Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz kitap ATATÜRK BİLİM VE ÜNİVERSİTE Prof. Dr. Metin Özata, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 2007 Nisan, 240 Sayfa , 7 YTL Paramparça olmuş Osmanlı İmparatorluğu’ndan dünyaya örnek olmuş bir kurtuluş savaşıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve daha sonra yaptığı Türk Devrimiyle çağdaş bir ulus devletin temellerini atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, asker olmasının yanı sıra büyük bir devlet adamı, düşünür ve Prof. Geoffrey Lewis’in dediği gibi, ‘’ özünde bir bilgindir’’ . O’nun okuduğu kitapları, tarih ve dil çalışmalarını ve düşünce yapısını anlayınca bu sonuca varmak mümkündür. Atatürk, bir sözcüğün kökeninin nereden geldiğini bulunca ‘’Uzun bir çalışmadan sonra bunu keşfettiğim zaman, Sakarya muharebesini kazandığım dakikadaki memnuniyeti duydum’’ diyebilen bir bilimsel heyecana sahiptir. Mustafa Kemal’in en önemli özelliklerinden birisi hayatı boyunca bilim ve akılcı düşünceye önem vermesi, çok okuması ve araştırıcı bir yapıya sahip olmasıdır. Atatürk’ün özellikle tarih ve dil konusunda bir akademisyen gibi araştırmalar yapması ve tarihçilere ‘’ Belgelere dayanınız’’ diyerek uyarması ve ‘’Biz daima hakikat arayan ve onu buldukça ve bulduğumuza kani oldukça ifadeye cüret gösteren adamlar olmalıyız’’ diyerek yol göstermesi onun ne kadar objektif ve akılcı bir düşünce yapısında olduğunu gösterir. O, Türk Tarih Kurultayı’na gönderilen bildirileri bir akademisyen gibi incelemiş ve üzerlerine notlar düşmüştür. Atatürk’ün sofrası da bir bilim akademisi özelliğini korumuş, sofrada bulunan kara tahtada dil ve tarih sorunlarına çözümler üretilmiştir. O nedenle Herbert Melzig, Atatürk’e ‘’ Çankaya Düşünürü’’ demiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk yurtdışına eğitime giden öğrencilere gönderdiği telgraflarda: ‘’Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz’’ diyerek destek ve cesaret verdiği gibi bilimsel araştırmaların mutlaka yapılması gerektiğini ‘’Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır’’’ sözleriyle vurgulamıştır. TÜBİTAK tarafından basılan ‘’Atatürk Bilim ve Üniversite’’ kitabında Prof. Dr. Metin Özata Atatürk’ün bilim ve teknolojiye verdiği önemi, üniversite reformu sırasında yapılanları, O’nun okuma tutkusunu ve yazdığı kitapları ve özellikle Nutuk’un Türk Gençliği için ne kadar önemli bir başvuru kaynağı olduğunu vurguluyor. Irkçılığa Karşı Avrupa Şehirleri Koalisyonu ECCAR, uluslararası bir şehirler ağı kurmayı hedefledi ve “10 Nokta Eylem Planı” adını verdiği bir programı hayata geçirmeyi amaçlıyor. “Nürnberg” 1012 Mayıs 2007’de Nürnberg’de, ECCAR’ın (European Coalition of Cities Against Racism Irkçılığa Karşı Avrupa Şehirleri Koalisyonu – www.unesco.org/shs/citiesagainstracism, www.menschenrechte.nuernberg.de) düzenlediği “Yetenekleri Örgülemek Birlikte Yaşamı Güçlendirmek: Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Şehirlerin Rolü” konulu bir Konferans gerçekleşti. UNESCO’yla birlikte Avrupa’nın on ülkesinden otuzu aşkın şehrin bir araya gelerek oluşturduğu koalisyonun bu etkinliğine bu şehirlerden 350 kişi katıldı. SPD’li Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Ulrich Maly’nin ve Uluslararası İlişkiler Dairesi’nden Werner Trini’nin nazik davetleri üzerine katıldığım bu konferansta Nürnberg’in kardeş şehri Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden de iki gözlemci bulunuyordu. Doğrusu, bu tür etkinliklere imza koymadığı için Antalya’nın Nürnberg’e kardeş olmanın gereğini layıkıyla yerine getirmediğini düşünüyorum. Bir konuda hiç konuşulmuyor (Antalya) veya pek çok konuşuluyorsa (Nürnberg) orada önemli bir sorun var demektir. 2004’te UNESCO’nun girişimiyle kurulan ECCAR ırkçılığa, ayrımcılığa, yabancı düşmanlığına karşı etkili bir mücadele için uluslararası bir şehirler ağı kurmayı hedeflemiştir. ECCAR, “10 Nokta Eylem Planı” adını verdiği bir programı hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. Bu on nokta şöyledir: 1) Irkçılığa karşı yoğun bir uyanıklılık. Bir dayanışma ve kontrol ağının kurulması. 2) Yerel yönetim önlemlerinin ve yerel durumun değerlendirilmesi. Bu amaçla, bir veri toplama kurumunun kurulması yanında, ulaşılabilir hedeflerin belirlenmesi, göstergelerin geliştirilmesi. 3) Irkçılığın ve ayrımcılığın kurbanlarının kendilerini daha güçlü savunabilmeleri için daha iyi desteklenmesi. 4) Hemşehrilerin daha iyi bilgilendirilmesi ve katılımlarının daha iyi sağlanması. 5) Fırsat eşitliğinin koruyucusu ve teşvik edicisi olarak şehir. Şehrin iş pazarında fırsat eşitliğinin sağlanması ve korunması. 6) İş ve hizmet veren şehir şans eşitliğini sürdürülebilir biçimde teşvik etmelidir. 7) Konut pazarında fırsat eşitliği. Konutların komisyon hizmetlerinde ve satımında görülen ayrımcılıkla savaşımda somut önlemlerin geliştirilmesi. 8) Ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı eğitim ve öğretim yoluyla savaşım. Eğitim ve öğretimde fırsat eşitsizliğine karşı önlemlerin geliştirilmesi, eğitim ve öğretim yoluyla kültürler arası anlayışı ve hoşgörüyü teşvik etmek. 9) Şehir hayatında ve kamusal alanda, kültür programlarında türlülüğün teşviki. 10) Irkçı şiddet eylemlerine karşı önlemlerin geliştirilmesi ve desteklenmesi, çatışma yönetiminin teşviki. 2007 tarihli genel kurul kararıyla Bologna, Galway, Gent, Graz, Grenoble, Halle a.d. Saale, Liege, London, Madrid, Malmö, Nürnberg’le birlikte UNESCO’dan oluşan yeni bir yürütme kurulu, ECCAR’ı dernekleştirmek üzere görevi devralmıştır. ECCAR’ın ikametgâhı Nürnberg Büyükşehir Belediyesi İnsan Hakları Bürosu’dur. Paris’te UNESCO’nun sorumluluğunda “Bilimsel Sekreterlik” birimi görev yapmaktadır. Irkçılığa ve her türlü aşağılamaya karşı şehirlerin ve hemşehrilerin yukarıdaki on nokta eylem planı çerçevesinde birbirlerine yaklaşması ve bir savaşım ağı kurmaları, dünya nüfusunun giderek daha çok şehirlerde yaşamaya başlaması ve insanlığın bu üçüncü bin yılında sorunlarının kuluçka yerlerinin artık daha çok şehirler olacağı düşüncesiyle, aslında gecikmiş ama gerçekçi bir yaklaşımı sergilemektedir. Özellikle İnsan Hakları konusunda şehirlerin ve hemşehrilerin birbirlerine tercümansız yaklaşmaları, dertleriyle tercümansız hemdert olabilmeleri kangren olmuş birçok temel sorunu çözebilmeleri için en insancıl, en gerçekçi bir yoldur. Kimi zaman, buradaki gibi değil yalnızca, ülkemin şehirleri ve hemşehrileri arasında da böylesine bir katmerli kardeşliğin kurulmasının ne denli anlamlı olacağını düşünürüm. Çocuklarımızı yurt savunmasına ölüme gönderdiğimiz o yerlere biz köy, kent demeden kendimiz gitsek… Hanelerin kapısını çalarak, içindekileri yerden selamlasak Nâzım’ın felsefesiyle. Onlara birer Tanrı misafiri olsak... Onlara umut olsak bizi düşündüklerinde… Şehirlerin varoşlarında, izbelerinde umutsuzluğun karanlığında boğulanların çaresi olsak kurbanları olmadan önce… Ulpian’a göre adaletin bir tanımı da honeste vivereşerefli yaşamaktır! Biz daha ilerisini söylesek: Kardeşçesine yaşasak! Türkçe Tıp Dili Kılavuzu, ikinci baskısı yapıldı Kocaeli Üniversitesi'nin bir yayını olan Türkçe Tıp Dili Kılavuzu'nun ikinci basımını yapıldı. Kılavuz, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Dili Kurulu tarafından hazırlandı. Kurul, Aralık 2004'te kuruldu ve öncelikli çalışma olarak, 'ders, sunu, toplantı, tez, yayın, yazışma ve kayıtlarda kullanılan yabancı ve eski sözcüklerin yerine önerilebilecek Türkçe karşılıklardan oluşan bir kılavuz' hazırlamayı amaçladı. Bu amacın ürünü olan Türkçe Tıp Dili Kılavuzu, 14 Mart 2006'da yayımlandı, ayrıca üniversitemizin genelağ (internet) sayfasında yer aldı. Türkçe Tıp Dili Kılavuzu, yayımından bugüne Türkçe tıp dili alanında gerek basılı bir yayın, gerekse bir genelağ kitabı olarak ilgi gördü; genelağ kümelerinde tartışıldı, tıp dilinin Türkçeleştirilmesi için ç a b a gösteren kurum, kuruluş ve derneklerin çalışma kümelerince değerlendirildi, tartışıldı, eleştirildi, benimsendi, kaynak olarak kullanıldı. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkçe Tıp Dili Kurulu, kılavuza taban oluşturan çalışmalarının üstünde ayrıca çalışılmış bir bölümüyle, Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TÜBA) Türkçe Bilim Terimleri Sözlüğü çalışması sürecindeki çalıştay ve toplantılarda görev üstlendi, katılım ve katkıda bulundu. Türkçe Tıp Dili Kılavuzu, geçen bir yıla yansıyan eleştiri ve katkıların ışığında Türkçe Tıp Dili Kurulu'nca gözden geçirildi, kapsamına yeni terimler ve bir 'ek bölüm' eklenerek genişletildi, yeniden düzenlendi ve 14 Mart 2007'de ikinci basımı yapılarak elinizdeki kitap biçiminde yayımlandı. Kurul, Türkçe Tıp Dili Kılavuzu'nun, ilgi, değerlendirme, eleştiri ve katkılarla gelişebileceğine inanıyor. 0262303 7213/303 7003; ttdk@kou.edu.tr CBT 1055 / 16 8 Haziran 2007