20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A İLKEL SÜRÜNGENLERİN ŞAŞIRTICI İŞİTME YETİSİ Rusya'da Bashkyroleter türüne ait 260 milyon yıllık fosil kalıntılarında bugüne kadar bilinen en eski sürüngen kulağı bulundu. İlkel sürüngen kulağı sürpriz bir şekilde modern işitme organının tüm özelliklerine sahip. Bu nedenle de kara omurgalıların evrimsel geçmişindeki kökeni sanılandan daha eskiye uzanmakta (PloS One dergisi). Permiyen devrine ait bulgu o döneme ait hayatta kalma stratejisiyle ilgili ilk kanıtları da beraberinde getirdi: Gece etkin olma hali! Memelilerin, sürüngenlerin ve kuşların karaya uyum sağlayan ilk ataları neredeyse tamamen sağırdı ve çevrelerini daha çok gözleriyle takip ediyorlardı. Günümüz kara omurgalıları ise ses dalgalarını kulak zarında toplayarak kemiksi bağlantılar üzerin H A B E R L E R keleleri de çok iyi bir işitme yetisine sahip. Ayrıca fosillerde gelişkin bir işitme organı dışında büyük göz boşlukları da dikkat çekiyor ki bu özellik de gece etkin olma haline işaret etmekte. Sonuçta soğukkanlı olan sürüngenler, beden sıcaklıklarını sağlıklı bir seviyede tutabilmek için güneş ışığına gerek duyar. Bu nedenle de gece yaşamanın atılan ilk adım çok zor olmuş olmalı. Permiyen devrine ait omurgalı hayvanlardaki gelişkin işitme organı, bugüne dek çok daha ilkel olduğu sanılan ilk karasal ekosistemlerin evrimine yeni bir bakış açısı sunmakta. Anlaşıldığı üzere ekolojik rekabet az çok günümüzdekine benziyordu ve evrimsel yenilikler hayatta kalmak için gerekliydi. Ve bunlar günümüzdeki çevreye uyum sağlamayı kolaylaştıran yeniliklerdi. programlarının aksine yeni yazılım programı için incelenen kişilerin kökeni hakkında daha fazla bilgiye gerek duyulmuyor. Program, yüz katılımcının atalarını %99'luk bir doğruluk payıyla açıklamış. Bilim adamları şimdi binlerce insanın yüz binlerce SNP'sini karşılaştırmak istiyorlar. ‘HOBBİTLER’ HASTALIKLI DEĞİLMİŞ Endonezya'nın Flores adasında bulunan küçük hominidlerin, hastalık nedeniyle küçük beyinlere sahip olan insanlar olmadığı anlaşıldı. Washington'daki Smithsonian Enstitüsü'nde Matthew Trocheri ile çalışan araştırmacılar, en iyi korunagelen “Homo floresiensis” kalıntılarının el bilek eklem kemiklerini incelemişler. Avustralyalı bilim insanları dört yıl önce, Flores adasındaki Liang Bua mağarasında buldukları iskelet kalıntılarını yeni bir tür (Homo floresiensis) olarak sınıflandırmışlardı. Bir metreden biraz büyük olan Flores insanının beyni şempanzeninki kadardı. “Hobbitler” tahminlere göre, yaklaşık olarak 800.000 yıl önce Flores'e yerleşmiş ve basit taş aletler üreterek yaşamlarını sürdürmüşlerdi. Flores insanının bedeni bu küçük adada di GENETİK KÖKENİ AÇIKLAYAN YAZILIM PROGRAMI Yeni bir bilgisayar programı, insanın genetik kökenini sadece birkaç dakika içinde açıklayabiliyor. Biyolog, matematikçi ve bilişimcilerden oluşan uluslararası bir araştırma ekibi tarafından geliştirilen yazılım programıyla, insanın soy geçmişini öğrenmek için tükürük örneği yeterli. Rensselaer Politeknik Enstitüsü'nden Petros Drineas yönetiminde çalışan araştırmacıların amacı, çeşitli halk gruplarının kökenini daha iyi öğrenebilmek. Tıp uzmanları bu sayede, farklı genetik kökenlere sahip halk ğer tüm memeli hayvanlar gibi küçülmüştü. Flores insanına ait en yeni kemikler 12.000 yıllık. Diğer bir araştırma ekibi fosillerin bulunmasından kısa bir süre sonra, Flores insanı ve akrabalarının yeni bir tür olmadığını, mikrosefaliye bağlı olarak beyinleri küçülen modern insan olduğunu ileri sürdü. Bu tartışma özellikle de Flores insanının kafatası biçimine odaklanmıştı. Trocheri ve arkadaşları şimdi ilk olarak el bilek eklemlerini ayrıntılı bir şekilde inceleyerek, Homo floresiensis'teki bilek eklemlerinin erken bir gelişim evresine işaret ettiğini gördüler. “Cüce” insanların el bilek eklemleri, gorillerin, şempanzelerin ve orangutanların el bilek eklemlerine Uzay araştırmaları CBT1073/4 12 Ekim 2007 den sinyal işlemi için beyne ileten bir işitme organına sahiptir. İşitme, günümüzde avcılık ve iletişim için son derece önemli olmasına karşın, bugüne dek bu yetinin dinozorların gelişmesinden kısa bir süre önce yani 200 milyon yıl kadar önce geliştiği sanılıyordu. Fakat son olarak Rusya'da bulunan fosiller, gelişkin işitme yetisinin çok daha önceleri gelişmiş olması gerektiğini gösteriyor. İncelenen fosillerin tümünde şakakların geniş bir zarla kaplı olduğu ve insanın içkulak kemiklerine benzer bir kemik yapısıyla içkulak ve beyinle bağlantılı olduğu görülmekte. Berlin Humboldt Üniversitesi Doğa Bilimleri Müzesi'nden Johannes Müller ve Linda Tsuji, fosil yapılardaki işitme yetisini modern omurgalılarınkiyle karşılaştırınca, Rusya'daki fosil sürüngenlerin en az günümüzdeki kertenkeleler kadar iyi duydukları sonucuna varmışlar. Araştırmacılar gelişkin işitme yetisinin hayvanların gece etkin olmalarıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Günümüzde de mesela gece etkin olan kediler, baykuşlar veya Gekko kerten KARADELİKLER İLK PATLAMAYLA OLUŞMUŞ Karadeliklerin, yaklaşık olarak 13 milyar yıl önce ilk patlamayla birlikte oluşmuş olabileceği açıklandı. Anlaşıldığı üzere karadelikler, galaksilerin ve ilk yıldızların gelişmesinde önemli bir rol oynamışlar. Varlıkları hâlâ bir spekülasyondan ibaret olan ilk (primordiyal) karadeliklerin oluşumunu neyin/ nelerin tetiklediği gelecekteki teleskoplarla öğrenilebilecek. Maryland Üniversitesi'nden Massimo Ricotti, ilk karadeliklerin sadece kütle çekim kuvvetiyle saptanabilen karanlık maddenin bir parçası da olabileceğini düşünüyor. Araştırmacılar karadeliklerin ilk patlamadan sonra ne kadar kütleye sahip olduklarını hesaplamışlar. Karadelikler ne kadar ağırsa ömürleri de o denli uzun oluyor. Güneşten 100.000 misli kütleye sahip olanlar yüz binlerce yıl hayatta kalabilirken daha küçükleri çabucak sönmüş. Uzun süre yaşayanlar, kozmik arka plan ışınlarını da etkilemiş olabilirler. Bu ışın, bugün bile uydular tarafından mikrodalga ışını olarak algılanan ilk patlamanın yankısıdır. Astronomlar kozmik arka plan ışınlarından, ilk patlamadan sonraki madde dağılımını ve galaksilerin ilk oluşum evresini okuyabiliyorlar. Araştırmacılar yeni nesil uydularla, ilk kara delikleri araştırmak istiyorlar. Avrupa uzay ajansı ESA'nın Planck uydusu 2008 yılının ortalarında devreye girerek, kozmik arka plan ışınlarını daha kesin bir şekilde ölçecek. Hubble teleskopunun geliştirilmişi olan JamesWebb teleskopuyla araştırmacılar yıldız ve galaksi oluşumunu daha ayrıntılı bir şekilde inceleyebiliyorlar; bu gözlemler sırasında karadeliğin bir parmak izine rastlayacak olurlarsa, bu, karadeliklerin varlığı için dolaylı bir kanıt olacak. Yazılım programı insan kalıtımındaki küçük farklılıkları karşılaştırırak, benzerlikleri (yeşil ve kırmızı) ve farklılıkları (siyah) buluyor. gruplarına özel terapi yöntemleri geliştirebilecekler. Program, akrabalık ilişkilerini SNPs (single nucleotide polymorphisms/tek nükleotit polimorfizmleri) ile hesaplıyor. Bu çeşitliliklerle farklı bireylerin yapıtaşlarındaki (nükleotit) farklılıklar belirlenmekte. Bunlar bir halk grubunun en az %1'inde görülen farklılıklardır. Örneklerdeki SNPs'ler akrabalık ilişkilerini açıklayan veri bankalarıyla karşılaştırılmakta. Diğer bilgisayar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle