Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAL Başkanı Walid Gad ve ITUA Başkanı Nikolay Royenko ile derneğin yönetim kurulu üyelerinin katıldığı basın toplantısında YASAD Başkanı Günal, özellikle hükümete ve iş dünyasına yönelik şu görüşleri dile getirdi. “Önce Hindistan, ardından Mısır, sonra da Ukrayna yazılım ile kalkınan ülke olma yolunda önemli adım attı. Kuşkusuz ki, her ülkenin kendine özgü koşulları var. Türkiye de hiçbirine benzemeyen, kendi coğrafyası içinde önemli pazar fırsatları ile hızla gelişen, diğerlerine göre sayısız avantajları olan, dünyanın en önemli 20 ekonomisinden biri. Ancak diğer üç ülkeninkinden daha fazla cari açık var. Oysa sürdürülebilir bir cari açıkla büyümek yerine, Ulusal Yazılım Sanayimiz için ARGE ve diğer teşvikler verilse önümüzdeki beş yıl içinde iki milyar doları aşkın ihracat yapabilecek duruma geliriz. Bu savımı destekleyen bir örnek vermek istiyorum: İhracat şampiyonu otomotiv sanayinin Türkiye'ye katma değeri yüzde 6, yazılım sanayinin ise yüzde 90 olduğunu düşünürsek, 15 kat daha fayda sağlayan Ulusal Yazılım Sanayini ne zaman stratejik sektör ilan edeceğiz? Coğrafi ve tarihi zenginliklerimizi tanıtmak adına turizm sektörüne verdiğimiz desteğin yarısı kadarını, Türkiye'nin teknoloji üreten yüzünü dünyaya tanıtmak için yapsak hem dünyanın ilk 10 yazılım ülkesinden biri olur, hem de cari açık kapanırken daha hızlı bir büyüme ile çok daha kısa bir sürede kişi başına düşen milli gelirimizi 20 bin dolarlara çıkarabiliriz“. Günal, entelektüel sermeyesi, iş gücü, bilgi ve birikimleri ile sektörü, Türkiye'nin kalkınmasında ekonomimizin ana lokomotiflerinden biri haline getirmeyi hedeflediklerini de belirtti. Yenilik ve yaratıcılığı da teşvik etmenin önemine dikkat çekti. Tekstil, turizm, otomotiv gibi devletten arzu ettikleri teşviklerin elde edilmesi halinde ülkemizin ihracatçı sektörleri içinde “ilk beş”e girmeyi hedeflediklerini ve ülkemizde yazılım sektörünün tıpkı Hindistan, Mısır ve Ukrayna örneklerinde olduğu gibi “stratejik sektör” haline getirilmesi gerektiğini belirtti. Yazılım sektörünün iş ortaklarına üretilen değerin üç katı kadar katma değer sağladığını belirten YASAD Başkanı Gültekin Günal, “Türk Bilişim ve yazılım sektöründe son üç yılda %25'lere varan büyümenin devam edebilmesi için devletin, teşvik oranlarını arttırması ve bu teşviklere erişimi kolaylaştıran çözümler sunmasını bekliyoruz” dedi. Toplantılarda konuşma yapan tüm yabancı heyet temsilcileri Bilişim ve Yazılım sektörünün gelişebilmesi ve istenilen yere gelebilmesi için devletin tek bir bilişim adresi göstermesi gerektiğini vurguladılar. Bu doğrultuda katılımcılar, “Bilişim Bakanlığı” statüsünde bir bakanlığın kurulmasının yanısıra, yalnızca yazılım sektörünün gelişimi ve ihracatını teşvik eden ve bu doğrultuda faaliyet gösteren kurumlara ihtiyaç olduğunu vurguladılar. Beyin göçü konusu iyi yönetilmeli Bilişim sektöründe nitelikli insan gücü yetiştirmede üniversite ile sanayinin somut anlamda işbirliği içinde olması gerekiyor. B ilişim Zirvesi '07 kapsamında gerçekleştirilen ““Bilişim sektöründe nitelikli insan gücü yetiştirmek ve tersine beyin göçü” forumunun konuşmacıları arasında Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Ekinci ve Türk Sanayi İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Brüksel Daimi Temsilcisi Dr. Bahadır Kaleağası yer aldı. İnsanların beyin göçü konusunda rasyonel hareket ettiğine değinen Süreyya Ciliv: “İnsanlar yurtdışına gidip çalışmak, tecrübe edinmek istiyorlar. Bu nedenle beyin göçü önlenmemeli, ancak iyi yönetilmeli. Özellikle 2001 yılından bu yana Türkiye'den beyin göçü azaldı. Geçmiş yıllarda Amerika'ya yoğun bir beyin göçü söz konusuyken artık bu oranda azalma yaşanıyor. Hatta bu duruma Bill Gates bile artık endişe etmeye başladı. Son yıllarda Türkiye'nin daha cazip gelmeye başlamasının en büyük etkenlerinden biri Türkiye ekonomisinin stabil hale gelmesidir” dedi. Beyin göçünü fırsat olarak değerlendirmek mümkün olabilir mi? diyerek konuşmasına başlayan Faruk Eczacıbaşı “Fırsat olabilir mi ona bakmalıyız, Avrupa Birliği son dönemde 20 milyon beyin göçü almayı hedefliyor. Diğer bir taraftan Çin yükseliyor. Çin'de ciddi oranda bilişim alanında insan açığı var. Bunlar gibi beyin göçü konusunda öngöremediğimiz birçok parametre yer alıyor. Önemli olan beyin göçünü fırsat olarak değerlendirebilmek. Örneğin Almanya'daki Türk beyinler, Türkiye'deki beyinler ile ortak projeler gerçekleştirebilir” dedi. Prof. Dr. Erhan Ekinci de “Beyin göçünü olumsuz olarak değerlendirmemek, yararlarını görmek lazım. Yurtdışına gidenler lobi faaliyetleri yapabiliyor, ülkelerine döndüklerinde de edindikleri tecrübeler ile katkı sağlıyorlar, ne yaparsanız yapın, sosyo kültürel açıdan daha üstün olan kişinin göç etmesine engel olamazsınız. Ona o imkanları sunmak lazım” dedi. Dr. Bahadır Kaleağası ise beyin göçünün bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, konuşmasında ülkeler arası rekabete değindi. mize rekabet gücü vermeyecek. Bu anlamıyla teknolojinin rolü metalaştırmak. Bugün artık hepimiz aynı teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bu anlamda şirketlerin birbirinden farkı yok. Ama strateji artık öne geçiyor. Bundan sonra asıl önemli olan, şirketler için teknolojiye yatırım yapmak değil, teknolojiyi herkesten farklı nasıl kullanabileceği konusunda kafa yormak...” Dünyada yenilikçilik yaparak başarılı olan şirketlere örnekler veren Gibson, nasıl yenilik yapılacağını da aktardı. Ona göre inovasyon işe yaramalı. İnovasyonun olabilmesi için şirketlerin 4 temel kuralı sağlaması gerekiyor: 1 Alışılmışa karşı çıkma 2 Eğilimlerin iplerini elinde tutma 3 Temel yetenekleri güçlendirip yeni değerler yaratma 4 Müşterinin ihtiyaçlarını derinden anlamak Rowan Gibson, şirketlerde bu 4 temel kurala hizmet eden 4 grubun oluşturulmasını ve bu grupların sinerjisini inovasyona dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti. Gibson Türkiye ve inovasyon konusuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi bir inovasyon örneğidir. Gemileri Haliç'in tepelerinden denize indirmek son derece yaratıcı bir fikir. İstanbul'un fethi bu sayede başarılı oldu. Bence Türklerin geninde inovasyon var. Aynı şekilde Türkiye'deki kurumların da inovasyona yatırım yaptıklarını gözlemliyorum....” “Asıl olan teknolojiyi herkesten farklı kullanmak...” Rowan Gibson bundan sonraki büyüme formülünün sadece inovasyonla mümkün olabileceğini ifade etti ve şirketlere şu çağrıda bulundu: “Fikirlere hayat verin” B ilişim Zirvesi '07', ilk gün konuşmacıları arasında yer alan Global İş Stratejisti Rowan Gibson konuşmasında işini büyütüp dünyayı küçültmenin ip uçlarını sundu. Birçok firmanın danışmanı Rowan Gib CBT 1073/7 12 Ekim 2007 son, küçük ve büyük şirketlerin 'dünya küçülürken' işlerini nasıl büyüteceklerine, teknolojiyi yenilikçi biçimde kullanarak büyüme fırsatlarını nasıl ölçeklendirebileceklerine, nasıl yeni pazarlar yaratabileceklerine veya yeni pazarlara nasıl girebileceklerine yönelik tecrübelerini paylaştı. Gibson şirketlerin işlerinii büyütmeleri konusunda bugüne kadar maliyetleri azaltmaktan şirket satın almalarına kadar pek çok unsurun denendiğini, ancak bundan sonraki büyüme formülünün sadece inovasyonla mümkün olabileceğini ifade etti ve şirketlere şu çağrıda bulundu: “Fikirlere hayat verin” “Asıl olarak teknoloji hiçbiriRowan Gibson BİLİŞİM KONGRESİ