25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BOR ARAŞTIRMALARI Türkiye BOR’unu yeni keşfediyor Bor araştırmalarında patlama: 80 proje sürüyor Türkiye’de üstün nitelikli ve zengin bor rezervini katma değere dönüştürme konusunda son yıllarda umut verici gelişmeler yaşanıyor. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, TÜBİTAK, üniversiteler, meslek odaları ve sektördeki sanayi kuruluşları, bor bileşimleri üretimi için teknoloji geliştirme projeleri üretiyorlar. Reyhan Oksay kendilerine ait sorumlulukları yerine getirmesiyle sağlanabilir. "Dünyada bor sektöründeki payımızın artmasının öncelikle ülke içi tüketiminin artırılması ile bağlantılı olduğu açıktır" diye konuşan Erk İnger, "Bu durum halen üretilmekte olan bor bileşimlerinin kullanıldığı sanayilerin geliştirilmesine öncelik verilmesi gereğini ortaya koyuyor" diyor. Proje ve çalışmalarını iki ana grupta toplayan İnger bu grupları şöyle açıklıyor: "Birinci grupta değerlendirdiğimiz çağrılı projeler olarak aktaracaklarımız; 15.10.2004 tarihi itibarıyla değerlendirme çalışmaları tamamlanan ve TÜBİTAK desteği ile yürütülecek toplam 1.137.620 YTL bütçeli 31 adet üniversite araştırma projeleri ile ilgili sözleşmeler imzalanmıştır. 20052006 yılı ara dönemde enstitümüze gelen toplam 2.516.000 YTL bütçeli 19 adet üniversite araştırma projesi ise BOREN’in bütçe olanakları ile finanse edilerek desteklenmesi sonucunda sözleşmeleri imzalanmıştır. Bugüne kadar yaklaşık 80 değişik proje konusunda çalışmalar Türkiye sathında değişik üniversite, araştırma kuruluşu ve sanayi kuruluşlarıyla sürdürülmektedir." D ünya bor rezervlerinin yaklaşık %75’ine sahip olan Türkiye, dünyada bor ülkesi olarak adlandırılabilecek tek ülke konumunda olduğu halde, toplam 1.5 milyar Amerikan Doları düzeyindeki dünya bor piyasasında, yalnızca 400 milyon civarında bir paya sahip. Konunun uzmanları, bu dengesizliği düzeltmenin tek yolunun, katma değeri yüksek bor kimyasalları üretim teknolojisine ve bor bileşimlerinin kullanıldığı sanayilerin geliştirilmesine öncelik verilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak bor teknolojileri pek çok bilim ve teknoloji alanını kapsadığı için farklı disiplinlerde, konularında uzmanlaşmış personele ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla Ulusal Bor Araştırma nulu iki proje TÜBİTAK MAM Kimya ve Çevre Enstitüsü ve Enerji Enstitüsü’nde paralel olarak yürütülüyor. "Sodyum Bor Hidrür Sentezi ve Üretimi" projesi kapsamında, sodyum bor hidrür üretim teknolojisi önce laboratuvar ölçeğinde geliştirilerek sanayi ölçeğinde üretim biriminin kurulabilmesi için gerekli bilgiler oluşturulacak. Bu projenin laboratuvar sentezini kapsayan 1. iş paketi Haziran 2006’da tamamlandı. Projenin 2. bölümü olan ve 10 ay sürmesi planlanan "Sodyum Bor Hidrür Üretimi Pilot Tesis Çalışması" kapsamında ise 1. iş paketinde geliştirilen üretim teknolojisinin pilot tesise dönüştürülmesi hedefleniyor. 2007 Nisan ayında pilot ölçekte sodyum bor hidrür üretimi gerçekleştirilecek. 30 ay sürmesi planlanan "Doğrudan Sodyum Bor Hidrürlü Yakıt Pili Üretimi ve Entegrasyonu" projesinde ise doğrudan sodyum bor hidrürlü yakıt pilinin geliştirilmesi ve son kullanıcı entegrasyonu yapılacak. Bu kapsamda doğrudan sodyum bor hidrürlü yakıt pili modül ve sistem bileşenlerinin üretimi için bilgi, altyapı ve özgün teknoloji oluşturulacak, doğrudan sodyum bor hidrürlü tek hücreli ve üç hücreli yakıt pili, doğrudan sodyum bor hidrür yakıt pili sistem alt bileşenleri geliştirilecek ve askeri/sivil amaçlı muhtelif uygulama alanları için 70100 W’lık doğrudan sodyum bor hidrür yakıt pili prototipi geliştirilecek. MAM’dan Dr. Kalafatoğlu’nun verdiği bilgilere göre bu yakıt pilleri küçük mobil sistemlerde kullanı lacak. Dr.Kalafatoğlu, sodyum bor hidrür üretim teknolojisinin optimum bir düzeye ulaşması durumunda elde edilen bor bileşiminin özellikle kâğıt sanayi tarafından kullanılacağını söylüyor. Daha önce kâğıt hamurunun ağartılmasında kullanılan kimyasalların yerine sodyum bor hidrürün kullanılması ülkeye büyük bir döviz girdisi sağlayacak. Bu bileşimin en önemli kullanıcısı Avrupa’daki kağıt endüstrisi. Bu pazardan alınacak yüzde 10’luk bir payın Türkiye’nin dışsatımında büyük bir artışa yol açması bekleniyor. Bilgi için: TÜBİTAK MAM’dan Doç. Dr.Fatma Gül Boyacı San ve Dr.Tahsin Bahar YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ PROJESİ Bor madeni konusundaki uzmanlığı ile tanınan Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabriye Pişkin’in başkanlığında yürütülen projede, hidrojenli otolara bor bileşiklerinden yakıt sağlanması hedefleniyor. Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) 4 milyon YTL desteği ile yapılan çalışma, su, metan gibi değişik kaynaklardan elde edilen hidrojen ile çalışan hidrojenli otoların artık bor bileşikleri ile çalışabilmesinin yolunu açacak. 5 alt projeden oluşan çalışmanın amacı, hidrojenli otoda patlama riskini sıfıra indirmek ve Türkiye’nin zengin bor kaynaklarından büyük paralar kazanmasını Yazının devamı arka sayfada • Üniversitelerde bor üzerinde toplam 3,6 milyon YTL’lik 50 araştırma projesi sürüyor... • Çeşitli araştırma kurumlarında, sanayilerde ve DPT destekli 30 araştırma projesi daha sürdürülüyor. • Bor üzerine 4 patent başvuru aşamasında... ile yapılmasını sağladı. Laboratuvar çalışmaları sonucunda elde edilen verilerden yararlanılarak endüstriyel ölçekte denemeler başlatıldı. besleyici, çinko borat, çimento ve lityum ti borat üretim ve uygulamaları üzerinde geliştirilen bu patent çalışmalarına ilave edilen bir diğer patent başvurusu da bor ilavesi ile yanması geciktirilen boya ile ilgilidir. 3) Tarım ürünleri için mikrobesleyici Bitkiler için gerekli mikrobesleyiciler arasında yer alan bor, toprak bünyesine farklı bor kaynakları (borik asit, boraks vb.) kullanarak uygulanıyor. Mikrobesleyici amaçlı bor ürününün pilot ölçekli üretimi, ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Temel İşlemler Laboratuvarı bünyesindeki "Ürün Geliştirme Çalışma Alanı"ndaki pilot tesiste BOREN tarafından gerçekleştirildi. Pilot tesiste üretilen tarım ürünü, ayrıca ahşap, inşaat izolasyon malzemeleri ve kumaş üzerinde koruyucu ve alev geciktirici nitelikte farklı ürünlerde deneniyor. Tesiste aynı zamanda ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü ile yürütülmekte olan "Çinko Borat Üretim Teknolojisinin Geliştirilmesi ve Alev Geciktirici Olarak Kullanım Alanlarının Araştırılması" başlıklı projenin çalışmaları da hayata geçirilmekte. Bu ürüne patent alma amacı ile Türk Patent Enstitüsü nezdinde ilk resmi başvuru Eylül 2006 tarihinde yapıldı. İnger’in verdiği bilgilere göre BOREN bugüne kadar 4 konuda patent başvurusunda bulunmuş. Mikro5.% 2% TEKNOLOJİ PROJELERİ 1) Yakıt pilleri İnger, sanayi boyutundaki projelerden başka uzun soluklu teknolojik projelerinin de bulunduğuna dikkat çekiyor. Bunların başında ise sodyum bor hidrürün hidrojen taşıma/depolama özelliğinden yararlanmak üzere son yıllarda yoğun araştırmalar geliyor. Sodyum bor hidrür çözeltisinden katalizör yardımı ile hidrojen elde etmek mümkün. Yan ürün olarak üretilen sodyum metaborat yeniden sodyum bor hidrür üretimi için kullanılabiliyor. Sodyum bor hidrür, yanıcı/patlayıcı olmaması, reaksiyonun kolayca kontrol edilebilir olması, ağırlıkça %20 hidrojen depolayabilmesi gibi özelliklerinden dolayı, elektrokimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çeviren yakıt pillerinde (Fuel cell) kullanılıyor. Alternatif teknolojilerden biri olan yakıt pilleri, cep telefonlarının ihtiyacını karşılayacak kadar az veya bir kente yetecek kadar çok güç üretebilecek kapasitelerde tasarlanabiliyor. Bu nedenle yakıt pilleri çok geniş bir kullanım potansiyeline sahip. Yakıt pili piyasasının büyüklüğünün gelecek birkaç yıl içerisinde 12 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu alanda öne çıkan belli başlı projeler şunlar: “Ciddi bir bor politikamız yok” Eti Maden AŞ’nin bilimsel ve teknik olarak üst düzeyde ve uluslararası düzeyde çalıştığı söylenemez. Pazarlama politikası genel olarak zenginleştirilmiş cevherler üzerine kurulmuş durumda. Ciddi bir pazarlama politikası olmadığı gibi müşterilere ve pazara yönelik ciddi bir araştırma ve politika gözlenmemektedir. Aksine ciddi bir ulusal ve uluslararası pazarlama teknikleri ve uç ürünlere yönelik bir çalışma ile Eti Maden AŞ.’nin gelirlerini yüzde yüzlerin üzerinde artırması son derece basittir. • Borun ülke ekonomisine en fazla getiriyi sağlayacak şekilde işletmeciliği nasıl yapılandırılmalı? • Borun ülke ekonomisine daha fazla getiri sağlayacak şekilde değerlendirilmesi için, işletmecilik daha güncel ve modern tekniklere kaydırılmalıdır. Ham ve yarı mamul cevher ihracatı yerine daha çok ürünlere yönelmemiz gereklidir. Örneğin, zenginleştirilmiş kolemanit cevheri 250400 Amerikan Doları’na satılırken bir basamak ilerdeki bir bor ürünü 8001000 dolar (Amerikan doları) oluyor. Örneğin susuz boraks gibi. Hiç şüphesiz, yatakların özel sektöre açılmasını uygun görmediğimi sizde biliyorsunuz. Bunun en büyük nedeni; tek elden üretimin ve pazarlamanın olmadığı bir ortamda fiyatlar ciddi şekilde düşecektir. Maalesef bizim pazarlama tekniklerini bilmediğimiz ve de ülke ekonomisini ciddi şekilde düşünmediğimiz, günlük ve kişisel çıkarların ön plana çıkması sonucu. Eti Maden AŞ’nin öncelikle özerk, bilimsel ve teknik bir kuruluş haline dönüştürülerek, uç ürünlere yönelik ve ciddi pazarlamaya yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesi gerekir. • ARGE sonuçlarının hızla üretime aktarılması için neler yapılmalıdır? • ARGE sonuçlarının hızla üretime aktarılması için mutlaka güdümlü projelerin hazırlanması, desteklenmesi ve yönlendirilmesi gerekir. Bu ise ciddi bir ülke politikası ile mümkündür. Dışa bağımlı hükümetler ve onların teknik kadrolarının başarması mümkün değildir. Bu iş ancak ulusal bir politika ile mümkündür. Prof. Dr. Cahit Helvacı’nın çalışmalarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için: http://www.kisi.deu.edu.tr/cahit.helvaci SANAYİ BOYUTUNDAKİ PROJELER 1) Çimento Erk İnger, sanayi boyutuna geçirilmesi söz konusu olan ve ilk denemeleri başarı ile sonuçlanmış olan projeler bağlamında çimentoda bor kullanımına dikkat çekiyor. Bu bağlamda başta TÇMB (Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği), Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, DSİ (Devlet Su İşleri), TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı), MTAE (Maden Tetkik Arama Enstitüsü) ve KGM’nin (Karayolları Genel Müdürlüğü) BOREN ile işbirliği yaparak değişik projelere imza attığını belirten İnger, borlu çimentonun katkılı çimentolara ikame ürün olabileceğini belirtiyor. Bunun yanı sıra borlu çimentonun nükleer santrallarda koruyucu kılıf malzemesi olarak kullanılabilmesi amacı ile TAEK Çekmece Grubu’nda nötron tutma kapasitelerinin test edildiğini ve olumlu sonuçlar alındığını açıklıyor. ŞEKİL 1. Türkiye’de bor kimyasalları çalışmalarının kuruluşlara göre dağılımı. KAYNAK: İ. Ersan Kalafatoğlu ve Nuran Örs CBT 1043/12 16 Mart 2007 2) Seramik Aralık 2004’te TÜBİTAK SAM (Seramik Araştırma Merkezi) ile "Porselen Karo Bünyelere Borik Asit İlavelerinin Etkileri" konularında proje sözleşmesi imzalandı. Proje, porselen karo üretiminin %0.3, %0.6 ve %0.9 gibi değişen oranlarda borik asit ilavesi 17% BOREN TÜBİTAK MAM PROJELERİ Sodyum bor hidrürün hidrojen taşıma/depolama özelliğinden yararlanmak üzere son yıllarda yoğun araştırmalar yapılıyor. BOREN’in desteklediği "Sodyum Bor Hidrür Sentezi ve Üretimi" ve "Doğrudan Sodyum Bor Hidrürlü Yakıt Pili ve Entegrasyon" ko KAYNAK: İ. Ersan Kalafatoğlu ve Nuran Örs CBT 1043/13 16 Mart 2007 Enstitüsü, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, TÜBİTAK, üniversiteler, meslek odaları ve sektördeki sanayi kuruluşları, son yıllarda bu işbirliğini gerçekleştirmek için yoğun gayret içinde. İşte bu işbirliğinin kurulmasında Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nün (BOREN) sorumluluğu çok büyük. Ülkemizde bor ürünleri tüketimini artırmak ve pazara yönelik yeni bor ürünlerinin geliştirilmesini sağlamak amacı ile kurulan enstitünün başkanı Erk İnger’in belirttiği gibi, bor ürünlerinin araştırma kurumları, sanayi kuruluşları ve BOREN ile birlikte geliştirilmesi gerekir. Kaldı ki başarı, bu üç kuruluşun 49% ŞEKİL 2. Türkiye’de yapılan bor kimyasalları çalışmala rının konularına göre dağılımı Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cahit Helvacı ulusal bor politikamız ile ilgili sorularımızı yanıtladı: BT 21.Yüzyıl’ın petrolü olarak nitelendirilen bor, Türkiye ekonomisinin kurtarıcısı olarak görülüyor. Buna bağlı olarak Türkiye’nin bor yataklarına yeterince sahip çıkmaması, Eti Bor A.Ş’nin yüzeye çok yakın madeni çıkartıp, ham haliyle pazarlaması eleştiriliyor. Bor ülkemiz için gerçekten bir umut mu? 21. yüzyılın petrolü olarak adlandırılan bor, tek başına Türkiye ekonomisinin kurtarıcısı olamaz. Ama Türkiye için değerlendirilmesi gereken çok önemli bir yeraltı kaynağıdır. Zaten yeraltı kaynaklarını doğru dürüst değerlendiremeyen hiçbir ülke doğru dürüst gelişmişlik düzeyi yakalamış değildir. Dünya bor rezervinin en az yüzde 70’ine sahip olan Türkiye’nin bu yataklara bilimsel ve teknolojik olarak yeterince sahip çıktığı söylenemez. Çünkü Eti Maden AŞ. sıradan bir kuruluş statüsünde çalışıyor. Her şeyden önce bu kuruluşun özerk olması kaçınılmazdır. Şu andaki mevcut AKP hükümeti, tecrübe, bilgi birikimi gibi konuları bir tarafa bırakarak, yandaşlarının üst düzey yönetici olarak atamış olduğu BOR ARAŞTIRMALARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle