20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Sinan Günleri’ ve Mimar Sinan’ı araştırma zorunluluğu Mimarlık, uygarlıkların temsilcisi olarak her toplumun yerelliklerini, evrenselliğe taşıdığı oranda, entellektüel dünyada öne çıkar. Mimarlığın bu temsiliyetinde ait olduğumuz coğrafyanın kültürel değerlerini ve teknik becerilerini en özgün biçimde estetize ederek yansıtan Mimar Sinan uygarlık tarihinde yerini aldı. Sevgi Lökçe*, H. Sencer Erkman** Bir çok araştırmacının Sinan'la ilgili kapsamlı çalışmaları var. Ancak, Sinan'ı anma etkinlikleri söz konusu olduğunda, ilgili çevrelerde anma töreni formatını aşan bir etkinlik görülmüyor. “Mimar Sinan ” başlığında bir bilgi birikiminin akademik ve akademik olmayan çevrelerle paylaşılarak farklı bir boyuta taşınması gerekli. Bir “dünya mimarı” mertebesindeki Sinan'ın, çok yüzeysel bir biçimde, sadece büyük kubbe yapan (!) ve çok sayıda eseri bulunan kişi olarak bilindiği düşünüldüğünde, Sinan üzerinden yapılacak mimarlık tartışmalarının farklı bir boyutta ele alınması gerekir. Bu amaçla 91011 Nisan 2007 tarihlerinde, Sinan'ın doğum yeri olan Kayseri'de ilk adım olarak, idari ve yerel yönetimler, üniversite ve mimarlar odası ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile bir etkinlik gerçekleştirildi. Bu çerçevede Sinan'ın yaşamını ve mimarlığını konu alan sergiler, konferanslar, panel ve tiyatro gibi etkinliklerle umut verici bir ilk deneyim yaşandı. Son günlerde Mimar Sinan üzerine tartışmalar göz önüne alındığında, Sinan'ın yapıtları üzerinde yeni araştırmaların yapılması gereği bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu araştırmaların tarihçilik teknikleri yanı sıra nesnellikten uzaklaşmayan zamana ve mekana dayanan yorumları içermesi de önemlidir. (1) Bu çerçevede Sinan'ın mimarlığında anlam, bağlam, öz ve biçim diyalektiği ve mimarlık üretimi konularında bir açılım yapılması yararlı olacaktır. Sinan, mimarlık tarihimizde, amaçlarıyla eylemlerini bir araya getirmeyi başardı; mimariye ilişkin Türkiye'deki evrim anlayışı, 2. Bilimin doğası ve evrimi anlamada bunun neden gerekli olduğu, 3. Evrimi açıklayan uygulamalar ve araştırma sonuçları, 4. İlk, orta ve lisans öğretiminde evrim nasıl öğretilmelidir. Sempozyum sonunda yayınlanan sonuç bildirgesinde aşağıdaki hususlara dikkat çekilmiştir: • Günümüzde ilk ve orta öğretim okullarında okutulan biyoloji eğitimi programı din ve bilimi karşı karşıya getirmektedir. Din ve bilim, insan düşüncesinin iki ayrı boyutunu oluşturur. Bunların aynı derste karşıt kuramlar olarak işlenmesi hem bilime hem de dine zarar vermektedir. Bu nedenle bundan dikkatle sakınmak gerekmektedir. • "Evrim" biyolojideki tüm kavram ve bilgilerin çatısını oluşturur. Evrim bilgisi ile, biyolojinin içerdiği farklı konular ancak bir bütünlük ve anlam kazanırlar. Bu nedenle biyoloji öğretim programlarında ilköğretimden başlanarak konular evrim yaklaşımı ile hazırlanmalıdır. Okullarda okuyüksek sezgi ve ideallerini yapıtlarıyla gerçekliğe dönüştürebildi. Bu coğrafyada yüzyıllardır başarılı eserler yaratmış anonim yapı ustalarından farklı olarak, Sinan, gücü ve yeteneği ile, anonim yapı ustalığından dönemin mimarlığını temsil eden mimar mertebesine yükseldi. Çağdaşı olan Batılı Rönesans ustalarına benzer bir biçimde bireysel yetkinliği ile Osmanlı klasik mimarisinin şekillenmesini sağladı. Bu bağlamda Sinan'ın tarihsel anlamı, yaşadığı ve yapıtlarıyla zenginleştirdiği çağın sosyokültürel kendine özgü koşulları içinde açıklık kazanmaktadır. O, zamanın ruhunu ve özlemlerini barındıran güçlü istemi keşfetti. Sinan'ın yapıtında bir düzen içinde kendini var eden mekanın yücelik duygusunu yansıtan biçim/biçimleri, çağın tinselliğine, özlemlerine ayna tuttu; özbiçim birlikteliğine somutluk kazandırdı. Böylece bina elemanlarının yapısal kurgusunun mekanın kurgusuna dönüşebilmesi özdeşleyimi sağlandı. Sinan'ın mimarbaşı olarak geçirdiği yarım yüzyıllık mimarlık deneyiminde, tartışmasız olarak özellikle kendi adının öne çıktığı, birçoğu başyapıt niteliğini taşıyan yapıları, aynı zamanda araştırmacı bir mimarın düşünsel sürekliliğini gösteriyor. Bir Sinan yapıtı, belli bir zamanın kendine özgü koşullarında varlık kazanan tarihsellik değeri taşırken, kullandığı geometrinin sentaktik ve semantik kurgusu ile mekanın niteliğinde mimarlığın kavramsal bütününe ilişkin tüm değerleri içermektedir. Sinan'ı öncüllerinden farklı kılan özelliği, mimari yapının çatkısal çerçevesi içinde taşıyan ve tatulacak Biyoloji ders programları ve içeriği, konunun uzmanı bağımsız bilim insanlarından oluşturulacak bir bilim kurulu tarafından belirlenmelidir. Programın uygulanması için üniversitelerden yararlanılmalı ve öğretmenler hizmet içi eğitimlerle evrim kuramını doğru biçimde öğretebilecek düzeyde yetiştirilmelidir. • Özellikle ilk ve orta öğretim kurumlarında görev yapacak öğretmenlerin eğitimi önemle ele alınmalıdır. Çünkü yurdumuzda öğretmenlerin evrime yaklaşımı konusunda yapılan bağımsız araştırmalar, biyoloji ve fen bilgisi öğretmenlerinin, öğretmen adaylarının ve öğrencilerin büyük eksiklerini ortaya çıkarmıştır. • Biyoloji derslerinde evrim konusu işlenirken örnekler verilmeli, bilimsel uygulamalar vurgulanmalıdır. Olabildiğince Türkiye'den, yoksa dünyadan somut örneklerle, uygulamadan yola çıkarak evrimdeki kavramlar anlatılmalıdır. Bu yöntem evrimin işlenildiği her düzeyde konunun daha kolay kavranması bakımından yararlı olabilir. Özellikle değişik yaş gruplarına evrimin kavratılmasını sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. şınan öğeler arasındaki ilişkiyi yeniden yorumlayarak akılcı bir yaklaşımla taşıyıcı sistemi en temel sınırlarına çekmesidir. Ulaşılan düzey mimari 'bütünde birliğin' neredeyse “az çoktur” ilkesiyle örtüşecek bir biçimde gerçekleşmesidir. Merkezi mekan tasarımı sorunsalı, gerçekte Doğunun ve Batının mimarlık gelenekleri içinde her zaman çok önemlidir. Özünde bu çaba tinsel ve biçimsel bütünlüğün yansıtıldığı “kubbeli merkezi mekanın” mimari bütünlük içinde yerleştirilmesi ve vurgulanması temeline dayanmaktadır. Sinan'ın mimarlık yaşamına da egemen olan bu çaba, merkezi mekanın kubbeli örtüsünü ağır yığma duvarlar yerine, taşıyıcı ayak ve kemerlerin kurduğu çerçeve tarafından taşındığı bir sistemin geliştirmesiyle sonlanmıştır. Bu sistemle yapının beden duvarları, taşıyıcılık görevinden özgürleşerek, pencere dizileriyle donanmış ışıltılı yüzeylere dönüşmektedir. Böylece duvarların merkezi mekanı çevreleyen, plastik biçimlenmeye elverişli bir kabuk gibi davranması sağlanmıştır. Doğan Kuban'ın sıklıkla vurguladığı gibi, Sinan'a ilişkin bilgilerin envanter çalışmalarının ötesine taşınması ve mimarlığın bilgi alanındaki tüm argümanlarla güncellenmesi, tarih ve mimarlık tarihi ilişkilerinin toplumla paylaşılması gereklidir. Kayseri'de gerçekleştirilen “Sinan Günleri” etkinliğinin bu amaçla bir başlangıç olarak değerlendirilmesi ve ulusal ve uluslararası akademik işbirliklerinin gerçekleştirilmesi doğrultusunda çok aktörlü katılımlarla gelecekteki çalışmalara temel oluşturması beklenmektedir. (1) İlber Ortaylı, 'Tarih ve Osmanlı Tarihine Yaklaşım', Son İmparatorluk Osmanlı, Timaş Yayınları, İstanbul 2006, s.26. “ …Tarihçilik, teknikleri, araştırma yöntemleri itibariyle çok kesin ve üniversal, fakat hiç şüphesiz yorumu ve resim çizmesi itibariyle de tarihçiye, zamana ve mekana bağlı bir disiplindir. Dolayısıyla tarihçilikte nesnellik aranmaz; kalite aranır, teknik üstünlük, bilimsellik aranır. Farklı yorumların yanında tarihçiliğin kaçınılmaz bir yönü, onun zengin bir yorum malzemesine sahip olmasıdır.” * Prof.Dr., Erciyes Üniv., Mimarlık Fak. öğretim üyesi. **Yrd. Doç.Dr., Erciyes Üniv., Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi. CBT1055/21 8 Haziran 2007 TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle