema ancak o zaman geçerli olabilir. Yapı yıkıldıktan sonra depreme dayanıklı mobilyanın anlamı kalmaz. Derginizi bilimsel bilgi içeren yayın yapmaya yönelik bir basın organı gibi gördüğümden uyarmak istedim. yöntemle önlenebileceğini zannedenlerdir ki onlar için bilimin şimdilik yapabileceği pek az şey vardır. Açıklamanın, endişelerinizi gidereceğini umuyor, CBT'in bilimsel yaklaşımı konusundaki duyarlığınıza da naçizane takdirlerimi sunuyorum. Depremden korunma ve betonarme yapılar Nejat Bayülke (*), dem2706@hotmail.com İnşaat Yüksek Mühendisi, er Deprem Masası: Eleştiriye yanıt M.Tınaz Titiz Sayın Cingirt, Sn. Bursalı'yı muhatap yazınızda dile getirilen endişelere karşı açıklamaları aşağıdaki başlıklarda bulacaksınız. Şöyle ki: • Deprem etkisi statik ve dinamik etki olmak üzere iki türlüdür. Dinamik etkinin, etki süresine bağlı olarak statik etkiyi kat kat aşabileceği doğrudur. Fakat etki süresi ile ters orantılı olduğu ve süre sıfıra gittikçe etkinin sonsuza uzanması nedeniyle, dayanımın ifadesi için anlamlı bir ölçü olmaya uygun değildir. Bu nedenle ancak statik etki ifade edilebilmektedir. • Koruyuculuk etkisinin de yaklaşık %20 ile sınırlı olmasının nedeni, mümkün tüm hallerde koruma sağladığı iddiasının bulunmayışı, ama çeşitli statik ve dinamik yük kombinasyonları içinde belirli bir koruyuculuk dilimini kavramasıdır. Bir diğer deyişle iddia, tüm mümkün hallerde koruma sağlaması değildir ve zaten böyle bir donanım mümkün de değildir. “Bina yıkıldıktan sonra koruyuculuk” etkisi yazınızda belirtilen söz konusu değildir ve böyle bir iddia da dile getirilmemiştir. • Burada tam anlaşılması gereken, depremden korunmanın “sadece bina güçlendirme”, “sadece eğitim”, “sadece eşya dayanıklılığı” gibi tek çareye değil, bütün bunların içinde bulunduğu bütünleşik bir paketin uygulanması zorunluğuna bağlı bulunduğudur. Güçlü bir yapının içinde, yangına karşı önlem alınmamış ya da insanlar yangına karşı eğitilmemişse binanın dayanımı tek başına bir anlam taşımamaktadır. Benzer argüman panik eğitimi için de geçerlidir. • Bu yüzden, depremden korunma için öneriler paketleri içinde daima “sağlam bir eşyanın sağladığı yaşam üçgenlerinden yararlanma” bileşeni yer alır. Açıklandığı üzere yazı “yanıltıcı nitelikte” değildir. Yanılacak olanlar, depremin tek ve “sihirli” bir Sayın Bursalı, 20 Temmuz 2007 tarihli CBT1061 sayfa 7'deki "her evde çok sağlam bir eşya bulunmalı" adlı yazı ile ilgili birkaç şey söylemek isterim. Yazıda "Çeşitli Bireysel Depremden korunma önlemlerinin tahmini koruyuculuk payları" adı altında verilen çizelge Türkiye'de halkın büyük bir bölümünün oturduğu betonarme yapıların özellikleri ve deprem davranışları açısından değerlendirilmelidir. 1 Betonarme yapılarımızın birim ağırlığı yaklaşık 1.2 ton/m2' dir. Betonarme yapılarımızın büyük bir bölümü 46 katlıdır. Bu yapıların zemin katta birim ağırlığı yaklaşık 4.87.2 ton/m2 olmaktadır. 2 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Depremlerinde ve daha başka depremlerde yıkılan betonarme binaların görüntüsü kat döşemeleri birbiri üstüne yıkılmış ve katlar arasında herşey yamyassı olmuş şeklindedir. Yıkılan bu yapılardaki eşyaların yaklaşık 56 ton/m2 olan düşey yük altında kesin bir biçimde ezildikleri anlaşılmaktadır. 3 2.2 ton düşey yüke dayandığı (Bu noktasal bir yük müdür? Eğer plan alanı ya da temas alanı 1.0 m2'den büyük ise daha büyük bir toplam yükle zorlanacaktır) söylenen sistemin 56 ton/m2 yük altında yeterli dayanımda olması gerekmektedir. Bu sistemin dayanım deneyleri, yük altında davranış ve şekil değiştirme deneyleri, yapılmış mıdır? 4 Türkiye'de depremde betonarme yapıdan canlı çıkabilmek için yapının yıkılmaması gerekmektedir. Ancak betonarme yapılarımızın büyük bir bölümünde beton dayanımı proje dayanımının yarısı kadardır. 140 kg/cm2 olması gereken dayanım 90 artıeksi 40 kg/cm2 'dir. Şu anda çalıştığım proje bürosu olarak Istanbul ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da okulların deprem dayanımlarının incelenmesi ve gerekirse güçlendirilmesi işi içindeyim. Bu proje kapsamında okullarda 50, 60, 70 kg/cm2 gibi beton dayanımı ölçülmüştür. Burada ilginç olan bu okullardaki beton dayanımının projesine göre 200 kg/cm2 olmasıdır. 5Betonarme yapıların demirleri yalnızca düşey yüklere karşı olması gereken miktarların bile altındadır. Genel olarak betonarme yapılarımızdaki demir miktarı oranı olması gereken en az %1'in altında % 0.50.8 arasındadır. 6 Bu yapıların çoğunda deprem davranışı yukarıda anlatılan katların üst üste yıkılarak çökmesi ya da zemin katın ezilerek çökmesi biçiminde olmaktadır. 7Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı beton dayanımı ve demirleri eksik olan okulların ya yıkılmasını ya da güçlendirilmesini istemektedir. 8 Depremde binlerce betonarme yapının yıkıla (*)İnşaat Yüksek Mühendisiyim, 19702003 yılları arasında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Deprem Araştırma Dairesi Deprem Mühendisliği Şube Müdürlüğü yaptım. Şu anda emekli olmakla birlikte Bakanlığın Depreme Dayanıklı Yapı Yönetmeliği Hazırlama Komisyonunda görevim sürmekte. Depremler, Depreme Dayanıklı Yapılar ve yapıların deprem davranışları konusunda yüzlerce makale, yazı, rapor ve bildirim var. CBT'de deprem ile ilgili yazım çıktı. "Depremde Hasar Gören Yapıların Onarım ve Güçlendirilmesi" Kitabım İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesince 9 kez basıldı. CBT1064/15 10 Ağustos 2007 rak on binlerce can kaybını önlemek istiyorsak bu tür niteliksiz deprem dayanımı olmayan yapıları ya depreme dayanıklı duruma getirmek ya da bu güçlendirmenin bedeli çok yüksek ise bu yapıları yıkarak yenisini yapmak gerekir. 9 Evin bir odasının güçlendirilmesi ve deprem dayanıklı mobilya gibi önlemler depremlerde yapılarda oluşan kuvvetler karşısında gerçekçi değildir. Depremde içinde bulunduğu binadan canlı çıkan ya da yapısında çok az hasar olan pek çok kişi şiddetli deprem sırasında yerinden kımıldayamadığını bildirmiştir. Depremde yapı içindeki kişiler yaklaşık olarak ağırlıklarının en az % 50'si kadar bir kuvvetle zorlandıkları için yerinden kımıldayamamaktadır. Pek çok kişi tam bir şok yaşar ve deprem sırasında bilinçlerini yitirirler. Durumları boks maçında kötü bir yumruk alıp "kroke" olmuş boksörlerden farksızdır. Bu kişilerin ev eşyalarının mobilyaların, masaların altına ya da "sağlam" odalara ulaşmaları çok zordur. Üstelik sağlam odaların ve mobilyaların 45 katın ağırlığını taşıyamadıkları sık gözlenmektedir. 10 Yangından korunma eğitimi Japonya gibi halkın % 80'nin ahşap binalarda oturduğu deprem ülkelerinde yararlı olabilir. Türkiye'de bugünlerde kentsel bölgelerde ahşap yapı yapılmıyor. En son 1970 Gediz depreminde Gediz'in bir mahallesinde yangın çıkmış ve ahşap binaların altında kalan ve yanarak ölen olmuştur. Bu depremde Akçaalan kasabası tümü ile yanmış ancak yangından dolayı can kaybı olmamıştır. O tarihten bu tarafa depremlerimizde can kaybına yol açan deprem kökenli yangın olmamıştır. 11 Hayatta kalma eğitimi ve panik eğitimi ise depremde hemen sonra en çok 12 gün içinde bölgeye yapılan yoğun yardım ve destek ile karşılanmakta. Depremin insanlar üzerinde yarattığı ruhsal sorunlar ise ancak yıllar sonra unutulabilmekte. 12 Deprem dayanıklı mobilyalar Türkiye'deki betonarme yapıların kat kat üstüne yıkılma durumunda zorlanacakları düşey yüklerin büyüklükleri karısında pratik boyutlarda tasarlanmaları çok güç görünmektedir. Ayrıca bir deprem sırasında kullanılabilmeleri de çok zayıf olasılık olmaktadır. 13 Sonuç olarak Türkiye'de deprem dayanımı olmayan betonarme yapılarda yaşayanların depremden korunmak ve canlarını kurtarmak için yapmaları gereken şey yapılarını depremde yıkılmayacak biçimde güçlendirmeleri ve eğer bu işlem ekonomik değilse yapılarını yıkarak depreme dayanıklı yapı yapmaları ya da yaptırmalarıdır. TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP