24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM Tam Gün Çalışma Yasası "Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!" "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar." Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İÜ. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1073 12 Ekim 2007 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No:2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.343 72 74 Faks: 0212. 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Tel: (0212) 251 98 74/ 343 72 74 Yerel Süreli Yayın BASKI İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna İstanbul obursali@cumhuriyet.com.tr www.cumhuriyet.com.tr CBT 1073/3 12 Ekim 2007 Sağlık Bakanı bir laf ortaya attı, gerisi var mı yok mu bilinmiyor. Bakan Akdağ “Devlet ve Üniversite hastahanelerinde tam gün çalışmaya geçilecek” dedi. Tıp fakülteleri ve devlet hastahaneleri karıştı. Karışıklık daha çok profesörler katında, tabii profesörlüğe adım atacak doçentlerin önemli bir kesimi de gelecek planları için endişeli. Profesörlüklerine daha çok olan yardımcı doçentler ve doçentlerin bır kısmının, tam gün yasasından memnun olacaklarını söyleyebiliriz. Çünkü bu kesim üniversitede 15001750 YTL maaşa talim ediyor. Yük onların üzerlerinde. Ama onlara göre “mesleğin kaymağını, yarım gün çalışan profesörler yiyor”. Üniversite ile özel çalışma hayatını birbirinden ayıran, üniversitesinin de hakkını veren profesörlere diyecek bir şey yok. Fakat yard. doç. ve doçentler, muayenehaneleriyle tıp fakültelerini birbirine karıştıran ve bu ilişkide muayenehanesi lehine ticari yarar sağlayan profesörlerden çok şikâyetçi. Bir de tabii ki, ortalıkta görünmeyen, yüzengezenuçan hocalardan... Her neyse, ortalıkta genel bir hoşnutsuzluk, sistemde bozukluk var. Bu bozukluk sadece bu hoş olmayan ilişkilerde değil... eğitime ve araştırmalara da şüphesiz yansıyor. Ama tam gün yasasına geri dönmek bütün bu sorunları çözecek mi, bu tartışmalı. Diyelim ki yarım gün çalışanların yüzde 50'si geri döndü, acaba üniversitenin eğitim ve araştırma düzeyi yükselecek mi? Şüphesiz tam gün çalışma bir düzen getirecek. Herkesi “eşitleyecek”, hem de haddinden fazla! Bu eşitleme konusuna sonra döneceğiz. Tam gün çalışmanın eğitimle ilgili bazı boşlukları da dolduracağı öngörülebilir. Öğrenci hoca ilişkisinin daha fazla olacağı da. Ama ortada çözülmesi gereken başka sorunlar var. Örneğin, tıp fakültesi hocalarına gerçekten tatmin edici, bir uzman doktorun 10 yıllık öğrenim süresini dikkate alan bir ücret vermek... Üniversitelerde eğitimöğrenim araştırma süreçlerini gerçek anlamıyla düzeltmek... Hükümetin üniversitelere, tıp fakültelerine yaklaşımında tamamen nesnel ve ülke bilimini geliştirmeye yönelik bir politika izleyeceğine ilişkin güven vermesi... *** Gelelim en önemli bir noktaya: Bakanlık neden tam gün çalışma istiyor? Hedefi ve amacı ne? Hastahanelerdeki hasta yığılmasına çare bulmak, yığılmayı önlemek mi? Hizmet kalitesini mi arttırmak? Eğer bu ise, bugünkü yanlış sağlık sisteminde, tam gün ile bunun üstesinden gelmesi mümkün değil. Çözüm öncelikle “daha fazla eleman” değil, daha akılcı bir sistemde. Ayrıca, tıp fakültelerini “sağlık sistemi”ndeki sorunları çözmek için ana araç olarak görmek de yanlıştır! Tıp fakülteleri şüphesiz halka sağlık hizmeti vermesinin yanısıra, öncelikle iyi tıp öğrencileri yetiştiren okullardır; buna eşdeğer olarak da, bilimsel araştırma yapılması gereken büyük laboratuvarlar. Acaba Bakanlık, hizmet, eğitim ve araştırma sacayağının sadece birincisini mi önemsiyor? Eğitim ve araştırma konusunda ne düşünüyor? *** Gelelim, tam gün yasasının öğretim üyeleri arasında “eşitlik” sağlaması konusuna. Bu konu, tam gün çalışmanın en zayıf halkası, sadece bu nedenle bile bazılarının tam gün yasasına karşı çıkmasını anlayışla karşılamak mümkün: Öğretim üyeliğini, muayenehanesini ve araştırmacılığını uyumlu sürdüren onlarca profesör var. Bunlar gerçekten Türkiye tıbbının yüzakları arasında, uluslararası şöhret. Muayenehanesinde diyelim ki yazışmalar ve makale düzeltmeleri dahil çok önemli yükleri omuzlayan birer sekreterleri olabilir. Muayenehanesini kapatıp üniversiteye dönse, araştırmaları için yarattığı ortamı üniversitede bulamayacağı çok açık. Bu ve benzer bir dizi özel durum nedeniyle, araştırmacı kariyeri yüksek insanları üniversitesinin elverişsiz koşullarına hapsedemezsiniz. Tam gün çalışmadan önce, üniversitede öğretim üyeleri arasında liyakata dayalı bir sistem kurmak zorundasınız. Liyakatın kriterlerinin ne olacağını örneğin TÜBA belirleyebilir. Bu kriterlere göre yeniden bir yapılanma gerçekleştirilir ve araştırmacı bilim insanları iyi desteklenirse, üniversiteden gerçekten son derece yüksek verim elde etmek mümkün olur. Yeniden soralım: Sağlık Bakanlığnıın hedefi, amacı var mı, varsa nedir? *** Gelecek cuma yeniden buluşmak dileğiyle... Bayramınız kutlu olsun...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle