25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMAKURUMLAR GÖNÜLDEN BİLİME Ahmet İnam Ege’de “Birinci Mükemmeliyet Merkezi” EÜ Biyomühendislik Bölümü’nde açılan pilot tesiste biyoteknolojik deneme üretimleri ve ölçek büyütme çalışmaları yapılabilecek reaktörler, çeşitli ayırma ve saflaştırma aygıtları ve bunlara uygun altyapı ekipmanları var... Bu toplumun yönetiminin başında bulunanlar bilgiye karşı sorumludurlar. Bilgisizden ahlaklı olamaz. Cahilden ahlaklı olamaz. Siyasetteki Ahlak Siyasetteki ahlak, evrendeki bütün bir yaşama duyduğumuz sorumlulukla başlar. Bu sorumluluk, yalnız bizim yaşadığımız, içinde bulunduğumuz toplumun veya cemaatin, ufak toplulukların, siyasi partilerin içinde yalnızca o topluluğa duyduğumuz sorumluluk değildir. Bütün insanlığa, yalnız insanlığa da ait değil, bütün bu gezegendeki hayata karşı, kurda, kuşa, böceğe, toprağa, buluta, yıldız tozlarına –belki biraz abartarak kâinattaki hayatın kendisine karşı sorumlu olduğumuz çok açıktır. Bunlar belki bazılarınıza cilalı sözler gibi gelebilir. Ama bence siyasetteki ahlak, yalnız siyasetteki değil, hayatın içinde, ahlakın içindeki ahlaktır. Ahlakın bir can ahlakı olduğunu unutmayalım. Toplumların yönetimiyle ilgili, o yönetimi elinde bulunduranların ahlakı dendiği zaman, tarihsel olarak bakıldığında, bu ahlakın öncelikle bilgiyle ilişkili olduğunu biliyoruz. yönetime talip olanlar, yönetim için mücadele edenler, bu toplumun yönetiminin başında bulunanlar bilgiye karşı sorumludurlar. Bilgisizden ahlaklı olamaz. Cahilden ahlaklı olamaz. Yönetime talip olmak anlamında söylüyorum. Elbette sıradan bir vatandaş okumamış olabilir, ama bu toplumun yönetmeye talipseniz, dünya hakkında, yönetim biçimleri hakkında, diğer toplumların yönetimi hakkında, tarih boyunca yapılmış yönetim denemeleri, o denemelerdeki başarısızlıklar hakkında bilgimizin olması gerekiyor. O anlamda ahlakî sorumluluğumuz, insan olma sorumluluğumuz bizi bilgili insan olma sorumluluğuna götürüyor. Ve hele bu olanağımız elimizde olduğu halde kullanmıyorsak, bu daha büyük bir ahlaksızlıktır diye düşünüyorum. İkincisi, elbette çok bilinen bir şey. Erkine talip olduğumuz, siyaset yaptığımız toplumun sosyoekonomik açıdan düzeltilmesi, gelirlerin, nimetin, doğa nimetinin hakça paylaşılmasının sağlanması gerekiyor. Bu da ahlak adına bir gerekliliktir. Üçüncüsü, kültürümüze karşı duyduğumuz ahlaki sorumluluktur. Hiçbir siyasetçi boşlukta değildir; kültürel açıdan belli bir geçmişten gelir. Belli bir hayat tarzının uzantısındadır. Bu uzantı sürekli olmayabilir, kopukluklar olabilir; ama, kendisini bir kültürel aidiyet içinde görme ve o aidiyet içerisinde hem kültürüne, geçmişine duyması gereken sorumluluktan söz ediyorum. Biz ahlakı çok dar anladığımızda, örneğin bir insanı “hiç rüşvet yemedi”, “hiç yalan söylemedi”, “verdiği sözleri tuttu”, “o halde ahlaklıdır” diye övüyorsak burada bir tehlike söz konusudur. Bu dar ahlak anlayışı bir yerde bizi kripto ahlaksızlar haline getiriyor. Çünkü, ahlak sadece, anneannemizin, babaannemizin “çalmayacaksın, çırpmayacaksın”ıyla özdeşleştirilebilecek bir yapı taşımıyor.. Bir de, çoğumuzun göremediği ahlaksızlıklar vardır. Neden bunlar ahlaksızlıktır? Çünkü, o toplumda o kültürdeki hayata zarar vermişdir. Ahlakın en büyük değerinin hayatı yüceltmek, ona zarar vermemek olduğunu unutmamak gerek. Hayatın neşvü nemâ bulabilmesini, açabilmesini, gelişebilmesini, bereket bulabilmesini, canlılık kazanmasını engelleyen her şey o toplumun hayatı için bir tehdittir ve ahlaksızlıktır. Aynı şey birey temelinde de söylenebilir. O açıdan, bilgi o toplumun gelişmesi için önemliyse ve siz o bilgiyi kullanmıyorsanız, ahlaksızsınız. Ve sizin moral açıdan çöküntülü bir insan olmanız ve karamsarlığınız oradaki hayatı harekete geçiremiyorsa, o hayatın çiçek alıp gelişmesini, serpilmesini engelliyorsa, o zaman sizin mutsuzluğunuz çok büyük bir ahlaksızlıktır o toplumdaki hayatın canlanmasını engellediği için. Ve o kültürün geçmişiyle buluşmasını, o kültürün geçmişiyle bütünleşerek geleceğe atılım yapmasını, gelecekte yeni sentezler oluşturup kendini yeni oluşumlar içerisinde aramasını engelliyorsanız, işte bu da büyük ahlaksızlıktır. Bunlar belki kitapların yazmadığı, belki hukuk sistemlerinde çok açık şekilde belirtilmeyen ahlaksızlıklardır. “Kripto ahlaksızlık” veya “görünmeyen, gizli ahlaksızlık” dediğimiz ahlaksızlıkların bizim entelektüellerimizin ve dünyada da birçok entelektüelin sırf entelektüel olmak adına toplumlarına yaptıkları büyük zulümler arasında bulunduğunu düşünüyorum. Bunlardan en önemlisi, ülkedeki, dünyadaki sorunlara büyük bir karamsarlıkla bakma tutumudur. Bu karamsarlığın ardında, belki, toplumu dinamik kılmak endişesi yatıyor olabilir. Toplumdaki gafleti, uykuyu sarsmak amacı taşıyor olabilirler. Ama, bunun dozunu çok iyi ayarlamak gerekiyor. Dediğim gibi, o toplumun, o canın canlanması kaygısının öne çıkması, o insanlarda can ahlakının yerleşmesi gerekir. A vrupa Birliği 6. Çerçeve Programı “Avrupa Araştırma Alanlarının Entegrasyonu ve Güçlendirilmesi” kapsamında Türkiye’den seçilen 11 Mükemmeliyet Merkezi arasında Avrupa Birliği jüri üyelerinden 25 üzerinden 24 puanla, en yüksek puanı alarak 2005’te birinci seçilen ve 650 bin Euro ile desteklenen Aegean Centre of Excellence for Bioengineering and Biotechnology–BIOACE, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Pilot Tesisleri hizmete girdi. BiyomühendislikBiyoteknoloji alanında Ulusal Mükemmeliyet Merkezi olması için desteklenen Pilot Tesiste, 150 litre kapasiteye kadar biyoteknolojik deneme üretimleri ve ölçek büyütme çalışmaları yapılabilecek reaktörler, çeşitli ayırma ve saflaştırma aygıtları ve bunlara uygun altyapı ekipmanları bulunuyor. E.Ü. Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü, 2000 yılında kuruldu ve halen 167 lisans ve 50 lisansüstü öğrenciye sahip, devlet üniversiteleri arasında ilk Biyomühendislik Bölümü’dür. Bölüm kısa sürede AB kriterlerini karşılayacak fiziksel imkânlara ve yayınlara ulaştı, başarısı AB tarafından da tescillendi. Bölüm 59 “Biyomühendis” mezun etti. Mezunların büyük çoğunluğu sektördeki farklı kuruluş ve araştırma birimlerinde iş buldu. 2006 yılında 338.791 320.626 ÖSS puan aralığında % 6.4‘lük dilimde öğrenci alan bölüm, AB ve çeşitli ulusal ve uluslararası kuruluşlarla yürüttüğü çift yönlü değişim programları, burslar ve araştırma projeleri yardımıyla, öğrencilerine disiplinler arası konularda çalışma imkanı yaratıyor ve genç araştırmacıların modern çağın uzmanlık alanı olan Biyomühendislik konularında yetkin olabilmeleri için fırsatlar sunuyor. Bölüm, farklı kuruluşlardan sağladığı yaklaşık 4.5 milyonluk araştırma desteğiyle, 55’i tamamlanmış 108 projeye imza attı. Bundan böyle de Biyomühendislik/Biyoteknoloji alanında çalışan araştırma kuruluşları ve sanayi ile etkileşimlerini arttırmayı ve kendi bilimsel ve teknolojik potansiyelini güçlendirmeyi hedeflemekte. Bu başarılara rağmen Biyomühendislik Bölümü çok dar fiziki imkânlarda çalışıyor. Bölümün, arsası EÜ tarafından karşılanmak üzere, yeni dersliklerin ve laboratuvarların yer alacağı bir binaya acilen gereksinimi bulunmakta. ARAŞTIRMA ETKİNLİKLERİ •Yurtiçi ve yurtdışı farklı kaynaklardan bugüne kadar toplam 5.310.388 araştırma desteği sağlandı. 64 proje tamamlandı, süren 58 projenin toplam desteği 4.098.350. Bunlara üniversite içi kaynaklar 72.500 ile, toplam desteğin %1.8'ini oluşturmakta. • Akademik personel başına 4.2 proje düşüyor. • Bölüm öğretim üyelerinin toplam yayın sayıları 356. Bunun 71'i 2006'da yayımlandı. 2006 yılı için, doktoralı öğretim elemanı başına yayın oranı 4.1. Bölümde 2000 yılından beri ulusal veya uluslararası kuruluş/enstitülerle işbirliğiyle 10 eğitim kursu, 5 konferans, 9 workshop/sempozyum, 168 seminer düzenlendi. 49 uluslararası bilim adamı bölümü ziyaret etti. CBT 1055/11 8 Haziran 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle