Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör duruma göre kabızlık, ishal ya da bağırsak iltihaplarına neden olabilirler. Bugüne kadar mukoza hücrelerini serotonin salgısı için uyarının şeker veya yağ asitleri olduğu sanılıyordu. Bilim insanları çok fazla koku maddesinin bedene zarar verebileceğini söylüyorlar. Örneğin karanfile koku ve lezzet veren Eugenol, sadece doğal baharatlarda değil birçok kozmetik ürününde, parfümlerde, sigarada ve temizlik maddelerinde de yer almakta. Çeşitli ürünlerdeki bol miktardaki koku maddesi alerjiye yol açtığı gibi spermanın işlevi üzerinde de etkili diyor araştırmacılar. l'Atalante'ın kaptanı emekli deniz yarbay Bruno Houmart, Tümamiral Sayın Can Erenoğlu'na ulaştırılmak üzere kişisel bir teşekkür mektubu verdi ve emrindeki askerlerin profesyonelliklerinin düzeyine hayran olduğunu belirtti... Bilim, Sivil Yönetim ve Ordu Evimizde görevli arkadaşımız Murat, Oya'ya “Yeditepe” isimli bir gazete getirerek orada l'Atalante gemisi ve Nautile denizaltısı ile Marmara'da yapılan çalışmalara, yaşamı boyu uluslararası tek bir eser üretememiş olan bir üniversite mensubunu kullanarak yöneltilen bir saldırının manşet olduğunu göstermiş. Gazete İstanbul Belediyesi'nin borazanı olan bir gazeteymiş! Bir deprem tehdidi altında bulunan 15 milyonluk bir şehrin belediyesinin borazanı olan bir gazetenin, kısmen beklenen deprem âfetini incelemeye yönelik araştırmalara bilim dışı yöntemlerle saldırması, herhalde dünyanın en ilkel ülkelerinde bile görülemeyecek bir cehalet örneğidir. Aynı Belediye, Prof. Dr. Naci Görür'e verdiği bir araştırma desteği sözünü de son dakikada iptal ederek aklı sıra araştırmalara engel olmaya kalkıştı. Neyse ki Avrupa Birliği ve hele o çok kızdığımız Fransa, İstanbul'u AKP'li İstanbul Belediyesinin düşündüğünden fazla düşünüyor, tüm araştırmaları cömertçe destekliyor. Zaten Marmara Denizi'ni 2000 yılından bu yana dünyanın en az bilinen iç denizlerinden biri statüsünden en iyi bilinen iç denizi haline getiren araştırmaların iki büyük destek kaynağı var: Yabancı bilim kuruluşları (özellikle Fransa) ve Türk Silahlı Kuvvetleri. 12 Mayıs27 Mayıs tarihleri arasında Fransız l'Atalante araştırma gemisi ve buna bağlı Nautile araştırma denizaltısı ile yapılan çalışmaların iki eş başkanı vardı: Ben ve Collège de France AixenProvence laboratuarlarından dostum ve meslekdaşım Dr. Pierre Henry. Bu seferki çalışmalarımızın amacı gene Kuzey Anadolu Fayının deniz altındaki özelliklerini incelemek ve bu sefer bilhassa Tsunami yaratabilecek büyük yer kayması ihtimallerini gözden geçirmekti. Bu çalışmalar halen Prof. Dr. Namık Çağatay'ın eş başkanlığında sürdürülüyor. İlk kısımda elde edilen tüm verilerin bir nüshası, bu araştırmaları araştırma sürerken yirmidört saat aralıksız destekleyen Türk Deniz Kuvvetleri, Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi (SHOD) Başkanlığına teslim edildi. Araştırma esnasında da Sahil Güvenlik Komutanlığı l'Atalante'ın ve özellikle Marmara deniz trafiğinin en yoğun olduğu alanlarda dalış yapmak zorunda olan Nautile denizaltısının emniyetini sağlamak için bizlerin emrine bir hücumbot tahsis etti. Araştırmaların seyri ile hem SHOD Başkanı Tuğamiral Sayın Mustafa İptes, hem de Sahil Güvenlik komutanımız Tümamiral Sayın Can Erenoğlu l'Atalante ile telefon bağlantısı kurarak bizzat ilgilendiler. Hücumbotların personellerinin profesyonellikleri ise göğüs kabartıcıydı. Bizimle paralel araştırma yapmakta olan MTA Sismik1 gemisinin GPS'li saati bozulunca ona l'Atalante'dan yeni bir saat götürmek gerekti. Bizim gemilerin düşük süratleriyle bu işi yapmaya kalksak, araştırmalar aksayacaktı. Dolayısıyla Sahil Güvenlik hücumbotundan yardım istedik. (Yardım isterken yanlış bir hücumbotla konuştuğumuzu da sonradan anladıkbu durum, ortaya çıkınca, pek çok kahkahalara neden oldu.) Bizi koruyan hücumbotun komutanı Üsteğmen Sayın Kubilay Kamacı telsizimizi sürekli dinlediği için durumu derhal kavrayıp, biz kendisine saati götürene kadar gereken tüm tedbirleri almış. Saati MTA Sismik1'e götüreceklerini söyleyince, bizim Pierre “peki onlar yokken bizi kim koruyacak?' diye sordu. Kamacı Üsteğmen büyük bir sükunetle, “Efendim, siz bu soruyu sorarken, 88 numaralı hücumbotumuz l'Atalante'ı korumak için görev yerine ulaşmış durumdadır” deyiverdi. Hepimizin ağzı açık kalmıştı! İstanbulluların canını korumak için yapılan araştırmalara bırakın destek olmayı, açıkça köstek olan AKP yönetimlerinin yanında, askerimizin bu içten ve becerikli desteği, l'Atalante'a araştırmalara tek kuruşluk katkımız olmadığından biraz da boynu bükük giden biz Türk ekibinin göğsünün kabarmasına neden oldu. Ben gemiden ayrılırken l'Atalante'ın kaptanı emekli deniz yarbay Bruno Houmart, Tümamiral Sayın Can Erenoğlu'na ulaştırılmak üzere kişisel bir teşekkür mektubu verdi ve emrindeki askerlerin profesyonelliklerinin düzeyine hayran olduğunu, Sayın Amirale arzetmemi rica etti. Gerçekten, SHOD ve Sahil Güvenlik olmasaydı biz en kritik araştırmaları yapamayacaktık. BROKOLİNİN ÖLUMLU ETKİSİ, ÇOK PİŞİRİLDİĞİNDE UÇUP GİDİYOR Brokoli kanser riskini düşüren sebzelerden biridir. Warwick Üniversitesi bilim insanları, bu olumlu etkinin kalıcı olması için brokolinin çok az pişirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Brokoli de tıpkı Brüksel lahanası, karnabahar, karalahana ve şalgam gibi bedendeki kanser üreten maddelerle savaşan maddeler içermekte. Fakat sebzeler çok fazla pişirildiğinde sadece tatları bozulmakla kalmayıp, kanser önleyici etki de yok olmakta. Biyokimyacılar Paul Thornalley ve Lijiang Song, çok fazla pişirilen brokoli içindeki kanser önleyici maddelerin %77’sinin bozulduğunu saptamış. Diğer lahana türlerinde bozulma oranı %58%75 arasında değişmekte. Araştırmacılar bu yüzden brokoli ve diğer sebzelerin çok az pişirilerek ya da doğrudan doğruya çiğ olarak tüketilmesini öneriyorlar. Nilgün Özbaşaran Dede Dünya bilim şampiyonları FMV Özel Işık Lisesi Öğrencileri Güneş Parlakgül ve Burak Çelik, 1319 Mayıs 2007 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenen ve dünyanın en büyük uluslararası proje yarışması olan, “International Science And Engineering Fair”de dünya birincisi olmayı başardı. Dünyanın en iyi genç bilim adamları ve mucitleri ile fikir paylaşmak, en son bilim projelerini sergilemek, kıdemli bilim adamları ile buluşmak amacıyla düzenlenen Intel ISEF'e “Yeni Nesil Güneş Pilleri” adlı projeleriyle katılan Parlakgül ve Çelik kimya dalında dünya şampiyonu olarak bu dalda birincilik aldı. 28 bilim adamının “Grand Awards” değerlendirmesinde, 50 ülke arasında 18 farklı bilim dalından 1212 proje içinden 7 projeye birincilik ödülü verildi. Başarı bursu ile okuyan Parlakgül ve Çelik, ayrıca 14 puan ÖSS yerleşme katkı puanı kazandı. Intel Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı (ISEF) öğrenciler için tüm canlı bilim dallarını içeren dünyanın tek bilim fuarıdır. Fuar 55 yılı aşkın bir süredir bilimin gelişmesi için çalışan Science Service tarafından düzenlenmekte. YENİ NESİL GÜNEŞ PİLLERİPROJE KONUSU: Projede doğayı taklit ederek, bugün sahip olunan teknolojiden daha ucuz, yüksek verimli ve çevre dostu, organik esaslı Güneş pili üretmenin yolları araştırıldı. Ayrıca, organik boyar maddenin absorbance spektrumu ile ışığın dalga boyu arasındaki ilişki incelendi ve Infrared (IR) bölgenin organik güneş pilleri üzerindeki etkisi araştırıldı. CBT 1055/5 8 Haziran 2007