20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BEYİN ARAŞTIRMALARI Sezgi, akıl ve evrim üzerine... Cumhuriyet Bilim Teknik’te 5 Ocak 2007 tarihinde 1033/12 sayısında yayımlanan, Nilgün Özbaşaran Dede tarafından "Der Spigel" dergisinden çevrilen "Sezgi mi akıl mı üstün?" adlı makalenin konusu ve içeriği hem felsefe, hem genel bilimler, hem psikofizyoloji ve tüm nörobilimler bakımından çok önemlidir. Ancak bu yazımız ile birkaç konuya değinmek istiyoruz. Erol Başar ve Bahar Güntekin, İstanbul Kültür Üniversitesi, Beyin Dinamiği, Kognisyon ve Karmaşık Sistemler Araştırma Birimi; email: [email protected] 1. Sezgi ve Zihin Kavramlarının Kısa bir Tarihçesi Sezgi ve Zihin düşünce ve deneme yazıları yeni olarak güncelleşmemiştir. Eski Yunan ekolünü bir yana bıraksak dahi bu konu Rönesans filozofları tarafından derinlemesine detaylı olarak tartışılmıştır. Bu tartışmaların sonucunda "sezgi" yeteneğinin üstünlüğü vurgulanmakla birlikte Rönesans başlarında ölçüme yönelik bilgi üretimi çok sınırlı olduğundan bu konudaki varsayımlar pek de gelişmemiştir. Ancak 20’nci yüzyıl başlarında büyük Fransız düşünürü Henri Bergson "Sezgi" konusunda çok daha somut bir yaklaşıma yönelmiştir. Bergson’nun elinde çok önemli bilimsel malzeme vardı, bu Darwinizmdi. "Evolution Creatrice"(1) kitabında "Sezgi" kavramına çok ilginç bir yön eklemiştir, ki buna çok defa Bergsonian Intuition adı verilir. Bu Birçok hayvanda insakavramı ve getirilerini nınkine benzer bir ze"Deleuze" (9) çok güzel anlatır. Bu kitap Türkkâ da gözlenmektedir. çeye mütercimin yeni ve Diğer kelimeler ile, özgün bir yorumunu içeotomatik olarak işleren önsözü ile çok başarılı olarak çevrilmiştir. mini sürdüren içgüdüBergson (1) detaylı nün dışında gelişmiş bir şekilde Darwin’in ilolan canlı varlıklarda kel yaratıklar ile insan da önemli zekâ izleriarasında en önemli ayrımın “Sezgi” olduğunu ne rastlanmaktadır. anlatmıştır. Bu konuya Ancak insanda bir detaylı olarak bu yazının üçüncü zihinsel işlev 3’üncü kısmında değinedaha vardır: Buna ceğiz. Henri Bergson (1), "sezgi" diyoruz. Charles Darwin’in evrim kuramını inceledikten sonra, evrim sırasında üç tip zihinsel yeteneğin mevcut olduğunu savundu: İçgüdü, zekâ ve sezgi. Bergson, çok gelişmiş omurgalılarda otomatik davranış ile istemli davranış arasında çok kesin bir fark olduğunu söyledi. Otomatik işlerde omurilik, istemli işlemlerde ise beyin devreye girmektedir. Bütün az gelişmiş omurgalılarda, içgüdü vardır, bunların bazıları çok düzenli ve basittir. Bu ilkel yaşayanlarda daha karmaşık canlı varlığa benzeyen davranış örüntüleri de gözlenmektedir. Gene birçok hayvanda insanınkine benzer bir zekâ da gözlenmektedir. Diğer kelimeler ile, otomatik olarak işlemini sürdüren içgüdünün dışında gelişmiş olan canlı varlıklarda da önemli zekâ izlerine rastlanmaktadır. Ancak insanda bir üçüncü zihinsel işlev daha vardır: Buna "sezgi" diyoruz. Bergson’nun görüşüne göre insanı diğer canlı varlıklardan üstün kılan en önemli yetenek, bu üçüncü tip bilişsel me kanizma, yani sezgidir. "Sezgi" nedir? Sezgi bir insanın herhangi bir problemi çözmekte veya olayı anlamakta tüm olarak birtakım yöntemler zinciri kullanmadan, anında ve direkt olarak gösterdiği yetenektir. Genellikle bir olaya çözüm bulunduğu zaman bu çözüm sırasında yapılan işlevin farkında bile olmamaktayız. Aşağıdaki şekilde Rönesans filozoflarının görüşleri ve Bergson’nun 20’inci yüzyıldaki daha çağdaş görüşü özetlenmektedir. (Şekil 1). 2. Radyolojik İzah Tarzı ile Sezgi ve Zihin Mekanizmaları İzah Edilebilir mi? A. Damasio (7) başlangıçta emosyon (duygu) üzerine önemli ölçümleri yanında daha çok "Descartes’in Yanılgısı" adlı kitabı ile ün kazanmıştır. Bu kitapta ilginç bellek mekanizmaları anlatılmaktadır ve kitabın biyolojik içeriği ilginç olayları yansıtmaktadır. Ancak yazarın kendi yanılgısı daha büyüktür: Descartes hiçbir zaman yanılmamıştır. Çağına göre bazı bulgular yerleşmediği için bugünün şartlarına göre kuramları tabii ki geliştiremeŞekil 3: Helix Pomatia ve Aplysia’dan başlayarak evrimde iki değişik balık, kedi ve insan beyninin uyarılma potansiyelleri görülmektedir (6). yelik reaksiyonlar ile hiçbir zaman anlaşılamaz. Çünkü, beynin en önemli kognitif süreçleri (ki sezgi bunun çok önemli bir birleşeni olmalıdır) bugün ancak 1 milisaniyelik reaksiyonları bile kapsayan elektrofizyolojik veya elektromanyetik yöntemler ile yapılmaktadır. Büyük Renee Descartes Blaise Pascal John Locke Bergson bir ihtiDüşünüyorum öyleyse varım Matematiksel zihin Düşünüyorum öyleyse varım Sezgisel zihin malle bir Matematiksel zihin Sezgisel Zihin Şüphecilik Substans, kompleks fikirler Şüphecilik İçgüdü, filetik bellek İçgüdü, filetik bellek süre sonra Substans, kompleks fikirler Hükümler bilgiden farklıdır bu dinamiHükümler bilgiden farklıdır ğe uygun düşmeyen Şekil 1: Rönesans’tan sonra ortaya çıkan filozofların görüşleri yayınlar önemini kaybedeceklerdir. Çünkü, yazarlar genelmiştir. Ancak Damasio’nun kitabının son bölümlelikle yöntemin sınırlarına uymamakta ve kognitif rinde yazarın Descartes’i anlamadığı ortaya çıkmışsüreçler ile ilgili bulguları göklere çıkarmaktadırlar. tır. Bu konuda sadece biz değil, birçok yazarlar tenBugün biyolojik bilimlerde esaslara dayanan felsefi kit geliştirmiştir ve "Descartes’in Yanılgısı" başlığını ve bütünleştirici ekoller bulunmadığı için spekülaciddi bulmadıklarını ve bunun bir "popülizm" çatif akımlar fazladır. Time, Newsweek, Der Spiegel bası olduğunu belirtmişlerdir. gibi dergilerde popülistik haberler maalesef çok deBunun dışında, CBT’deki makalede belirtilen fa son noktası konmuş ve olgunlaşmış yayınlara daen önemli yöntemler MRI ve tomogrofi yani radyanmıyor. yoloji analizidir. Beyin fonksiyonları üzerine bu yöntemle gerçekleştirilen ölçümler ve erişilen yo3. Darwin’in Evrim Kuramı Işığında rumlar çok sınırlıdır. "Beyin Dinamiği" 1020 sani Elektrofizyoloji Yöntemleri ile Sezgi Kavramına Bir Yaklaşım Getirilebilir mi? Helix Pomatia Ganglionu Şekil 4: Sol tarafta Helix Pomatia’da spontane aktivitenin frekans spektrumu, sağ tarafta insanda saçlı deri üzerinden alınan güç spektrumları gösterilmektedir (6). İnsan beyni 19’uncu asrın ikinci yarısında, ünlü İngiliz bilim adamı Charles Darwin’in (8), evrimle ilgili kuramının iki önemli temel taşını şu şekilde izah edebiliriz. 1) Evrim sırasında canlı varlıklar gelişirlerken kendilerinden evvel ortaya çıkan canlı varlıklardan önemli izler alırlar. CBT 1043 / 16 16 Mart 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle