25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİ ÖDÜLLERİ POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org Kendilerinden, sürekli olarak, yabancı kurum ve kuruluşların, yabancı uzmanların dediklerini yapmaları istendiği için, kamudaki kadroların, yurt ve dünya koşullarını kendileri çözümleyip buna göre ulusal stratejiler tasarlama, karar tasarıları üretme deneyim ve iradelerinin olması mümkün mü? Kamuda Stratejik Bakış Açısı (2) “Eğer, sanayide bir atılım, köklü bir dönüşüm yapacaksak; sanayimizi gelişmiş ekonomiler ve Asya'nın yükselen ekonomileri karşısında gerçekten ayakta tutmaya niyetliysek, konumuzla doğrudan ilgili diğer bütün alanlardaki strateji ve politikalarımızın da bu niyetimizi destekler yönde değişmesi gerekir.” demiş ve kamunun sanayi stratejisindeki belirleyici rolünün buradan geldiğine işaret ederek, “kamunun ardındaki siyasî güç, bugün bu rolü oynayabilir mi; konuyu bu genişlikte kavrayacak stratejik bakış açısına sahip mi?” sorusunu yöneltmiştim. Yanlış anlaşılmasın; sanayii dünyanın merkezine koymuş ve her şeyin onun etrafında döndüğünü söylüyor değilim. Dolayısıyla, önce sanayi stratejisi hazırlansın ve diğer bütün politikalar buna göre ayarlansın da demiyorum. Elbette bir ülkenin önce kendisi için belirlediği bir gelecek öngörüsü ve bu öngörüyü gerçekleştirmeye yönelik bir ana stratejisi olur. Bu öngörünüzde, derseniz ki, 'Bizim sanayide hiçbir iddiamız yok; ülke olarak geleceğimiz turizmde ve onu destekleyecek hizmet sektörlerindedir. Onun için biz, bütün ulusal kaynaklarımızı o yönde seferber edeceğiz. Sanayi, geleceğimiz açısından tâli bir meseledir. Orada inisiyatifi yabancı sermayeye bırakacağız...' Eh, öngörünüz buysa, sanayi için uzun boylu bir strateji hazırlamanız gerekmez. Yabancı sermayenin sanayie yatırım yapmasının şartları bellidir; oturur, o şartları sağlamaya bakarsınız. Ama derseniz ki, 'Bizim geleceğimiz sanayideki üretimimizi ve üretim sürecinde yarattığımız katma değerdeki payımızı ciddî ölçülerde artırmamıza bağlıdır. Bunun için de ARGE ve teknolojik inovasyonda; kısacası, bilim ve teknolojide yetkinleşmemiz şarttır. Zâten biz bu bilim ve teknolojide yetkinleşemezsek, ne tarımsal üretimde ne de sağlık başta olmak üzere toplumsal hizmet sektörlerinde dünyayla başa çıkabiliriz. Hattâ turizmi bile beceremeyiz. Bunlar bir yana, ne ulusal savunma gücümüz kalır ne de bugünkü Türkiye... E bu kadar yaşamsal bir konuda biz inisiyatifi yabancı sermayeye bırakamayız...' İşte o zaman, sanayi meselesini, ana stratejinizin merkezinde bir yerlere oturtmanız ve buna göre kapsamlı bir sanayi stratejisi hazırlamanız gerekir. Ben sanayi kesiminden gelen strateji ihtiyacının bu ikinci türden bir stratejiye işaret ettiğini sanıyorum. Şimdi gelelim, yukarıdaki sorumuza. Soru üstüne soru sormak gibi olacak ama, siz, ülke için stratejik önemdeki üretim birimlerinin yabancıların denetimine geçmesinde hiçbir sakınca görmeyen; tam aksine, bunları kendi elleriyle yabancılara pazarlayan; siyasî gücünü bu yolda seferber eden günümüz siyasî iktidarının, bu ikinci tür stratejik yaklaşımı benimseyeceğini düşünebilir misiniz? Başta enerji, telekomünikasyon ve finansman politikaları olmak üzere, sanayinin varlığını sürdürebilmesi ve gelişebilmesinde birinci derecede önemi olan politikaları bütünüyle yabancılara bağımlılık temeline oturtmuş bir iktidardan ulusal motifi öne çıkan bir sanayi politikası bekleyebilir misiniz? Böyle bir politika uygulayacağım dese, buna inanır mısınız? Bir de bu işin mutfağında yer alacak kamu görevlileri yanı var: Hiç unutmayalım; uzun vâdeli, ciddî bir stratejinin hazırlanıp uygulanmasında konuyla ilgili üst düzey kamu görevlileri etkin bir rol oynar; kritik konularda anahtar görevi görür. Peki ama, o kamu görevlilerini siyasî iktidar kendi meşrebine uygun olarak seçmişse ne olacak? Onlar, kendilerini işbaşına getiren siyasî gücün çizgisi dışına çıkabilirler mi? Kendilerinden, sürekli olarak, yabancı kurum ve kuruluşların, yabancı uzmanların dediklerini yapmaları istendiği için, kamudaki kadroların, yurt ve dünya koşullarını kendileri çözümleyip buna göre ulusal stratejiler tasarlama, karar tasarıları üretme deneyim ve iradelerinin olması mümkün mü? Böylesi bir kadrodan siz ulusal bir yönelim ve buna uygun stratejik bakış açısı bekler misiniz? 2007: En başarılı teknoloji buluşçuları Yenilikçiliğe ve yenilikçilik sürecine başarı örnekleri Müfit Akyos, Endüstri Mühendisi, Teknoloji Yönetimi Danışmanı Ü lkemizde sayıları sınırlı da olsa varlığını bildiğimiz yenilikçi ürün ve faaliyetlerin başarı öyküleri henüz sistematik olarak yazıya dökülmüş değil. Yenilikçilik sürecini ve yenilikçiliğin ortaya çıkmasını sağlayan, yenilikçilik sisteminin bileşenlerini içeren örnekleri, yurtdışı kaynaklardan bulmak daha kolay. İzlediğimiz kaynaklardan Technology Rewiev Dergisi'nin “en çok yaratıcı görünen ve insan yaşamını geliştirGenel değerlendirme me olasılığı çok yüksek olan Tablo 1. 35 Ödülün teknoloji alanlarına dağılımı (20052007) geniş bir alanda yeni teknoTeknoloji alanı 2005 2006 2007 loji” çalışmalarının değerBiyotek 10 7 10 lendirildiği “TR35'in 2006” Infotek 12 9 18 yılı sonuçları üzerine bir deNanotek 6 7 3 Biztek 7 12 ğerlendirme, CBT, SaEnerji 4 yı:1036, 26 Ocak 2007'de 35 35 35 yayımlanmıştı. Bütün dünBiyotek: biyoteknoloji, ilaç, malzeme; 2 Infotek: internet ve web, yazılım, oyun; 3 Biztek: ticari (yazılım, ulaşım, telekomünikasyon, mal yadan 35 yaşın altındaki yezeme, donanım, oyun, enerji) bilişim uygulamaları; 4 Enerji: 1999 dan nilikçi teknolog ve bilimcibu yana ilk kez 2007 yılında yer almıştır 2007 yılında ödüle değer bulunan yenilikçi ürünlerin yapıldığı or lerin katılabildiği bu prestijtamlara göre dağılımları ise üniversiteler 21, özel firmalar 11, özel li yarışmanın 2007 yılı soaraştırma laboratuvarları 3. nuçları derginin, Sep/Oct 2007 sayısında yayımlandı. Sonuçların bizim açımızdan güzel olan yanı, geçen yıl olduğu gibi (Dr. Utkan Demirci) bu yıl da MIT'den bir Türk’ün; Mehmet Yanık'ın (29) “Mikro yongalar üzerinde yansımaların önlenmesi (Stopping light on microchips)” başlıklı çalışması ile 35 yenilikçi arasında yer alıyor olması. “HUMANITARIAN” ÖDÜLÜ Bu yıl ödül kazanan 35 çalışma içinde, “Gelişmekte olan ekonomiler için basit, güçlü taşınabilir araçlar” başlıklı yenilikçi çalışması ile Vasington Üniversitesi'nden Hintli Tapan Parikh (33) “Humanitarian” ödülüne değer görüldü. Bu çalışmada bilinmeyen hemen hiçbir şey yok. O, yenilikçiliğin “yeni/mevcut, teknoloji, proses, bilgi … yeteneklerin pazar için yeni olan kombinasyonu” tanımına uygun bir çalışma yapmış. Günlük gereksinimlere, sosyal ve endüstriyel, formalenformal ağyapılara ve bunların ilişkilerine, yaşamı kolaylaştırmak üzere yenilikçi bir gözle bakabilmenin ve buradan yenilikçi bir ürün çıkartabilmenin güzel bir örneğini vermiş. Ayrıca yenilikçiliğin gerçekleştirilme yöntemi de dikkate değer dersler içeriyor. Yenilikçi ürünün odağında yer alan cep telefonlarının yeni modelleri hemen her gün üzerlerine eklenen yeni işlevleriyle yeni modeller olarak vitrinlerdeki yerlerini alıyor. Kullanıcılar için öne çıkan yanları, gelişen kameraları, müzik dinleme ve oyun oynama olanakları. Bir de başkalarıyla konuşup mesaj gönderebilmemiz.. Peki, cep telefonlarının bu becerilerin ötesinde yenilikçi toplumsal bir işlevi olabilir mi? Bunun yanıtı, Tapan Parikh'in çalışmasında gizli. Hindistan'ın Karela eyaleti balıkçıları her gün tuttukları balıklarını satmak için liman CBT 1075/6 26 Ekim 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle