Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Makyaj malzemelerindeki nano parçacıklar dokulara sızıyor mu? olmasını sağlıyor. Bu tür ürünler şirkete en fazla kârı sağlıyor. Ancak L’Oreal ve diğer kozmetik üreticileri cildin canlılığını koruyan kozmetik ürünlerin yanı sıra diğer ürünlerinde de nanoteknolojilerden yararlanıyor. Bu ürünlere örnek, gökkuşağı benzeri yanardöner renkleri olan göz farlarıdır. Dünyada 200 milyar dolar tutarında bir pazara sahip olan kozmetik sanayi, nanoteknolojiden en fazla yararlanan üretim dallarının başında geliyor. İngiltere, Lancester Üniversitesi Çevre Değişiklikleri Çalışmaları Merkezi’ne göre nano parçacıklarla ilgili en fazla patent alan sanayi kozmetik. Nanoteknolojiden yararlanılarak üretilen kozmetik ürünleri diş macunu, güneş kremleri, ruj, göz farı, tıraş losyonu, nemlendirici, deodorant gibi çeşitli ürünleri içeriyor. Kozmetik sanayinin nanoteknolojiye ilgisinin en büyük nedenlerinden biri, yaşlanmayı yavaşlattığı ileri sürülen ürünlerin çok geniş bir pazara sahip olması. 2004 yılında cildi gençleştirdiği iddiasıyla piyasaya sürülen kremlerin toplam pazar hacmi dünyada 9.9 milyar doları buldu. Nanoteknolojideki gelişmelerin bu rakamı iyice yukarılara çekmesi bekleniyor. Örneğin ABD’de nanoteknoloji patent başvurusunda 6. sırada olan L’Oreal, bugüne dek 200 nanoteknoloji patentine sahip. L’Oreal’in geliştirdiği polimetrik nano kapsül, etken malzemeleri derinin alt tabakalarına erişimini kolaylaştırıyor. Böylece malzemenin daha etkili man, parçacıklar vücuda girebiliyor. RİSK HARİTASI Bu arada başta EPA (Environment Protection AgencyÇevre Koruma Örgütü) olmak üzere ABD’de çok sayıda laboratuvar bu ürünlerin risk haritasını ortaya çıkartmaya çabalıyor. Bugüne dek araştırmalardan elde edilen sonuçlar kesin değil ve ileri çalışmaların yapılması gerekli görülüyor. Bu ilk sonuçlar karşısında kaygıya kapılan bilim adamları, güvenlik açısından acilen önlem alınmasını ve tüketicilerin ürünlerin içine nano parçacık bulunduğuna ilişkin uyarılmaları gerektiğini düşünüyor. Bütün bu güvenlik endişeleri sürerken, nanoteknoloji ile üretilmiş çok sayıda kozmetik ürünü piyasalarda boy gösteriyor. Son yapılan bir çalışmaya göre şu anda dünyada 15 ülkede nano parçacık içeren 270 kozmetik ürün pazarlanıyor. Kozmetik sanayi resmi kurumlar tarafından ciddi bir düzenlemeye tabi tutulmadığı için pek çok insan farkında olmadan nano parçacıklara maruz kalıyor. Bu boşluktan yararlanan pek çok şirket, ürünlerinin içinde nano parçacık bulunduğuna ilişkin tüketiciyi bilgilendirmeyi ihmal ediyor. ABD’de Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) şu anda kozmetikte nano parçacık kullanımını düzenleyen bir lisans sistemini devreye sokmayı planlıyor. BÜYÜK KÂRLAR Kozmetik sanayi nano parçacık içeren makyaj ürünlerinden çok büyük kârlar elde ettiler. Bu, en basit ekonomi kuralına uygun bir gelişmeydi; insanlar bu ürünleri talep ediyordu ve şirketler de bu talebe cevap veriyorlardı. Ancak nanoteknoloji yardımı ile üretilen kozmetik ürünleri kullananlar şu anda çok temel bir sorun ile karşı karşıya, çünkü güzellik ürünlerindeki nano parçacıkların güvenilir olup olmadığını kimse bilmiyor. Nano parçacıklar, muadilleri olan normal boyuttaki parçacıklara göre kimyasal, fiziksel ve biyolojik açıdan farklı özelliklere sahip. Bunun yanı sıra, nano parçacıkların kozmetikler aracılığı ile deri veya solunum yoluyla vücuda girmesi tehlikesi de söz konusu. Bugüne dek bu konuda yapılmış birkaç öncü çalışma, deriden kan dolaşımına sızan nano parçacıkların organ ve dokularda birikim yapabileceğini gösteriyor. Aslında sağlıklı bir deri, parçacık emilimini önler, ancak hasar gördüğü zaman, hatta yalnızca esnediği za Dişleri onaran diş macunu Öyle bir diş macunu düşünün ki, yalnızca dişleri temizlemekle kalmasın, diş minelerindeki hasarları da onarsın. Dişçiden korkanlar böyle bir ürünün ancak insanların hayallerinde var olabileceğini düşünse de, Japonlar için bu bir gerçek. Japonya’nın Sangi şirketi, nano parçacıkları kullanarak ürettiği diş macunlarından şimdiye dek 50 milyon tüp sattı ve şu anda içinde nano parçacık olan diğer sağlık ürünleri üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Bilim adamları, diş minesinin temel bileşimlerinden biri olan hidroksiapatit’i nano boyuttaki kristaller halinde yapay olarak üretmeyi başardı. Nanohidroksiapatit diş macununa ilave edildiği zaman, diş minesinin üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturuyor, hatta hasarlı bölgelerdeki yüzeysel bozuklukları onarıyor. Diş çürüklerini onaracak benzer ürünlerin de yakında piyasaya çıkması bekleniyor. dan birden fazla kereler kullanılsa bile, yeni gibi kokmasını sağlıyor. Noble gümüşkaplı tekstil ürünleri üreten az sayıdaki şirketlerden biri. Gümüş, koku üreten bakterileri öldürüyor. Ayrıca vücut ısısının yeniden dağılımını sağlayarak, kullanıcının soğuk havalarda ısınmasını sağlarken, sıcak havalarda terlemesini engelliyor. Noble’nin ürettiği XStatic adı verilen gümüşkaplı fiberden dokunmuş kumaşlar, özellikle spor giysilerin üretiminde kullanılıyor. ABD’li askerlerin iç çamaşırlarının ve çoraplarının şu anda XStatic’ten üretilmiş olması aynı zamanda kokukamuflajı da sağlıyor. Asker giysilerinde nano gümüşün kullanılmasının bir diğer yararı da şarapnel yaralanmalarında gümüşün ilk müdahale yerine geçmesi, çünkü yaraya gömülen gümüş fiberler yarayı hemen onarmaya başlıyor. faf, ağız kısmı fermuarlı ve yıkandıktan sonra yeniden kullanılabiliyor. Torbaların üzerindeki etiketlere içindeki malzeme ve tarih yazılabiliyor.. 10 adet 2 litre, 10 adet 4 litre, 5 adet 4.5 litrelik 25 torbalık paketlerde satılan ürün, derin dondurucu ve mikro dalga fırınında kullanılabiliyor. Bilgi için: http://www.sharperimage.com/us/en/catalog/productdetails/skuZN027 Isıyı hisseden termal radyasyon STM’ler Fransa’da bilim insanları kızılötesi gece görüşü kameraların nanoskopik versiyonunu yarattılar. Bu termal radyasyon taramalı tünelleme mikroskobu (TRSTM), yüzeylerden yansıyan yakın alan termal radyasyonu tespit ediyor. Ecole Superieure de Physique et de Chimie Industrielles de la Ville Paris’ten Yannick De Wilde ve meslektaşları kızılötesi yakınalan taramalı optik mikroskoptan yararlanarak altın ile şekillendirilmiş silikon karbid örneklerini görüntüledi. Mikroskop, Atomik Kuvvet Mikroskobu (AFM), CBT 1036/ 10 26 Ocak 2007 Her zaman temiz kokan spor giysileri ABD, Scranton’da bulunan Noble Biomaterials isimli tekstil şirketi, ABD’li askerler, atletler ve spor yapan insanlar için ürettikleri giysilerinin içine gümüş nano parçacıklar katarak, giysilerin, yıkanma Mikrop üretmeyen saklama torbaları Sharper Image tarafından üretilen Fresher Longer isimli saklama torbaları, içindeki nano gümüş parçacıkları sayesinde bakteri, mantar ve küf oluşumuna izin vermiyor. Sebze, meyve ve etlerin saklanması için kullanılan torbalar, şef bir kızılötesi optik mikroskop ve cıvakadmiyumtellurid kızılötesi dedektörden oluşuyor. Sonuçta bir optik taramalı tünelleme mikroskobu olarak çalışan mikroskop takımı, bilim ekibi tarafından termal radyasyon taramalı tünelleme mikroskobu adı verildi. Ekibe göre bu yeni mikroskop, yeni bir fiziksel olguyu incelemesinin yanı sıra, mikro veya nano elektronik cihazların çalışmasını da inceleyecek. Böylece cihazların ısı transferi mekanizmaları daha iyi anlaşılacak. De Wilde bu konuda şöyle konuşuyor: "Nanooptik alanında, nano antenler gibi nano yapıların çevresindeki elektromanyetik fiziksel olguyu incelemek, bu yeni optik parçaların optimizasyonu sürecinde çok büyük yararlar sağlar. Bu parçalar, elektromanyetik alanlara müdahalede veya birkaç nanometre ölçeğindeki dipollerin radiyatif emisyonlarının kontrolünde önemli işlevler üstlenir." Şu anda bilim adamları cihazın optik saptama özelliğini geliştirmeye çabalıyor. Böylece TRSTM’nin ucu tarafından dağıtılan fotonların enerji spektrumunu inceleyebilecekler. Bu şekilde ucun altına yerleştirilmiş malzemeyle ilgili fiziksel özellikler daha iyi anlaşılabilecek. Bilim adamları bu çalışmalarını Nature dergisinde yayımladılar. Hazırlayan: Reyhan Oksay