24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM ÖDÜLLERİ AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan tmceylan@superonline.com FABED Bilim Ödülleri 2007 yılında Genç Bilim İnsanlarına Üstün Başarı Ödülü'ne Doğa Bilimleri alanında İTÜ'den Doç.Dr. Idil Arslan Alaton, Sakarya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hüseyin Murat Tütüncü ve İTÜ'den Doç.Dr. İsmail Yılmaz layık görüldü. Yapı Bilimleri alanında da aynı ödülü İTÜ'den Doç. Dr. Yılmaz Akkaya ve Erciyes Üniversitesi'nden Doç. Dr. Özgür Kişi alma başarısını göstermiştir. En eski şeyler en keyif verenlerdir. İnsanlar geçmişi olan bir evde oturmak, çalışır durumdaki Nuh nebi bir araba kullanmak, yirmi asır önceden gelen mermeri oniks bir heykele dokunmak isterler. Önümüzde bugün sayısız zevk aracı var: Uçmak, kumar oynamak, içmek, dans etmek, araba kullanmak... Gülmek Bunların hepsi hız ve haz hastalığı(*). Hiç birisi ama yemek, sevişmek ve gülmekle elde edilen zevkin önünde değil henüz. Çünkü sonuncular beynin en eski bölgesinin yaptığı işler. Yemek yaşamak için enerji sağladığına, sevişmek üremeyi ve varoluşu garanti ettiğine ve uyku bedensel dinlenmeyi sağladığına göre, gülmek de zihinsel yenilenmeyi becermeli. İnsandan başkasında ve şempanzeden öte hayvanda gülme pek olmadığına göre, beyni karmaşık ve yorgun canlılarda gülmeye ihtiyaç anlaşılır oluyor. Beynin dinlenmesi için kısa süreler yeterli gibi, örneğin uykusuz birinin, beş dakika kestirmesi onu cin gibi yapabiliyor, o zaman yorgun bir beyin, bir sigara içimi bile sürmeyen gülme süresinde pekala dinlenebilir demektir bu. Zeki insanların tepeden bakan, alay eden, dünyayla eğlenen kişiler olduğu gözünüzden kaçmamıştır sanırım. Onlar kahkaha atmaz tebessüm ederler, kahkahanınsa genelde, zeki ya da aptal olsun insanın yoğunlaştığı alanın dışından, şaşırtıcı bir noktadan geldiğini hepimiz biliriz. Dalıp gitmiş bir adamın zihnini mesela, birden karnına ya da koltukaltına dokunarak, başka noktaya çekip yoğunluktan kurtardığınızda gülmesi garantidir. Beyinde elektrik dalga yoğunlaşmasıyla oluşan ve gelastik epilepsi denen sara hastalığında kişi, alnı akıtmalı bir atın kişnemesi misali gülme krizi geçirdikten sonra olup biteni unutur, haradaki Adem'in tayı gibi kanatlanıp sanki göğe uçar. Gülmek yeniler, o zaman en kötüyü bile yener insan. Kanser olduğunda Pierre Desproges ne demişti gülerek: “Sen benden daha kanserlisin tümör!” Düşünce gücüyle iş görenlerin çalışmaya ara verdiğinde mizah dergisi okuduğuna şahit olmuşumdur. Gülmek tazeliyor demek ki. Altından girip üstünden çıktığı halde iş beceremeyenlerin, “sinirim bozuldu” diyerek kahkaha üstüne kahkaha attığını ve sonra tekrar işe koyulduğunu sanırım siz de görmüşsünüzdür. Ciddiyet yorulduğunda gülme başlıyor sanki. Bergson, 1900'de yazdığı eseri Gülme (Le Rire)'de komik olanın teorisini yapar ve gülmek, ortada katıksız bir zeka varsa ve kişi toplum insanıysa ortaya çıkar der. Katıksız zeka, ileri geri düşünmekten zihinsel yorgunluk, cemaat adamı ıvır zıvır bir meşguliyet demekse, gülmek de, zihni süt gibi dinlendirmektir öyleyse. Hep dinlenen, kokup bulaşmaz sabun kalıbı gibi adamlar komikliğe burun kıvırırken çalışanlar durmaz espri aranırlar. Nasıl kara sevda yataktan geçmedikçe iyileşmezse, nobran adamlar da bir gün, eşek gibi çalışılan bir tarlaya düşmedikçe ağız dolusu gülemez. Rezil Auschwitz'de bile çalışmak güldürür demese de, özgürleştirir diye yazardı! İnsan, şempanzenin tersine soluk alırken değil soluk verirken güler. Gelecek korkunç olabilir ama ciddi değildir. Ciddiyet silahlanmaksa, gülmek silahsız kalmaktır. Yeryüzünde örgütlenmeyen tek şey mizahtır. Çünkü o ne bir savunma, ne de bir saldırıdır. Gülmek, sıfır silahtır! Yeryüzünde her şey önemliyken yalnızca kendine önem vermek suçtur. Her şey zaten çok ciddiyken, ortada ilave bir ciddiyetle dolaşmak ayrıca görgüsüzlüktür. Bu ciddiyet çarkları içinde zayıflar yok olma tehdidi altındayken, mizahı olmayan toplum yorgun beyniyle sürekli sorunları derinleştirecek “çözümler”in peşinde koşuyor. Çalışanların durumu bir hicran yarası, özellikle uluslararası şirketlerin içinde kuşanmaya hazır müthiş silahlar var, yönetim ve pazarlama psikolojisinde görev alanlar, şirket çalışanlarına kötülük öğretmekte ustalaştılar, herkese pazara nasıl saldıracağı konusunda neredeyse askeri bir eğitim veriyorlar. Oralarda mizahı bile öldürmek için kullanıyorlar. Bu ortamda uzun uzadıya devam edecek toplu bir gülme nöbeti, bir cins grev gibi, Büyükdere caddesindeki kulelerden yükselerek herkese nefes aldırabilir. Yoksa Amerika'da bir cenaze levazımatçısının, her zaman abartılı bir ciddiyetle yaşamış Freud'a bile hoş gelen ilanı, hepimizi toplu bir intihara ikna edecek gibi yakında: “Kendini on dolara gömdürebiliyorsan yaşamaya ne gerek var!”(**) www.aylakbilgi.com F CBT 1075/9 26 Ekim 2007 eyzi Akkaya Bilimsel Etkinlikleri Destekleme Fonu (FABED), 2006 yılında üstün nitelikli genç bilim insanlarını desteklemek ve ödüllendirmek üzere oluşturuldu. Bu vesileyle Cumhuriyet tarihimizde yetişmiş en saygın mühendislerimizden olan Feyzi Akkaya'nın adını yaşatmak da amaçlanıyor. Feyzi Akkaya İstanbul Yüksek Mühendis Mektebi'nden (günümüzdeki İTÜ) İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun olduğu 1932 tarihinden itibaren aralık vermeden hayat boyu öğrenme ve araştırma sürecini devam ettirmiş ve çok sayıda önemli buluşunu doğrudan uygulamaya aktarma başarısını göstermiştir. FABED Bilim Kurulu. Prof. Dr.'lar: M. Cengiz Dökmeci (İTÜ), Derin Orhon (İTÜ), Nesrin Yardımcı (İTÜ), Yusuf Yağcı (İTÜ), Önder Pekcan (Işık Üniversitesi), M. Nuray Aydınoğlu (Boğaziçi Üniversitesi) ve Tınaz Titiz (Beyaz Nokta Gelişim Yönetim Kurulu Üyesi) FABED bünyesinde oluşturulan fon sayesinde, her yıl 100.000 dolar kadar maddi destek ödül ve diğer destek programlarına ayrıldı. Bu maddi çerçevenin ek katkılarla daha da büyütülmesi öngörülmekte. FABED'in ulusal ölçekte iki üstün bilimsel başarı ödülü var. İlki, Genç Bilim İnsanlarına Üstün Başarı Ödülü'dür. Doğa Bilimleri (Fizik, Kimya, Biyoloji, Çevre) alanında bilimsel etkinlikleri ile üstün nitelikte oldukları ve gelecekte bilime evrensel düzeyde katkıda bulunabilecekleri belirlenen genç bilim insanlarına bu ödül her yıl verilmekte. Ayrıca, iki yılda bir de Feyzi Akkaya anısına, aynı ödül Yapı Bilimleri alanında verilmekte. Bu yıl ödül kazananlarla ilgili bilgiler: Doç. Dr. İdil Arslan Alaton, “Biyolojik olarak zor ayrışan, toksik endüstriyel kirleticilerin ileri oksidasyon prosesleri ile detoksifikasyonu ve biyolojik ayrışabilirliklerinin iyileştirilmesi” üstün nitelikli bilimsel çalışmaları nedeniyle ödül aldı. (İTÜ Çevre Mühendisliği, 64 basılmış bilimsel makalesi, 582 atıf) Prof. Dr. Hüseyin Murat Tütüncü, “Katıhal fiziği alanında yarı iletken yüzeyleri ve Cumhuriyet tarihimizde yetişmiş en metallerde elektronfonon etkileşimi” konusaygın mühendislerimizden olan Fey larındaki üstün nitelikli bilimsel çalışmaları zi Akkaya. nedeniyle. (Sakarya Üniversitesi, Fizik Bölümü, 52 bilimsel makalesi, 215 adet atıf). Doç. Dr. İsmail Yılmaz, “Ftalosiyanin halkalarının periferal konumlarında farklı gruplar içeren mono ve çift katlı ftalosiyaninlerle ilgili detaylı elektrokimyasal, spektroelektrokimyasal, spektroskopik ve elektrokromik uygulamalar” konularındaki üstün nitelikli bilimsel çalışmaları nedeniyle (İTÜ Kimya Bölümü, 29 bilimsel makalesi, 199 adet atıf). Doç. Dr. Yılmaz Akkaya, “Atık katkı maddeleriyle üretilen betonların özelliklerinin ses dalgaları yayınımı ile ölçülmesi” konularındaki üstün nitelikli bilimsel çalışmaları nedeniyle, İTÜ, İnşaat Fakültesi, İnşaat Fakültesi, 9 bilimsel makalesi, 52 adet atıf). Doç. Dr. Özgür Kişi, “Doğal akarsulardaki katı madde miktarının belirlenmesi, hidrolojik değişkenlerin modellenmesi, tahmini, hidroinformatik tekniklerin su kaynakları mühendisliği ve hidrolojideki uygulamaları” konularındaki üstün nitelikli bilimsel çalışmaları nedeniyle (Erciyes Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği, 22 bilimsel makalesi, 46 atıf.) İkinci FABED ödülü 2007 Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanlarına Araştırma Ödülü ile, üstün bilimsel nitelikleri kanıtlanmış genç bilim insanlarının bilimsel araştırmaları destekleniyor. Benzer şekilde her yıl Doğa ve Yapı Bilimleri alanında çalışan genç bilim insanlarının desteklendiği bu ödülü, Yrd. Doç. Dr. Uygar Halis Tazebay “İnsanda ifadesi yeni bulunmuş bir genin (Hanein1) hücre kültürü ve transgenik fare modellerinde işlevsel analizi” konulu bilimsel çalışmayı gerçekleştirmek üzere 2007 yılı araştırma ödülünü kazandı. (Bilkent Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, 6 bilimsel makalesi, 152 atıf.)... Detaylı başvuru koşullarına için: www.fabed.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle