20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Yükseköğretim stratejisi ve yükseköğretimin küreselleşmesi “Yükseköğretim Stratejisi”nde, öğrenci hareketliliği konusunda eksik de olsa bir durum özeti veriliyor, fakat Türkiye bu konuda nasıl bir yol izlemelidir sorusunun yanıtı açık bırakılıyor Prof. Dr. Osman Gökçe, [email protected] Y ÖK, uzun bir çalışmadan sonra “Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi” kitabını kamuoyuna sundu (www.yok.gov.tr). Geç kalmış bir gerekliliğin yerine getirilmiş olması sevindiricidir ve umulur ki çok da yararlı olabilecektir. Bu belgeye göre, Yükseköğretim Stratejisi'nin beklentilerinin gerçekleştirilebilmesi için temelde üç kuruma sorumluluk düşmekte: YÖK, Üniversiteler ve Hükümet ya da hükümetler. Ancak, belgenin hazırlanmasında olduğu gibi uygulanmasında da toplumsal tartışma ile ulaşılabilecek olan ortak anlayış çerçevesinde hareket edilmesinin daha da yararlı olacağı açıktır. Aşağıdaki makale bu görüş doğrultusunda yazılmıştır. Strateji Belgesi'nin yükseköğretim sistemlerinden beklentiler ve yeni eğilimler konusundaki saptamaları kanımızca da doğru saptamalardır. Uygulayıcılara yardımcı olabilmek açısından, bu saptamalardan birisini biraz açmak ve üzerinde durmak istiyorum. Sözünü ettiğim beklenti ve eğilim, Strateji Belgesi'nde “Yükseköğrenimin Küreselleşmesi (Internationalization)” olarak adlandırıldı. Buradaki temel görüş, küreselleşen dünyada, yükseköğretimin de giderek ülkelere özgü bir etkinlik olmaktan çıkıp küresel bir etkinlik haline gelmekte olduğu ve bu bağlamda, özellikle gelişmiş ülkelerin yükseköğretim sistemlerinin de uluslar arası öğrenci hareketliliğine giderek daha açık bir duruma dönüştüğü biçiminde özetlenebilir. Bu görüş çerçevesinde Strateji Belgesi'nde verilen bilgilerin bazıları şöyle: • Yabancı öğrenci oranı ABD'de %30, İngiltere'de %14, Almanya'da %13 ve Fransa'da da %9'dur. • ABD'deki yabancı öğrencilerin %60'ı Asya kökenlidir. • ABD'deki 475. 169 yabancı öğrenciye karşılık, bunun yalnızca %6.3'ü oranında 30.103 öğrenci ABD dışına gitti. İngiltere'de okuyan yabancı öğrenci 225 722, İngiltere dışına giden öğrenci 25. 198, oran %11.6; Almanya'da okuyan yabancı öğrenci 199 132, Almanya'dan diğer ülkelere giden öğrenci 54.489, oran %27.4; Fransa'da okuyan yabancı öğrenci 147.402, Fransa'dan diğer ülkelere giden öğrenci 47.587, oran %32.3'tür. madıkları anlaşılıyor. Diğer yandan, en yüksek gelir grubundaki ailelerin yükseköğretim harcamalarında, bu grubun çocuklarını yurtdışında okutma eğilimlerinin artmasının da etkisiyle, belirgin bir tırmanış görülme. • Yükseköğretim sistemimizin stratejik önemdeki sorunlarının başında ise arz kapasitesindeki yetersizlik geliyor. Örneğin, 2005 yılında yükseköğretime başvuran öğrencilerin yerleştirilme oranı %32.8'dir. Yani arztalep dengesi son derece bozuk olup talep karşılanamıyor. Kuşkusuz ki, yükseköğretimde yabancı öğrenci hareketliliğinin giderek arttırılmasında birden çok amaç güdülmektedir. Bunlardan birisi yükseköğretim kapasitelerinin kullanılmasındaki etkinliği artırmaktır. Bunun dışında sosyal, ekonomik ve politik amaçlar da vardır. Yine kuşkusuzdur ki bu hareketliliğin doğruluğu ve gerekliliği pek çok haklı nedenlerle de savunulabilir. Üzerinde durmak istediğim, bu hareketliliğin nasıl olması gerektiği konusundaki kaygılarım ve çekincelerimdir. “Biyoloji Eğitiminde Evrim Sempozyumu” Sonuç Bildirgesi Sempozyumda yapılan sunumlara http://biyoloji.inonu.edu.tr/kongresempozyum/evrimsempozyumu/ adresinden erişilebilir.. 3 AÇIK KALAN KONU “Yükseköğretim Stratejisi”nde, öğrenci hareketliliği konusunda eksik de olsa bir durum özeti veriliyor, fakat Türkiye bu konuda nasıl bir yol izlemelidir sorusunun yanıtı açık bırakılıyor. Adeta, (kısaca olay budur ve böyle işlemektedir) gibisine bir kayıtsızlık tercih edilmiş ya da esnek bir anlayışla, uygulamalar sorumlu kurumların takdirlerine terkedilmiştir. Oysa YÖK, Türkiye için öğrenci hareketliliğini bütün yönleri ile analiz etmiş ve olanla olması gereken konusunda da görüşlerini açık bir biçimde ortaya koymuş olmalıydı. Örneğin kimler gidiyor, kimler geliyor, seçmeler nasıl yapılıyor, bu iş için ne kadar kaynak kullanılıyor, harcamalar hangi bütçelerden karşılanıyor, gidenlerin ne kadarı dönüyor, ne kadarı dönmüyor, dönenler neler yapıyor, sorunlar nelerdir, doğrular hangileridir, varsa yanlışlar nelerdir, sistemi nasıl işletirsek ülkemiz ve yükseköğretimimiz için daha yararlı olur vb gibi soruların yanıtlarını kamunun bütün açıklığı ile bilmesi gerekirdi. Yine örneğin, yurtdışına bugün gönderdiğimiz öğrenci sayısı yeterli midir, değilse daha ne kadar öğrenci gönderilmeli? Bugün yurtdışında okuyan öğrencilerimiz ülkemizin gereksinimi olan alanlarda mı okuyor, nasıl bir yönlendirme yapılmalı? Belgede bu konularda da bir strateji belirlenmediği anlaşılmaktadır. O zaman, uygulamalar aşamasında bir kere değil iki kere durup düşünmek gerekir. Yukarıda özetlenen bilgiler, sistemde bir çarpıklık olduğu izlenimini vermekte ve öğrenci hareketliliğindeki diğer sorunlar bir yana, yalnızca sayısal açıdan bile aleyhimize işleyen bir değiş tokuş olduğu görülmektedir. Bu ne kadar doğrudur ya da yanlışsa nasıl düzeltilmelidir? Bu tür konularda, elbette bir değer taşımakla birlikte, bireysel ilgilerin ve çabaların yeterli olmayacağı açıktır. Bu nedenle, bir taraftan çeşitli yönleriyle konu hakkında ilgisi, bilgisi ve görüşü olanları bunları açıklamaya ve diğer taraftan da başta YÖK olmak üzere ilgili kurumları sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyorum. TÜRKİYE'DEN RAKAMLAR • Öğrenci hareketliliğinin gelişmemiş ya da az gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru yoğunluk kazanmakta olduğu görülmekte ve örneğin Türkiye'de okuyan 16.656 yabancı öğrenciye karşılık Türkiye dışında okuyan öğrenci sayımız 44.204 olup oran %265.4'tür. Yani, devlet üniversitelerinde ortalama 21 955 öğrenci bulunduğuna göre, 2 devlet üniversitesinin öğrencisi kadar öğrencimiz yurtdışında okuyor demektir. • Yükseköğretimdeki arz açığının kapatılması için bazı çevrelerce çok değerli bulunan ve diğer bazı çevrelerce de çok eleştirilen vakıf üniversitelerinin (24 adet) toplam öğrenci sayısı 81.794'tür. Buna göre, vakıf üniversitelerimizin toplam öğrenci sayısının yarısından daha çok öğrencimiz yurtdışında okuyor. • Türkiye'de en düşük %20'lik gelir grubundaki ailelerin çocuklarının yükseköğretim kurumlarına ulaşa CBT1055/20 8 Haziran 2007 4 Mayıs 2007 tarihlerinde İnönü Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Biyoloji Eğitiminde Evrim Sempozyumu”na Türkiye'nin birçok üniversitesinden 18'i çağrılı konuşmacı olmak üzere yüzelliden fazla bilim insanı katıldı. Prof. Dr. A. Nihat Bozcuk, Prof. Dr. Aykut Kence, Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Mustafa Kuru, Prof. Dr. Battal Çıplak, Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Sema Ergezen, Prof. Dr. Fevzi Bardakçı, Prof. Dr. Hüseyin Başıbüyük, Prof. Dr. Haluk Ertan, Prof. Dr. Mehmet Sakınç, Prof. Dr. Osman Demircan, Doç. Dr. Meral Kence, Doç. Dr. İslam Gündüz, Doç. Dr. Ayhan Sol, Doç. Dr. Tuğrul Giray, Dr. Ergi Deniz Özsoy, R. Nazlı Somel sempozyumun davetli konuşmacıları idi. Prof. Dr. Bülent Cihangir sempozyumda Galapagos Adaları’nı tanıtan bir slayt gösterisi yaptı. Ayrıca Biyoloji Eğitimi konusunda 16 adet poster bildirisi sunuldu. Sempozyumda sunulan bildirileri özellikle Biyoloji Bölümü öğrencileri başta olmak üzere, çeşitli disiplinlerden öğrenciler de dikkatle izlediler. Türkiye'de Biyoloji Eğitiminde Evrim Eğitiminin nasıl olması ve verilmesi gerektiğine ilişkin olarak şimdiye kadar yapılmış en geniş kapsamlı bu organizasyonun konuşmaları tam metin haline getirilerek, sempozyum kitabı olarak basılacaktır. Sempozyuma katılan bilim insanlarının ortak görüşü, Evrim Eğitimi konusunda yurdumuzda bir ilk olan bu tip organizasyonların bundan sonra artarak sürdürülmesi ve bilimin, biyolojik bilimlerin ve evrim teorisinin topluma doğru şekilde anlatılması ve öğretilmesinin yollarının daha iyi ortaya konulmasının sağlanması yönündedir. Sempozyumda çağrılı konuşmacılar tarafından yapılan sunumlar sempozyum web sayfasında ilgilenenlerin bilgisine ve yararlanmasına sunulmuştur. Bu sunumlara http://biyoloji.inonu.edu.tr/kongresempozyum/evrimsempozyumu/ adresinden erişilebilir. Bu sunumların özellikle evrim dersi veren ya da biyoloji derslerinde evrim konusunu anlatan öğretmenlerimiz için çok önemli ve yararlı birer temel kaynak olduğuna işaret etmeliyiz. Sempozyumda evrim konusunda bildiriler dört farklı yaklaşımla sunulmuştur. Bunlar: 1. Evrimi bilmek neden önemlidir ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle