25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Okullarımızda Dilbilgisi Öğretimi Okullarda neden dilbilgisi öğretilir? Doğrusu ben bugüne değin bu konuyu açıkça anlatanı duymadım, bir yerde de okumadım. Tarihi niçin okur, niçin okuturuz? Türkçeyi, matematiği, fiziği, kimyayı niçin okur, okuturuz? Bu derslerden edindiğimiz bilgilerden yaşamımız boyunca yararlanırız. Okuyup öğrendiğimiz her derse ilişkin bilgiler yeri geldikçe farkında olarak, olmayarak düşüncemizi, sözümüzü, dahası davranışımızı yönlendirir. Ancak dilbilgisi neden okutulur? Neden konmuştur okulların öğretim programlarına? Celil Altın (Kültür Okulları Eğitim Danışmanı) nin o tümcede yerli yerine konulması gerekir. Dil yanlışlarını, görmek, doğrultmak önemlidir, ama bu yanlışlığın neden yanlış olduğunun dibilgisi bilgilerine dayanarak açıklanabilmesi de gerekir. Örneğin “Şu kapıyı kapatır mısın?” tümcesi yanlış kurulmuş bir tümcedir. Tümce, “Şu kapıyı kapar mısın?” biçiminde kurulmalıydı. Çünkü Türkçe eylemlerdeki ettirgenlik (müteaddi) kavramı daha ortaokullarda öğretilir, ama uygulamada üniversite çıkışlılarca bile yanlış kullanılır. Ülkemiz okullarında, üniversitelerdeki edebiyat fakülterinde de dilbilgisi bu amaçla ele alınıp işlenmiyor. Kültür Üniversitesi’nde izlediğimiz “Türkçenin Sözdizimi ve Türk Edebiyatında Üslup Arayışları” kongresinde yapılan açıklamalardan anlaşıldığına göre dış ülkelerde de dilbilgisi öğretimi bizden farksız, oralarda da Dilbilgisi, okunan bir Türkçenin dilbilgiyazının doğru ansi öğretimine ilişkin bilgiler, ezber laşılıp açıklanmasınolmaktan öteye gida, kişinin kendi demiyor. D ilbigisinin salt okuduğunu iyi anlamak ve anlatmak, yazdığımızı yanlışsız yazmak için okutulduğu söylenir. Doğrusu dilbilgilerinin bu sayılanlara yaradığı da pek söylenemez. Her gün elimize aldığımız gazetelerde, dergilerde, özenle yazılmış metinlerde, hele televizyonda, üstelik yasa maddelerinde de sık sık dil yanlışlarına rastlarız. Bu yanlışlar neden yapılır? Nasıl giderilir? 27 28 Ağustos 2007 günleri İstanbul Kültür Üniversitesi’nde, “Türkçenin Söz Dizimi ve Türk Edebiyatında Üslup Arayışları” adında Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Kongresi düzenlendi. Bu kongrede Türk üniversitelerinden, dış ülkelerdeki üniversitelerde Türkçe okutan profesörler, doçentler geldiler, dil ve edebiyat üstüne çeşitli alanlarda bildiriler sundu. Bu uzmanlardan dilbilgisi konularında çeşitli açıklamalar izledik. Bizim üniversitelerimizde dilbilgisi derslerinin nasıl işlendiği biliniyor ama üniversitelerimizde okutulan dilbilgisi derslerinin lisede okutulandan ayrımı nedir? Türk dili ve edebiyatı öğretmenlerimiz ellerindeki dilbilgisi kitabını izleyip gidiyorlar. İlköğretimin dördüncü sınıfından başlanan dilbilgisi konuları derinleştirilerek lisenin son sınıfına dek işleniyor. Üniversitelerde okutulan dilbilgisi de lisede okutulandan daha geniş; dili, örnek tümceleri o yaşın öğrencisine göre, biraz değişik. Ama dilbilgisi dersi yıllar yılı ilkkokulda, ortaokulda, lisede, üniversitelerimizde niçin okutulur? Bu soru tek tümceyle olsun yanıtlanmış değildir. Salt genel bir yargı atılır ortaya: “Dinlediğini, okuduğunu doğru anlamak, anladığını doğru söyleyip doğru yazmaktır” dilbilgisi öğretiminin amacı. gileri, bir konuda doğru düşünmenin en önde gelen aracı olmalı. Bir tümcede hangi sözcüğü, bölümcenin neresinde, nasıl kullanılması gerektiğini belirleyen bilgileri içerir dilbilgisi. Her gün gazetelerde, radyoda, televizyonda kullanılan yanlış tümcelerin nedenleri sürekli dilbilgisi öğretimindeki yetersizliklerden ileri geliyor. Öğrencilere ilköğretim, ortaöğretim Türkçe sınavlarında “anlatım bozuklukları” adı altında sorular soruluyor, bunların yanlışlık nedenleri yoklanıyor. Ama yanıtlarda bu dil yanlışlarının giderilme işlemlerinin neler olduğu sorulmuyor; dilbilgisi bilgileri veriliyor ama bu bilgilere dayalı işlemler yoluyla yanlışlık nedenleri araştırılmıyor, sorun ortada bırakılıyor. Bu işlemler öğretilen bilgilere dayalı uygulamalar yoluyla çalışma yapılmıyor ki nasıl sorulsun. Oysa dilbilgisi öğretiminden beklenen gerçek amaç, dil yanlışlarının nedenlerini ortaya koymak, bu yanlışlara düşülmesini önlemek olmalıdır. Konuşmada, yazmada yanlış yapmamak doğal bir amaçtır; ilk amaç budur, ama asıl amaç, dilbilgisi bilgilerine dayanarak dil yanlışlarının nedenlerini açıklayarak bunları giderebilmektir. MATEMATİKTEKİ GİBİ ÖGRETİLMİYOR Kİ BİLELİM Ancak bu amaç gerçekleşiyor mu? Gerçekleşmesi için dilbilgisi konuları araç olarak kullanılıp doğru yazmanın kuralları öğretilip uygulama alıştırmaları yapılıyor mu? Sözgelimi matematikte olduğu gibi dört işlem öğretildiği zaman hemen bu işlemlerle problemler çözülmeye başlanır. Dilbilgisi bilgileri de konuşmanın, yazmanın doğruluğunu denetleyen işlemler olmalı değil mi? Her gün okuduğumuz gazetelerde, dergilerde, kitaplarda öylesine dil yanlışları yapılıyor ki... Bunlardan kiminin ne demek istediğini düşünerek, kimilerinin yanlışını da düzelterek anlıyoruz, ama kimilerini anlamak olası değil. Yanlışlığın nedenini açıklamak ise büsbütün olanaksız. Çünkü dilbilgisi bilgilerimizi kullanmasını bilmiyoruz. Oysa dilbilgisi bilgileri tıpkı matematikte olduğu gibi yanlışları düzeltmede kullanılabilmeli, daha doğrusu dil yanlışlarını önlemelidir. Ayrıca dilbilgisi bil DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMAK Ancak dilbilgisi öğretiminden beklenen bu amacı aşan bir amaç daha vardır: Bir düşüncenin ortaya konmasında sözcüklerin birbirlerine bağlanış nedenleri, bir bileşik tümcede yantümcelerin, öteki yantümcelerle, temel tümceye, anlatılmak istenen anlamı verecek biçimde bağlamak, tümcede alacağı yeri doğru saptanmak, bu tür yanlış tümcelerin yanlışlık nedenlerini açıklamak, bu sorunları doğru çözmektir asıl sorun. Bir matematik probleminin çözümünde işlemler doğru yapılır. Ama problemin çözülememiş olması, işlemlerin yanlış yapılışından çok, problemin çözümü için gerekli yöntemlenren doğrusunun saptanamamış olmasından ileri gelir. Türkçede dilbilgisi bilgilerini, açıklanacak bir düşüncenin ortaya doğru konulması için yetmez; ayrıca tümcenin tüm öğeleri CBT 1084 / 17 28 Aralık 2007 Oysa dilbilgisi bilgilerine dayanarak Türkçe öğretimi, matematik öğretiminden beklenenlerden de önemlidir. Matematikteki yanlışı genellikle hemen görür, düzeltiriz. Matematik kendi kendini denetler çünkü. Dilse her işte, her düşüncede, ayrı düşünce yöntemlerini gerektirir. Dille düşünür, dille konuşur, dille yazarız. Her davranışımızın nedeni dille anlatılır, dille açıklanır. Sözün kısası dilbilgisi, okunan bir yazının doğru anlaşılıp açıklanmasında, kişinin kendi düşündüğünü doğru anlatıp yazmasında en önemli araçtır. Ama bundan da önemlisi dilbilgisinin bir anlatım aracı olduğu kadar bir düşünme aracı olduğunun bilinmesidir. Nice ünlümüzün, her gün gazetelerde yazdıklarından söylemek istediklerini söyleyemedikleri, yanlış yazmaları, ülkemizde dilbilgisinin okullarda amaca uygun biçimde öğretilemeyişinden ileri geliyor. Okullarda dilbilgisi bilgileri öğretiliyor, sınavlarda bunlar soruluyor, özellikle anlatım bozuklukluları adındaki sorularda bu bozuklukların düzeltilmesi de zaman zaman soruluyor ama bu bozuklukların nedenleri sorulmuyor, öğretilmiyor ki nasıl sorulsun! Fen derslerinde, matematikte çeşitli işlemler, formüller salt bellekte kalsın diye mi öğretilir? Dilbilgisi bilgileri de böyle olmalı. Tümce bozukluklarının nedenleri üzerinde de durulmalı. Dilbilgisi bilgilerinin asıl işe yaradığı yer, bu tür çalışmalardır. Sözün kısası dilbilgisi bilgileriyle böylesine düşünce alıştırmaları yapmak, dilbilgisinin en önemli yanını işletmektir. düşündüğünü doğru anlatıp yazmasında en önemli araçtır. Daha önemlisi dilbilgisinin bir anlatım aracı olduğu kadar bir düşünme aracı olduğudur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle