25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

sen de duyabiliyor musun? kinlik döneminde katıldı. Stanford Üniversitesi dirimbilim uzmanı Robert Sapolsky onu “kendinden son derece emin, düzenbaz ve ukala biri” olarak anımsıyor ve ilk günden beri çevresindekilere kan kusturduğuna dikkat çekiyor. Reuben adlı başka bir erkek yavruyla kavga ettiğini, dayak yiyen babunun “poposunu havaya dikerek” teslim olduğunu, Nick'in yine de onu rahat bırakmayıp poposunu ısırdığını belirtiyor. Reuben'in dişilere ve çocuklara da rahat vermediğine parmak basan Sapolsky onun bir gün Ruth adlı bir dişinin peşine takıldığını dile getiriyor. Erkek tarafından korkutulan her dişi gibi, Ruth da ağaca tırmanıyor ve daha ağır olan erkeği taşıyamayacak bir dalın üzerine tünüyor. Ancak Nick onun tam üstündeki daha sağlam bir dala tırmanıyor ve Ruth'un kafasına çişini yapıyor. KEDER SEVİNÇ Hayvan davranış bilimi uzmanı Jonathan Balcombe “Pleasurable KingdomKeyifli Kırallık” adlı son kitabında Virginia açıklarındaki Assateague Adası'nda gözlemlediği iki balık kargasıyla ilgili hoş bir öyküye yer veriyor. “Önce birbirlerinden kaçmaya çalıştılar. Ancak 10 dakika sonra kargalardan biri (sonradan da hep aynısı) sürekli ötekine sokulup öne eğilmeye ve gagasını yere doğrultarak ensesini ortaya koymaya başladı. Öteki de gagasını onun tüyleri arasında gezdirerek yanıt verdi. Çok iyi kaynaştıkları, uyumlu bir çift oldukları ve aralarındaki ilişkinin her iki tarafa da keyif verdiği besbelli ortadaydı.” Tüm belirtiler hayvanların sevinç duygusunu yaşayabildikleri yönünde. Onların özellikle de oyun sırasında neşelendiklerini gösteren somut kanıtlar var. Kayalık Dağlar Ulusal Parkı'nda karların içinde koşan, havaya sıçrayıp bedenini büken, durup soluğunu tutan ve bunu sürekli yineleyen yavru bir geyiğe de tanık olmuştum. Mandaların da buz üzerinde neşeyle koşup sıçradıkları ve bu sırada böğürdükleri de biliniyor. Birkaç yıl önce Boulder, Kolorado'da şaşırtıcı bir törene tanık oldum. Muhtemelen araba çarpması sonucunda yaşamını yitiren bir saksağan yolun kenarında cansız yatmaktaydı ve çevresinde dört başka saksağan vardı. Bunlardan ikisi art arda cansız saksağanın yanına gidip cansız bedenini gagalayıp geri çekiliyordu. Kuşlardan bir tanesi uçarak uzaklaştı ve ağzında taşıdığı otları cesedin yanına yığdı. Ardından öteki de aynı şeyi yaptı. Sonra dördü birden birkaç saniye başında nöbet tuttular ve birer birer uzaklaştılar. Bu saksağanların kafalarından neler geçtiğini, ne gibi duygular içinde olduklarını tam olarak bilmemiz olanaksız. Ancak yaptıklarına bakılırsa yitirdikleri dostlarına kendilerince veda etmeye çalıştıkları açıkça ortadaydı. Karga ve kuzgunların da benzer bir tavır sergiledikleri yönünde pek çok öykü okudum. Başka hayvanlar da görünürde kederlerini dışa vuruyorlar. Fillerin ölen yakınları için yas tuttukları, gorillerin ölünün yanında nöbet tuttukları görülüyor. Arkadaşım Betsy Webb'e göre, lamalar bile kederleniyor. Webb 27 yaşındaki Boone adlı lamasının yaşlılıktan ötürü ölmesinin hemen ardından can yoldaşı eşi Bridger'in de hiçbir neden olmaksızın yaşamını yitirdiğine dikkat çekiyor. Bu olay geride kalan lamaları da derinden etkiliyor. Stoacı Taffy adlı lama iki gün boyunca mezarın başında durup, hiç kımıldamadan ölen lamanın gömüldüğü yere bakarken. Pumpernickel ahırına kapanıp ağlıyor. Üçüncü gün her ikisi de normal yaşamına dönüyor. Boone ile Bridger'in öyküsü primatolog Jane Goodall'un bir şempanzeyle ilgili öyküsünü çağrıştırıyor. Flint adlı şempanze annesinin ölümünden öylesine etkileniyor ki, bu acıya dayanamayıp hemen ardından yaşamını yitiriyor. Goodall onu en son gördüğünde annesinin öldüğü yere tünediğini, çok keyifsiz olduğunu ve üzüntüden gözlerinin çukura kaçtığını söylüyor. “Saatlerce bekledikten sonra oracıkta kıvrılıp can verdi,” diyor. kakta sersefil dolaşırken bulunduklarında Ben adı verilenin gözlerinin kan içinde olduğu, Bill'in de onu korumaya çalıştığı belirtiliyor. Veteriner Ben'in bıçaklandığını fark ediyor ve gözlerini çıkartıp kapaklarını dikmek zorunda kalıyor. Ameliyattan iki gün sonra barınakta yeniden Bill ile bir araya geliyor. Bill o gün bugündür Ben'e göz kulak oluyor. Bill ile Ben'in öyküsü hayvanlarda sevgi ve sevecenlikle ilgili çok sayıda öyküden yalnızca biri. Norma Harris'in aktardığı öykü ise hayvanlarda anne sevgisini gözler önüne seriyor. Harris tavan arasında bir ses duyuyor ve oraya gittiğinde yatak odasının penceresindeki deliği fark ediyor. Eşiyle birlikte deliği izlemeye koyulan Harris sonunda bir sincabın çıktığını görüyor ve deliği tıkıyor. Daha sonra evin öbür yanında otururken yine kulağına birtakım sesler geliyor. Başını yukarıya kaldırdığında gözlerini ona dikmiş bir sincapla karHayvanların duyguşılaşıyor. “Çok öfkeli olduğu ve bana sövdüğü belliydi. ları olduğu görüşü Onu fark ettiğimi anlayınca kısa bir süre öncetünediği dalın üzerinde yavaşsine dek yerleşik ça doğruldu ve ön pençelerini düşünceyi altüst havaya kaldırarak bana sütle dolu memelerini gösterdi! eden, aykırı bir göOnu yavrularından ayırrüş olarak değerdığımızı ancak o anda anlendirildi. Oysa bu layabildim,” diyor Harris. MİNNET 2005 yılının Aralık ayında kuzey Kaliforniya açıklarındaki Farallon Adaları yakınlarında 15 metrelik dişi bir balina yengeç ağlarına takıldı. Ek yük nedeniyle nefesliğini suyun üzerinde tutmakta bir hayli zorlandığından, dalgıçlar onu kurtarmak için kolları sıvadılar. Dalgıç James Moskito ağzından geçen ipi kestiği sırada balinanın kendisine göz kırptığını anımsıyor. Balina özgürlüğüne kavuştuktan sonra minnet borcunu ödercesine kurtarıcılarının her birine yanaşıp sokuluyor ve onları neşe içinde dürtüklemeye başlıyor. tutum şimdilerde giderek değişiyor ve genel kabul görüyor HAYRANLIK VE ŞAŞKINLIK 2006 Haziran'ında Jane Goodall ile birlikte İspanya'daki Mona Şempanze Barınağı'nı ziyaret ettik. Orada Marco adında, şimşek çaktığında kendinden geçercesine dans eden bir şempanze ile karşılaştık. Goodall ve öteki primatologlar genellikle erişkin erkek şempanzelerin çağlayanların olduğu ortamlarda benzer bir davranış sergilediklerine tanık olmuşlardı. Goodall suyun akışı hızlandıkça şempanzenin daha da aşka geldiğine ve dinsel tören niteliğindeki bu “çağlayan dansının” 1015 dakika sürdüğüne dikkat çekiyor. Henüz örneklerine rastlanmasa da, başka hayvan türleri de çevrelerine duydukları hayranlığı benzer davranışlarla sergiliyor olabilirler. Türkçesi: Rita Urgan, Kaynak: New Scientist, 26 Mayıs, Marc Bekoff KİNDARLIK Zeytin yeşili bir Afrika babunu olan Nick Kenya'daki Masai Mara Ulusal Parkı'ndaki grubuna eriş SEVGİ Bill ile Ben adlı Jack Russell terrier cinsi köpeklerin nereden geldikleri bilinmiyor. So CBT 1064/11 10 Ağustos 2007 DAVRANIŞ BİLİMİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle