20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yazının devamı arkada ? CBT 1075/7 26 Ekim 2007 liman dolaşır, limanların balık talebini bilmeksizin sezgileriyle davranırlardı. Bu durum yakın zamanda cep telefonlarıyla talep hakkında önceden edindikleri bilgi ile değişti. Mallarını daha iyi fiyatla değerlendirebilecekleri limanlara gider oldular. Bu öykü, enformasyon ve telekomünikasyon teknolojilerindeki görece basit gelişmelerin iş dünyasında ve pazarda dramatik değişikliklere neden olabileceği gösterir. Bu düşünceden hareket eden Tapan Parikh, gelişmekte olan ülkelerin çok küçük ölçekli iş sahipleri için, merkezlerinde PC'ler yerine, taşınabilir telefon olan sistemler geliştirdi. Bu model küçük ölçekli iş sahiplerine ticaret olanaklarını genişletme, daha uygun fiyatla mal satabilme, finans kurumlarıyla ilişki kurabilme ve işlemlerinde şeffaflık olanakları sağlamaktadır. Taşınabilir telefonların, geri kalmış ülkelerde bile (Hindistan'da 185 milyon, Afrika'da 200 milyondan fazla GSM kullanılıyor) uygun yazılımlarla kolayca değişik amaçlarla kullanılabilmesi, pek çok nokta ile iletişim kurulabilmesi gibi görünür üstünlükleri vardır. Parikh, geliştirdiği sistemi Cam olarak isimlendirdi. Bir mikrofinansman projesi oluşturdu. Küçük girişimlerin küçük fonlarla (25 $'a kadar) finanse edildiği mikrofinansman sistemi Hindistan'da çok yaygın. Parikh bu konuda “dayanışma grupları” ile işbirliği yaptı. Bu gruplar kredi almak yerine kendi kaynaklarını birleştirip haftalık veya aylık karar toplantılarında, aralarında borç verilecekleri belirliyordu. Parikh, Cam'ın üstüne dayanışma gruplarının enformasyon ve operasyonlarını yönetebilmelerini sağlamak üzere bir yazılım sistemi inşa etti. SHG MIS (selfhelp group management and information system dayanışma grubu yönetim ve enformasyon sistemi) olarak adlandırılan bu sistem; veri girmeyi ve işlemeyi, veriyi çevrimiçi veri tabanına yükleyecek bir metinmesaj aracını, veriyi yönetecek ve dayanışma grubunun borç alınacak herhangi bir kuruma raporlayacak Webtabanlı bir yazılım için Camtabanlı bir uygulamayı kapsamaktaydı. Yazılım aynı zamanda kredi talebi, faturalar ve dokümanların basılmasını sağlayan bir “barcode” sistemini de içermekteydi. Sonuç; her türlü verinin küçük bir köyden büyük kente ve tersi yönde hızlı ve eksiksiz akışını sağlayan etkili bir system. Sistem, dayanışma gruplarının iç işlemlerini daha adil ve şeffaf yaparak kredilerini ekonomik açıdan daha anlamlı kıldı. Daha uygun kredi bulma olanaklarını da yarattı. Parikh'in yenilikçiliğinin etkileyici iki yanı var. Birincisi; basit ve pratik oluşu. Finansal verilerin gelişmiş dünyada ele alınış yöntemleri yerine, finansal verilere güvenilir bir yolla ve anında erişebilmeye ve bunları karşılanabilir bir bedelle gereksinim sahibine ulaştırma üzerine yoğunlaştı. İkincisi; küçük girişimcileri uygulamakta oldukları eski yöntemlerini terk etmeye zorlamak yerine, var olan yetenek ve kapasitelerini yükseltmeyi ve yaşadıkları ortamda gereksinimlerini karşılamayı yeğledi. Bu strateji bilgisayar bilimlerinin geleneksel yaklaşımından farklıdır. Bu alanda pek çok bilim adamı, kullanıcının gereksinimini daha hızlı ve güçlü makinalar yaparak karşıladıklarını düşünür. Parikh'in yaklaşımını farklı kılan, onun son yedi yılını bilgisayar başında değil, gelecekte onun müşterileri olması umudu taşıdığı insanlarla konuşarak geçirmiş olması. Diyor ki “Benim bütün fikirlerim gerçekte yerel halkın bulduğu çözümlerin fazla değiştirilmeden yeni bir biçimde sunulmasıdır”. Parikh aynı yaklaşımı Guatamala'nın organik kahve üreticilerinin uygun bir taban fiyat sağlayarak “adil bir ticaret” yapabilmeleri için de uyguladı. YILIN YENİLİKÇİSİ ÖDÜLÜ David Berry'nin (29) “Mikroplardan yenilenebilir petrol üretimi” konulu çalışması “Yılın Yenilikçisi Ödülü”ne değer bulundu. Bu ödülün öyküsü; yenilikçi bir kişinin profilini yansıtması, yenilikçiliği ortaya çıkaran ve pazara çıkmasını sağlayan araçları içermesi, yenilikçilik için geDavid Berry, reken birlikteliklere (üniversitearaştırma kurumlarırisk sermayesigirişimci firma gibi) örnek oluşturması, bilgi ve merakın yenilikçilikteki önemini ve yenilikçiliğin henüz fikir aşamasında bile desteklenerek geleceğe yatırım yapılabilecegini göstermesi açılarından güzel bir örnek. David Berry, PhD derecesini MIT'in Biyoloji Mühendisliği Bölümü'nden kazandıktan bir yıl sonra Harvard Üniversitesi'nden tıp doktorluğu unvanını aldı. Son iki yıldır, Cambridge'de Flagship Ventures (risk sermayesi şirketi) firmasının müdürü. 2000 yılında MIT'ten doktorasını alıncaya kadar felç tedavisinde bir yöntemin geliştirilmesine yardımcı oldu, kanser tedavisinde yeni bir yaklaşım düşüncesi geliştirdi ve çok yakınlarda genetik mühendisliği yoluyla geliştirilen mikroplardan biyoyakıt üretimi için bir sistem yarattı. 21 patent başvurusu olan Berry'nin entellektüel merakı şu sıralarda tedavi edici hekimlik, tanılama cihazları ve özellikle alternatif enerji teknolojileri üzerinde yoğunlaşmış. Berry, Flagship Ventures'ın yatırımların ve yeni fikirlerin görüşüldüğü grup toplantısına katılan risk sermayedarları arasında en genci. Formal bir finans eğitiminden geçmemiş olmasına karşın teknoloji alanında belli bir süredir gösterdiği başarımla bu grupta yer almakta. Üniversite eğitimi sırasında beyin kanaması engelini geçebilen bir molekülle felci tamir etmeye çalıştı ve bu çalışması tedavide gelecek vaat eden bir yöntem doğurdu. Biyoteknoloji firması VisCell, bu molekülü hemen bir ilaç olarak geliştirmeye başladı. Berry, ayrıca tersine çevrilebilir biçimde polimerleri şekere bağlama üzerinde yaptığı çalışmalar sonucu kanserli hücreleri öldüren, polimerleri çok iyi bilinen kan inceltici “heparin”e bağlamanın bir yolunu buldu. Bu teknoloji biyoteknoloji firması Momenta Pharmaceuticals'ın dikkatini çekti, Berry patent başvurusunda bulundu. MIT'deki laboratuvarında çalıştığı Robert Langer, onu şöyle tanımlıyor; “David'i farklı kılan onu durdurabilecek hiç bir şeyin olmaması ve hiç bir şeyden korkmamasıdır. Bir fikrin peşine düşmeyi sever ve birçok fikri vardır.” 2005 yılında Flagship Ventures onu yeni kurulan bir sağlık bilimleri firmasına müdür atadı. Berry, finansal fonlama yoluyla yenilikçiliği daha başlangıç aşamasında yakalamanın dayanılmaz çekiciliğini gördü. Firma giderek artan bir biçimde biyolojiyi yeni bir yöne enerjiyeçevirmekle ilgilenmekteydi. Berry'nin amacı, “enerji sorununa yeni ve zor erişilir bir çözüm”dü. Arkadaşlarıyla, şimdiye kadar ticari olarak girişilmemiş bir şeye karar verdiler: sentetik biyolojinin araçlarını kullanarak yaratılacak mikroorganizmalarla petrol benzeri bir ürün üretmek. Yenilenebilir, mısırdan üretilen etanolden daha iyi ve fosil esaslı yakıtlarla maliyet olarak rekabet edebilir bir biyoyakıtı üretebilirlerdi... Mikroorganizmaların metabolik işleyişlerini, onları canlı hidrokarbon rafinerisine dönüştürecek bir sistem tasarla David Berry, bazı organizmaların biyokimyasal süreçlerinden, petrol ve türevlerini üretip salgılayacak sentetik bakteri tasarlam a y a mak üzere yararlandı (solda). Bakteriler fermantasyon kaplarıngirişti. da üretildi (sağda); petrol ürünleri organik olduğundan bu besTescilli leyici sıvı karışımından ayrıştığından bakterilerin üremesi için karmaşık yapıda kültür tekniklerine gerek yoktur. olan bu teknoloji hâlâ geliştirme aşamasında. Henüz belirsizliklere karşın Berry'nin metodu genelde biyoyakıtın; kullanılacak kaynağın tarımsal ve ülke içinden olması, yenilenebilir olması, esas olarak çevre dostu olması gibi bir çok üstünlüğünü de sunuyor. Bütün işi mikropların yaptığı bu yöntemde, yakıt, biyoteknoloji firmalarının kullandığı fermantasyon tanklarında üretilebilecek... Bizim yenilikçilerimize de bir duyurumuz var: “1 Ekim 2008 tarihinde 35 yaşını doldurmamış olan yenilikçilerin TR35 2007 için aday gösterilmeleri için son tarihin 29 Şubat 2008. http://www.technologyreview.com/TR35 adresinden ayrıntılı bilgi edinebileceklerini bildirir ülkemizin yaratıcı beyinlerine kolaylıklar dileriz. Teknolojinin diğer en başarılıları Teknoloji alanında dünyanın sayılı üniversitelerinden olan MIT tarafından yayımlanan “Technology Review” dergisinin her yıl düzenlediği “35 Yaşın Altındaki Genç Yenilikçiler” yarışmasında kazanan diğer projeleri tanıtıyoruz. Bu diğer kazananların bir kısmını, teknoloji gündemini izleyen www.teknoport.com.tr 'den kısaltarak alıyoruz. Başarı öykülerinin orijinallerine ise www.technologyreview.com adresinden ulaşabilirsiniz. UCUZ VE KOLAY İNTERNET BAĞLANTISI Sanjit Biswas 25 yaşında. Dar gelirli toplulukların yaşadığı bölgelerde ucuz ve kolay internet erişimi için bir örgü ağ (mesh network) teknolojisi geliştirmiş. 50 dolarlık bir akıllı yönlendiriciye sahip her konut, bölgede geniş bant internet bağlantısı olan bir yönlendirici üzerinden internete bağlanabiliyor. Biswas'ın geliştirdiği örgü ağ teknolojisi, yönlendiricilerin birbirleri ile konuşması esasına dayanıyor. Böylece kullanıcılar geniş bant noktasına en iyi sinyal seviyesinde bağlanabiliyor ve bağlantılarının kesintiye uğrama olasılığı en aza inmiş oluyor. Genişbant internet erişimi sunan yönlendiricinin sahibi de komşularına ister yardım olsun diye, isterse ücretlendirerek bu hizmeti sunabiliyor. Sistem Slovakya'dan Venezüella'ya kadar 25 ülkede toplam 15 bin kullanıcıya ulaşmış durumda. TEKNOLOJİ ÖDÜLLERİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle